Yunanistan ile ilişkilerimiz, tarihten gelen 'düşmanlıklar' sebebiyle hep inişli çıkışlı oldu. Zaman zaman ekonomik açılımlar, siyasi yumuşamaları getirmiş gibi görünse de, "Aslında halklar arasında sorun yok, sorun siyasi" gibi beylik laflar edilse de pekâlâ ne Yunanistan Türkler için, ne de Türkiye Yunan halkı için herhangi bir ülke değildir. Gerilim hissi hep vardır. 12 Adalar hep sıkıntıdır mesela. Ege uluslararası alanda uygulanan 12 Mil Konusu da sürekli Yunan tarafının ihlalleri sebebiyle Ege Denizi'nde suları ısıtır, savaş uçakları "dalaşır" falan... Salatımızı, dolmamızı, karnıyarığımızı, kahvemizi, yoğurdumuzu alıp üzerine 'Greek' yazmaları bile başlı başına sorundur aslında. Hele Avrupa ülkelerinde her yoğurdun üzerinde 'Greek Yogurt' yazısını görüp de siniri tepesine fırlamayan Türk var mıdır, çok emin değilim?.. Buna rağmen başta da dediğim gibi siyasi ilişkilerin yumuşama emareleri gösterdiği dönemler çok oldu yakın tarihimizde... 1999 yılında yoğun diyalog dönemi oldu mesela. O dönem iki ülke arasında siyasilerin yanı sıra iş dünyasının temsilcileri de 'mekik diplomasisi' yürüttü Ne alınır-satılır, birlikte nasıl iş yapılır diye epey çalışma yapıldı. Hatta "Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi" (YDİK) kuruldu ve sorunların bu çerçevede çözülmesi için girişimler yoğunlaştırıldı. 2010'da, 2013'te, ardından 2014 ve 2016 tarihlerinde iki ülke için de önemli bir kent olan İzmir'de İş Forumu bile düzenlendi. Ekonomik açılımlar siyasi ilişkilere de yansıdı. Aralık 2017'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan'ı ziyaret etti ve bu ziyaret iki ülke arasında 1952'den bu yana Devlet Başkanlığı seviyesinde yapılan ilk resmî ziyaret olarak tarihe geçti. Dönemin Yunanistan Başbakanı da 2019'da Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Ardından görüşmeler sıklaştı, bu da ekonomik ilişkilere yansıdı. 2010 yılında 2,5-3 milyar dolar olan iki ülke arasındaki ticaret hacmi, 2014'te yaklaşık 2 katına, 5,6 milyar dolara çıktı. Daha sonra yeniden 3 milyar dolarlara geriledi. 2002-2017 yılları arasında Yunanistan'dan ülkemize yaklaşık 6,9 milyar dolarlık yatırım söz konusu oldu. Türk sermayesi daha sonra ülkede banka şubesi açtı, bazı limanlar ortak oldu, konut alımına hız verdiyse de Yunanlıların Türkiye'deki yatırımları hep daha fazla oldu. Hatta bir Yunan bankacılık grubu, Türk bankasına yatırım dahi yapmıştı (NGB, Finansbank'ın yüzde 46'sını almış, daha sonra hissesini satmıştı). Fakat ülkenin en büyük gelir kaynağı olan turizmde Türklerin apayrı bir yeri var 'komşu' için... 2019'da, yani pandemi öncesinde 1 milyona yaklaşan Türk turist, komşuya, ziyarete gidiyordu. 2023'te adalara vizesiz giriş uygulamasıyla 1,7 milyona kadar ulaştı bu sayı. Hatta bu yılın ilk 4 ayında kapıda vize uygulaması ile Yunan adalarına Türk turist akını yaşandı ve geçen yılın 4 ayında 5 bin olan 5 adaya giden Türk turist sayısı bu yılın ilk 4 ayında 20 bini geçti. Yani komşunun 'bacasız sanayisine' epey katkı yaptık Türkler olarak... Yunanistan'ın genel ekonomik şartlarına bakarsak, yüzde 40'ı devlette olan bir ekonomi görürüz. Gayrisafi Yurt İçi Hasılasının yüzde 16,8'i sanayi, yüzde 4,1'i tarım ve yüzde 79,1'i hizmetler olarak sıralanır... Yani gemi taşımacılığı, turizm ve bankacılık ağırlıklı bir hizmet sektörü... Elverişli topaklarıyla tahıl, tütün, pirinç, zeytin, pamuk, meyve ve sebze üretir. Balıkçılıkta gelişmiş bir ülkedir. Onlar bizden 1,5 milyar dolar seviyesinde olmak üzere petrol gazları, petrol yağları, motorlu taşıtlar, metal aksamlı ürünler, örme mensucat, beyaz eşya ve bazı elektronik eşyaları alıyor. Türkiye olarak biz ise Yunanistan'dan işlenmiş ve ham gıda ürünü, işlenmemiş pamuk ve tütün, tekstil, kimya ürünleri, çimento ve rafine petrol ürünü satın alıyoruz... Peki, 2010 yılında kredi notu 4 kademe indirilip Ba1 (çöp) seviyesine çekilen, ülkeye gelen paranın, yatırımın, tahvillerin, borçlanma araçlarının da 'çöp' olarak değerlendirildiği, kamu borç oranı yüzde 1000'e kadar çıkan ülke, şimdi ne durumda? Notu A-3, yani 'yatırım yapılabilir' seviyeye çıktı... Çöpten çıkıp hızla yükselen bir duruma nasıl gelindi? 1981 yılında dâhil olduğu Avrupa Birliği üyeliği desek birçok şeyi anlatmış oluruz sanırım. Aradan geçen süre içerisinde üretimde büyük sıçramalar yapmadı. Borçlarına AB kefil oldu, yardımlarla besledi ve kamu borcunun GSYH'sine oranı ancak yüzde 168'lere çekilebildi ama ülke her nasılsa 'yatırım yapılabilir' seviyeye geldi. Tabii AB'nin açtığı büyük muslukların büyük katkısını görmeden geçmek olmaz yine. Yunan Başbakanının ziyareti önemli elbette ama burada asıl dikkat çekmek istediğim konu Avrupa Birliği... Zaman zaman hepimiz kızıyor ve "Amaan, almazlarsa almasınlar" diyoruz da, Yunanistan yaklaşık 10 sene içinde çöpten çıktı, büyüme yoluna girdi... Dünyanın 50'nci büyük ekonomisi ama kişi başına millî geliri 19 bin dolar seviyesinde. Bu gelirle de 'yüksek gelirli' ülkeler arasında. Üstelik dev borçlarına rağmen... İşte burada AB'nin katkısını yadsımadan ilişkilerin güçlendirilmesi ve ülkemizin nihai üyeliğine giden yolun açılması gerekiyor. Taviz vermeden, önceliklerimizden bir milim bile oynamadan, kırmızı çizgilerimize 'yaklaşılmasına' dahi izin vermeden... Yani ticari gücümüzle, üretim kabiliyetimiz, sanayimiz, ihracatımız, hukuki reformlarımızla... Evet, GSYH'si 209 milyar dolar (794 milyar dolarlık Türkiye'nin 3'te biri kadar), büyümesi yüzde 2, işsizliği yüzde 12'lerde olan ülke ile yeni bir dönem başlıyor. Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis Türkiye'yi ziyaret edecek. Miçotakis ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yılda 4'üncü defa bir araya gelecek ve önce Batı Trakya'daki Türk azınlık başta olmak üzere İstanköy ve Selanik'teki Türk soydaşları ilgilendiren konuları görüşecek. Bunun yanı sıra iki lider, 2000'lerin başında 6 milyar dolara kadar yükselip 3 milyar dolara inen, sonra yeniden aynı seviyeye ulaşan karşılıklı ticaretin artık hedeflenen 10 milyar dolara ulaşması için atılacak adımları değerlendirecek, savaş uçaklarında değil, ticarette yarışın gerçeklerini konuşarak farklı bir dönem başlatacaklar...

