Enflasyonda yükselişin hızlandığı 2021 yılından bu yana kredi kartı kullanımı 8 kattan fazla arttı. Bireysel ve kurumsal kredi kartlarında hacim 1.8 trilyon TL’yi aştı. Ancak bu süreçte tasfiye olunacak kredi kartlarının oranı yüzde 3.19’dan yüzde 1.57’ye geriledi

Türkiye’de enflasyon 2021 yılından itibaren hayatı zorlaştırmaya başladı. 2020 yılında yüzde 14.60 olan yıllık Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE), 2023 yılında yüzde 64.77’ye ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu’nın (TÜİK) son açıkladığı nisan ayı enflasyonun bu rakam yıllık yüzde 69.8 oldu. Enflasyon ne zaman ortalamaların çok üzerine çıkmasıyla enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı tartışmaları başladı. Bu tartışma sadece Türkiye’ye özgü değil. Dünyanın birçok ülkesinde açıklanan resmi enflasyon ile hissedilen enflasyon arasında fark ekonomik birimler tarafından gündeme getiriliyor. Resmi enflasyon rakamlarının tüm ülke genelini ve çok sayıda ürün fiyatını kapsaması ancak her bir vatandaşın aylık tükettiği ürünlerin sayısının az olması ve bu ürün fiyatlarının ortalamaların üzerinde gerçekleşme tartışmaların çıkış noktası.

Hane halkının gelirinin tükettikleri ürün fiyatları oranında artmaması enflasyonun daha güçlü hissettiriyor. Böyle bir durumda da ihtiyaçların karşılanması için kredi kartı kullanımı artıyor. Merkez Bankası verilerine göre, 2021 Haziran’ından 2024 Mayıs ayına kadar olan sürede kredi kartı kullanımı 8 kattan fazla arttı. 2021 yılında kurumsal ve bireysel kredi kartı ile toplam 227.1 milyar TL’lik alışveriş yapılırken söz konusu tutar 3 Mayıs 2024 itibarıyla 1 trilyon 857 milyar TL’ye ulaştı. Toplam kredi kartı hacminin içinde bireysel kredi kartlarının oranı yüzde 75.23 seviyesinde. Enflasyonla mücadele kapsamında atılan sıkılaştırma adımlarından kredi kartları da nasibini aldı ve taksit sayısı ile nakit avans oranlarında sınırlamaya gidildi.

Peki kredi kartı kullanımında son yıllarda tam anlamıyla ‘patlama’ yaşanması ödemelerde bir soruna neden oldu mu? Tasfiye olunacak kredi kartı tutarı 29.2 milyar TL’ye tırmansa da rakamlar kart kullanımının arttığı son yıllarda tasfiye olunacak oranın azaldığını gösteriyor. 2021 yılında bireysel ve kurumsal kredi kartlarında tasfiye olunacak kartların oranı yüzde 3.19 seviyesindeyken 3 Mayıs itibarıyla bu oran yüzde 1.57 olarak hesaplandı. Bireysel kredi kartlarında 2021’de yüzde 3.41 olan tasfiye olunacak kart oranı yüzde 1.78’e, kurumsal kartlarda yüzde 2.69’tan yüzde 0.93’e geriledi. Yani vatandaşlar kart harcamalarını artırmasına rağmen ödemelerini zamanında yapıyor. Tabi bu oranlarda geçmiş ile günümüzde yapılan kart ödemelerinin asgari ya da borcun tamamı şeklinde yapılıp yapılmadığının ayrıntısı yok.

Türkiye’de artan borçluluk oranı dönem dönem kamuoyunda tartışma konusu oluyor. Hane halkının borçluluk oranı dünya ile karşılaştırıldığında oldukça düşük seviyelerde. Türkiye’de hane halkının toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 12 düzeyinde. Bu oran Kanada’da yüzde 102, İngiltere’de yüzde 79, ABD’de yüzde 73, Japonya’da yüzde 62. Hane halkı borçlarının milli gelire oranı dünyada ortalama yüzde 61, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 47, Euro Bölgesi’nde ise yüzde 54.

QOSHE - Hayat şartları zorlaşsa da vatandaş borcuna sadık! - Ufuk Korcan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hayat şartları zorlaşsa da vatandaş borcuna sadık!

23 0
13.05.2024

Enflasyonda yükselişin hızlandığı 2021 yılından bu yana kredi kartı kullanımı 8 kattan fazla arttı. Bireysel ve kurumsal kredi kartlarında hacim 1.8 trilyon TL’yi aştı. Ancak bu süreçte tasfiye olunacak kredi kartlarının oranı yüzde 3.19’dan yüzde 1.57’ye geriledi

Türkiye’de enflasyon 2021 yılından itibaren hayatı zorlaştırmaya başladı. 2020 yılında yüzde 14.60 olan yıllık Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE), 2023 yılında yüzde 64.77’ye ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu’nın (TÜİK) son açıkladığı nisan ayı enflasyonun bu rakam yıllık yüzde 69.8 oldu. Enflasyon ne zaman ortalamaların çok üzerine çıkmasıyla enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı tartışmaları başladı. Bu tartışma sadece Türkiye’ye özgü değil. Dünyanın birçok ülkesinde açıklanan resmi enflasyon ile hissedilen enflasyon arasında fark ekonomik birimler tarafından gündeme getiriliyor. Resmi enflasyon rakamlarının tüm ülke genelini ve çok sayıda ürün fiyatını kapsaması ancak her bir vatandaşın aylık tükettiği ürünlerin sayısının az olması ve bu ürün........

© Dünya


Get it on Google Play