Kurucusunu söyle,

sana nasıl bir gazete olduğunu söyleyeyim diyeceğim ama,

kurucuları bile bu kadar kötülük yapmadı Türk Basınına.

Vakit gazetesi örneğin,

Vakit gazetesini kuran; sonradan Müslüman olmuş Ahmet Faris adında bir Hristiyan. Atma Recep deme. Ünlü gazeteci Ahmet Rasim 3 Ekim 1920 tarihinde, hem de Vakit gazetesindeki yazısında söylüyor.

Sonradan Vakit gazetesinin imtiyazı 1875 yılında Filip Efendi’ye geçiyor. Filip Efendi de gayrimüslimdi ve Ermeni’ydi. Ermeni sözümü yanlış anlamayın. Onların zira Türk Basınına katkıları çok büyük.

Evet, Filip Efendi İstanbul’a Diyarbakır’dan geliyor, William Churchill tarafından çıkarılan Ceride-i Havadis gazetesine önce hamal olarak giriyor, daha sonra yazar Siret Efendi’nin özel hizmetkarlığını yapıyor ve onun at arabasının şoförü oluyor, derken gazeteciliğe soyunuyor ve Muhbir isimli bir gazete kuruyor. Bu gazete ile Girit’te zulme uğrayan Müslümanlar için para sık sık topluyor. “Girit Müslümanlarının acısını” işliyor. Paraları topladıktan sonra da Allah ona “yürü ya kulum” diyor.

Ve yürüyor.

Çünkü yandaş gazeteci olup da mazlumların acıları üzerinden para toplamak kârlı bir iş sonuçta.

Bunu bugün de yapıyorlar. Birçok yerden para geliyor. Gazete satışlarından, reklam gelirlerinden, yardımlardan, padişahtan v.s.

Evet, yandaş gazeteler padişahtan da ödenek alıyorlardı. Padişahtan aldıkları ödeneğin yeri Hazine-i Hasa, ödeneğin adı da “İhsan-ı Şahane” idi.

Sadece padişahtan değil, yabancılardan da para alıyorlar ve fonlanıyorlardı. Hâttâ bunun karşılığında ülkede fitne-i fesat hareketler çıkarıyorlardı. Ben demiyorum, dönemin ünlü gazetecisi Ahmet Emin Yalman diyor;

“Gazetelerin çoğu yabancı parası alıyor ve karşılığında memlekette fitne ve karışıklık çıkarıyor, yabancıların emellerine bilerek ya da bilmeyerek alet oluyorlardı. O sırada bir yabancı devletten, bir yabancı banka ve şirketten para almak, bir gazetenin tıpkı satış gibi, ilan gibi normal gelir kaynaklarından biri sayılıyordu. Fakat her gün takım takım yazılarla ortalığı bulandıran, yasal gelirlerle yaşamaları mümkün olmayan bazı gazetelerin ecnebi (yabancı) parası aldıklarına şüphem yoktur.

Ne yazık ki kendi sorumlu olduğum, Yeni Gazete’de de ecnebi (yabancı) parası büyük rol oynuyordu.”

Vakit gazetesinin kuruluşu böyle.

Sadece Vakit gazetesini değil, Sabah Gazetesi de 1876 yılında Papadapulos adında bir Rum tarafından kuruldu. Gazeteyi daha sonra Kayserili Ermeni Mihran Efendi satın aldı. Mihran Efendi bir Ermeni’ydi.

Mihran Efendi armatörlük işine de soyundu. Önce Konya isimli bir şilep satın aldı. Sonra Sabah isimli bir gemicik ve Kayseri isminde de bir gemi satın aldı. Sabah gazetesi, gemiler, gemicikler, ne tesadüf, bugün de işte hep aynı organize işler.

Sabah gazetesinde Ermeni Diran Kelekyan uzun süre başyazarlık yaptı. Diran Kelekyan da bir Ermeniydi ve fanatik bir Ermeni milliyetçisiydi. Diran 1888 yılında ayrıca Cihan adında bir dergi de çıkarttı.

