1993 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin yıkılması ve yerine Rusya yanında pek çok bağımsız onlarca devlet kurulması ve bunların ekseriyetinin Türk dili devletler olması ve bu devletler stabil olan Azerbaycan’da TC devleti tarafından başta üniversiteler olmak olmakla devletin pek çok kuruluşlarında görev yapmak üzere Birleşmiş Milletler’de UNV, UNDP KALKINMA PROGRAMLARINDA görevlendirildim.!

İlk yaptığım iş bütçesi çok yüksek olan Birleşmiş Milletler’de bir projeyi hayata geçirmek oldu!

Yıl 1995-1999 yıllarında başta üniversitelerdeki bu konudaki alanda yapılan çalışmalar bilgi notları ve bunların Birleşmiş Milletler, UNESCO’ya takdimi ile 1999 yılında UNESCO yılı “Dede Korkut 1300” adıyla Dede Korkut kitabı kültür mirasları arasına ilk defa alınmıştır.!

Daha sonra Azerbaycan’da kaldığım dönemlerde planlı ekonomiden pazar ekonomisine geçişle ilgili ders verdiğim üniversitelerdeki Türkolog ve diğer tarih âlimlerle yaptığımız istişarelerde bu konuda kaynak kitap olarak kabul edilen UNESCO’nun hazırladığı bu kitap, Dede Korkut’un yaşadığı yerler coğrafyalar yanında “Oğuzlar’ın Tabiatı” o bölgelerdeki bitki türleri, hayvan türleri, insanların yaşam tarzları ve daha pek çok özellikler destansı olarak dile getirilmiş ve insanlığa ve tarihimize kazandırılmıştır..!

Milli Eğitim Bakanlığı yeni müfredatı hazırlanırken!

Birleşmiş Milletler teşkilatının UNESCO nezdinde kabul gören bir kültür hizmeti olarak yayınladığı bu eser ve kabulde, bundaki en önemli kabulü de bizim bu bölgede Türk devletleri ile ilgili ve Türk destanları, Türk kültürü, Türk töresi ile yaptığımız raporların kabul görüp onaylanması esas olmuş ben de buraya bunu tarihe kayıt düşsün diye yazıyorum!!

Türkiye’de Dede Korkut’u sadece ismini duyanlara hem Kültür Bakanlığı hem Milli Eğitim Bakanlığında 30 yıl önce yaptığımız bu Türk destanları ve Dede Korkut çalışmamız bir ışık olabilir..!

Bu destanlarda Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Türklerin ataları hakkında ve kadına verilen önem hakkında çok detay göze çarpmaktadır.!

İlk yaptığımız çalışmalarda, konu ile ilgili bir başka örnek ise II. Göktürk Kağanlarından Bilge Kağan ölünce yerine tahta çıkan oğulları devleti iyi idare edemeyince Tonyukuk’un kızı olan annesi Po-Fu devlet işlerine müdahale etmeye başlamıştır.

Türk töresi ve kültürü Dede Korkut kitabında!

Nitekim Dede Korkut hikâyelerinden olan Bamsı Beyrek hikâyesinde yer alan “Banu Çiçek” bunun en güzel örneklerden biridir.

Bir başka örnek ise Selcen Hatun’dur. Selcen Hatun, düşmanların gece kocasına baskın yapmasından korkmaktadır. Kocasını uyarır, savaş başlar. Mücadele esnasında kocasının atı yaralanır. Savaşa hazır bir şekilde kenarda bekleyen Selcen Hatun atını düşmanların üzerine sürer ve düşmanları kılıçtan geçirmeye başlar.

Manas destanı dün olduğu gibi bugüne de işaret eden kurtuluş destanlarıyla doludur!

Yine Manas Destanında ise kahraman Manasa zehir verilerek atıldığı çukurdan kurtaran eşi Kanikey Hatun ile oğlu Uruz’u kurtarmak için düşman ile savaşan Kazan Bey’in karısı Burla Hatun kadın kahramanlardan bir kaçıdır.

Türk kadınlarının ahlakı dünyaca bilinmektedir!

Ünlü İtalyan gezgini Marco Polo, bir seyahatname klasiği olan ‘İl Millione’ adlı yapıtında, Türk kadınlarının ‘ahlaki temizliğini’ över ve onların “tüm dünyanın en temiz ve ahlaklı” kadınları olduğunu söyler… Tedirgin etme (taciz), kadına saldırganlık (tecavüz), evlilik dışı ilişki (zina) gibi cinsel suçlar eski Türk toplumunda yok denecek kadar azdır.

Kadına saldırının Türk hukukundaki cezası ölümdür. Tecavüze uğrayan kadın toplumdan dışlanmaz, ona sahip çıkılır.

