Düşünce dünyamızın güzel deyimleri var. İnsanın incinmemesi, gönüllerin kırılmaması için dil ve davranışlara özen gösterilir. Bir mecliste, toplu bulunulan bir yerde sohbet edilirken, anlatılmak istenen bir olumsuzluk, bir kusur veya bir yanlışlık, üstü örtük bir biçimde dolaylı olarak anlatılmaya çalışılır.

Kusurlu olan kişi, orada bulunabilir, onu kırmamak adına sohbet gereği, anlatılan durum veya her ne ise “söz meclisten dışarı” denilir. Orada bulunanlar birbirlerine anlamlı ya da kuşkulu bakmazlar. Bu duyarlılık ve incelik, insanların yönlerini de bir anlamda belirler.

Müslümanlar bir arada bulunmasalar bile bu büyük topluluk her durum ve koşulda birbirleriyle bir bakıma bağlantılıdırlar. Coğrafyamızın ve dünyamızın insanlarını birbirine bağlayan araçlar çok daha gelişti ve yakınlaştı. Elimizin altındaki nesnelerle, ortamlar uygunsa eğer birbirlerinin seslerini duyma, görüntülü buluşmaları olası. Böyle bir durumda dünyanın bir ucunda yaşanan acılardan habersiz olunamıyor.

İnsanlığı ilgilendiren her durum insanlığa acı verir, vermelidir. İnsanlığın sorunu acılar belirince sorumluluk daha çok artar.

Müslümanların daha çok duyarlı olmaları gerektiğini söyleyip duruyoruz. İnançları ve imanları gereği böyledir, böyle de olmalıdır. Sadece Gazze’de değil, dünyanın neresinden olursa olsun zulüm var ise katliamlar oluyorsa, insanlara kıyılıyorsa, seslerini yükseltmeliler ve tavır almalılar. Gazze insanlık tarihi için görsel bir kakofoni. Bu bir şölen değil, bir katliam. Çaresizliklerinden eli kolu bağlı olan insanların durumu gözler önünde, artık onu ne kimse gizleyebiliyor ne de göz ardı edebiliyor. İnsanlık acı çektiği anda yüksek bir sesleniş, haykırış ve çırpınış oldu.

Ülkemiz elimizin altında bildiğimiz, gördüğümüz, yaşadığımız bir coğrafya. Bu sadece bizim sınırlarımızla belirlenmiş değil. Sınırlar sadece yapaylıklardır. Öyle ise bu büyük milletin, coğrafyanın, topluluğun davranışları, tutumları, ilgileri ister istemez bizi ilgilendiriyor. Neden bu böyledir ve neden bu büyük millet bir ses olamıyor. İnsanlığın, üniversite gençliklerinin ayaklandığı şu ortamda cemiyetimizin sağırlığı, duyarsızlığı, ilgisizliği yüzünden kusurlarımızı ve yanlışlarımızı ister istemez gündeme getirmek durumundayız. Onun içindir ki “söz meclisten içeri...” diyoruz. Bu büyük meclis kendi içinde bütünlüklü değilse birbiriyle didişmekten asıl zulmü görmüyorsa elbette ki seslenişimiz önce kendimize olmalı. Kusurlarımızı ve yanlışlarımızı örtüyorsak buradan bir yere varılamaz. Artık incinme ve kırılma duygusu bir yana bırakılmalı. Ülkemiz insanlarının bir bütün olarak bir uyanış içinde olmalıdır. Bu büyük emperyal ve sömürgeci oyunun bir oyuncusu olmak yerine oyun bozucu olmanın gerekliliği kaçınılmazdır. Emperyalizm renklere, ırklara, mezheplere, dinlere bakmaz. Onun tek amacı vardır; sömürü.

İlginç olan şudur ki; kimi kesimler, kavga istememek adına pasif olmayı yeğliyorlar. Ya da ilgisiz kalıyorlar. Ya da kimi ayrılıkçı kesimler kendi rahatları, çıkarları öncelikleri oluyor. Bölünerek özgürlüklerini elde edeceklerini düşünenler, özgürlüklerini ve bulundukları yerleri emperyalizme teslim etmek zorunda kalıyorlar. Koca Osmanlı Devleti dağıldı, ulus, aşiret devletleri olduğu sananlar sadece emperyal güçlerin birer eyaleti konumuna düştüler. Koca Arap dünyası hemen içlerinde, yanı başlarında ve hatta doğrudan kendilerini tehdit eden bu kuşatmaya ilgisizdirler. Bu sadece Araplar için değil, hemen bütün Müslümanlar için geçerlidir.

İslâm milletinin yapacağı tek şey, birlikteliklerini sağlayacak adımlar atmalar. Gene ayrı uluslar olsunlar, gene kendi konumlarını korusunlar. Hem insanlık hem de kendileri için bu zorunludur. Gazze, dünyada bir uyanış sağlamışsa, en beklenmedik kesimlerden sesler yükseliyorsa, kendileri gibi olmaya bakıp medeniyetlerinin, düşünce ve inançlarının sesi olmaya zorunludurlar. İnsanlığın geleceği için önemlidir bu diriliş ve uyanış.

QOSHE - Söz meclisten içeri - Ali Haydar Haksal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Söz meclisten içeri

32 1
10.05.2024

Düşünce dünyamızın güzel deyimleri var. İnsanın incinmemesi, gönüllerin kırılmaması için dil ve davranışlara özen gösterilir. Bir mecliste, toplu bulunulan bir yerde sohbet edilirken, anlatılmak istenen bir olumsuzluk, bir kusur veya bir yanlışlık, üstü örtük bir biçimde dolaylı olarak anlatılmaya çalışılır.

Kusurlu olan kişi, orada bulunabilir, onu kırmamak adına sohbet gereği, anlatılan durum veya her ne ise “söz meclisten dışarı” denilir. Orada bulunanlar birbirlerine anlamlı ya da kuşkulu bakmazlar. Bu duyarlılık ve incelik, insanların yönlerini de bir anlamda belirler.

Müslümanlar bir arada bulunmasalar bile bu büyük topluluk her durum ve koşulda birbirleriyle bir bakıma bağlantılıdırlar. Coğrafyamızın ve dünyamızın insanlarını birbirine bağlayan araçlar çok daha gelişti ve yakınlaştı. Elimizin altındaki nesnelerle, ortamlar uygunsa eğer birbirlerinin seslerini duyma, görüntülü buluşmaları olası. Böyle bir durumda dünyanın bir ucunda yaşanan acılardan habersiz olunamıyor.

İnsanlığı ilgilendiren her durum insanlığa acı verir, vermelidir. İnsanlığın sorunu acılar belirince sorumluluk daha çok artar.

Müslümanların daha çok duyarlı olmaları gerektiğini söyleyip duruyoruz. İnançları ve imanları gereği böyledir, böyle de olmalıdır. Sadece Gazze’de değil, dünyanın........

© Milli Gazete


Get it on Google Play