2018 Eurovision Yarışması’nı kazanan 25 yaşındaki Netta Barzilai, İsrail’e dördüncü zaferini getirmişti. Ortadoğu’da bulunan İsrail, 1973 yılından beri Eurovision’a katılıyor ve birçok ülkenin aksine yarışmaya özel bir önem veriyor, uzun bir süredir ülkeyi temsil edecek yarışmacıları halkın ilgisinin yoğun olduğu ulusal elemeler neticesinde seçiyordu. Netta, hareketli “Toy” şarkısıyla birinci olmuş, en yakın rakibi Güney Kıbrıs’a jüri ve halk oyları toplamında yaklaşık 100 puan fark atmıştı.

Yarışmayı kazanan İsrail, 2019 Eurovision’un da ev sahibi oldu. Yarışmanın birçok ülkenin başkent olarak tanımadığı Kudüs’te düzenlenme olasılığı boykot çağırılarını arttırdı, fakat Filistin konusunda duyarlı İrlanda, İzlanda ve İskandinav ülkeleri dahi günün sonunda yarışmayı boykot etmeme kararı aldı.

Hiçbir ülkenin boykot etmemesi İsrail için rahatlatıcı bir durumdu. Fakat bu rahatlık pek uzun sürmedi. İsrail’in ev sahipliğindeki 2019 Eurovision’u belki de Filistin’in en çok sahnede olduğu yarışma oldu. İzlanda’yı temsil eden BDSM temalı punk rock grubu Hatari, final gecesinde sakin bir şekilde ceplerinden çıkardıkları Filistin bayrağıyla milyonlarca kişiyi selamladı. Grup üyeleri daha öncesinde İsrail’e “Apartheid devleti” dedikleri için uyarılmıştı. Kıyafetleri, şarkı sözleri ve sahne şovlarıyla var olan bütün toplumsal normlara karşı çıkan bu grubun elbette “İsrail’i protesto etmeyin” uyarılarını dinlemesi pek mümkün değildi. Bu sahne 2019 Eurovision’ın en çok paylaşılan anlarından biri oldu. Bu popüler eylemin bedelini Avrupa Yayın Birliği, politik bir gösteri yapıldığı gerekçesiyle İzlanda’ya para cezası vererek ödetmeye çalıştı.

Yarışmada Filistin bayrağı açanlar sadece Hatari grubu değildi. Final gecesinde sahne alan Madonna da dansçılarına ve İsrail bayrağı taktırmış, kendince klasik bir barış mesajı vermek istemişti. Bu iyi niyetli ve çift taraflı barış çağrısı, İsrail’in pek hoşuna gitmedi. Bugün dahi birçok kritik konuda İsrail’in yanında yer alan Madonna, milyonlarca kişinin izlediği bir yarışmada İsrail bayrağının yanında olsa da yine de Filistin bayrağı gösterdiği için kınandı.

İzlanda, yarışmada 10. oldu. Fakat Hatari grubu, hem orjinal sahne şovları ve şarkılarıyla hem de İsrail’i ev sahibi olduğu bir yarışmada milyonların önünde kızdırmalarıyla geniş bir hayran kitlesine ulaştı. Yarışmadan hemen bir hafta sonra Filistinli eşcinsel sanatçı Bashar Murad ile birlikte yaptıkları “Klefi/Samed” adında bir şarkının klibini yayınladılar. Hatari, bu şarkının klibini Eurovision için gittikleri Filistin’de çekmişti.

Şarkı “Daha yeni başlıyorum, bitmeyeceğim. Değerliyim, silinmeyeceğim. Olduğum yerde kalıyorum, yok olmayacağım” sözleriyle Filistinlilerin, İsrail işgali karşısındaki yaşam mücadelesini anlatıyor, Filistinli şarkıcı Bashar Murad’ın Filistin bayrağını salladığı sahneleri içeriyordu.

