Muğla, Muğla olalı böylesine bir fahri üyelik görmedi. Cumhurbaşkanı Muğla’da seçim konuşması yaparken; “Fırsat buldukça Marmaris’teki devlet misafirhanesinde kendimi fahri (gönüllü demek) Muğlalı olarak da görüyorum” dedi.

Çok alçak gönüllü.

Süsü, püsü olmayan.

Gösterişten uzak.

Sade, yalın bir yapı.

Böyle tarif etti.

“Misafirhane” dedi.

★★★

22 yıldır bütün devlet kurumları, üst düzey bürokratlar, belediyeler, kamu parası yani halkın vergilerini harcayanlar; Marmaris’in Okluk Koyu’nda yaşatılan savurganlığı model aldılar.

Örnek oldu.

İğrenç savurganlık.

Tiksindirici israf.

Türkiye’yi esir aldı.

Devlet parasını harcama canavarlığının bu derecesi Türkiye tarihinde daha önce görülmedi. Kamu parasıyla mutlunun mutlusu bir iktidar sınıfı peydahlandı fakat halkın büyük çoğunluğu da bugün yüksek yapışkan enflasyonun pençesinde geçim derdine düştü.

Mutfaklar yanıyor.

★★★

8 yıl önceydi.

Marmaris Okluk Koyu’nda adı “Devlet Konuk Evi” konularak “300 odalı Yazlık Saray” yapımı hazırlıklarına başlanmıştı.

Saklayarak.

Gizleyerek.

Korkutarak.

Susturarak.

Temeli atıldı.

Temel harcından önce doğaya kıyıldı. 50 bin çam ağacı kesildi. 1/25 bin planında değişiklik yapıldı. 92 dönümlük arazi sit alanı olmaktan çıkarıldı. 10 bin 966 metrekare deniz kıyı alanı; taşıma kaya, çakıl, ince kalite kumla dolduruldu.

★★★

Kirişler, kazıklar, platformlar, usturmaçalar, babalar, merdivenler konularak hilal şeklinde bir sahil kumsalı yaratıldı. Çok pahalı yatların yanaşıp demirleyeceği bir liman oluşturuldu. Özel plaj yaratıldı. 3 helikopter pisti yapıldı. 300 kişinin aynı anda konaklayabileceği Yazlık Saray’ın etrafı Çin Seddi’ni andıran yaklaşık 4 metre yüksekliğinde ve kilometrelerce uzunlukta duvarlarla çevrildi.

Her şey görkemliydi.

Şatafat şaha kalktı.

★★★

Bir sorun vardı.

Bu görkemi, bu gösterişi, bu süslü püslü yapıyı, o koyun bin yıllık sakini balıkçılık ve çiftçilik yapan köylüler görüntüleriyle bozuyorlardı. Yazlık Saray’ın geniş arazisine bitişik Karaca, Kuzuotu, Malderesi köylülerine bir yazı gönderildi; “Milli Emlak Müdürü’nün odasına gelin. Arazilerinizi satın alacağız. Pazarlık görüşmeleri yapacağız” denildi. Tapulu araziler Yazlık Saray için kamulaştırılacaktı. Okluk Koyu’ndaki bu 3 köyün tarla- bahçe sahibi köylüleri, “arazilerimizi satmak istemiyoruz ama korkuyoruz” demişlerdi.

★★★

Muğla Marmaris’e korku girdi. Halktan gizleyerek, Milletten saklayarak temeller atıldı.

Yazlık saray yükseldi.

Misafirhane değildi.

Cumhurbaşkanı oraya yılda bir kez ya da iki kez dinlenmeye aile yakınları ve tanıdıklarıyla gelince bütün koy kapatılıyor; bölge denizden bir modern savaş gemisi fırkateyn, havadan insansız savaş araçları tarafından korunuyor. Koyun hemen girişinde ise sahil güvenlik, bölgeye kimseyi sokmuyor. Türkiye’de deniz kıyısında hiçbir lüks otelin ya da turistik tesisin bu büyüklükte kapalı koyu yok. 8 yıl sonra Cumhurbaşkanı, bu yapıya “misafirhane” demeyi uygun buldu.

