Geçen hafta, üniversitelerin ne halde olduğunu gösteren bir haber okuduk .

Benzer haberler yıllardır “adrese teslim öğretim üyesi ilanları” başlığıyla birbiri ardına çıkmaktaydı. Ama hiç böylesi görülmemişti; üniversite personelinin bir hatası sayesinde öğreniyoruz. Okumamış olanlar için kısaca:

***

09.12.2023 tarihli Resmî Gazete’ye Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörlüğü bir “Öğretim Üyesi Alım İlanı” vermiş. İlgili yer aynen şöyle:

Sıra no.16

Birim: Fen Edebiyat Fakültesi

Bölüm: Sosyoloji

Anasanat / Anabilim Dalı / Program: Uygulamalı Sosyoloji

Ünvan: Doktor Öğretim Üyesi

Adet: 1

Derece: 2

Açıklama: Uygulamalı Sosyoloji Anabilim Dalı Doktorasını yapmış olmak, toplumsal hareketlilik ve göç alanında tamamladım. Güvencesiz istihdam, toplumsal hareketlilik araştırmaları metodolojisi konularında çalışmalar yapmış olmak.

Yani bu üniversite sınav yapmadan birisinin alınmasını kararlaştırmış. Kendisine “sen neleri tamamladın” diye sorulmuş. Kişi de cevap vermiş. Fakat Rektörlük personeli Resmî Gazete’ye ilanı verirken cevabın “toplumsal hareketlilik ve göç alanında tamamladım” kısmını silmeyi unutmuş!

"Neyse ki alınacak kişinin isim bilgilerini yazmamışlar" yorumları yapılan rezalet durum aynen böyle.

***

Bunun Ahi Evran Üniversitesi ile ilgisi yok. Türkiye’nin tamamıyla ilgisi var.

Böyle bir “üniversite” düzeninde beterin de beteri olmaması mümkün değil. Rektörlük personelinin hata yapmadan olduğu gibi yayınlattığı “adrese teslim” başka açıklamalar var ki, ibret-i alem. Sıra no.15 şöyle:

Açıklama: Uygulamalı Matematik alanında doktora yapmış olmak, yüksek mertebeden mixed argümentli neutral lineer olmayan ve lineer diferansiyel denklemlerin salınımlı davranışları üzerine çalışmalar yapmış olmak.

Daha komplesini istiyorsanız, Sıra no. 12:

Açıklama: Hofmann-dadn, Hofmann-Td ve Td tipi konak–konuk yapıların deneysel spektroskopik analizleri, bazı moleküllerin, moleküler yapısı ve spektroskopik özelliklerinin deneysel ve teorik (yoğunluk fonksiyon teorisi hesaplamaları ile) olarak incelenmesi, Antikanser ilaç yüklü manyetik nanoparçacıkların kanser hücreleri üzerindeki sitotoksik etkisi ve moleküler docking konularında çalışmalar yapmış olmak.

***

O tarihlerde şimdiki YÖK Yasası, 12 Eylül 1980 askerî darbesini yapmış olan Beşibiyerdeler’in (çok gençler için: darbeci 5 general) oluşturduğu Milli Güvenlik Konseyi’nin henüz gündemindeydi.

İlk defa 17 Eylül 1981 tarihli Cumhuriyet gazetesinin ikinci sayfasında “Temel Yanlışlık” başlığıyla yazmıştım :

Kasaba irilerinde üniversite açılmaz. Taşrada Üniversite Olmaz. Olursa taşra uygarlaşmaz, üniversite taşralaşır. Çünkü üniversite demek hoca ve kütüphane demektir, bunlar da büyük şehirler dışında yoktur. Çünkü kasaba ortamında evrim teorisinden bahsetmek birazcık zordur. Çünkü üniversite sadece derse gelip gitmek değildir, kızlı-erkekli ortalık yerde oturup tartışabilmek ve sinemaya gidebilmektir. Ve saire.

Tabii ki bildiklerini yaptılar 12 Eylül generallerimiz. Bugünün altyapısını mükemmelen hazırlamış oldular. Tek Adam Yönetimi onun üzerine bina etti bugünkü vaziyeti. Büyük şehirlerde bile üniversite bitti. Bir tek, Boğaziçi hocaları kaldı başını onurluca dik tutmayı becerebilen.

***

Bugün derken, bikaç utanılacak haber daha:

“Bazı bölümlere -8,75, -7,25, -9,5 net yapanlar bile girdi. Hatta Türkçeden eksi 7,5 net yapıp Türk Dili ve Edebiyatı kazanan var.”

"Uluslararası Öğrenci Ölçme-Değerlendirme Programı PİSA 2022 araştırmasında Türkiye 38 OECD üyesi ülke içinde 32. sırada çıktı ."

“Sosyal medyada 49.000 TL'ye yüksek lisans ve doktora diploması satılıyor: Sınav şartı yok” .

“Pamukkale Üniversitesine para karşılığı kayıt iddialarına ilişkin rektör hakkında 'görevi kötüye kullanma'dan suç duyurusu yapıldı. YÖK soruşturmaya izin vermedi. Mahkeme, 'Yargılansın' dedi.”

“44 hukuk fakültesinden 16’sının dekanı hukukçu değil” .

