Küresel ekonominin bir yansıması olarak işçilerin küresel hak arayışı gündemi oluşturur oldu. Türkiye’deki işçi hakları için küresel bir şirket olan Levi’s’in Oxford Street’deki merkezi önündeki protesto bu konuda iyi bir örnek doğrusu… Urfa’da BİRTEK-SEN’e üye olan ve işten atılan Özak Tekstil işçileri için geçen hafta Londra’da eylem düzenleyen protestocular, Levi’s’ın işçilere verdiği sözleri tutmasını istedi.

İRTEK-SEN’e üye olan ve işten atılan Özak Tekstil işçileri için Londra’nın merkezinde düzenlenen eylem ilk değil. Türkiye Halklarıyla Dayanışma Kampanyası (SPOT) ve DAY-MER tarafından yapılan çağrıyla Levi’s önünde yapılan protestoda işçi haklarına saygılı olacakları sözünü veren Levi’se “sözünü tut!” denildi.

Ulusal ekonomiler tedarik zincirleri ve uluslararası pazarlarla küreselleşmiş durumda. Salgın döneminde Londra otomobil piyasası Çin’in çip üretiminde geri kalmasıyla durma noktasına gelmişti. Dünyanın bir ucundaki hammaddenin diğer ucunda üretilmiş meta olarak tüketiciye ulaşıncaya kadar geçen bütün süreç, farklı coğrafyalarda olsa da birbiriyle göbekten bağlı artık. “Bütün ülkelerin işçileri birleşiniz” şiarı daha kolay hayat bulacak sanırım. Çin’de otomobile çip üreten bir işçiyle Londra’da otomobilin pazarlamasını yapan işçi arasında doğan sınıf kardeşliği, hak arayışındaki dayanışmayla da sürmeli. Bu sınıf dayanışması üretim sürecinin dışındaki tüketiciyi de kapsayarak büyümeli. İngiltere’deki bir tüketici de seçici davranıp, içinde gözyaşı olan bir ürünü satın almamalı.

Dostlar küresel üretimde çocuk işçi karşıtlığı ya da “adil ticaret – fairtrade” kavramları hep bu kaygılardan dolayı doğdu. Kapitalizm doğası gereği emek de dahil üretim girdilerini ucuza mâl edip pahalıya satmak ister. Bu sistemin doğasında. Günümüzde kapitalizmin pek de hesaba katmadığı ise tüketici tercihlerinin de ürünün fiyatı ya da kalitesi dışındaki bazı etkenlere kayması. Çeyrek asırdır Batılı ülkelerde, Asya ve Uzak Doğu’da çocuk emeğini içeren (özellikle tekstilde) bazı ürünler büyük protesto ve boykotlarla karşılaştı. Pek çok marka giysilerin içine “bu üründe çocuk emeği yok” etiketi yapıştırmak zorunda kaldı. Tüketici öfkesinden korkan banka ve finans kurumları özel yasalar çıkartarak kendilerini koruma altına almaya çalıştı.

Gelelim “adil ticaret”e… Ülkelerin sömürülme yöntemlerinden biri de “dış ticaret hadleri”ndeki* dengesizlikle yoksul ülkelerden sanayileşmiş ülkelere değer akışının sağlanması sayılıyor. Kakodan buğdaya dünya ürteminde fiyatı saptayan Londra’ya karşı 1980’de kurulan Fairtrade Labelling Organisation International (FLO) 49 ülkede 422 üreticiyi şemsiyesinde toplamayı başardı. FLO’nun amaçları arasında üreticilerin, ücret, yaşama koşulları, sağlık sorunları, sendikal haklar ve çalışma koşullarında çağdaş kuralların sağlanması da yer alıyor… “Fairtrade” markası, küçük üreticilerin kendi yazgılarını kendilerinin saptaması olanağı sağlanması anlamına da geliyor…

İngiltere’deki Tesco, Sainsbury’s, Morrisons ve Waitrose başta olmak üzere pek çok süpermarket zincirinde yine tüketicinin baskısıyla kurulan “fairtrade” reyonlarını göreceksiniz. Hükümetlerin söz geçiremediği süpermarket zincirleri, tüketicilere boyun eğdi. Göreceli olarak daha az sömürünün olduğu bu ürünleri tercih edin dostlar.