Hatari, İsrail’in Filistinlilerin yaşadığı hak ihlallerinin üstünü Eurovision’un coşkuyla kutlandığı bir ülke PR’ını yırtıp atmakla kalmamış, Eurovision sonrası sahip oldukları şöhrete Filistinli bir şarkıcıyı da ortak etmişti. Bashar Murad daha sonrasında yine en az 2019 kadar siyasi tartışmaların gölgesinde geçecek bir başka yarışma olan 2024 Eurovision’da Hatari’nin memleketi İzlanda’yı temsil etmek için ulusal elemelere katıldı. “Wild West” şarkısıyla ulusal elemede 3 bin oy farkıyla birinciliği kaçıran Bashar Murad, Eurovision’a bir Filistinli olarak katılma şansını kaçırdı. Bashar Murad’ın ekibinin şaibeli olduğunu iddia ettiği bu oylama sonucu Filistinli bir sanatçı sahneye çıkma şansını kaybetmişti, fakat mikrofon Filistinlilerin peşini bırakmamış, Eurovision sahnesi yine Filistin’in sesi olmuştu.

Daha öncesinde Türkiye’nin son kez katıldığı 2012 Eurovision’u kazanan Fas kökenli İsveçli şarkıcı Loreen, 2023’ü de kazandığı için bu sene yarışmanın ev sahibi İsveç. Hamas’ın 7 Ekim ve İsrail’in Gazze saldırıları itibariyle, İsveç ve Avrupa Yayın Birliği, kendisini çok ateşli bir İsrail tartışmasının ortasında buldu. İzlanda, Finlandiya ve Norveç başta olmak üzere birçok ülkede Filistin destekçileri imza toplayarak İsrail’in yarışmadan çıkarılması için ulusal yayın organlarına başvurdu. Filistin destekçilerinin argümanları oldukça makuldu: İsrail, 7 Ekim sonrasında düzenlediği operasyonlarda çok sayıda sivili katletmiş, uluslararası hukuka dair en temel kuralları ayaklar altına almıştı. Bu nedenle 2022’de Ukrayna’yı işgal eden Rusya veya seçimlerin hileli geçtiği, muhaliflerin hapse atıldığı Belarus gibi yarışmadan diskalifiye edilmeliydi. Nitekim YouGov’un anketine göre de hem Gazze’deki katliam hem de İsrail’in Avrupa’da olmaması nedeniyle Eurovision izleyicisinin çoğunluğu İsrail’in Eurovision’a katılmasına karşı çıkıyordu.

Avrupa Yayın Birliği (EBU), İsrail’e yönelik uluslararası yaptırımların sayısının az olduğunu belirterek Rusya ve İsrail’in durumlarının farklı olduğunu söyledi ve İsrail’in yarışmaya katılacağını açıkladı. Üstüne üstlük, yarışmaya katılan ülkelerin bayrakları ve LGBT bayrağı dışında salona hiçbir bayrağın alınmaması kararını kabul ederek Filistin bayrağının protesto amacıyla alınmasını da yasakladı. Fakat İsrail’in ulusal yayın organı KAN, 7 Ekim Hamas saldırısını anlatan “Ekim Yağmuru” adlı bir siyasi şarkıyla yarışmaya katılma talebinde bulununca işler değişti. EBU, İsrail’in şarkısını reddetti ve sözlerin değiştirilmesini talep etti. İsrail de bunun üzerine “Fırtına” adlı bir şarkı seçti. Bu şarkı da İsrail’i temsil eden Eden Golan’ın kendi anlattığı üzere, kendi tabirleriyle “İsrail’in 7 Ekim’den sonra gösterdiği dirençle ve gururla” ilgili. Golan, bu şarkının İsraillilerin ruh halini yansıttığını katıldığı programlarda açıklıyor.

Şarkının yeni versiyonu eskisi kadar “açık” olmasa da oldukça politik.

“Senfoni, benimle birlikte çalıyor,

Gözlerimin içine bak ve gör

İnsanlar çekip giderler ama asla veda etmezler

Birisi bu gece ayı çaldı,

Işığımı aldı,

Her şey siyah ve beyaz

Erkeklerin ağlamayacağını söyleyen aptal kimdi?

