Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, 43 yıllık çalışma hayatını noktaladı…
Şefik, TAK Ajansı’ndan sevgili Rahme Çiftçioğlu’nun sorularını yanıtladı ve çok önemli mesajlar verdi…

-*-*-

Narin hanım, bu söyleşide belki hiç siyaset yapmadı ama rutubetten nem kapan ben; verdiği mesajların tamamen siyasi içerikli olduğu yorumunu çıkardım!

-*-*-

Neden?
Mesela Narin hanım dedi ki, “… Yargıya kötü niyetle yaklaşıldığını düşünmüyorum ama öncelikler sıralamasında sorun var”…

-*-*-

Çok kibar bir ifade ama bu kibar ve sade ifadenin arkasında, “kesinlikle yargıya müdahale edip, onu da kontrol altına almak isteyenler var” mesajı bulunduğundan eminim!

-*-*-

Zaten bir başka cümlede bu “mesaj” daha açık veriliyor!
Ne diyor Narin hanım; “… Adalet Bakanlığı (oluşturulması) yargı bağımsızlığını tehlikeye atabilir…”

-*-*-

Peki, kimin fikridir Adalet Bakanlığı?
“Fikri’nin fikri değildir sanırım” esprisi bir yana, evet, bu fikir, Türkiye’den ihraç edilmek istenen ve yargıyı siyasete bağlamayı hedefleyen en ciddi “ahlaksız teklif” ya da “ahlaksız talmiat”lardan biridir!

-*-*-

Ne acıdır ki hala yargının “bina ve personel sıkıntıları devam ediyor…”

-*-*-

Peki neden hem Cumhurbaşkanlığı hem de Meclis için külliyeye milyarlar harcandı da aynı külliyede asıl ihtiyacı olan yargı düşünülmedi?

-*-*-

Paranoyak oluşuma verebilirsiniz ama Türkiye, burada bile, kendine sadık iki kurumu tercih etti!
Ne acı!

-*-*-

Yüksek Mahkeme tam altı yıldır araba talep ediyor!
Ve alınmıyor!
Şefik, göreve yeni başlayan icra memurlarının icraya gidecek araç bulamadığını, eskilerin tamir için müthiş paralar harcandığını kaydediyor!
Yine de Narin hanım, “Yargıya kötü niyetle yaklaşıldığını düşünmüyorum ama öncelikler sıralamasında sorun var” diyebiliyor, diyor!
Oysa apaçıktır ki KKTC’yi yöneten “kötü insanlar”, yargıya yeterince hakim olamadıkları için, “kaprisli bir ahlaksızlık” tavrı ile aklı sıra ceza veriyor!

-*-*-

Oysa bu aklı sıra ahlaksız cezadan zarar gören toplumdur!
Bunlar bunun farkında değildir; Türkiye ise zaten kasten yapmaktadır!

-*-*-

TAK’ın haberine göre, “… Önceki açıklamalarında olduğu gibi dava sayısının çok olduğunu, yargıç sayısının artırılması gerektiğini yineleyen Şefik, ‘Günlük dava listesi, bir kişinin görevini layığıyla yerine getirebileceği sayının çok üzerinde’ dyor…

-*-*-

Narin hanımın genç nesille alakalı beklentisi de bence çok önemli çünkü yargının “zorba dilbandi hırsız ekibine” teslim olmaması adına, bu güvenin kırılmaması şart!

-*-*-

Son dönemde yürütülen diploma soruşturmasının sorulması üzerine Şefik, “Umarım geçersiz/sahte diploma konusu ile ilgili kişiler deşifre olurlar ve suç işlediğinizde, yanlış yaptığınızda kim olursanız olun bunun yanınıza kalmayacağı gerçeği bir kez daha anlaşılır. Bizim ülke koşullarında başarı gösterebileceğimiz alanlar sınırlıdır. Eğitim de bunların en önemlilerinden biridir. Bu alanı da kendi elimizle mahvedersek toplumla en büyük kötülüğü yapmış oluruz” diyor.

-*-*-

Bence burada da mesaj açık:
“Eğitim, ülke koşullarında başarı gösterebileceğimiz bir alan ve kendi elimizle mahvettik!”
Mahvedenler kim?
Al biri iki istisnayı dışarı, ne kadar faşo hırsız varsa hepsi be gavollem…
Okul MHP’li vekilin yani!

