Son günlerde, siyaseti Erdoğan-Özel görüşmesine odaklandı. Uzun zamandır, karşı cenahlarda yer alan bu iki siyasi partinin, uzun süre görüşmemesinin ardında, hangi faktörler olduğu tartışılmaya başlandı.

Siyasette Yumuşama mı, oluyor:

Ak Parti ve CHP arasındaki bu görüşme, çeşitli gazeteci ve yorumcular tarafından, 8 yıl boyunca kesilen bir diyaloğun, yeniden başlaması olarak değerlendiriliyordu. Bu yüzden de çok önemli görülüyor ve Türk siyaseti açısından yeni bir dönem olarak açıklanıyordu. Bundan 8 yıl önce Davutoğlu’nun başbakanlığı sırasında, CHP ile koolisyon konusunda bir görüşme yapılmıştı. Bu konuya, gazeteciler pek temas etmiyor. Aslında, bazılarının “ihanet” diye adlandırdığı 6’lı masa hareketi de, bir manada farklı kutupların bir araya gelerek, siyasi uyum sağlamaya çalıştığı bir program olarak ifade edilmişti. Ama, nedense; o zaman bu konuya peşin hükümle yaklaşılmıştı.

Hakim medya’da, siyasi gelişmeler üzerine “belirlenmiş” bazı gruplar tarafından yapılan yorumların da “belli siyasi görüşler” açısından yapıldığına ve pek de objektif olmadığına ait ortak bir kanaat bulunmaktadır. Buna rağmen, medyaya hakim olan siyasi görüşün, birçok konuyu kendi açısından değerlendirdiği hususu, siyasi gelişmeler üzerinde etki yapmıştı ve halen de bu durum devam ediyor.

Siyasi gelişmeleri, belli haber ve yorumlar ile anlamaya çalışıyorsak ta, olayların asıl sebeplerini anlamaktan uzak bulunuyor ve medyanın yönlendirmesine çoğu zaman muhatap kalıyoruz. Böylece, siyaset ile medya gibi önemli bir gücün ciddi ölçüde bağlantılı çalışmalarına şahit oluyoruz.

Evet iki büyük parti bir yumuşama politikası konusunda bir görüşme yaptı. Üstelik, birbirlerine taban tabana zıt ve birbirleriyle kıyasıya çatışan iki parti arasında. Arkasından, Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı ile de bu görüşme devam etti. Bu durum iyi mi? Tabii ki, iyi demek durumundayız. Çünkü dışlama ve çatışma anlayışlarının, güç kaybetme ve siyasi görüşler arasında düşmanlaşmaya sebep olduğunu geçtiğimiz yıllardan biliyoruz.

Yalnız bu yumuşamanın, Erdoğan tarafından kabulü, acaba bir başka mı amaç taşıyor diye, düşünmeden edemiyoruz. Çünkü, genel ve yerel seçimlerde, Erdoğan’ın chp’ye, CHP’nin Erdoğan’a yönelik çok sert sözleri vardı. Geçmiş dönemde CHP’nin Ak Parti’ye yönelik sertliği, daha az tonda görülmüştü.

Siyasi yumuşama, diğer siyasi görüşlere de olmalı:

Erdoğan’ın siyasi eleştirileri genel seçim döneminde daha ağır ifadelerle gerçekleşmişti. CHP’yi HDP (şimdiki Dem parti) ile ülkeye ihanet ile suçlamıştı.

Ayrıca, kendi partisinde başbakanlık görevine gelmiş Ahmet Davutoğlu’nu başta olmak üzere, 6’lı masanın diğer bileşenlerini de dış güçlerle işbirliği yapmakla itham etmişti.

Bugün CHP ile yumuşamayı görüşürken, CHP; yine DEM ile siyasi diyaloğunu (belki de birlikteliğini) sürdürüyor. Fakat, Aynı Erdoğan, bu dönemde DEM konusunu dile getirmemekte, acaba neden?..

Çünkü, bu günlerde ana muhalefet partisi ile işbirliği ihtiyacı doğduğunu anlıyoruz. Yorumcular, bu ihtiyacı Anayasa değişikliği ihtiyacına bağlıyorlar. Olabilir. Yalnız, siyasi tavrını ve dozajını kendisiyle beraber çalıştığı eski “fikirdaşları”na daha kapalı ve uzak durup, CHP gibi farklı dünya görüşüne karşı yumuşama içine girmesi, bir türlü anlaşılamamaktadır. Eğer mesele, Türkiye’nin problemlerini halletmek ise, bu konuda, kendine yakın olan siyasi görüşlerle daha fazla işbirliği olmalı diye düşünmek durumundayız.

Siyaset, Türkiye’de ilkesiz yapılıyor maalesef. Siyasetin ahlak ve dostluk kuralları ile ilgisini koparttığından beri, ölçüleri belli olmayan bir siyasi anlayış hüküm sürüyor. Bunun sonucunda da, fikir ve politika konusunda “aynı değer ve düşünce çizgisinde olanların değeri, karşı grupta yer alanlar kadar kıymetli olmuyor. Böyle bir anlayış, hiçbir zaman ahlak ve kültürümüze yakışmıyor. Halbuki bizim önceliğimiz, siyasi değil, ahlaki ölçülerdir. Özellikle, inançlı kesimlerin bu yanlış anlayışı ciddi bir şekilde ele almaları ve ona göre bir tavır takınmaları gerektiğini düşünülmeli, diye değerlendiriyorum.

Prof. Dr. Sami Şener

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ

QOSHE - Siyasette Yumuşama mı, Yoksa Siyasi Taktik mi? - Prof. Dr. Sami Şener
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Siyasette Yumuşama mı, Yoksa Siyasi Taktik mi?

20 0
13.05.2024

Son günlerde, siyaseti Erdoğan-Özel görüşmesine odaklandı. Uzun zamandır, karşı cenahlarda yer alan bu iki siyasi partinin, uzun süre görüşmemesinin ardında, hangi faktörler olduğu tartışılmaya başlandı.

Siyasette Yumuşama mı, oluyor:

Ak Parti ve CHP arasındaki bu görüşme, çeşitli gazeteci ve yorumcular tarafından, 8 yıl boyunca kesilen bir diyaloğun, yeniden başlaması olarak değerlendiriliyordu. Bu yüzden de çok önemli görülüyor ve Türk siyaseti açısından yeni bir dönem olarak açıklanıyordu. Bundan 8 yıl önce Davutoğlu’nun başbakanlığı sırasında, CHP ile koolisyon konusunda bir görüşme yapılmıştı. Bu konuya, gazeteciler pek temas etmiyor. Aslında, bazılarının “ihanet” diye adlandırdığı 6’lı masa hareketi de, bir manada farklı kutupların bir araya gelerek, siyasi uyum sağlamaya çalıştığı bir program olarak ifade edilmişti. Ama, nedense; o zaman bu konuya peşin hükümle yaklaşılmıştı.

Hakim medya’da, siyasi gelişmeler üzerine “belirlenmiş” bazı gruplar tarafından yapılan yorumların da “belli siyasi görüşler” açısından yapıldığına ve pek de objektif olmadığına ait ortak bir kanaat bulunmaktadır. Buna rağmen, medyaya hakim olan siyasi görüşün, birçok konuyu kendi açısından değerlendirdiği hususu, siyasi gelişmeler üzerinde etki yapmıştı ve halen de bu durum devam ediyor.

Siyasi gelişmeleri, belli haber ve yorumlar ile anlamaya çalışıyorsak ta, olayların asıl sebeplerini........

© Mir'at Haber


Get it on Google Play