Kur’an ifadesiyle Yahudiler, ‘goyimlere yani Yahudi olmayanlara her türlü muameleyi reva görebiliriz’ demektedirler. Nitekim Netanyahu Amalik üzerinden Filistinlilere yaptıklarını meşrulaştırmıştır. Bu muameleyi sadece Filistinlilere yönelik zannetmek de doğru olmaz. Bütün insanlığa şamildir. Nitekim Al-i İmran Suresi 75’inci ayette onların bu yaklaşımı nazara verilmektedir: Çünkü onlar “Ümmîlere/goyimlere yaptıklarımızdan dolayı bize bir vebal yoktur” derler. Oysa onlar bile bile Allah adına yalan söylemektedirler.”

Önceki yazılarda Yahudilerin varlık skalasını bozduklarına temas etmiştik. Beşer arasında (buna, eşler, milletler, ticaret, zanaat ve ziraat erbabı gibi her sınıf da dahildir) tefadul yani kayırma düzeni geçerlidir. Lakin bu mutlak kayırma değildir. Nispi ve muvakkat kayırmadır. Nitekim bazı hususlarda mercuh olan sınıflar bazı alanlarda da racih pozisyondadır. Zamanla arkada kalanlar öne geçebilirler. Yahudiler bir zamanla mukayyet alemlere üstün kılınmalarını tarihte değil de tarih ötesinde ve üzerinde arıyorlar. Onlara göre Yahudilerin seçilmişlikleri tarihin sonudur. Yahudiler bunu her zaman yaptılar. Kur’an buyruğuyla hars ve nesli bozdular. Dinin beş temel gaye ve hedefinden biri olan nesli muhafazayı tersyüz etmişlerdir. Bu yüzden Bakara Suresi 205’inci ayet onların her dönemde nükseden bu huy ve alışkanlıklarını ortaya koyar: O, yer yüzünde iş başına geçti mi orada fesâd çıkarmaya, ekini ve nesli (zürriyeti) kökünden kurutmaya kalkar. Allah fesadı sevmez.

Bunun türevlerinden birisi kendisini insan mertebesine, yerine koyarken diğer insanları hayvan derekesine indirmesidir. Dünyada hayvanların görevi insanlara için süs ziynet olmanın dışında teshir ve hizmettir. Atlar binek olarak hizmet verir, mandalar çift çubuk sürer, inekler de süt verirler. İnsanlar arasındaki ale’d deracat seçilmişlik/ tefadul sistemi yerine Yahudiler kendilerini insan yerine koymuşlar goyimleri yani Yahudi olmayanları da serf ve hizmetçi ya da teshire mahsus saymışlardır. Hayvan derekesine indirmişlerdir.

Nitekim Yahudi kolektif hafızasında diğer insanların durumu budur. Onların sözcülerinden biri olan Mr Michael Rothschild şöyle söyleyecektir: Hatırlayın çocuklarım: Bütün yeryüzü sadece bizim Yahudilerin olacaktır. Bizim haricimizdekiler veya goyimler ise hayvanların artıkları ve dışkılarıdır. Hiçbir şey elde edemeyeceklerdir…(Sayhatu’l Hak, Seyyid Abdulmaksut Asker/El Hey’etü’l İçtimaiyye Liulemai’l Va’z, S: 54)”. Varlık mertebelerini birbirlerine karıştırmışlardır. Allah onların kimi zaman fiziki olarak ya da manevi olarak domuz ve maymun suretine çevrildiklerini ifade etmektedir. Onlar

ise bütün insanlığı hayvanlar kümesine koymuşlardır. Kısaca Yahudiler kendilerini mutlaklaştırarak varlık mertebelerini karıştırmışlar. Bu bir sapmadır ve fesadın yani bozgunculuğun da kaynağıdır. Bundan dolayı da onlara göre Holokost es-şizdir sadece kendilerine mahsustur. Bu tekelcilik onlara cesaret vermekte ve bu yüzden de geçmişte Kilisenin irtikap ettiği Engizisyon misali küresel çapta cürümler işleyebilmektedirler.

