Bu iki nikâh “türünün” birbiriyle ilişkisi ve nikâhın “resmî ve dolayısıyla laik” bir akit sayılması meselesi yıllardır tartışılır idi.

Bu konuda demokratik bir açılım arayan Türkiye, nihayet, bir süre önce, AK Parti iktidarı döneminde, müftülere de resmî nikâh kıyma yetkisi vermek suretiyle meseleyi çözmüş gibi oldu.

Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı ve Müftülükler bu işe istekli olmadı. “Gelenin nikâhını kıyarız ama biz salona vesaireye gitmeyiz” dediler. Böylece imkan ihtimal olarak kaldı.

O kadar ki, dindar aileler de hatta dindar siyasetçiler de kendilerinin ya da çocuklarının nikâhlarını müftüye değil belediyenin nikâh memuruna kıydırıyor.

Birileri bu yolla dinî nikâh-laik nikâh ayrımını ortadan kaldırıp belediye nikâhını tümden dinî nikâha dönüştürmeyi hedefliyor olabilir. Ama bunun da tutmayacağı belli.

Çünkü neticede belediyede nikâh kıydıranların azımsanmayacak bir kısmı –belki %10’u ya da %20’si- olaya dinî yönü de olan bir eylem gözüyle bakmıyor, adeta laik bir yaklaşımla hareket ediyor.

Geri kalan grup, nikâhı belediye memuruna kıydırıyor ama yapabilirse aynı mekânda duasını da yapıyor ya da yaptırıyor ve hatta fırsatını bulursa duayı da belediyenin nikâh memuruna yaptırmaya çalışıyor.

Ama işte burada problem başlıyor.

Bazı belediye başkanları “dinî nikâh isteyen müftüye gitsin, biz ancak laik bir işi yaparız, dua filan edemeyiz” diyor. Bazıları da –af buyurunuz, sanki heladaymış gibi- abartıp “bizim olduğumuz yerde dua falan olmaz, duanızı sonradan nerede isterseniz yapın” demeye kalkıyor.

Nitekim geçen günlerde İzmir’de böyle bir kötü örnek ortaya çıktı.

Karşıyaka Belediyesi Zübeyde Hanım Nikâh Sarayında düzenlenen nikâh töreni öncesinde, çiftin yakınlarından biri mikrofonu kapmış ve dua etmek istemiş. Ama –muhtemelen mikrofonun kötüye kullanılması riskinin baskısı altında olan- nikâh memuresi, “Beyefendi, burası bir resmî daire. Burada mikrofona izin vermiyoruz, resmî nikâh kıyıyoruz. Evde yapabilirsiniz.” diyerek duayı engellemiş. Mikrofon elinden alınan duacı hoca, -kahır duası mı hayır duası mı bilinmez ama- yine de duasını etmiş.

Görüntüler sosyal medyada paylaşılıp da nikâh memuru hedef haline getirilince Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı, nikâh memuru hakkında “halkın bir kesimini aşağılama ve dinî değerleri aşağılama” suçundan tırı vırı bir soruşturma başlatmış. İçişleri Bakanlığı da ıvır zıvır konuyla ilgili müfettiş görevlendirildiğini duyurmuş ve böylece birilerinin frenine basıp gazını almışlar.

Karşıyaka Belediye Başkanı Behiye Yıldız Ünsal dahi alttan almış ve katıp karıştırmış: “Bizde Medeni Kanuna göre nikah kıyılıyor. Müftülüklerde de imam nikahı kıyılıyor. Burada mesele izinsiz söz alınması. … Keşke bu duayla ilgili önceden bilgi verilseydi. Bir iletişim kazası olarak değerlendiriyorum. Burada herkes Müslüman, kalkıp duaya bağlanmamalı. Müslümanlık dua etmekle olmuyor. … Arkadaşımız kurallara uygun davranmaya çalışmıştır.” demiş.

Olay garip. Savcının ve Bakanlığın soruşturma başlatması garip. Olayın, çoğunlukla müftü nikâhı işine de itiraz eden CHP’lilerin çok meraklı olduğu Zübeyde Hanım Nikâh Sarayı adlı bir salonda olması garip.

“Ben garip eşim garip” gibi yani.

Neresinden bakarsak bakalım garip…

QOSHE - Zübeyde Hanımın nikâh sarayı - Ahmet Battal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Zübeyde Hanımın nikâh sarayı

55 1
11.05.2024

Bu iki nikâh “türünün” birbiriyle ilişkisi ve nikâhın “resmî ve dolayısıyla laik” bir akit sayılması meselesi yıllardır tartışılır idi.

Bu konuda demokratik bir açılım arayan Türkiye, nihayet, bir süre önce, AK Parti iktidarı döneminde, müftülere de resmî nikâh kıyma yetkisi vermek suretiyle meseleyi çözmüş gibi oldu.

Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı ve Müftülükler bu işe istekli olmadı. “Gelenin nikâhını kıyarız ama biz salona vesaireye gitmeyiz” dediler. Böylece imkan ihtimal olarak kaldı.

O kadar ki, dindar aileler de hatta dindar siyasetçiler de kendilerinin ya da çocuklarının nikâhlarını müftüye değil belediyenin nikâh memuruna kıydırıyor.

Birileri bu yolla dinî nikâh-laik nikâh ayrımını ortadan kaldırıp belediye nikâhını tümden dinî nikâha dönüştürmeyi hedefliyor olabilir. Ama bunun da tutmayacağı belli.

Çünkü neticede belediyede nikâh kıydıranların azımsanmayacak bir kısmı –belki ’u ya da ’si- olaya dinî yönü de olan bir eylem gözüyle bakmıyor, adeta laik bir yaklaşımla hareket ediyor.

Geri kalan grup, nikâhı belediye memuruna........

© Yeni Asya


Get it on Google Play