Bu uyarıyı çok sık yapıyorum ama, birileri duyarlılığını kaybetmiş sanki. Gözleri, var duymuyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar. Z kuşağı dediklerine birileri “Siz biyolojik insanın sonusunuz” dediklerini bile anlamadılar. Oysa Fukayama “Tarihin sonu / Son insan” kitabını yazdığında buna işaret etmişti. Şimdi sıkı durun, sürüleşen kalabalıklara gönderme yapılan “Zombi kuşağı” geliyor. Bu hastalığın çıkış yeri ABD, Wisconsın. Bu eyalette geçen sene LGBT’liler hükümet binasına Pedefoli bayrağı asmışlardı. Kanada sınırında küçük bir eyalet. Pedofililerin de onur günü var artık. 24 Nisan adı “Alice Day” “Harikalar diyarı”na hoş geldiniz!?

Bu kez hastalığın kaynağı yarasa değil Geyik. Müjdeyi (!?) Obama verdi, hani şu danışmanı olduğu “Dünyayı arkanda bırak” filmiyle. “Zombi Geyik” mikrobuna hazır olun! ”Gideceği limanı bilmeyen kaptana hiçbir rüzgar fayda sağlamaz” ve tabi aynı zamanda “Oltayı yutan balık yem istemez” 3 çeyrek asırdır, AB kapısında, domuz ağılında yavrularını emziren anaç domuzu emmek için bekleyen koyun misali beklediğimiz kapının önünde beklediğimiz sürece, önümüze konulacak hiçbir teklife HAYIR deme gücü bulamayacağız. “Hayır diyebilen bir Türkiye” olmayacak bu teslimiyet büyüsünden kurtulmadıkça

Evet, bu akılla İsraile HAYIR diyemeyeceğimiz için ticaretimizi de kesemeyeceğiz.

Size “İsraille ticaretimiz durduruldu” diyecekler, ama başka limanlar, başka aracı kurumlar üzerinden ticaretimiz artarak devam edecek. Gerçek bir ambargo, boykot, o anlamda özel bir komitenin görevlendirilmesi, ihbarların değerlendirilmesi, doğrudan ya da dolaylı olarak da olsa, bir girişimde bulunanların tesbiti ve gereğinde cezalandırılması, zorunlu hallerin incelenip, hükme bağlanması gerekir. Hatırlayın, ABD İrana ambargo uyguluyor, bir ABD eyalketi değiliz ama, bi ambargoyu deldiğimiz iddiası ile yaptırıma muhatap oluyoruz.

Size İsraile değil, “Filistin’e gönderirken İsrail limanlarından giriş yapmak zorundayız” dediler. Filistin dedikleri yapı içinde Ateisti de var, LGBTlisi de, Arap Yahudisi, Hristiyanı, Sosyalist herkes var. Müslümanı da tabi. Bunların bir kısmı Yahudilerle ortak, her iki taraf birbirini kullanıyor. Orada Müslüman unsurlar HAMAS ve GAZZE ile ilişkili. Kurulacak Filistin devletinin dikensiz gül bahçesi olması için Müslüman unsurları Tehciri ön görülüyor. Bunlardan Kassam’la ilişkililer Terörist ilan edilecek, HAMAS Teröre yardım ve yataklık ettiği için tutuklanacak, geri kalanların önemli bir kısmının Türkiye’ye tehcir edilmesi sözkonusu idi. Onlar buradaki üretim çifliklerinde, fabrikalarda İsrail şirketlerinin ortak olduğu tesislerde İsrail için üretim yapacaklardı.

Türkiye bölgenin İsrail’le ticarette aktarma istasyonu. İsrail de Türkiyenin ABD’ye ihracatında aktarma istasyonu. Yani “bitti” deyince bitmiyor! Ukrayna’dan, Rusya’dan, Gürcistan’dan, Ermenistan’dan gelen mallar bir şekilde bizim üzerimizden İsrail’e ulaştırılıyor.

Bu arada bizim ABD’ye ihracatımız da büyük ölçüde İsrail üzerinden yapılıyor. Yerli ve milli markalarımızdan ABD’ye ihracat yapanların bir çoğu İsrail limanlarını aktarma istasyonu olarak kullanıyor, gümrük vergisi, kota ve navlun maliyetlerini düşürmek için İsrail’de kurdukları şirketlerdeki İsrailli ortakları üzerinden bu ihracatları gerçekleştiriyorlar.

KKCT yeni sıçrama tahtası Siyonistlerin. Orada HABAT var.

Petrol konusunda, Bakü petrolleri Türkiye üzerinden Ceyhan’dan İsrail’e gidiyor da, o işten biz sadece ülkemizden geçen boru hattının kirası kadar söz sahibiyiz. Azerbaycan bile küçük ortak o işte. Adamlar kendi petrollerini kendi ülkelerine taşıyorlar. Hatta para da almazlar. Başka ülkelere yapılan satışın karı da zaten onlara gitmiyor mu?

