Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

İslam Birliğinin önemli unsurlarından birisi de imamettir. İmam; önde olan, kendisine uyulan, lider demektir. İmam kavramı, anne demek olan “el üm” kökünden türemiştir. Ümmet kavramı da aynı köktendir. Ümmeti Muhammed; Peygamberimizin Allah’tan alıp tebliğ ettiği hak ve adalet ölçüleri, İslam esasları etrafında toplanmış, kenetlenmiş tek bir şuurlu topluluktur. Her ümmetin, itaat ettiği bir imamı, lideri vardır. İslam toplumu bir imama, lidere tabi olduğu için “ümmet” adını almaktadır. Ümmetsiz imam, imamsız ümmet olmaz. İslam hukukunda imamet; din ve dünya işlerini Kur’an, sünnet ve salim İslam fıkhına göre yürütmede peygamberliğe vekâlet etmektir. Herhangi bir alanda önde olan âlim ve fikir insanlarına da imam denmiştir. Gerçek odur ki, bugün paramparça olan İslam toplumlarını ilimde, siyasette ve toplumsal hayatta bir araya toplayacak Müslüman imamlara, liderlere, rehberlere ihtiyaç vardır. Tek bir ümmet olmak için bu, zorunlu ve ciddi bir şeydir.

KUR’AN’DA İMAM

Kur’an’ın isimlerinde birisi de Ümmül Kitap’tır. Kur’an; “İmamün Mübin” yani apaçık önder, yol gösterici, birleştirici, önderdir. İmam; Yasin Suresi’nin 12. Ayet’inde kaderin yazıldığı yer, Levhi Mahfuz anlamında kullanılmıştır. Kur’an’da; takva sahiplerine önder olma isteği; Furkan 24: “Onlar: ‘Ey Rabbimiz, bize eşlerimizden ve soylarımızdan göz aydınlığı olacak kimseler ihsan et ve bizi takva sahiplerine önder kıl’ derler” duasıyla övülmüştür. Bir mümin olarak “bizi takva sahiplerine önder kıl” benim de duamdır. Demek ki bir ümmete, onları hakka yönlendiren önder olmak, bir nimet ve bir şereftir. Kur’an’da Hz. İbrahim’e, ‘insanların imamı’ sıfatı verilmiştir. Toplum önderleri; insanları hidayete ve kurtuluşa götürdükleri gibi, peşine takılanları ateşe de sürükleyebilirler. Müminlere, takva sahiplerine önder olmak ne kadar şerefli bir rütbe ise, inkârcılara, müşrik ve münafıklara önder olmak da o kadar şerefsiz ve aşağılık bir iştir. Kıyamet günü bütün insanlar, kendilerine yol gösteren veya peşinden gittikleri, izini takip ettikleri liderleriyle beraber diriltilecek ve o şekilde hesaba çekileceklerdir. İmam kavramı, Kur’an’da; genel olarak hak önderleri anlamında kullanıldığı gibi, küfrün önderleri için de kullanılmıştır.

ARANAN ŞARTLAR

İslam; usul ve esaslar bütünüdür. İlim, bu usul ve esasları bilmektir. Bu ilme göre imamın mükellef, Müslüman, hür ve erkek olmasından başka şu şartları da taşıması gerekir.

1- İlim: İmam olacak kimse, Allah’ın insanlara bildirdiği İslam ve ahkâmını tam manasıyla bilip derinliğine nüfuz edecek kadar âlim olmalıdır.

2- Adalet: Önder olacak kimsenin âdil olması gerekir. İmamlık makamı; adâletle iş görmesi gereken bütün diğer makamları idare ve kontrol eden bir makamdır.

3- İktidar ve ehliyet: Dinin korunması, batılla mücadele, Allah’ın rızasına uygun çeşitli hükümlerin konulması ve tatbik edilmesi gibi birçok hususta imamın, zamanında karar vermesi ve bu kararı yerinde tatbik edebilecek ehliyete ve basirete sahip olması gerekir.

4- Bünyesinin sağlam ve arızasız olması: İmam; delilik, körlük, sağırlık, dilsizlik, iki el ve ayağının yokluğu gibi noksanları olmamalı ve duyuları sağlam olmalıdır.

DİNAMİK GÜÇ İMAMLIĞI

İslam’da, ümmetin dinamik bir güç olması bakımından, cihat emirliğinin önemi büyüktür. Türkiye’de bu “dinamik güç” Millî Görüş topluluğudur. Cihat emiri: yönettiği dinamik gücü, Allah rızası idealine, İslam’ca faaliyet ve özellikle tebliğ ve davet, iyiliği hâkim, batılı izale kimliği kazandırmaya yönelik çalışmaları organize eden kimsedir.

Etkin güç liderliği, kadroyu makul yöntemlerle, planlanan hedeflere doğru yönlendirme önderliğidir. Çünkü liderlik; hem kendini yetiştirme ve yenileme, hem de başkalarını etkileme ve sürükleme becerisidir. Bu liderlik; başkanlık, ağabeylik, hocalık makamını, bir ganimet değil, ilahi bir emanet ve büyük bir mesuliyet kabul etmeyi zorunlu kılar. Etkin güç liderlerinin şu özelliklere sahip olması, yönettiği kadro için büyük bir rahmettir.

