“Bulutlar kabardı yağmur bol oldu

Kuruyan barajlar su ile doldu

Yeşerdi ağaçlar her şey can buldu

Kokusun etrafa saçtı çiğdemim”

Durak Yiğit

O sabah yağmur gözyaşlarımla yarış edercesine… Bu, annemi toprağa vermemizden sonraki ilk yağmur. Hüzün, içimdeki karanlık boşluktan fışkırdıkça fışkırıyor. Güzel anam da tüm dünyasına girenleri yağmur gibi sevgisiyle beslerdi.

Şimdi anne kaybının acısını yaşıyorum, kaybedenleri dinlerken derin izlerini gerçekte anlamadığımı anladım. Yaşayan bilirmiş!

Bu büyük travmayı zamanı koluma takıp atlatmanın tek yolu vardı. Yine doğa ve yine dua… Veren yaradansa ruhuma şifayı da yine yarattığı güzelliklerde o verecekti.

İçinde olduğum yaşamın şükürlü seyrini acılarıma katıp saatlerce yürümeye karar verdim ve iyi ki yapmışım. Anacığımla gezdim taşı toprağı, suyun yeşilini… Ağaçta, kuşta, toprakta, çiçekte, suda o vardı. Doğa anam gibi vericiydi bonkördü iyileştiriciydi. Yaşamı yaşayanları çok severdi. Kalakaldığı yatakta gözleri görmediği halde ağzına verdiğim her lokmaya şükrederdi. Ve son anına kadar ‘Mmmmhhh yaşamak çok güzel’ dedi. Komikti benim anam, pozitifti, kin tutmazdı. Sanki dört yapraklı goncayı bulmuş gibi hayata hep heyecanla bakardı… Işıklar içinde uyusun…

Doğasever arkadaşlarımla İstanbul’un Avrupa yakasında bulunan Gaziosmanpaşa ilçesine doğru yola çıktık. Parkurumuz Alibeyköy Tabiat Parkı Cebeci Kapısı’ndan başladı. (Aracı olmayanlar kolaylıkla İETT otobüslerini kullanabilirler) Kapıdan girişinizle sizi enfes bir yeşillik seremonisi karşılıyor. Buyrun ritüelimiz temiz hava ve baharın tazelenen enerjisiyle başlıyor. Gel de yaşadığına şükretme!

Memleketimin her köşesi gibi doğa harikası olan bu alanda ister yürüyüş, koşu yap. Fotoğraf çekmenin doğal eğitimi ışık gölge oyunlarıyla zaten üzerinize yapışıyor. Bisiklet parkurları, basketbol sahaları, kafeterya, çocuklar için özel alanlar, manej, göçmen kuşların geçişlerinin izlenebileceği seyir kulesi, yapay bir şelale, satranç oyun sahası ve macera parkı ile çocuklara doğayı sevdirmenin en güzel şevkini de yaşatmakta.

Önümüzde yayılan interaktif empresyonist tabloya tozluklarımızı da takıp batonlarımızla daldık. Dağ tepe en sevdiğim. Ohh kafamdaki her şeyi süngerle sildim attım. Yağmur devam yavaşlayan hızlanan ritmiyle. Biz ve cennet sarmaş dolaş.

Yürüyüşüme ara verdiğim bir ‘es’te solda Tarkan film platosu misali bir asma köprü. Kötü kadın Eva Bender de bizi seyrediyor. (Yaratıcılığımın zamanı yok hemen devrede) Bir asma köprüden geçmediyseniz mutlaka geçmeniz gerek. Anlık her türlü deneyimi yaşarsınız. Sağım solum önüm yemyeşil. Bol fotoğraf çekiyorum. Köprüden geçti gelin şarkısı dudaklarıma yapışıverdi.

Yürüyüş devam. Veee sağımızda… Alibey Deresi üzerinde, içme, kullanma ve sanayi suyu temini amacıyla 1975-1983 yılları arasında inşa edilmiş göl alanı: 4,66 km2 lik Alibey Barajı, endamlı endamlı bizi takip ediyor. (Günlük kapasitesi 700.000 m³ Kâğıthane, Şişli, Beyoğlu, Beşiktaş, Sarıyer, Eyüpsultan ilçelerinin tümüne ve Zeytinburnu, Fatih, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa ve Esenler ilçelerinin ise bazı bölge ve mahallelerine su sağlarmış) Sahi… İstanbul'da kaç adet baraj var? Merak edenlere; Ömerli Barajı, Terkos Barajı, Darlık Barajı, Büyükçekmece Barajı, Alibey Barajı, Istrancalar Barajı, Sazlıdere Barajı, Kazandere Barajı, Elmalı Barajı ve Pabuçdere Barajı olmak üzere toplam 10 adet.

Bu parkurda bazen isteyerek bazen istemeyerek yolumuzu uzattık. Yağmur hep bizimleydi. Çalıları ormanları tepeleri hep birlikte geçtik. Sandviçlerimizi yerken de misafirimizdi.

Mimar Sinan’ın yaptığı Güzelce Kemeri’nin yanından yakın bir zamanda karşıya geçilebildiğini, ancak şimdi suyun çok yükseldiğini görmek barajların doluluğunun keyfiyetini getirdi.