Ya hu adam binlerce dönüm arazi kiralamış, bir sürü fabrika satın almış ya da ortak olmuş. Bunları alıp kendi malını kendi ülkesine götürüyor. Adamlar artık İsrail’den bize tohum getirmiyor, Hibrit tohumlarını burada yetiştiriyor, hem bize satıyor, hem de Türkiye’ye. Bizim topraklarımızı kendi toprağı gibi kullanıyor. Bu rakamlar bizim ihracat rakamlarımızı şişiriyor. Net karlar İsrail’e gidiyor.

Siz Fransa’ya, İsviçre’ye, Almanya’ya vd. yaptığımız ihracatın bu ülkelere yapıldığını mı sanıyorsunuz. Altın ve elmastan, değerli taşlardan söz ediyorum. Biz çok büyük altın ve elmasın hem ithalatçısıyız, hem ihracatçısı.. İsrailliler’den alıyoruz ve onların gösterdikleri adreste onlara teslim ediyoruz, onlar da oradan dünyaya satıyorlar. Mal ne İsrail’den geliyor, ne İsrail’e gidiyor, ama iş %100 “Made in İsrail”. Elmas-Altın Afrika’dan, muhtemelen bir Müslüman ülkeden geliyor, yukarıda saydığım ülkelere, Londra’ya, Newyork’a gidiyor. Bizim Kuyumcu’lar büyük ölçüde İsrail’e çalışıyor. Biz ucuz işçileriyiz İsrailliler’in.

Borsa’daki işlemler ya da bankacılık sistemi, hangisi yerli ve milli ki!

Bakın işler iyiye gitmiyor. Eski bir Milletvekili arkadaşıma bir mail gelmiş o da onu bana göndermiş. O kişi diyor ki; “Sayın vekilim hala üniversitede derslere katılıyorum, ben 2018 de mezun olmuştum o dönemle kıyasladığım da ahlaki ve psikolojik olarak gençlerin durumu çok vahim, hiç biri çalışarak bu ülkede bir gelecek kuracaklarına inanmıyorlar, bir çoğu hızlı bir şekilde para kazanmak için gayrimeşru yollara sempati duyuyor, uyuşturucu ve fuhuş artık normalleşti, ekonomik olarak şartlar o kadar ağır durumda simit çay almak bile lüks maliyetleri karşılamak çok zor, bundan dolayı birçoğu kötü yollara ve ahlaki olmayan ilişkilere giriyor, durum o kadar vahim ki gece vakti yurtlara ve öğrenci evlerinin olduğu bölgelerde lüks araçlardan trafik oluşmakta gençlerimiz çok aşırı bir ahlaki çöküntüye maruz kaldı, Karabük sadece medyaya yansıyan bir yüzü, daha karanlık olan yanları tüm bölgelerde yaşanmakta, enflasyonun artması ve alım gücünün çok düşmesi nedeniyle gençlerimiz bunalımın eşiğindeler bir tarafta kriminal suç örgütlerinin yaşadığı şatafatlı hayatlar bir tarafta bir ömür boyu araba alacak bir hayali bile olmayan gençler bu buhran içinde her türlü tehlike ve kötü yola savrulup gidiyorlar. Saygılarımla. Ve Faik Tünay eklemiş: Muhafazakar iktidar zamanında oluyor bütün bunlar. Mesele yol, köprü, hastane yapmak değilmiş. Elbette bunlar da gerekli, ama önce ahlak ve maneviyat bunlar olmadıktan sonra yol köprü hastane neye yarar ki!

Bir başkası yazmış “Aşırı solcu komünist bir iktidar aile hayatına böyle zarar veremezdi aynı bir takım şehirlerde de olduğu gibi benim memleketimde de okuyan kızların çoğu işadamları ile beraber aylık bir paraya bağlanmışlar işi. Çok acı!

Bu haber BBC’den: “İngiltere'nin en büyük öğrenci örgütlenmesi, üniversite ve lise son sınıf çağındaki öğrenciler arasında eğitim masraflarını karşılayabilmek için para karşılığı fuhuş vakalarının yaygınlaştığını bildirdi.” Kaynak: https://www.bbc.com/turkce/haberler/2011/12/111215_uk_prostitution Bu eski haber. Bundan 1 yıl sonra şu haber çıktı: İngiltere'deki bazı kadın üniversite öğrencilerinin eğitim harcamalarını karşılamak için bir internet sitesi üzerinden zengin iş adamlarıyla birlikte olduğu ortaya çıktı.” Independent gazetesinde yayınlanan habere göre bu internet sitesinde yaşları 17 ila 24 arasında değişen 1400 öğrencinin kaydı bulunuyor.

Türkiye’de öğrenciler arasında, ilişki olmadan cinsel istekle yakınlaşma oranı %51.

Bu haber Sabahtan: “Student Sex Work isimli bir sivil girişimin verilerine göre erkek öğrenciler (yüzde 51), kadın öğrencilere göre daha fazla seks işi yapıyor.” Tarih 1 Ekim 2022.