-*-*-

Ve son bir mesaj…
Şefik dedi ki, “Tanıdığı vasıtasıyla her işi yaptırabileceğini, sorumluluklarından kaçabileceğini, hatta yaptığı yolsuzluğun örtbas edilebileceğini düşünen insanlarımız var hala”…
Çok doğru!
Ama söylenmeyen bir şey daha söz konusu: Yolsuzlukları evet örtbas edilenler çooook!

İnsana hatalı kan vermek, otomobile
mazot yerine benzin koymaya benzemez!

Arabahmet İlkokulu müdiresi Ayla Dalgalan yaşamını yitirdi…
Polis bu ölüm olayıyla ilgili kendine düşen görevi yaptı ve yazılı açıklama yayınlandı…

-*-*-

Bu açıklamada, Lefkoşa’da sakin 56 yaşındaki Dalgalan’ın orak anemisi, mitral kapak yetmezliği ve yanlış kan transfüzyonu (dışardan kan alma) tanısıyla tedavi gördüğü Yakındoğu Hastanesi yoğun bakımın servisinde önceki gece yaşamını yitirdiği belirtildi.

-*-*-

Ve Polis Basın Subaylığı, olaya ilişkin soruşturmanın devam ettiğini açıkladı…
Orak anemisi ile ilgili olarak bir doktor arkadaşımı aradım, “… 50’li yaşlarda bu genetik hastalık öldürebilir, yüksek olasılıkla öldürür” dedi kısaca…

-*-*-

Mitral kapak yetmezliği nedir peki?
Aynı doktor, bunun da bir kalp kapakçığı rahatsızlığı olduğunu özetledi…
Bazı tıbbi terimlerle anlattı ama pek anlamadım…

-*-*-

Ancak, iyi tamam “orak anemisi de mitral kapak yetmezliği de sıkıntılı ve zor konular” ama “yanlış kan transfüzyonu” nedir ya hu?

-*-*-

Birileri, hocanıma yanlış kan vermiş!
Büyük bir hata!
Ama hepsinden öteye, “affedilmez” bir hata!

-*-*-

Otomobile benzin yerine mazot koymaya benzemez be canım!
Ama ne acıdır, öyle duygusuz, öyle sevgisiz, öyle saygısız olduk ki; inanın, bu meseleye de böyle bakacağız, eminim!
Ülkede her türlü hatayı, her türlü usulsüzlüğü, yolsuzluğu, sahteciliği, her türlü abukluğu gayet normal karşılamaya alıştık artık!

-*-*-

Hocanıma Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine, çalışma arkadaşlarına ve öğrencilerine başsağlığı dilerim…

Çok yoruldu!

Kayıp Şahıslar Komitesi’nin (KŞK) Larnaka’ya bağlı Truilli köyündeki kazısında bulunan ve kimlik tespiti tamamlanan 1963 kayıplarından şehit Fuat Niyazi’nin naaşı askeri törenle dün Lefkoşa Mezarlığı’nda bulunan şehitliğe defnedildi…
Allah rahmet eylesin…

-*-*-

Defin törenine, Ersin Tatar da katıldı ve tabii ki konuşma yaptı…
Tatar, Kıbrıs’ta olası bir anlaşmada önceliğin Kıbrıslı Türklerin güvenliğine verileceğini söyledi…
Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin kırmızı çizgi olacağını kaydeden Tatar, bunun yaşamsal öneme sahip olduğunu belirtti…

-*-*-

Eşit, egemen, üçlü konferans falan?
TAK Ajansı’nın haberinde bunlar yok!

-*-*-

Tatar çok yorgundur!
Fiziken de ruhen de tükenmiş durumdadır ve bunu görmemek imkansızdır…

-*-*-

Göçmenköy’ün şampiyon olduğu kupa finalinde uyuya kalmıştır; Pergamalılar gecesinde, “Akdoğan’ı şampiyon yapacağız” diye bağırırken, “nedir be bunun dediği” sesleri yükselmiştir!

-*-*-

Diyeceğim şudur ki, istifa etmesi lazım ama etmeyecek…
Ettirilmesi lazım ama kımıldayan yok…
Susması ve sosyal medya paylaşımlarından uzaklaşması kaçınılmaz çünkü tamamen ipin ucu kaçtı…

-*-*-

Peki bugün çok şey değişir mi?
Bekliyoruz!

-*-*-

Türkiye’de çok önemli bir buluşma var bugün!
Öncelik güvenliğimizdir, tamam, kabul!
Eşit egemen devlet mi?
O da ne?
Tayyip bey siz duydunuz mu böyle bir şey?
Ben duymadım da!

-*-*-

Peki, bir sene sonra UBP’nin cumhurbaşkanı adayı kim?
Fazla tartışmanın anlamı yok!
İsteyen deçok!
Tayyip bey buna da karar verecek, bakacağız canım!