Hayvanlar insanın yerine geçebilir mi?

İnsanlık nev-i beşer olarak halifetullah makamındadır. Hayvanla melek arasında hareket halindedir. Zaman zaman hayvan altına bile inebilir. Zaman zaman hayvanlar da insanüstüne çıkabilir. Lakin bu mutlak düzeyde değil cüz-i ve tikel seviyededir. Nitekim Ebu Bekr Muhammed b. Halef İbnü’l-Merzüban’n kaleme aldığı Tafdilu’l Kilab Ala kesirin mimmen lebisel’s siyab bu tezimizi teyit etmektedir. Köpeklerin Elbise Giyen Nicelerine (insanlara) Üstünlüğü veya fazileti kitabı bazı hususlarda vefa gibi köpeklerin insanlara olan rüchaniyetini ortaya koymaktadır. Hayvanlar da sizin gibi ümmetlerdir ve benzeri ayetlerden yola çıkan kimileri de hayvanları insan ayarında bir varlık saymışlar ve insana denk saymışlardır. El Usul ve’l Furu kitabında Endülüslü alim İbni Hazm bunu enine boyuna tartışır. Mutezile imamlarından Nazzam’ın talebelerinden olan Ahmet Bin Habıt hayvanların da ümmetler olarak peygamberlere haiz olduklarını söylemiştir. Lakin İbni Hazm hayvanların insanlara nazaran alt küme olduklarını ve aralarından peygamber çıkmayacağını belirtmektedir (El Usul ve’l Furu, s: 259/Mektebetü’s Sakafeti’d Diniyye/Kahire) . Arıya vahye gelince, bunun mertebesi statik düzeyde arının Allah’ın rehberliğine mazhar olmasıdır.

Mustafa Özcan

QOSHE - Yahudilerin varlık zincirini bozmaları - Mustafa Özcan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yahudilerin varlık zincirini bozmaları

54 1
11.05.2024

Kur’an ifadesiyle Yahudiler, ‘goyimlere yani Yahudi olmayanlara her türlü muameleyi reva görebiliriz’ demektedirler. Nitekim Netanyahu Amalik üzerinden Filistinlilere yaptıklarını meşrulaştırmıştır. Bu muameleyi sadece Filistinlilere yönelik zannetmek de doğru olmaz. Bütün insanlığa şamildir. Nitekim Al-i İmran Suresi 75’inci ayette onların bu yaklaşımı nazara verilmektedir: Çünkü onlar “Ümmîlere/goyimlere yaptıklarımızdan dolayı bize bir vebal yoktur” derler. Oysa onlar bile bile Allah adına yalan söylemektedirler.”

Önceki yazılarda Yahudilerin varlık skalasını bozduklarına temas etmiştik. Beşer arasında (buna, eşler, milletler, ticaret, zanaat ve ziraat erbabı gibi her sınıf da dahildir) tefadul yani kayırma düzeni geçerlidir. Lakin bu mutlak kayırma değildir. Nispi ve muvakkat kayırmadır. Nitekim bazı hususlarda mercuh olan sınıflar bazı alanlarda da racih pozisyondadır. Zamanla arkada kalanlar öne geçebilirler. Yahudiler bir zamanla mukayyet alemlere üstün kılınmalarını tarihte değil de tarih ötesinde ve üzerinde arıyorlar. Onlara göre Yahudilerin seçilmişlikleri tarihin sonudur. Yahudiler bunu her zaman yaptılar. Kur’an buyruğuyla hars ve nesli bozdular. Dinin beş temel gaye ve hedefinden biri olan nesli muhafazayı tersyüz etmişlerdir. Bu yüzden Bakara Suresi 205’inci ayet onların her dönemde nükseden bu huy ve alışkanlıklarını ortaya koyar: O, yer yüzünde iş başına geçti mi orada fesâd çıkarmaya, ekini ve nesli........

© Maarifin Sesi


Get it on Google Play