Yöneticiler mümtaz insanlardan seçilmelidir. Nitekim: “Sultan 3. Ahmet Han zamanında 4 sene sadrazamlık yapmış olan Ali Paşa’nın talimatnamesine göre, herhangi bir vazifeye tayin edilen kimseler:

· Kötü ahlak ile anılmaktan (uzak olmalıdırlar).

· Zulüm ile gönül yıkmaktan kaçınmalıdırlar.

· Öfkelendikleri zaman kendilerine hâkim ve sabırlı olup, hadlerini aşmamalıdırlar.

· Dünyaya mağrur olmayıp, mal ve makam ile övünmemelidirler.

· Zahmet ve meşakkate sabır ve tahammül ederek, hizmetini kendi akıl ve hünerinden bilmeyip, herhalde muvaffakiyeti Allah-ü Teâlâ’dan beklemelidirler.

· İşleri acele yapmamalıdırlar. Zira tahammülsüzlükle ve işlerin akıbetini düşünmeden hareket eden kimse, işlerinde iyi netice elde edemez.

· Bütün işlerinde sabırlı ve kararlı olmalıdırlar.

· İyilik edenlere fırsat buldukça karşılığını vermeli, yaptığı iyiliği de başa kakmamalı ve düşmanlık edenlere af ile muamele etmelidirler.

· Para ve malını israf etmediği gibi, cimrilik derecesinde biriktirme hevesinde de olmayıp, başta sıhhat ve afiyet için sarf etmelidirler.

· Para toplama sevdasına düşmemelidirler. Zira böyle mal biriktirmek, dünyada sahibini huzursuz kılar, ahirette Cenab-ı Hakk’ın sualine karşı kişiyi mazeretsiz bırakır.

· Rüşvet ile makam vermemeli, halkın mallarını yağmalamaya izin vermemelidirler. Her makam hak ile batılı ayırt edebilen, Allah-ü Teâlâ’dan korkan kimselere verilmelidir.

· Makamlar adam kayırarak ve rüşvet ile zalime, bidat ve zulüm ehline, merhametsize ve akılsızlara verilmemelidir.

· (Çünkü) bidat ve zulmün kaynağı, bütün şerlerin membaı, günahların ve musibetlerin en büyüğü olan rüşvet dedikleri fesattır ki, Müslümanlar için ondan daha büyük bir bela, din ve devleti yıkan ondan daha kuvvetli bir zulüm mancınığı yoktur. Cihanda rüşvetten uzak durmak kadar büyük iyilik yoktur. (Atananlar bunu bilmelidir.)”

· Yönetecek olanlar çalmamalı, sömürmemeli, iltimasa tevessülden uzak durmalıdırlar.

· Yönetici olarak atanacaklar, adil davranacakları belli olanlardan seçilmeli, seçilenler insanlara eşit mesafede durmalı ve kayırmacılık illetinden uzak durmalıdırlar.

· Yönetici olarak tayin edilecek olanların ehliyetine, liyakatine bakılmalı, naehil insanlara ne sebeple olursa olsun görev verilmemelidir.

Aksi halde, naehil insanların elinde ülkenin batması mukadder olur. Nitekim İbrahim Müteferrika, 1731 yılında yazdığı kitapta, Osmanlı’nın geri kalmasının ve yıkılmasının, aşağıda tespit ettiği sebeplerden dolayı olduğunu ileri sürmüştür:

Şöyle ki:

· Rüşvet almaktan ve vermekten… (Bugün de ziyadesiyle geçerlidir.)

· Memuriyette (işe alımlarda) adam kayırmaktan…

· Bilim adamlarına önem vermemekten… (Bugün onlar hiç dinlenmiyor, adam yerine konmuyor.)

· Orduda (şimdi de tüm makamlarda) disiplinsizliğin olması…

· İsrafın yayılması, moda haline gelmesi… (Şimdi olduğu gibi.)

· Dış politikada başarısızlıkların ziyadeleşmesi…

İşte bütün bu olumsuzluklar ülkemizde bütünüyle mevcut bulunmaktadır. Bunlara rağmen daha ne kadar dayanılabilir, cai sualdir. Ancak:

Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır…

Rahman ve Rahim,

Kadir ve Muktedir,

Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.

Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). Beylerbeyi – 09.05.2024

Not: Makalemizde Fazilet Takvimi 2024,

31 Nisan sayfasından istifade edilmiştir.

QOSHE - Ağabey diyor ki; bu vatan batmayacaktır - İsmail Müftüoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ağabey diyor ki; bu vatan batmayacaktır

25 1
09.05.2024

Yöneticiler mümtaz insanlardan seçilmelidir. Nitekim: “Sultan 3. Ahmet Han zamanında 4 sene sadrazamlık yapmış olan Ali Paşa’nın talimatnamesine göre, herhangi bir vazifeye tayin edilen kimseler:

· Kötü ahlak ile anılmaktan (uzak olmalıdırlar).

· Zulüm ile gönül yıkmaktan kaçınmalıdırlar.

· Öfkelendikleri zaman kendilerine hâkim ve sabırlı olup, hadlerini aşmamalıdırlar.

· Dünyaya mağrur olmayıp, mal ve makam ile övünmemelidirler.

· Zahmet ve meşakkate sabır ve tahammül ederek, hizmetini kendi akıl ve hünerinden bilmeyip, herhalde muvaffakiyeti Allah-ü Teâlâ’dan beklemelidirler.

· İşleri acele yapmamalıdırlar. Zira tahammülsüzlükle ve işlerin akıbetini düşünmeden hareket eden kimse, işlerinde iyi netice elde edemez.

· Bütün işlerinde sabırlı ve kararlı olmalıdırlar.

· İyilik edenlere fırsat buldukça karşılığını vermeli, yaptığı iyiliği de başa kakmamalı ve düşmanlık edenlere af ile muamele etmelidirler.

· Para ve malını israf etmediği gibi, cimrilik derecesinde biriktirme hevesinde de olmayıp, başta sıhhat ve afiyet için sarf etmelidirler.

· Para toplama sevdasına........

© Milli Gazete


Get it on Google Play