Evlilik dışı çocuğu olursa kadın ulu bir kayın ağacıyla evlendirilir (kayınbaba, kaynana, sözcükleri buradan gelir), çocuk bu yolla meşrulaştırılır. Günümüzde töre cinayeti adı verilen olayların, Türk töresiyle bir ilgisi yoktur. Basında sıkça kullanılan bu tanım, Türk geleneklerini yıpratma amacını taşımaktadır…

Eski Türklerde, tecavüze uğrayan kadına sahip çıkılırken; namusunu korumayan kadın hoş görülmez. Eski Türk inancına göre, Doğum Tanrısı (Ayzıt), “ne denli yalvarırlarsa yalvarsınlar, namusunu korumamış kadınların yardımına” gelmez…

10. yüzyılın ünlü coğrafyacısı al-Balhi, kitâb al-bad va’l-tarih adlı kitaplarda kadın Türklerde eşit haklara sahiptir derken;

12. yüzyıl tarihçilerinden İbn Cübeyr, ‘Türk ülkelerinde kadına gösterilen saygıyı, başka hiçbir yerde’ görmediğini söyler…

14. yüzyılın ünlü Arap gezgini İbn Batuda, ünlü ‘Seyahatname’sinde, Orta Asya’daki Türk soylu kadınından övgüyle bahsederken,

Türk kadınlarının tek eşli cesur ve çocuklarına sahip çıkan, savaşçı, devlet yöneticisi ve daima eşinin yanında her alanda beraber ve destek olan… gibi özelliklerinden övgüyle bahsederken bugün Türkiye’de az kullanılsa da orta Asya’da çok kullanılan “hayat yoldaşım, çocuklarımın anası, han’ım… vs” sözü de bu yukarıdaki bilgileri doğrulamaktadır ..!

Bugün Türkiye’de kadına verilen önem, Orta Asya’daki Türklerin kadına verdiği önemle kıyaslandığında; kadın haklarında nereden nereye gelindiği hakkında insanlığa bir fikir verecektir..!

Devam edecek..!

WhatsApp bilgi ve ihbar hattı: 0530 200 00 96

QOSHE - Dede Korkut, Türk Destanları’nın kaynağıdır! - Ahmet Maranki
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dede Korkut, Türk Destanları’nın kaynağıdır!

31 28
10.05.2024

1993 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin yıkılması ve yerine Rusya yanında pek çok bağımsız onlarca devlet kurulması ve bunların ekseriyetinin Türk dili devletler olması ve bu devletler stabil olan Azerbaycan’da TC devleti tarafından başta üniversiteler olmak olmakla devletin pek çok kuruluşlarında görev yapmak üzere Birleşmiş Milletler’de UNV, UNDP KALKINMA PROGRAMLARINDA görevlendirildim.!

İlk yaptığım iş bütçesi çok yüksek olan Birleşmiş Milletler’de bir projeyi hayata geçirmek oldu!

Yıl 1995-1999 yıllarında başta üniversitelerdeki bu konudaki alanda yapılan çalışmalar bilgi notları ve bunların Birleşmiş Milletler, UNESCO’ya takdimi ile 1999 yılında UNESCO yılı “Dede Korkut 1300” adıyla Dede Korkut kitabı kültür mirasları arasına ilk defa alınmıştır.!

Daha sonra Azerbaycan’da kaldığım dönemlerde planlı ekonomiden pazar ekonomisine geçişle ilgili ders verdiğim üniversitelerdeki Türkolog ve diğer tarih âlimlerle yaptığımız istişarelerde bu konuda kaynak kitap olarak kabul edilen UNESCO’nun hazırladığı bu kitap, Dede Korkut’un yaşadığı yerler coğrafyalar yanında “Oğuzlar’ın Tabiatı” o bölgelerdeki bitki türleri, hayvan türleri, insanların yaşam tarzları ve daha pek çok özellikler destansı olarak dile getirilmiş ve insanlığa ve tarihimize kazandırılmıştır..!

Milli Eğitim Bakanlığı yeni müfredatı hazırlanırken!

Birleşmiş Milletler teşkilatının UNESCO nezdinde kabul gören bir kültür hizmeti olarak yayınladığı bu eser ve kabulde, bundaki en önemli kabulü de bizim bu bölgede Türk devletleri ile ilgili ve Türk destanları, Türk kültürü, Türk töresi ile yaptığımız raporların kabul görüp onaylanması esas olmuş ben de buraya bunu tarihe kayıt düşsün diye yazıyorum!!

Türkiye’de Dede Korkut’u sadece........

© Yeni Akit


Get it on Google Play