Küçülme Hareketi, küreselleşmiş, sanayileşmiş, finansallaşmış, neoliberal, cinsiyetçi, ekstraktivist, emperyalist dünya düzenine çok çeşitli eleştiriler ve alternatifler getiriyor. Bu eleştirilerin ve alternatiflerin birçoğunun ekonomik büyümeyi azaltmakla hiçbir ilgisi yoktur. Hatta para reformu dahil ticareti daha adil hale getirmek için önerdiği reformlar, barınma hakkı, ataerkillik, reklamcılık, adil vergi, borcu azaltma, yerli halkların hakları ve dekolonizasyonu engelleme gibi toplumsal değişimle de bir ilgisi yoktur.

Küçülme stratejisi aslında “… ütopik hayallerin doldurulduğu bir çuval.” Kapitalizmden bıkmışların, daha titiz düşünce üretenlerin bir hareketi olabilir, olmalıdır. Böyle olması çok iyi, çünkü tüm göstergeler, tüketici-kapitalist toplumdan hoşnutsuzluğun kaynama noktasına ulaştığını gösteriyor.

Herkesin paylaştığı sürdürülebilir bir yaşam, zengin dünyanın kişi başına tüketim oranlarının %90’lara kadar azaltılması gerektiği iyi bilinmektedir.

Buna verilen tipik yanıt, teknik ilerleme sonucunda GSYİH’nın (gayri Saf Yurt İçi Hasıla) kaynak tüketimi ve çevre üzerindeki etkilerden uzaklaşacağı yönündeki tekno-çözüm iddialardır. Ancak bugün, çok sınırlı alanlar dışında, bunun gerçekleşmediğine ve olmayacağına dair çok büyük kanıtlarımız var.

Yukarıda belirtilen büyüklükte bir azalma, birincisi, fabrikaların, işletmelerin, ulaşım araçlarının, ticaretin, yatırımların, sanayinin, finansın ve kazançlı işletmelerin çoğunun tahliye edilmesi veya ortadan kaldırılması anlamına gelir. Ve bunu bir ekonomide, bir toplumda ve her şeyden önce, üretim, tüketim ve yaşam standartlarının sürekli ve sınırsız artışına şiddetle ve körü körüne bağlı bir kültürde yapmak mümkün görünmüyor. İkincisi, eğer parçalanmayacaksa, o zaman büyümeğe odaklı bir ekonomi olarak kalacaktır.

Küçülme, çok daha basit yaşam tarzları ve sistemler elde etmeye odaklanmamız gerçeğini neredeyse hiç kabul etmiyor. Basitlik Yolu çözümdür, kaynak tüketiminde ciddi azalmalara izin vermenin nedenleri yayınladığımız metinlerde özetle açıklanmaktadır.

Marksist-sosyalistler kapitalizmin küçülemeyeceği hakkında net olmalarına rağmen küçülme hareketinde bu gerçek açıkça kabul edilmiyor. Kapitalizm sonrası bir toplum merkezileşemez veya devlet tarafından yönetilemez, yerel ve anarşist olmalı.

Bataklık o kadar büyüktür ki, marksist/sosyalist stratejiler dahil olmak üzere en popüler projeksiyonların çoğunu dışlamaktadır. Önümüzdeki görev fikirleri ve toplumsal değerleri yani kültürü değiştirmektir. Bu, anarşizmin sunduğu örnekler gibi, alternatif yollar belirleyerek en iyi şekilde denenebilir. Burada ve şimdi, hükümetlerin küçülme politikalarının uygulanmasına çalışmak veya devleti ele geçirmeye çalışmak bir hata ve enerji israfıdır.

… çünkü kapitalizm kendi kendini yok etme sürecindedir. Biyofiziksel ve sosyal nedenlerin bir kombinasyonu nedeniyle olası bir ölümcül çöküşten kaçınma şansı yoktur. Bu da İnsanlığın sonu anlamına gelebilir, ancak aynı zamanda insanlar eski sistemin kendileriyle ilgilenmeyeceğini ve yer değiştirmeleri, kendi kendine yeterli, dayanışmacı ve tutumlu olmaları gerektiğini anladıklarında geçişin yolunu da açabilir. Görevimiz, eski sistem çökerken alternatifi inşa etmeye çalışmak için saflarımıza katılan insan sayısını artırmaktır.

Sadece bu bakış açısının farkındalığını artırmaya katkıda bulunun. Bu sağlanana kadar başarılabilecek başka hiçbir şey yoktur, barikatlarda kahramanca fedakarlıklar da gerektirmez. Kapitalist sınıf öfkeyle direnecek, ancak sistemler başarısız oldukça ve meşruiyeti azaldıkça gücü azalacak. Barışçıl bir devrim olabilir. Başarı şansı iyi olmasa da… Başka alternatif yok! (Alternatif hiç yok).

______________

* Ted Trainer, Rebelion, 10/02/2024 (ÇEVİREN: MEHMET TAŞ (FOTĞRAFTAKİ)/ AÇIK GAZETE)

QOSHE - Küçülme Hareketi’nin (Dostça) Bir Eleştirisi* - Mehmet Taş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Küçülme Hareketi’nin (Dostça) Bir Eleştirisi*

3 1
26.02.2024

Küçülme Hareketi, küreselleşmiş, sanayileşmiş, finansallaşmış, neoliberal, cinsiyetçi, ekstraktivist, emperyalist dünya düzenine çok çeşitli eleştiriler ve alternatifler getiriyor. Bu eleştirilerin ve alternatiflerin birçoğunun ekonomik büyümeyi azaltmakla hiçbir ilgisi yoktur. Hatta para reformu dahil ticareti daha adil hale getirmek için önerdiği reformlar, barınma hakkı, ataerkillik, reklamcılık, adil vergi, borcu azaltma, yerli halkların hakları ve dekolonizasyonu engelleme gibi toplumsal değişimle de bir ilgisi yoktur.

Küçülme stratejisi aslında “… ütopik hayallerin doldurulduğu bir çuval.” Kapitalizmden bıkmışların, daha titiz düşünce üretenlerin bir hareketi olabilir, olmalıdır. Böyle olması çok iyi, çünkü tüm göstergeler, tüketici-kapitalist toplumdan hoşnutsuzluğun kaynama noktasına ulaştığını gösteriyor.

Herkesin paylaştığı sürdürülebilir bir yaşam, zengin dünyanın kişi başına tüketim oranlarının ’lara kadar azaltılması gerektiği iyi bilinmektedir.

Buna verilen tipik yanıt, teknik ilerleme sonucunda GSYİH’nın (gayri Saf Yurt İçi Hasıla) kaynak tüketimi ve çevre üzerindeki etkilerden uzaklaşacağı yönündeki tekno-çözüm iddialardır. Ancak bugün, çok sınırlı alanlar dışında, bunun gerçekleşmediğine ve olmayacağına dair çok........

© Açık Gazete


Get it on Google Play