Saatler ve saatler ve güçler

Hayat bir oyun değildir ama olur

Zaman geçtikçe…

Her gün aklımı kaybediyorum

Bu gizemli yolculukta tutunmak

Fırtınada dans ediyorum, saklayacak bir şeyim yok

Çıkarın ve dünyayı geride bırakın

Bebeğim, bana tekrar sarılacağına söz ver.

Hâlâ bu kasırgadan etkileniyorum,

Bu kasırgadan..”

Şarkı İbranice “Büyük sözlere gerek yok, sadece dua edin, görmek zor olsa da bana her zaman küçük bir ışık bırakın.” sözleriyle sona eriyor.

7 Ekim’den bu yana İsrail’in resmi devlet propagandasının ve İsrail’i destekleyen vatandaşların hissettiklerinin lirik bir yansıması olan bu şarkı, elbette İsrail’in kolektif bir sorumlulukla katlettiği masum çocukların, katledilen 35 bin Filistin’in, yerle bir olan Gazze’nin, 64 kilometrekarelik Refah’a sıkışmış 1.5 milyon sivilin yaşadığı duyguları yansıtmıyor, hatta bu duyguları başka duygularla bastırıyor, silmeye, dünyanın dikkatinden kaçırmaya çalışıyor.

“Hurricane” şarkısının onaylanmasının ardından İrlanda, Norveç, Portekiz, San Marino, Belçika, İsviçre, Birleşik Krallık, Danimark, Litvanya ve Finlandiya’yı temsil eden yarışmacılar ortak bir mektupla İsrail’in işgalini ve Gazze’deki katliamını kınayarak kalıcı ve acil ateşkes ve Hamas’ın elindeki rehinelerin İsrail’e iade edilmesi çağrısında bulundu.

İsrail medyası ve destekçileri ise Eurovision’a günler kala olası gösterilere karşı ön aldı. Eurovision’a ev sahipliği yapan İsveç’in Malmö kentinin %12’lik Müslüman nüfusuna kafayı taktı. Malmö’deki Müslümanların sayısının fazla olması nedeniyle gösterilerin yoğun geçeceğini iddia etti. Fakat kentte İsrail’e karşı düzenlenen gösterilere sadece Müslüman İsveçliler katılmadı. Greta Thunberg dahil birçok Filistin destekçisi İsveçli sokağa çıktı.

İsrail gizli servisi Şin Bet’in koruduğu İsrailli yarışmacı Eden Golan ve ekibi ise gösteriler nedeniyle sadece provalar ve canlı performanslar için otel odasından çıktı. Fakat Eurovision boyunca İsrail’in başını ağrıtan sokak gösterileri olmadı. Malmö’deki Müslümanlar ve İsrail karşıtı yüzlerce insan yarı finalde meydanda toplandı, gösteri düzenledi, fakat esas ses getiren protestolar Eden Golan’ın rakibi olan diğer Avrupalı yarışmacılar tarafından yapıldı.

İlk tepki birinci yarıfinal gecesinde sahne arası gösterisi için 2011 Eurovision’da üçüncü olduğu “Popular” şarkısını seslendiren İsveçli Eric Saade’den geldi. İsrail’in saldırıları nedeniyle Lübnan’a, daha sonrasında İsveç’e göç eden bir Filistinli babanın oğlu olan İsveç’in karizmatik şarkıcılarından Eric Saade, şarkısını koluna doladığı kefiye ile söyledi. Avrupa Yayın Birliği, Eric Saade’yi politik bir tepki gösterdiği gerekçesiyle kınadı, üzüntü duyduğunu belirtti.