***

Artık, AKP-MHP iktidarının eğitimi İslamlaştırma politikası ortamında üniversiteler öyle sürünüyor ki, en yukarıda bahsettiğim Cumhuriyet makalesinin yazıldığı 1981 ortamını arıyoruz. Çünkü üniversiteleri besleyen orta ve liseler bitti. İlgili bikaç haber:

“DİB ile eğitim alanında imzalanan iş birliği anlaşmalarının sonuncusu olan, “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES)” protokolü kapsamında öğrencilere Diyanet TV üzerinden video, çizgi film, sinema, tiyatro izleme çalışmaları yaptırılacak.”

“ÇEDES Projesiyle okullara imamların girmesinin önünü açılırken şimdi de ders saatlerinin cuma namazına göre düzenlenmesi için çalışmalar başlatıldı.”

“Bursa Atatürk Meslekî ve Teknik Anadolu Lisesinde okul yönetimi cuma namazlarının okulda kılınabilmesi için müftülüğe başvurdu. Gelen onay sonrasında müdür, okulda cemaatle cuma namazı kılınması talimatı verdi.”

Orta ve lise için hazırlanan 'Türk sosyal hayatında aile' seçmeli dersinin müfredatı belli oldu: Hadis ve Ayet.”

***

Dünyanın en iyi üniversitelerine sahip ABD’de İsrail’in ve bazı Yahudilerin baskıları sonucu olanları biliyoruz. Meşhur İvy League okullarından Pennsylvania Üniversitesinin (UPenn) kadın rektörü Liz Magill, okuldaki anti-İsrail protestolara izin vermesinden ötürü antisemitizmle suçlanarak istifa ettirildi. Çünkü okulun en önemli bağışçılarından Stone Ridge Holdings "Rektör istifa etmezse 100 milyon dolarlık bağışı geri çekeriz” diye tehdit etmişti . Ünlü Harvard ve MIT rektörleri de sırada.

Ama ne oldu, UPenn mütevelli heyeti başkanı baskıları protesto için istifa etti .

Ardından, benzer bir şeyin Harvard’ın kadın rektörü Claudine Gay'in de başına gelmesini önlemek amacıyla, üniversiteden en az 570 öğretim üyesi okul yöneticilerinin siyasi baskıya boyun eğmemesi ve C. Gay'in işten çıkarılmaması için bildiri yayınladı .

Korkarım bizde olsalar bu 570 hocayı doğduğuna pişman ederdik. Evelallah, 122 üniversiteden yaklaşık 7.000 hocayı “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisi nedeniyle KHK’yle işlerinden atmış bir ülkeyiz biz!

Son haber: ABD'nin Massachussets eyaletindeki Harvard Üniversitesi yönetimi, siyahi kadın rektör Claudine Gay'in, aldığı tepkilere rağmen görevinde kalacağını duyurdu .

QOSHE - Üniversitelerin (ve eğitimin) vaziyeti - Baskın Oran
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Üniversitelerin (ve eğitimin) vaziyeti

26 3
14.12.2023

Geçen hafta, üniversitelerin ne halde olduğunu gösteren bir haber okuduk .

Benzer haberler yıllardır “adrese teslim öğretim üyesi ilanları” başlığıyla birbiri ardına çıkmaktaydı. Ama hiç böylesi görülmemişti; üniversite personelinin bir hatası sayesinde öğreniyoruz. Okumamış olanlar için kısaca:

***

09.12.2023 tarihli Resmî Gazete’ye Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörlüğü bir “Öğretim Üyesi Alım İlanı” vermiş. İlgili yer aynen şöyle:

Sıra no.16

Birim: Fen Edebiyat Fakültesi

Bölüm: Sosyoloji

Anasanat / Anabilim Dalı / Program: Uygulamalı Sosyoloji

Ünvan: Doktor Öğretim Üyesi

Adet: 1

Derece: 2

Açıklama: Uygulamalı Sosyoloji Anabilim Dalı Doktorasını yapmış olmak, toplumsal hareketlilik ve göç alanında tamamladım. Güvencesiz istihdam, toplumsal hareketlilik araştırmaları metodolojisi konularında çalışmalar yapmış olmak.

Yani bu üniversite sınav yapmadan birisinin alınmasını kararlaştırmış. Kendisine “sen neleri tamamladın” diye sorulmuş. Kişi de cevap vermiş. Fakat Rektörlük personeli Resmî Gazete’ye ilanı verirken cevabın “toplumsal hareketlilik ve göç alanında tamamladım” kısmını silmeyi unutmuş!

"Neyse ki alınacak kişinin isim bilgilerini yazmamışlar" yorumları yapılan rezalet durum aynen böyle.

***

Bunun Ahi Evran Üniversitesi ile ilgisi yok. Türkiye’nin tamamıyla ilgisi var.

Böyle bir “üniversite” düzeninde beterin de beteri olmaması mümkün değil. Rektörlük personelinin hata yapmadan olduğu gibi yayınlattığı “adrese teslim” başka açıklamalar var ki, ibret-i alem. Sıra no.15 şöyle:

Açıklama: Uygulamalı Matematik alanında doktora yapmış olmak, yüksek mertebeden mixed argümentli neutral lineer olmayan ve lineer diferansiyel denklemlerin salınımlı davranışları üzerine çalışmalar yapmış olmak.

Daha komplesini istiyorsanız, Sıra no. 12:

Açıklama: Hofmann-dadn, Hofmann-Td ve Td tipi konak–konuk yapıların deneysel spektroskopik analizleri, bazı moleküllerin, moleküler yapısı ve spektroskopik özelliklerinin deneysel ve teorik (yoğunluk fonksiyon teorisi hesaplamaları ile) olarak incelenmesi, Antikanser ilaç........

© Agos


Get it on Google Play