Fotoğraflarını çekmeye doyamadığım Güzelce Kemeri Gözlüce Kemeri ya da Cebeciköy Kemeri olarak da anılmakta. Yapıldığı 16. yüzyılın mimarî özelliklerini bozulmadan muhafaza etmeyi başarabilmiş. Evet İstanbul'un Sultangazi ilçesine bağlı Cebeci Mahallesi sınırlarındayız. Bu devasa tarihî su kemerinin yüksekliği 29,5 metre, uzunluğu 155 metre, altta 8 üstte ise 11 gözü var. Kemer duvarları en altta 5,4, üstte ise 2,6 metre kalınlığında.

Yürüyüşümüz boyunca göl kenarında balık tutan balıkçılara ‘rastgele’ dedik. Ben demedim. Çünkü misinada çırpınan balık görseli içimi yakıyor.

Daha sonra ikinci kemere ulaştık. Mağlova Su Kemeri

455 yıl önce Kırkçeşme Su Yolu Sistemi’ni İstanbul’a ulaştırmak için Mimar Sinan tarafından inşa edilen bu kemer, İstanbul’a su taşımaya hâlâ devam edermiş. 36 metre yüksekliğe, 258 metre uzunluğa sahip, tarihi, mimarisi, estetik ve hidrolik özellikleriyle dünya turizmi açısından, Eyfel Kulesi ve Mostar Köprüsü ile kıyaslanabilecek çok kıymetli bir esermiş.

Evet… Asma köprüden geçip Güzelce ve Mağlova kemerlerini görerek Osmanlı Su Yolu üzerinden ıslak günüyle geçen yürüyüş parkurumuz Cebeci Köyü’nün şirin meydanında son buldu. !4 km yi tamamlamanın keyifli yorgunluğu mutlu yüzlerden anlaşılmıyordu. Cebeci Köyü’nün eski bir Rum köyü olduğu yolumuzun sağ tarafında kalan bir kilisenin ayakta kalan duvar kalıntılarından belliydi.

Her köyün meydanında okey oynanan ‘gözcü’ bir kıraathane ve çayın sıcak kokusu vardır.

Yürüyüşlerde sıkı sıkı uyulması gereken desturlar vardır. Hazır yeri gelmişken ben de hatırlatayım isterim.

‘Doğadan sadece fotoğraf alın ve sadece ayak izi ile stresinizi bırakın. Asla doğaya çöp bırakmayın’

Böylelikle Harun Der rehberliğinde Atlantis Trekking Doğa Sporları Grubu ile annemsiz geçen ilk pazarımı yaşamış oldum. Zamana yaptığımız yolculuk geçmişte olduğu gibi yine yaralarımıza şifa getirecek.

Şanslıyız İstanbul sihirli şehir. Gezdikçe gizemi ve güzelliği dökülmekte içsel yolculuğumuza en güzel ortamı sağlamakta.

Yeni rotaların keşiflerinde birlikte olmak üzere…

Sevgiyle...

QOSHE - ALİBEY BARAJI - Sevgül Eroğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ALİBEY BARAJI

32 0
11.05.2024

“Bulutlar kabardı yağmur bol oldu

Kuruyan barajlar su ile doldu

Yeşerdi ağaçlar her şey can buldu

Kokusun etrafa saçtı çiğdemim”

Durak Yiğit

O sabah yağmur gözyaşlarımla yarış edercesine… Bu, annemi toprağa vermemizden sonraki ilk yağmur. Hüzün, içimdeki karanlık boşluktan fışkırdıkça fışkırıyor. Güzel anam da tüm dünyasına girenleri yağmur gibi sevgisiyle beslerdi.

Şimdi anne kaybının acısını yaşıyorum, kaybedenleri dinlerken derin izlerini gerçekte anlamadığımı anladım. Yaşayan bilirmiş!

Bu büyük travmayı zamanı koluma takıp atlatmanın tek yolu vardı. Yine doğa ve yine dua… Veren yaradansa ruhuma şifayı da yine yarattığı güzelliklerde o verecekti.

İçinde olduğum yaşamın şükürlü seyrini acılarıma katıp saatlerce yürümeye karar verdim ve iyi ki yapmışım. Anacığımla gezdim taşı toprağı, suyun yeşilini… Ağaçta, kuşta, toprakta, çiçekte, suda o vardı. Doğa anam gibi vericiydi bonkördü iyileştiriciydi. Yaşamı yaşayanları çok severdi. Kalakaldığı yatakta gözleri görmediği halde ağzına verdiğim her lokmaya şükrederdi. Ve son anına kadar ‘Mmmmhhh yaşamak çok güzel’ dedi. Komikti benim anam, pozitifti, kin tutmazdı. Sanki dört yapraklı goncayı bulmuş gibi hayata hep heyecanla bakardı… Işıklar içinde uyusun…

Doğasever arkadaşlarımla İstanbul’un Avrupa yakasında bulunan Gaziosmanpaşa ilçesine doğru yola çıktık. Parkurumuz Alibeyköy Tabiat Parkı Cebeci Kapısı’ndan başladı. (Aracı olmayanlar kolaylıkla İETT otobüslerini kullanabilirler) Kapıdan girişinizle sizi enfes bir yeşillik seremonisi karşılıyor. Buyrun ritüelimiz temiz hava ve baharın tazelenen enerjisiyle başlıyor. Gel de yaşadığına şükretme!

Memleketimin her köşesi gibi doğa harikası olan bu alanda ister yürüyüş, koşu yap. Fotoğraf çekmenin doğal eğitimi ışık gölge oyunlarıyla zaten üzerinize yapışıyor. Bisiklet parkurları, basketbol........

© Önce Vatan


Get it on Google Play