Göçmenköy, Northernland Kıbrıs Kupası’nı kazandı… Kupayı Ersin Tatar verdi… Tribünde uyudu, dinlendi, kupayı verirken dinç görünüyordu… Bu arada finalist ve lig şampiyonu MTG’nin ve aynı zamanda kupaya adını veren şirketin başkanı Koral Bozkurt, son derece mutlu görünüyordu… Arka tarafta UBP milletvekili Hasan Taçoy, genel başkanlık yarışı nedeniyle hayli sıkıntılı olduğunu yüzüne yansıtmıştı… Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Sertoğlu’nun bakışlarının sertliği soyadı kaynaklı mıydı yoksa İnşaat Müteahhitleri Birliği’ne asbaşkan olması sonrası gördükleri olabilir miydi? Alın size on sayfalık yorum! Bu arada Tebrikler Göçmenköy…

QOSHE - Evet, yargıya müdahale edip, onu da  kontrol altına almak isteyenler vardır! - Serhat İncirli
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Evet, yargıya müdahale edip, onu da  kontrol altına almak isteyenler vardır!

57 1
12.05.2024

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, 43 yıllık çalışma hayatını noktaladı…
Şefik, TAK Ajansı’ndan sevgili Rahme Çiftçioğlu’nun sorularını yanıtladı ve çok önemli mesajlar verdi…

-*-*-

Narin hanım, bu söyleşide belki hiç siyaset yapmadı ama rutubetten nem kapan ben; verdiği mesajların tamamen siyasi içerikli olduğu yorumunu çıkardım!

-*-*-

Neden?
Mesela Narin hanım dedi ki, “… Yargıya kötü niyetle yaklaşıldığını düşünmüyorum ama öncelikler sıralamasında sorun var”…

-*-*-

Çok kibar bir ifade ama bu kibar ve sade ifadenin arkasında, “kesinlikle yargıya müdahale edip, onu da kontrol altına almak isteyenler var” mesajı bulunduğundan eminim!

-*-*-

Zaten bir başka cümlede bu “mesaj” daha açık veriliyor!
Ne diyor Narin hanım; “… Adalet Bakanlığı (oluşturulması) yargı bağımsızlığını tehlikeye atabilir…”

-*-*-

Peki, kimin fikridir Adalet Bakanlığı?
“Fikri’nin fikri değildir sanırım” esprisi bir yana, evet, bu fikir, Türkiye’den ihraç edilmek istenen ve yargıyı siyasete bağlamayı hedefleyen en ciddi “ahlaksız teklif” ya da “ahlaksız talmiat”lardan biridir!

-*-*-

Ne acıdır ki hala yargının “bina ve personel sıkıntıları devam ediyor…”

-*-*-

Peki neden hem Cumhurbaşkanlığı hem de Meclis için külliyeye milyarlar harcandı da aynı külliyede asıl ihtiyacı olan yargı düşünülmedi?

-*-*-

Paranoyak oluşuma verebilirsiniz ama Türkiye, burada bile, kendine sadık iki kurumu tercih etti!
Ne acı!

-*-*-

Yüksek Mahkeme tam altı yıldır araba talep ediyor!
Ve alınmıyor!
Şefik, göreve yeni başlayan icra memurlarının icraya gidecek araç bulamadığını, eskilerin tamir için müthiş paralar harcandığını kaydediyor!
Yine de Narin hanım, “Yargıya kötü niyetle yaklaşıldığını düşünmüyorum ama öncelikler sıralamasında sorun var” diyebiliyor, diyor!
Oysa apaçıktır ki KKTC’yi yöneten “kötü insanlar”, yargıya yeterince hakim olamadıkları için, “kaprisli bir ahlaksızlık” tavrı ile aklı sıra ceza veriyor!

-*-*-

Oysa bu aklı sıra ahlaksız cezadan zarar gören toplumdur!
Bunlar bunun farkında değildir; Türkiye ise zaten kasten yapmaktadır!

-*-*-

TAK’ın haberine göre, “… Önceki açıklamalarında olduğu gibi dava sayısının çok olduğunu, yargıç sayısının artırılması gerektiğini yineleyen Şefik, ‘Günlük dava listesi, bir kişinin görevini layığıyla yerine getirebileceği sayının çok üzerinde’ dyor…

-*-*-

Narin hanımın genç nesille alakalı beklentisi de bence çok önemli çünkü yargının........

© Yeni Düzen


Get it on Google Play