Eric Saade ise EBU’nun bu tuhaf açıklamasına tepki gösterdi: “O kefiyeyi küçük bir çocukken babamdan almıştım, ailemin nereden geldiğini asla unutmamak için. O zamanlar bunun bir gün ‘siyasi sembol’ olarak adlandırılacağını bilmiyordum. Bu İsveç’in geleneksel Dal atı sembolüne siyasi demek gibi bir şey. Benim gözümde bu sadece ırkçılıktır. Ben sadece kapsayıcı olmak ve kendime özgü bir şey giymek istedim – ancak EBU etnik kökenimi tartışmalı buluyor gibi görünüyor. Bu benim hakkımda hiçbir şey söylemiyor ama onlar hakkında her şeyi söylüyor. Bu yılın ESC sloganı olarak söylüyorum: United by music (Müzik bizi birleştirir).”

Eric Saade, EBU’nun iki yüzlülüğünü çok açık bir şekilde eleştirmiş, sahnesini Filistin için kullanmıştı. EBU belki bir daha Eric Saade’yi gösterilere çağırmayacaktı, fakat Eric Saade babasından kalan Filistin mirasını milyonlarca kişiye anlatma şansı yakalamıştı. Her ülkenin kendi kültürel ögeleriyle sahne aldığı Eurovision’da daha önce bu tür kültürel sembolleri kınamayan EBU ise İsrail uğruna yine kendine ait temel bir ilkeyi çiğnemişti.

Eric Saade, sahnesini İsrail’i eleştirmek uğruna kullanan tek sanatçı değildi. Kendisini cinsiyetsiz olarak tanımlayan İrlandalı queer sanatçı Bambie Thug ise aykırı ve orjinal bir sahne şovu ile dikkat çekmekle kalmadı, aynı zamanda sosyal medyadan ve basına verdiği mesajlarla da Filistin’i Eurovision’a taşıdı. Yarıfinal öncesinde kostümüne yazdığı antik Keltçe “Filistin’e özgürlük” ve “ateşkes” kelimeleri, EBU tarafından çıkarılmak istendi. Bambie Thug bu kelimeleri silmezse sahneye çıkamayacağının söylenmesi üzerine bu eyleminden vazgeçmek zorunda kaldı, fakat basın toplantısında ve sosyal medyada yaptığı açıklamalarla EBU’yu ifşa etti. Yarışmayla aynı anda ise daha öncesinde İrlanda İç Savaşı için yazılan Cranberries’in Zombie şarkısını yeniden seslendirdi, Filistin’e özgürlük istediği bir mesaj ile sosyal medyadan paylaştı.

Avrupa’ya binlerce kilometre uzaklıktaki Avustralya ekibindeki Aborjin yerlisi ve geleneksel çalgı Yidaki sanatçısı Fred Leone ise vücuduna bir karpuz dövmesi yaparak sahneye çıktı. Protestosunu Instagram’dan paylaştığı fotoğrafla anlattı: “Göğsümdeki bir karpuz. Nehirden denize kadar! 200 milyon insan, masum çocuklar, anneler ve babalar bir SOYKIRIMDA binlerce kişi ölürken bizi izledi ve kutladı. Ben Yahudilere karşı değilim. İsrail Yahudilik değildir. İsrail Yahudi halkını temsil etmiyor. Soykırıma karşıyım. Büyük büyükbabam üç katliamdan kurtuldu. Sözde Avustralya’daki ailelerimiz devam eden bir soykırımdan sağ kurtulanlardır. Bu kişisel bir karardı. Bir sanatçı olarak kariyerime ne kadar zarar verirse versin, bundan ne çıkacağı yalnızca gücü elinde tutanlara bağlıdır. Tüm sevgim Filistinli çocuklara. Katılmayabilirsiniz ama o zaman tarih sizi bir pislik olarak mahkûm edecektir.”

Eurovision’ın ikinci yarıfinali için yapılan gösterilerde de İsrail’in kıyafetli provası sırasında Eden Golan, seyirci tarafından yuhalandı, şarkısını “Özgür Filistin” sloganları ile şarkısını söyledi.