Neler vardı neler.

Bir zamanlar Cihan Haber Ajansı vardı hatırlarsanız. 1990’larda, 2000’lerde. Aydına, yazara, Türk askerine de ne iftiralar atardı.

Ha bir de Zaman gazetesi vardı.

İstanbul işgal altındayken, 4 Aralık 1918 günü İstanbul’da bir dernek kuruldu. Adı; “Wilson İlkeleri Derneği”. Wilson, Amerikan Başkanıydı ve o dönemde Türkiye’nin küçülmesini ve parçalanmasını savunuyordu. Bu dernek hangi gazetenin ofisinde kuruldu derseniz hemen söyleyeyim; Zaman gazetesinin ofisinde kuruldu. Bildiğiniz Zaman gazetesi işte. Nuruosmaniye’deki ofisinde hem de.

Yahu bu isimler bize hiç yabancı değil sanki.

Zaman Amerikancı. Cihan fetöcü metcü bilmem neci, Vakit ise her zamanki gibi. Sabah ise bildiğiniz Sabah gazetesi. Gemiler gemicikler ve armatörlükler.

Evet bu gazeteyi kuranlar Ermeni veya Rum idi, ama bunlar bile gerici gazeteler kadar, yobaz gazeteciler kadar zarar vermedi. Bir Volkan Gazetesi yazarı Derviş Vahdeti örneğin, bir Ali Kemal, bir Ferda gazetesi yazarı Ali İlmi kadar zarar vermedi.

Ülkeyi uçuruma sürüklemedi.

Bu gazetelerin bir özellikleri daha var. Linç ediyorlar hemen beğenmediklerini değil mi?

Ermeni tohumu Rum dölü diye. Peki kendileri ne.

Ben demem ama, başkaları hemen der valla,

Cam fanusta yaşayanlar başkalarına taş atmasınlar diye.

QOSHE - Yandaş gazeteleri kim kurdu? - Aydın Keleşoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yandaş gazeteleri kim kurdu?

18 1
04.02.2024

Kurucusunu söyle,

sana nasıl bir gazete olduğunu söyleyeyim diyeceğim ama,

kurucuları bile bu kadar kötülük yapmadı Türk Basınına.

Vakit gazetesi örneğin,

Vakit gazetesini kuran; sonradan Müslüman olmuş Ahmet Faris adında bir Hristiyan. Atma Recep deme. Ünlü gazeteci Ahmet Rasim 3 Ekim 1920 tarihinde, hem de Vakit gazetesindeki yazısında söylüyor.

Sonradan Vakit gazetesinin imtiyazı 1875 yılında Filip Efendi’ye geçiyor. Filip Efendi de gayrimüslimdi ve Ermeni’ydi. Ermeni sözümü yanlış anlamayın. Onların zira Türk Basınına katkıları çok büyük.

Evet, Filip Efendi İstanbul’a Diyarbakır’dan geliyor, William Churchill tarafından çıkarılan Ceride-i Havadis gazetesine önce hamal olarak giriyor, daha sonra yazar Siret Efendi’nin özel hizmetkarlığını yapıyor ve onun at arabasının şoförü oluyor, derken gazeteciliğe soyunuyor ve Muhbir isimli bir gazete kuruyor. Bu gazete ile Girit’te zulme uğrayan Müslümanlar için para sık sık topluyor. “Girit Müslümanlarının acısını” işliyor. Paraları topladıktan sonra da Allah ona “yürü ya kulum” diyor.

Ve yürüyor.

Çünkü yandaş gazeteci olup da mazlumların acıları üzerinden para toplamak kârlı bir iş sonuçta.

Bunu bugün de yapıyorlar. Birçok yerden para geliyor. Gazete satışlarından, reklam gelirlerinden, yardımlardan, padişahtan v.s.

Evet, yandaş gazeteler padişahtan da ödenek alıyorlardı. Padişahtan aldıkları ödeneğin........

© 12punto


Get it on Google Play