Tüketicilerin dünyada olup bitene karşı duyarlı olması ve refleks göstermesi, işçilerin hak arayışını besleyen kılçal damarlar sayılır. Tabii bu sosyal ve ekonomik hak arayışlarının “demokrasi ve küresel barış” gibi siyasi istemleriyle iç içe olduğunu da belirtmeliyiz. İsrail ürünlerinin üretim sürecinde yer almayı reddetmek ya da o ürünleri tüketmeyi reddetmek de bu kapsamda değerlendirilmeli. “729” ile başlayan barkodlu ürünleri siz de satın almayınız dostlar. Şili, Kolombiya, Brezilya, Bolivya ve diğer ülkelerin aldığı kararlardan sonra İspanya Hükümeti’de İsrail ile silah ticareti ilişkisini keserek sorumlu bir adım attığını görüyoruz. Türkiye’deki hükümetin de İsrail ile ticareti geç olsa da sınırlamasını yalnızca tabandan gelen tepkiye bağlayabiliriz.

Özak Tekstil’e dönersek, köklü bir küresel marka olan Levi’s markasının Özak Tekstil ile ticari ilişkisinde eninde sonunda “fairtrade”i uygulamak zorunda kalacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yok. Özak Tekstil işçileri üzerindeki küresel sömürüye karşı hem sınıf kardeşi yerli işçilerin hem de nihai tüketicilerin küresel bir karşı çıkış sergilemesi bu açıdan da önemli dostlar. Levi’si ve dolayısıyla Özak Tekstil patronlarını hizaya getirecek olan bu dayanışmanın kararlılığı olacaktır. Daha iyi bir dünya, bu tür küçük kazanımların toplamıyla daha kolay kurulacaktır.

__________________

* Dış Ticaret Oranı (Hadleri): Bir ükenin dış ticaretinde gerçek kaybı ile gerçek kazancının birbirine olan oranıdır. İhracat fiyat endeksinin, ithalat fiyat endeksine bölünmesiyle hesaplanır. Ülkelerin dış ticarette kazanç ve kayıpları dış ticaret oranıyla saptanır.

QOSHE - Oxford Street’de Urfa’daki işçileri desteklemenin erdemi - Faruk Eskioğlu 
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Oxford Street’de Urfa’daki işçileri desteklemenin erdemi

8 1
22.04.2024

Küresel ekonominin bir yansıması olarak işçilerin küresel hak arayışı gündemi oluşturur oldu. Türkiye’deki işçi hakları için küresel bir şirket olan Levi’s’in Oxford Street’deki merkezi önündeki protesto bu konuda iyi bir örnek doğrusu… Urfa’da BİRTEK-SEN’e üye olan ve işten atılan Özak Tekstil işçileri için geçen hafta Londra’da eylem düzenleyen protestocular, Levi’s’ın işçilere verdiği sözleri tutmasını istedi.

İRTEK-SEN’e üye olan ve işten atılan Özak Tekstil işçileri için Londra’nın merkezinde düzenlenen eylem ilk değil. Türkiye Halklarıyla Dayanışma Kampanyası (SPOT) ve DAY-MER tarafından yapılan çağrıyla Levi’s önünde yapılan protestoda işçi haklarına saygılı olacakları sözünü veren Levi’se “sözünü tut!” denildi.

Ulusal ekonomiler tedarik zincirleri ve uluslararası pazarlarla küreselleşmiş durumda. Salgın döneminde Londra otomobil piyasası Çin’in çip üretiminde geri kalmasıyla durma noktasına gelmişti. Dünyanın bir ucundaki hammaddenin diğer ucunda üretilmiş meta olarak tüketiciye ulaşıncaya kadar geçen bütün süreç, farklı coğrafyalarda olsa da birbiriyle göbekten bağlı artık. “Bütün ülkelerin işçileri birleşiniz” şiarı daha kolay hayat bulacak sanırım. Çin’de otomobile çip üreten bir işçiyle Londra’da otomobilin pazarlamasını yapan işçi arasında doğan sınıf kardeşliği, hak arayışındaki dayanışmayla da sürmeli. Bu sınıf dayanışması üretim sürecinin dışındaki tüketiciyi de kapsayarak büyümeli. İngiltere’deki bir tüketici de seçici davranıp, içinde gözyaşı olan bir ürünü satın almamalı.

Dostlar küresel üretimde çocuk işçi karşıtlığı ya da “adil ticaret – fairtrade” kavramları........

© Açık Gazete


Get it on Google Play