“Gündüzleri Tatvan’da dolaşıyor akşama doğru fırından ekmek alıp eve geliyorum.” Yıl 1991... Erzincan’da Türkiye gazetesi bürosunda çalışıyorum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Çocuklarımın biri 4 biri 6 yaşında. Bir yıl evvel sevgili erkek kardeşim çalıştığı özel bir bankada açılan imtihanı kazanarak, Bitlis'in Tatvan ilçesine şef olarak görevlendirilmişti. Kardeşim de evli ve iki çocuk babasıydı. Kendisiyle yaklaşık bir yıldır görüşemiyorduk. Bir gün bana telefon açtı: -Abi sizleri çok özledik. Ramazan Bayramı’nda buyurun Tatvan'a gelin, hasret giderelim. Tabii o sıralar bazı sıkıntılar vardı. Tatvan’a direkt otobüs yoktu. Önce Erzurum’a sonra Van'a oradan da Tatvan’a geçilecek diye ince hesaplar yaptım. Bir de yine o sıralar terör olayları sıçrama yapmış, asayişi kontrol için yollar sık kesiliyordu. Benim de hem arabam yoktu hem o dönemde ehliyetim yoktu. Kardeşime gelmeyi çok istediğimi lakin mevcut şartlardan dolayı gelemeyeceğimi bildirdim. Aradan birkaç gün geçmişti ki kardeşim beni aradı. -Abi bizim bankanın Bitlis şubesinde şeflik yapan bir arkadaş Erzincan’a 60 km uzakta bulunan Kelkit ilçesine gitmek için özel bir taksi tuttu. Taksi o arkadaşı Kelkit’e bırakıp boş dönecek. Akabinde dönüş için Kelkit’e boş gidip o arkadaşı geri getirecek. Konuştum kendileriyle taksici bu süreçlerde sizi alıp tekrar geri götürecek. Bu güzel bir fırsattı. Tabii ben de çok sevindim ve “olur” dedim. Taksi şoförü “Maşallah” isminde biriydi. Kelkitli şefi Kelkit’e bırakıp bizi aldı doğru Tatvan’a kardeşimin evinin önüne kadar getirdi. Ramazan Bayramı’na bir hafta vardı. Neşe içinde kardeşimin evine yerleştik. Ben gündüzleri hem Tatvan’da dolaşıyor hem de akşama doğru fırından ekmek alıp eve geliyorum. Hep beraber iftar yapıyoruz. Yine bir gün fırına girdim. Kalabalık ve sıra uzundu. Ben de müsaidim. Sıraya girdim. Pide çıkıyor lakin bekleyenlerin ailelerinde nüfus kalabalık. Yani sıradaki her kişi en az 10 pide filan alıyor. Haliyle fırından çıkan pideler bir kişi alınca on kişi birer pide almış gibi oluyor ve pideler bitince sıra hayli yavaş ilerliyor. Tam o esnada fırıncı bana baktı ve kızarak elindeki ekmek küreğini fırlattı: -Sen orada ne yapıyorsun? DEVAMI YARIN

QOSHE - Tatvan’da misafirperverlik - Ünal Bolat
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Tatvan’da misafirperverlik

68 6
13.05.2024

“Gündüzleri Tatvan’da dolaşıyor akşama doğru fırından ekmek alıp eve geliyorum.” Yıl 1991... Erzincan’da Türkiye gazetesi bürosunda çalışıyorum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Çocuklarımın biri 4 biri 6 yaşında. Bir yıl evvel sevgili erkek kardeşim çalıştığı özel bir bankada açılan imtihanı kazanarak, Bitlis'in Tatvan ilçesine şef olarak görevlendirilmişti. Kardeşim de evli ve iki çocuk babasıydı. Kendisiyle yaklaşık bir yıldır görüşemiyorduk. Bir gün bana telefon açtı: -Abi sizleri çok özledik. Ramazan Bayramı’nda buyurun Tatvan'a gelin, hasret giderelim. Tabii o sıralar bazı sıkıntılar vardı. Tatvan’a direkt otobüs yoktu. Önce Erzurum’a sonra Van'a oradan da Tatvan’a geçilecek diye ince hesaplar yaptım. Bir de........

© Türkiye


Get it on Google Play