QOSHE - Yunanistan demişken AB ve Türkiye... - Canan Eraslan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yunanistan demişken AB ve Türkiye...

73 1
13.05.2024

Yunanistan ile ilişkilerimiz, tarihten gelen 'düşmanlıklar' sebebiyle hep inişli çıkışlı oldu. Zaman zaman ekonomik açılımlar, siyasi yumuşamaları getirmiş gibi görünse de, "Aslında halklar arasında sorun yok, sorun siyasi" gibi beylik laflar edilse de pekâlâ ne Yunanistan Türkler için, ne de Türkiye Yunan halkı için herhangi bir ülke değildir. Gerilim hissi hep vardır. 12 Adalar hep sıkıntıdır mesela. Ege uluslararası alanda uygulanan 12 Mil Konusu da sürekli Yunan tarafının ihlalleri sebebiyle Ege Denizi'nde suları ısıtır, savaş uçakları "dalaşır" falan... Salatımızı, dolmamızı, karnıyarığımızı, kahvemizi, yoğurdumuzu alıp üzerine 'Greek' yazmaları bile başlı başına sorundur aslında. Hele Avrupa ülkelerinde her yoğurdun üzerinde 'Greek Yogurt' yazısını görüp de siniri tepesine fırlamayan Türk var mıdır, çok emin değilim?.. Buna rağmen başta da dediğim gibi siyasi ilişkilerin yumuşama emareleri gösterdiği dönemler çok oldu yakın tarihimizde... 1999 yılında yoğun diyalog dönemi oldu mesela. O dönem iki ülke arasında siyasilerin yanı sıra iş dünyasının temsilcileri de 'mekik diplomasisi' yürüttü Ne alınır-satılır, birlikte nasıl iş yapılır diye epey çalışma yapıldı. Hatta "Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi" (YDİK) kuruldu ve sorunların bu çerçevede çözülmesi için girişimler yoğunlaştırıldı. 2010'da, 2013'te, ardından 2014 ve 2016 tarihlerinde iki ülke için de önemli bir kent olan İzmir'de İş Forumu bile düzenlendi. Ekonomik açılımlar siyasi ilişkilere de yansıdı. Aralık 2017'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan'ı ziyaret etti ve bu ziyaret iki ülke arasında 1952'den bu yana Devlet Başkanlığı seviyesinde yapılan ilk resmî ziyaret olarak tarihe geçti. Dönemin Yunanistan Başbakanı da 2019'da Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Ardından görüşmeler sıklaştı, bu da ekonomik ilişkilere yansıdı. 2010 yılında 2,5-3 milyar dolar olan iki ülke arasındaki ticaret hacmi, 2014'te yaklaşık 2 katına, 5,6 milyar dolara çıktı. Daha sonra yeniden 3........

© Türkiye


Get it on Google Play