Görüşme öncesi çekilen görüntülerdeki “boş koltuk” ve bunun sembolik “mesaj”ı üzerine de çok yorum yapıldı, ama bizatihî görüşmenin kendisi ve muhtevası çok daha esaslı değerlendirilmesi gereken bir hadiseydi.

Herşeyden önce bu görüşme, 31 Mart seçiminden çıkan sonucun bir yansıması. Anamuhalefet partisinin bu seçimden birinci çıkması Erdoğan’ı buna mecbur bıraktı. Önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçim sürecinde de muhalefeti “teröre destek ve ihanet”le suçlamışken, sandıkta milletin yaptığı tercih onu böyle bir U dönüşüne zorladı.

Eğer farklı bir sonuç çıkmış, seçimi iktidar partisi kazanmış olsaydı böyle bir görüşme gündeme gelmez, hatta hayal ve telaffuz dahi edilemezdi.

Görüşme sonrası Erdoğan’ın “siyasette yumuşama ihtiyacı”ndan söz edip bu yönde yeni bir dönem başladığını söylemesi dikkat çekti. Oysa bahsettiği ihtiyacı doğuran gerilimin asıl sebebi, başında bulunduğu iktidarın ve ortaklarının ayrıştırıcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı ve kamplaştırıcı söylem ve politikalarıydı. Ve özellikle tek adam rejimiyle birlikte ülkeyi adalet, hukuk ve demokrasinin çok uzaklarına savuran uygulamalardı.

Bunlar halen de devam ediyor. Son örneklerinden bazıları, 1 Mayıs’taki polis terörü ve tutuklamalar. Engellenmesi AYM’nin “hak ihlali” kararına konu olan “Kanun Hükmünde” belgeselinin evvela Antalya Altın Portakal Festivalinde, ardından İşçi Filmleri Festivalinin Ankara ve İstanbul’daki gösterimlerine keyfî şekilde müsaade edilmemesi. Keza AİHM’in Yalçınkaya kararına rağmen hukuksuz operasyonlara hâlâ son verilmemesi.

Bir taraftan “yumuşama” ihtiyacından dem vurulurken diğer taraftan bu hukuksuzlukların hız kesmeden tamgaz devam ediyor olması, yine iktidar siyasetinin samimiyetsizliğini gösteriyor.

Ve seçim sonucunun mecbur bıraktığı görüşmeyi, iktidarın ne zamandan beri peşinde olduğu “yeni anayasa” projesine anamuhalefeti de ortak etmek için kullanma niyetini ele veriyor.

Bu proje ile varmak istediği asıl hedefin ise Erdoğan’a dördüncü kez aday olma yolunu açmak ve tek adam rejimini daha da tahkim edip pekiştirerek sürdürmek olduğu çok belli ve aşikâr.

Anamuhalefet bu oyuna gelmemeli ve alet olmamalı. Tersine hukuk ve demokrasi vurgularını, bütün hukuksuzluk mağdurlarını kapsayacak mesajlarla seslendirmeli ve demokratik muhalefeti parlamenter sistem ortak paydasında buluşturma çabalarını canlandırarak tek adam rejimine karşı demokrasi mücadelesini güçlendirmeli.

QOSHE - Siyasette yumuşama derken... - Kâzım Güleçyüz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Siyasette yumuşama derken...

84 9
07.05.2024

Görüşme öncesi çekilen görüntülerdeki “boş koltuk” ve bunun sembolik “mesaj”ı üzerine de çok yorum yapıldı, ama bizatihî görüşmenin kendisi ve muhtevası çok daha esaslı değerlendirilmesi gereken bir hadiseydi.

Herşeyden önce bu görüşme, 31 Mart seçiminden çıkan sonucun bir yansıması. Anamuhalefet partisinin bu seçimden birinci çıkması Erdoğan’ı buna mecbur bıraktı. Önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçim sürecinde de muhalefeti “teröre destek ve ihanet”le suçlamışken, sandıkta milletin yaptığı tercih onu böyle bir U dönüşüne zorladı.

Eğer farklı bir sonuç çıkmış, seçimi iktidar partisi kazanmış olsaydı böyle bir görüşme gündeme gelmez, hatta hayal ve telaffuz dahi edilemezdi.

Görüşme sonrası Erdoğan’ın “siyasette yumuşama ihtiyacı”ndan söz edip bu yönde yeni bir........

© Yeni Asya


Get it on Google Play