VİDEO HABER | Eurovision 2024 Yarışması’nın ikinci yarı final kostümlü provasında, seyirci İsrail’i yuhaladı ve “Özgür Filistin” diye bağırdı. pic.twitter.com/kG0Qd2Cxot

Eden Golan, yuhalamalara “Beni hiçbir şey durduramaz” diyerek tepki gösterdi. İkinci yarıfinal gecesinde ise yuhalama sesleri duyulmadı. İsrail karşıtı Eurovision izleyicilerine göre, EBU yuhalama seslerini kısmak için şarkının sesi azaldığında salonun da sesini kıstı veya sahte alkış sesleri yükledi. Üstüne üstlük, İtalyan kamu televizyonu hatayla büyük ihtimalle yarıfinaldeki halk oylaması olduğu düşünülen sonuçları ekrana yansıttı ve bu rakamlarda İsrail’in %39 oy aldığı görüldü. Bunun üzerine İsrail, Hırvatistan’ın birinci olduğu bahislerde ikinci sıraya yükseldi.

İkinci yarıfinalde Belçika’yı temsil eden Mustii, “barış” dövmesiyle sahneye çıktı, şarkı kaydına göre kötü bir canlı vokal performans sonucu yarıfinali geçemese de sosyal mesajını seyirciye yansıttı.

Mustii’nin ülkesi Belçika’da ise kamu televizyonu çalışanları yarışma öncesinde bir reklam yayınlayarak İsrail’i protesto etti: “Bu bir sendikal eylemdir. İsrail’in insan hakları ihlallerini kınıyoruz.Ayrıca İsrail basın özgürlüğünü yok ediyor. Bu yüzden görüntüyü bir anlığına durduruyoruz.”

İsrail’in de yarıştığı Eurovision yarı finali öncesi Belçika’nın Flaman bölgesinin resmi kanalı VRT’de çıkan uyarı:

“Bu bir sendikal eylemdir. İsrail’in insan hakları ihlallerini kınıyoruz.Ayrıca İsrail basın özgürlüğünü yok ediyor. Bu yüzden görüntüyü bir anlığına durduruyoruz” pic.twitter.com/knsCQMdy13

İkinci yarıfinal sessiz geçmişti. Fakat basın toplantısında diğer yarışmacılar İsrail’e yönelik tepkilerini çok açıkça dile getirdi. Daha öncesinde İsrail ekibiyle fotoğraf çekinmek istemediği için gizlice fotoğrafı çekilen Hollandalı yarışmacı Joost, İsrailli Eden Golan’a “Burada bulunuyor olmanızın diğer sanatçıları tehlikeye düşürdüğünü düşünüyor musunuz?” sorusuna, moderatörün “İstersen cevaplamak zorunda değilsin” demesi üzerine araya girdi ve “Neden zorunda değil ki?” diyerek tepki gösterdi.

Joost, Eden Golan konuşurken kafasını kendi bayrağıyla örttü ve dinlemiyormuş gibi davrandı. Yunanistan’ı çok hareketli ve eğlenceli etnik pop bir şarkıyla temsil eden yarı Arap yarı Yunan kökenli Marina Satti ise basın toplantısında Eden konuşurken sıkıldığını ve uyumak istediğini belirten mimikler yaparak tepkisini gösterdi.

VİDEO HABER | Yunanistan’ı temsil eden yarı Yunan yarı Arap kökenli sanatçı Marina Satti, Eurovision yarı finali sonrası basın toplantısında konuşan İsrailli yarışmacı Eden Golan’ı mimikleriyle protesto etti. pic.twitter.com/ndVR69GtU9

Letonya’nın yarışmacısı Dons ise İsrail delegasyonunun yanında üzerine basa basa “her ülkenin özgür olması gerektiğini söyledi” ve isim vermeden Filistin’e ses verdi.

