Her kişi, fıtratına, yapısına ve mesleğine göredir işi.

Küpün içinde ne varsa dışarıya o sızar, bal varsa bal, sirke varsa sirke.

Etrafımızdaki olup-bitenleri, şahit olduğumuz olumlu ya da olumsuz gelişmeleri, geride bıraktığımız yılları ve yaşamakta olduğumuz günleri hep bu zaviyeden değerlendirirsek, geleceğe ait plan ve programları da daha sağlıklı yaparız.

İçinde bulunduğumuz olumsuzluklar, bilerek ya da bilmeyerek içine atıldığımız çukurlar, çıkmak için debelendikçe daha da derinlere gittiğimiz çukurlar acaba, oduncudan bal beklediğimiz için, arıcıdan da odun ve kereste hususunda nasihatler beklediğimiz için olabilir mi?

Herkes, her kadın ve erkek, her genç ve ihtiyar, uzmanı oldukları alanlarda maharetlerini sergileseler, hem kendileri için hem de devlet ve millet için, hem gün için hem de yarınlar için daha isabetli olmaz mı?

Hayli zamandan beri hararetle ve haklı olarak tartışılan bu mülakat meselesi, bu yöntemle ehliyetli olanların elenip, söz konusu işe, mesleğe, makama ve mevkiye hiç de layık olmayanların getirilmesi, oduncudan bal üretmesini, arıcıdan da odun kesmesini beklemek kadar abes bir davranış değil midir?

Herkes, yaptığı işle ilgili, çoluk-çocuğunun rızkını kazandığı meslekle ilgili olarak bir işaretle, bir aletle, bir ürünle gelsin diye çağrı yapsanız elbette, oduncu baltası ile, arıcı da bal tası ile gelecektir.

Elbette gündemi günlerdir meşgul eden bu istakoz krizleri, bu astronomik rakamlara mal olan pahalı saat krizleri, millet ekmek kuyruğunda, ucuz et kuyruğunda iken, dünyanın en pahalı tatil mekanlarından servis edilen aile boyu tatil fotoğrafları, durup dururken çıkmadı ve asla bugünün meselesi de değil.

Neredeyse çeyrek asra yakın bir zamandan beri bu millet bu tür çelişkileri, bu tür doku uyuşmazlıklarını yaşayıp duruyor.

Millet, kendi hali ile hallenmeyen, kendi derdi ile dertlenmeyen, kendinin başına türlü dertler açıp bırakıp kaçan sonradan görme yöneticilere maruz kalalı çok zaman oldu.

Tüm dünyada, gıda fiyatları sürekli düşerken, tarım ülkesi olan bizde yıllık artışların yüzde yüzleri geçtiği bu günlerde, evet evet şimdilerde, acaba nerelerde, maliyenin başına oturtulan 'epistemolojik ve heteredoks' arkadaşlar?

Oduncu kendi işine, arıcı da kendi işine odaklanmadığı müddetçe, odundan da arıdan da layıkı veçhile istifade edemeyeceğiz vesselam.