|
Neşe YaşınYeni Düzen |
Küçük bir dokunuş yeter bazen, bazense her şeyi değiştirebilir o küçük dokunuş. Bazı kemikleşmiş yapılar, yaratıcılıktan yoksun...
İyilerin kazandığı güzel günleri görecek miyiz? Öylesine derin kederler yaşadık ki son sıralar. İçimiz isyanla doldu, adaletsizlikler...
Bu hafta da kırık kol ve bacağından, ağrılarından söz edecek diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Onlar her geçen gün azalmakla...
Hayatının hikayesine kaç puan verirsin diye sorsalar her şeye rağmen geçer bir puan verirdim herhalde. Verimlilik, mutluluk, hayalleri...
Bir yerimizde bir ağrı varsa istemsizce ona odaklanıyoruz. Bize kendini hatırlatıyor bu ağrı, gündemimize giren diğer şeylerin önüne...
Dün gittiğim fizyoterapist:” Her şeyin bir nedeni vardır” dedi. Başıma gelenin bir biçimde hayatıma yeni bir yön oluşturacağını kast...
İki hafta aranın ardından yeniden yazabiliyorum. Tek elle yazdığım bir yazı bu. Haberi olmayan vardır belki başıma gelenlerden. Bir trafik...
Her memnuniyetsizlikte, her öfkede gemileri yakmaya hazır insanlar vardır. Bir duruma kızıp “bir daha onunla konuşmam, bir daha oraya adım...
Bir varoluş sızısı ile pencereden hayata baktım bu sabah. Nedense iyi uyuyamadığım bir gecenin sabahı. Öğleden sonraki büyük kahve...
Kırılan, bozulan, kaybolan, reddedilen, beğenilmeyen, hor görülen, terk edilen, azımsanan, anlaşılmayan, değeri görülmeyen, kınanan, yok...
Bir yıl daha geçti. Uğurlamak ve yeniden başlamak duygusu iyi geliyor insana. Sanal bir durum bu elbette ama dünya güneşin etrafında bir kez...
Geçmişte yaşanılan mahalle ve onun gündemleri hayatın merkezindeydi. Komşular en önemli sosyal çevreydi. Akrabalarla bağlar en güçlü...
Ölümün hiç bu kadar kanıksandığı, gidenlerin ardından tutulan yasın böylesine kısaldığı bir dönem hatırlamıyorum. Yanılıyor...
Hayat hikayelerimiz çok daha farklı olabilirdi. Sayısız olasılık arasından birini yaşıyoruz yalnızca. Geriye kalan hayatımız için de...
Her şey öylesine büyük bir hızla eskiyor ve değersizleşiyor ki nereye tutunacağını, nerede derin bir anlam bulacağını bilemiyor insan....
Politik tartışmaların ruhu tırmalayan bir yanı var. Gerçeğin sahibi benim yaklaşımı değil sadece rahatsız eden. Ne kadar yapıcı ya da ne...
Geçicilik insan olmanın trajik yanı olarak görülmüş hep. Bir yanda faniler bir yanda da onların fantezisinin yarattığı mitolojik Tanrılar....
Bir sesin kalpten gelip gelmediğini anlamak zor değil. Sıklıkla rastladığım yapay bir ses tonu var. İçerdeki gerçek sesi bastırma...
Bir anı, bir durumu, bir ilişkiyi güzelleştirmek öylesine kolaydır ki. Güzel bir söz, tatlı bir jest, neşe katacak bir espri, birinin...
Bir yakınım, gencecik bir kız ağlayarak gelmişti eve. Bir belge almak için uğradığı devlet dairesinde maruz kaldığı muameleye...
Yanı başımızda yaşanan vahşet dilimi bağlıyor. Söyleyecek bir sözüm yazacak bir dizem yok. Böylesi durumlarda donuklaşıyorum. Kurduğum...
BALKON Bunun gibi bir geceydi, yaz sonu Bir oda kiralamıştık, hatırlıyorum, balkonu vardı Kaç gün, kaç gece? Beş belki-daha fazla değil ...
Bir kez miden bulandığında kusmadıkça rahatlayamıyorsun ya, stres ve üzüntü de öyle. Vücudunda oluşan toksini atmak için ağlaman gerek...
Teknolojik ilerlemenin baş döndürücü hızı karşısında sersemlemiş kuşaklar eski ezberlerinin çöp olduğunu gözlemliyorlar. Belki de dil...
Kimi insanların elinde devasa bir silgi var ya da basılmaya hazır bir “delete” tuşu. Birisi hakkında bir şey duyuyorlar örneğin;...
Bazı insanlar neden münzevi olmayı seçer, kendilerini eve kapatırlar ve sosyal alandan bir biçimde çekilirler? Özellikle belli bir yaştan...
Bir elmayı ısırır gibi seni ısırmadıkça içini kemiren kurdu göremiyor kimse. O kurtçuk işini yapmaya devam ediyor bu arada. Bazı...