Haber 2017’ye ait “İsveç'in kuzeyinde küçük bir kasaba olan Overtornea'da bir belediye meclis üyesi, "mesai saati içinde 1 saatlik seks molası" önerisi ile ülkede gündem oldu. Per-Erik Muskos isimli üye, konu ile ilgili, "Birbirimizle ilgilenmemiz gerekiyor. Eğer bu mola ilişkileri güçlendirecekse buna değer" açıklaması yaptı. Bugün İngiltere’de Üniversite giderlerini karşılayabilmeleri için , öğrencilere güvenli sex eğitimi programı başlattı.

Bizim yerli ve milli cemaat yapıları dağıtılırken, Agartha cemaatı yükseliyor ve Oktar örneğinde olduğu gibi dönüştürülenler de yok değil. Zaten NLP maskeli yaşam koçları da bu anlamda son derece aktif ülkemizde. Masaj salonları, Meditasyonlarla mutluluk arayanlar, Astral yolculuğa çıkanlar, Lucid Dream’larla rüya alemlerine dalanların zaten haddi hesabı yok. Tek sonun LGBT cemaatı değil anlayacağınız. Tek sorun Portakal çiçeği, altın koza, altın portakal, Nilüferler, Laleler, Papatyalar Erguvanlar da değil. Artık onlar her yerdeler. Onların şerrinden Allaha sığınırım.

Selam ve dua ile.

QOSHE - Oltayı yutan balık yem istemez - Abdurrahman Dilipak
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Oltayı yutan balık yem istemez

399 14
28.04.2024

Bu uyarıyı çok sık yapıyorum ama, birileri duyarlılığını kaybetmiş sanki. Gözleri, var duymuyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar. Z kuşağı dediklerine birileri “Siz biyolojik insanın sonusunuz” dediklerini bile anlamadılar. Oysa Fukayama “Tarihin sonu / Son insan” kitabını yazdığında buna işaret etmişti. Şimdi sıkı durun, sürüleşen kalabalıklara gönderme yapılan “Zombi kuşağı” geliyor. Bu hastalığın çıkış yeri ABD, Wisconsın. Bu eyalette geçen sene LGBT’liler hükümet binasına Pedefoli bayrağı asmışlardı. Kanada sınırında küçük bir eyalet. Pedofililerin de onur günü var artık. 24 Nisan adı “Alice Day” “Harikalar diyarı”na hoş geldiniz!?

Bu kez hastalığın kaynağı yarasa değil Geyik. Müjdeyi (!?) Obama verdi, hani şu danışmanı olduğu “Dünyayı arkanda bırak” filmiyle. “Zombi Geyik” mikrobuna hazır olun! ”Gideceği limanı bilmeyen kaptana hiçbir rüzgar fayda sağlamaz” ve tabi aynı zamanda “Oltayı yutan balık yem istemez” 3 çeyrek asırdır, AB kapısında, domuz ağılında yavrularını emziren anaç domuzu emmek için bekleyen koyun misali beklediğimiz kapının önünde beklediğimiz sürece, önümüze konulacak hiçbir teklife HAYIR deme gücü bulamayacağız. “Hayır diyebilen bir Türkiye” olmayacak bu teslimiyet büyüsünden kurtulmadıkça

Evet, bu akılla İsraile HAYIR diyemeyeceğimiz için ticaretimizi de kesemeyeceğiz.

Size “İsraille ticaretimiz durduruldu” diyecekler, ama başka limanlar, başka aracı kurumlar üzerinden ticaretimiz artarak devam edecek. Gerçek bir ambargo, boykot, o anlamda özel bir komitenin görevlendirilmesi, ihbarların değerlendirilmesi, doğrudan ya da dolaylı olarak da olsa, bir girişimde bulunanların tesbiti ve gereğinde cezalandırılması, zorunlu hallerin incelenip, hükme bağlanması gerekir. Hatırlayın, ABD İrana ambargo uyguluyor, bir ABD eyalketi değiliz ama, bi ambargoyu deldiğimiz iddiası ile yaptırıma muhatap oluyoruz.

Size İsraile değil, “Filistin’e gönderirken İsrail limanlarından giriş yapmak zorundayız” dediler. Filistin dedikleri yapı içinde Ateisti de var, LGBTlisi de, Arap Yahudisi, Hristiyanı, Sosyalist herkes var. Müslümanı da tabi. Bunların bir kısmı Yahudilerle ortak, her iki taraf birbirini kullanıyor. Orada Müslüman unsurlar HAMAS ve GAZZE ile ilişkili. Kurulacak Filistin devletinin dikensiz gül bahçesi olması için Müslüman unsurları Tehciri ön görülüyor. Bunlardan Kassam’la ilişkililer Terörist ilan edilecek, HAMAS Teröre yardım ve yataklık ettiği için tutuklanacak, geri kalanların önemli bir kısmının Türkiye’ye tehcir edilmesi sözkonusu idi. Onlar buradaki üretim çifliklerinde, fabrikalarda İsrail şirketlerinin ortak olduğu tesislerde İsrail için üretim yapacaklardı.

Türkiye bölgenin İsrail’le ticarette aktarma istasyonu. İsrail de Türkiyenin ABD’ye ihracatında aktarma istasyonu. Yani “bitti” deyince bitmiyor!........

© Elips Haber


Get it on Google Play