Genel olarak yarışmacılar İsrail ekibiyle fotoğraf vermemeye, samimi olmamaya çalışıyor, böylece hayranlarındna gelen tepkileri azaltmak istiyor. İkinci yarıfinalde sahne alan 2023 Eurovision ikincisi Finlandiyalı Kaarija, Eden ile dans ettiği görüntülerin yayılması üzerine “bu görüntülerin çekilip yayınlanmasını istemiyordum, rızam dışında oldu, İsrail’e herhangi bir siyasi desteğim yok” açıklaması yapmak zorunda dahi kaldı. Yani diğer yarışmacılar nezdinde İsrail, uluslararası toplumda gördüğü tepkilere ve tecrit çağrılarına çoktan maruz kaldı bile.

“Eurovision politik değil, sadece kültürel bir şarkı yarışmasıdır.” Bu cümle yarışmanın organizatörü Avrupa Yayın Birliği’nin bugünlerde en sık tekrarladığı cümle. Fakat artık kimse için ikna edici bir cümle değil. Özellikle yıllardır Bülent Özveren’in “komşular komşulara veriyor” serzenişleriyle Eurovision’ı izlemiş olan bizler için hiç değil. Fakat Rusya’nın ve Belarus’un hukuk devleti ve uluslararası hukuku çiğnediği için yaptırım öngörmesi karşısında İsrail’in yarışmaya hiçbir şey olmamış gibi devam etmesi bu söylemin inandırıcılığını tüm Avrupa nezdinde paramparça etti.

Günün sonunda İsrail de baştan sona politik bir kurguyla yarışmaya katıldı, İsrail’in politik duygularını yansıtan bir şarkı seçti, başbakan Netanyahu’dan ana muhalefet lideri Yair Lapid’e kadar bütün siyasetçileri Eden Golan’ın başarısına kitlendi. Türkiye’nin katıldığı zamanların aksine bütün dünyanın online oy kullanabildiği ve jüri oylarının çok önemli olduğu bu yarışmada İsrail’in başarılı olup olamayacağı, Filistin’in sesini sahneye taşıyanların sayısının artıp artmayacağı meçhul.

Bahislere göre İsrail şu anda ikinci sırada. Kalbi Filistin’de olan Eurovision hayranları gergin. İsrail’in bu gece final yarışmasında yuhalanıp yuhalanmayacağını, bu tepkinin ekrana yansıtılıp yansıtılmayacağını merak ediyorlar. İsrail ekibi ise kendi iç provalarında “Özgür Filistin” ve “yuh” sesleriyle dalga geçerek yarışmaya hazırlanıyor, bu nedenle de doğal olarak tepki çekiyor.

“Boo!” “Free Palestine!”

🇮🇱 Israel’s Eurovision entrant rehearses with sarcastic boos and chants from the Israeli delegation.#BanIsraelFromEurovision pic.twitter.com/n3dhWjFFJ7

Sonuçları takip etmek hiç olmadığı kadar heyecanlı. Zira Eurovision bu sene oldukça politik. Evet daha önce de politikti, fakat her şey bu kadar açık değildi.

İsrail’e tepki gösterenlerin kalbi sahip olduğu küresel platformu ve etki gücünü dünyanın gözü önünde yaşanan bir katliama ses olmak için kullanan vicdanlı sanatçılardan, binlerce kilometre uzaktan hiç görmedikleri, kendilerine hiç benzemeyen insanlara el uzatan, Filistin’i küreselleştiren kahramanlardan yana.

Şahsi dileğim ise Yunanistan’dan Marina Satti ve İrlanda’dan Bambie Thug’ın yolunun açık olması, milyonlarca kişinin izlediği bir gecede dünyanın gözü önünde yaşanan katliama dair tek bir söz söylemeyenlerin, bir jestte bulunmayanların ise utancının baki kalmasından yana.

İyi olan kazansın. Bakalım bu gece kim 2024 Eurovision şampiyonu olacak? Kim sesini milyonlara ulaştırabilecek?

QOSHE - “Eurovision politiktir”: İsrail ve Filistin, Eurovision’da kozlarını nasıl paylaşıyor? - Yunus Emre Erdölen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Eurovision politiktir”: İsrail ve Filistin, Eurovision’da kozlarını nasıl paylaşıyor?