1- Sağlam bir iman ve istikamet: Batıl düşüncelerden uzak, sağlam bir imana ve en azından haramları terk ettirip farzları yaptıran bir takvaya sahip olmak.

2- Zihni yetenek ve müktesebat: İslam'ı, çağı ve çevreyi yorumlamada ve uygulamada, hatta gerektiğinde özel yöntemler ve orijinal fikirler ortaya koyabilme hususunda yeterli ve yetenekli olmak.

3- Sosyal kabiliyet: Kadroya ve topluma ilgi ve bilgi seviyelerinde yaklaşmak, onları kendi ayarlarında ve diyarlarında idare etmek, dava şuur ve istikametlerini gözetmek.

4- İstişare ve adalet: Liderlik için Kur’an’ın gerekli gördüğü istişare ve adalet esasından ayrılmamak.

5- Kararlılık, cesaret ve metanet: Her hususta o konunun uzmanlarıyla, kendi yardımcıları ve kadrosuyla istişare yapmak, ortaya atılan fikir ve önerileri dikkate almak ve sonunda kendisinde hâsıl olan vicdani kanaatine göre verdiği kararı uygulamada cesaret ve ciddiyet sahibi olmak.

6- Problem çözmede mahir olmak: Ani ve yeni problemleri çözmede, zorlukları ve olumsuzlukları yenmede girişimci ve becerikli olmak.

7- İletişim ve hitabet: İnsanları etkilemede, onları kutsi hedeflere yönlendirmede hitabet, yönetme ve çalışmaları organize etmede iletişim sahibi olmak.

8- İktisat, kanaat: Her türlü maddi ve yetişmiş insan israfını önleme dirayetine sahip olmak.

9- Hürmet ve muhabbet: Etkin bir güce liderlik yapacak kişiler hem olgun ve ağırbaşlı hem de herkese kibar ve saygılı olmalıdır. Başkalarını sevmeyen, kendisi de sevilmeyen kişilerde hayır yoktur. Hürmet etmeyen, kendisine hürmeti hak edemez. Sevmeyen sevilmez. Önder; ciddi, sempatik ve güler yüzlü, merhametli ve şefkatli olmalıdır. Selam hidayete tabi olanlara…

QOSHE - İmam - İsmail Hakkı Akkiraz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İmam

22 12
11.05.2024

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

İslam Birliğinin önemli unsurlarından birisi de imamettir. İmam; önde olan, kendisine uyulan, lider demektir. İmam kavramı, anne demek olan “el üm” kökünden türemiştir. Ümmet kavramı da aynı köktendir. Ümmeti Muhammed; Peygamberimizin Allah’tan alıp tebliğ ettiği hak ve adalet ölçüleri, İslam esasları etrafında toplanmış, kenetlenmiş tek bir şuurlu topluluktur. Her ümmetin, itaat ettiği bir imamı, lideri vardır. İslam toplumu bir imama, lidere tabi olduğu için “ümmet” adını almaktadır. Ümmetsiz imam, imamsız ümmet olmaz. İslam hukukunda imamet; din ve dünya işlerini Kur’an, sünnet ve salim İslam fıkhına göre yürütmede peygamberliğe vekâlet etmektir. Herhangi bir alanda önde olan âlim ve fikir insanlarına da imam denmiştir. Gerçek odur ki, bugün paramparça olan İslam toplumlarını ilimde, siyasette ve toplumsal hayatta bir araya toplayacak Müslüman imamlara, liderlere, rehberlere ihtiyaç vardır. Tek bir ümmet olmak için bu, zorunlu ve ciddi bir şeydir.

KUR’AN’DA İMAM

Kur’an’ın isimlerinde birisi de Ümmül Kitap’tır. Kur’an; “İmamün Mübin” yani apaçık önder, yol gösterici, birleştirici, önderdir. İmam; Yasin Suresi’nin 12. Ayet’inde kaderin yazıldığı yer, Levhi Mahfuz anlamında kullanılmıştır. Kur’an’da; takva sahiplerine önder olma isteği; Furkan 24: “Onlar: ‘Ey Rabbimiz, bize eşlerimizden ve soylarımızdan göz aydınlığı olacak kimseler ihsan et ve bizi takva sahiplerine önder kıl’ derler” duasıyla övülmüştür. Bir mümin olarak “bizi takva sahiplerine önder kıl” benim de duamdır. Demek ki bir ümmete, onları hakka yönlendiren önder olmak, bir nimet ve bir şereftir. Kur’an’da Hz. İbrahim’e, ‘insanların imamı’ sıfatı verilmiştir. Toplum önderleri; insanları hidayete ve kurtuluşa götürdükleri gibi, peşine takılanları ateşe de sürükleyebilirler.........

© Milli Gazete


Get it on Google Play