★★★

Muğla!

Fahri üye kazandı.

Olan Türkiye’ye oldu.

Almanya, Japonya, Çin gibi ülkeler, “dışa mal satarak” büyüyorlar. Türkiye ise “dışarıya sattığından çok dışardan mal alarak” büyüyor. Ve açık veriyor. Açığı kapatmak için dış borçlanmaya eli mahkum. Ülkemizin şu anda 465 milyar dolar dış borcu var. Çok yüksek faiz ödeyerek borcu, borçla kapatıyoruz. Bunun sonucu olarak; dolar kuru içeride artıkça hayat pahalılığı patlayıp ekonomik kriz derinleşiyor. Ülkeyi bu duruma Okluk Koyu örneğinde olduğu gibi süslü saray yapıp, adına misafirhane deme modeli getirdi.

Borçlar Hukuku’nda “Tiksindirici Borç” diye bir kavram var. Bu kavramı ilk ortaya atan Alexander Nahum Sack (1995 yılında öldü) hukukçuydu. Şöyle açıklamıştı: “Devletin ihtiyaçları ve çıkarları için değil de despotik rejimi güçlendirmek ve kendine muhalefet eden nüfusu ezmek için borç alınırsa, bu borç tüm devlet için tiksindiricidir, gayri meşrudur, haksızdır.” Daha sonra 2002 yılında Michael Kramer ve Seema Jayachandran adlı hukukçular, bu açıklamaya şöyle bir yeni tanımla destek verdiler: “Halkın rızası olmadan yapılan ve onların yararına olmayan ülke borcu tiksindiricidir.” Tiksindirici borçla yapılan saray da tiksindirici olur.

QOSHE - Misafirhane! - Necati Doğru
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Misafirhane!

218 47
06.03.2024

Muğla, Muğla olalı böylesine bir fahri üyelik görmedi. Cumhurbaşkanı Muğla’da seçim konuşması yaparken; “Fırsat buldukça Marmaris’teki devlet misafirhanesinde kendimi fahri (gönüllü demek) Muğlalı olarak da görüyorum” dedi.

Çok alçak gönüllü.

Süsü, püsü olmayan.

Gösterişten uzak.

Sade, yalın bir yapı.

Böyle tarif etti.

“Misafirhane” dedi.

★★★

22 yıldır bütün devlet kurumları, üst düzey bürokratlar, belediyeler, kamu parası yani halkın vergilerini harcayanlar; Marmaris’in Okluk Koyu’nda yaşatılan savurganlığı model aldılar.

Örnek oldu.

İğrenç savurganlık.

Tiksindirici israf.

Türkiye’yi esir aldı.

Devlet parasını harcama canavarlığının bu derecesi Türkiye tarihinde daha önce görülmedi. Kamu parasıyla mutlunun mutlusu bir iktidar sınıfı peydahlandı fakat halkın büyük çoğunluğu da bugün yüksek yapışkan enflasyonun pençesinde geçim derdine düştü.

Mutfaklar yanıyor.

★★★

8 yıl önceydi.

Marmaris Okluk Koyu’nda adı “Devlet Konuk Evi” konularak “300 odalı Yazlık Saray” yapımı hazırlıklarına başlanmıştı.

Saklayarak.

Gizleyerek.

Korkutarak.

Susturarak.

Temeli atıldı.

Temel harcından önce doğaya kıyıldı. 50 bin çam ağacı kesildi. 1/25 bin planında değişiklik yapıldı. 92 dönümlük arazi sit alanı olmaktan çıkarıldı. 10 bin 966 metrekare deniz kıyı alanı; taşıma kaya, çakıl, ince........

© Sözcü


Get it on Google Play