66 1
11.05.2024

2018 Eurovision Yarışması’nı kazanan 25 yaşındaki Netta Barzilai, İsrail’e dördüncü zaferini getirmişti. Ortadoğu’da bulunan İsrail, 1973 yılından beri Eurovision’a katılıyor ve birçok ülkenin aksine yarışmaya özel bir önem veriyor, uzun bir süredir ülkeyi temsil edecek yarışmacıları halkın ilgisinin yoğun olduğu ulusal elemeler neticesinde seçiyordu. Netta, hareketli “Toy” şarkısıyla birinci olmuş, en yakın rakibi Güney Kıbrıs’a jüri ve halk oyları toplamında yaklaşık 100 puan fark atmıştı.

Yarışmayı kazanan İsrail, 2019 Eurovision’un da ev sahibi oldu. Yarışmanın birçok ülkenin başkent olarak tanımadığı Kudüs’te düzenlenme olasılığı boykot çağırılarını arttırdı, fakat Filistin konusunda duyarlı İrlanda, İzlanda ve İskandinav ülkeleri dahi günün sonunda yarışmayı boykot etmeme kararı aldı.

Hiçbir ülkenin boykot etmemesi İsrail için rahatlatıcı bir durumdu. Fakat bu rahatlık pek uzun sürmedi. İsrail’in ev sahipliğindeki 2019 Eurovision’u belki de Filistin’in en çok sahnede olduğu yarışma oldu. İzlanda’yı temsil eden BDSM temalı punk rock grubu Hatari, final gecesinde sakin bir şekilde ceplerinden çıkardıkları Filistin bayrağıyla milyonlarca kişiyi selamladı. Grup üyeleri daha öncesinde İsrail’e “Apartheid devleti” dedikleri için uyarılmıştı. Kıyafetleri, şarkı sözleri ve sahne şovlarıyla var olan bütün toplumsal normlara karşı çıkan bu grubun elbette “İsrail’i protesto etmeyin” uyarılarını dinlemesi pek mümkün değildi. Bu sahne 2019 Eurovision’ın en çok paylaşılan anlarından biri oldu. Bu popüler eylemin bedelini Avrupa Yayın Birliği, politik bir gösteri yapıldığı gerekçesiyle İzlanda’ya para cezası vererek ödetmeye çalıştı.

Yarışmada Filistin bayrağı açanlar sadece Hatari grubu değildi. Final gecesinde sahne alan Madonna da dansçılarına ve İsrail bayrağı taktırmış, kendince klasik bir barış mesajı vermek istemişti. Bu iyi niyetli ve çift taraflı barış çağrısı, İsrail’in pek hoşuna gitmedi. Bugün dahi birçok kritik konuda İsrail’in yanında yer alan Madonna, milyonlarca kişinin izlediği bir yarışmada İsrail bayrağının yanında olsa da yine de Filistin bayrağı gösterdiği için kınandı.

İzlanda, yarışmada 10. oldu. Fakat Hatari grubu, hem orjinal sahne şovları ve şarkılarıyla hem de İsrail’i ev sahibi olduğu bir yarışmada milyonların önünde kızdırmalarıyla geniş bir hayran kitlesine ulaştı. Yarışmadan hemen bir hafta sonra Filistinli eşcinsel sanatçı Bashar Murad ile birlikte yaptıkları “Klefi/Samed” adında bir şarkının klibini yayınladılar. Hatari, bu şarkının klibini Eurovision için gittikleri Filistin’de çekmişti.

Şarkı “Daha yeni başlıyorum, bitmeyeceğim. Değerliyim, silinmeyeceğim. Olduğum yerde kalıyorum, yok olmayacağım” sözleriyle Filistinlilerin, İsrail işgali karşısındaki yaşam mücadelesini anlatıyor, Filistinli şarkıcı Bashar Murad’ın Filistin bayrağını salladığı sahneleri içeriyordu.

Hatari, İsrail’in Filistinlilerin yaşadığı hak ihlallerinin üstünü Eurovision’un coşkuyla kutlandığı bir ülke PR’ını yırtıp atmakla kalmamış, Eurovision sonrası sahip oldukları şöhrete Filistinli bir şarkıcıyı da ortak etmişti. Bashar Murad daha sonrasında yine en az 2019 kadar siyasi tartışmaların gölgesinde geçecek bir başka yarışma olan 2024 Eurovision’da Hatari’nin memleketi İzlanda’yı temsil etmek için ulusal elemelere katıldı. “Wild West” şarkısıyla ulusal elemede 3 bin oy farkıyla birinciliği kaçıran Bashar Murad, Eurovision’a bir Filistinli olarak katılma şansını kaçırdı. Bashar Murad’ın ekibinin şaibeli olduğunu iddia ettiği bu oylama sonucu Filistinli bir sanatçı sahneye çıkma şansını kaybetmişti, fakat mikrofon Filistinlilerin peşini bırakmamış, Eurovision sahnesi yine Filistin’in sesi olmuştu.

Daha öncesinde Türkiye’nin son kez katıldığı 2012 Eurovision’u kazanan Fas kökenli İsveçli şarkıcı Loreen, 2023’ü de kazandığı için bu sene yarışmanın ev sahibi İsveç. Hamas’ın 7 Ekim ve İsrail’in Gazze saldırıları itibariyle, İsveç ve Avrupa Yayın Birliği, kendisini çok ateşli bir İsrail tartışmasının ortasında buldu. İzlanda, Finlandiya ve Norveç başta olmak üzere birçok ülkede Filistin destekçileri imza toplayarak İsrail’in yarışmadan çıkarılması için ulusal yayın organlarına başvurdu. Filistin destekçilerinin argümanları oldukça makuldu: İsrail, 7 Ekim sonrasında düzenlediği operasyonlarda çok sayıda sivili katletmiş, uluslararası hukuka dair en temel kuralları ayaklar altına almıştı. Bu nedenle 2022’de Ukrayna’yı işgal eden Rusya veya seçimlerin hileli geçtiği, muhaliflerin hapse atıldığı Belarus gibi yarışmadan diskalifiye edilmeliydi. Nitekim YouGov’un anketine göre de hem Gazze’deki katliam hem de İsrail’in Avrupa’da olmaması nedeniyle Eurovision izleyicisinin çoğunluğu İsrail’in Eurovision’a katılmasına karşı çıkıyordu.

Avrupa Yayın Birliği (EBU), İsrail’e yönelik uluslararası yaptırımların sayısının az olduğunu belirterek Rusya ve İsrail’in durumlarının farklı olduğunu söyledi ve İsrail’in yarışmaya katılacağını açıkladı. Üstüne üstlük, yarışmaya katılan ülkelerin bayrakları ve LGBT bayrağı dışında salona hiçbir bayrağın alınmaması kararını kabul ederek Filistin bayrağının protesto amacıyla alınmasını da yasakladı. Fakat İsrail’in ulusal yayın organı KAN, 7 Ekim Hamas saldırısını anlatan “Ekim Yağmuru” adlı bir siyasi şarkıyla yarışmaya katılma talebinde bulununca işler değişti. EBU, İsrail’in şarkısını reddetti ve sözlerin değiştirilmesini talep etti. İsrail de bunun üzerine “Fırtına” adlı bir şarkı seçti. Bu şarkı da İsrail’i temsil eden Eden Golan’ın kendi anlattığı üzere, kendi tabirleriyle “İsrail’in 7 Ekim’den sonra gösterdiği dirençle ve gururla” ilgili. Golan, bu şarkının İsraillilerin ruh halini yansıttığını katıldığı programlarda açıklıyor.

Şarkının yeni versiyonu eskisi kadar “açık” olmasa da oldukça politik.

“Senfoni, benimle birlikte çalıyor,

Gözlerimin içine bak ve gör

İnsanlar çekip giderler ama asla veda etmezler

Birisi bu gece ayı........

© Serbestiyet


Get it on Google Play