Batıdaki vatandaşlarımız hangi partiden yana tercihlerini yapar bilemem ama Kürt vatandaşlarımızın DEM’in programını okuyup ona göre bilinçli tercih yapmalarında fayda var.

Ben oylarınızı şu partiye bu partiye verin diyemem, ama nasıl bir aklın arkasında olduğunuzu bilmeniz icap eder.

“Em raya xwe didên xwe(biz rayımızı kendimize veriyoruz)” sloganını göğsünü gere gere söyleyenler, DEM’in programını okuyarak neye oy verdiklerini bilmelerini tavsiye ediyorum.

Bir parti için turnusol kağıdı niteliğinde olan bazı kavramlardan yola çıkarak programlarında ne var ne yok? Sorusuna cevap vermek için DEM’in programını inceledim ve bazı kavramların varlığına ve bazı değerlerin de yokluğuna dikkat çekmek için bu yazıyı yazma ihtiyacını hissettim.

Önce var olanlara bir bakalım:

Toplumsal Cinsiyet eşitliği var,

Cinsel yönelime destek var,

LGBT hakları var,

Aslında bu üç kavram biri birine bağlı kavramlardır, istemeyerek de olsa bunlardan kasıt nedir? Bir derece açmak isterim.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 4 milyar kadın ile 4 milyar erkeği karşı karşıya getirecek kadar tehlikeli bir akımdır. Asıl hedefi kadın ve erkeğin toplumsal hayatın içinde var olan rolünü sorguluyor, öyle geniş bir alana dokunuyor ki, çocukların adlarına kadar, giydikleri elbise ve oyuncaklarına kadar hayatı çekilmez hale geliyor.

Öyle ki bir öğretmenin kız öğrenciye kızım, erkek öğrenciye oğlum demek bile TCE’ye göre sakıncalı, belki ilerde kız erkek olmayı, erkek de kız olmayı tercih eder diyorlar. Düşüne biliyor musunuz vallahi şeytanın aklına bile gelmez. Belki DEM’in parti meclisi üyeleri bile bunu bilmiyor. Ama ben biliyorum, araştırmacı olmak böyle bir şey.

Cinsel yönelim hakkı programlarında var, kişi isterse kadınla isterse erkekle evlenebilir, bunun bir hak olmasının arkasında durduğunu DEM programında yazmış.

LGBT’lilere yasal güvence isteği var, bu harflerin açılımı Lezbiyen, Gey, Bisexvel ve Tırans… demektir, ben bunların anlamını açıklamaktan haya ediyorum. Ayrıca LGBT’lilerin Nekrofil, Pedofil, Zoofil şeklinde üç talepleri daha var, onlarında anlamını size bırakıyorum. Google amcaya sorabilirsiniz.

Ben İstanbul Sözleşmesinin satır aralarını inceleyip yüksek sesle karşı çıktığım için bunların iç yüzünü biliyorum. Çünkü Türkiye Aile meclisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesiyim.

Daha adı HADEP’ken bu partiye seslenerek; “bu sıkıntıları programınızdan çıkarın, yoksa yeri gelirse sizi eleştireceğiz” demiştik.

Şimdi soruyorum bu hakların Kürt haklarından daha açık bir şekilde programında yer almaları sizce ne anlama geliyor?

Olamayan değerlere bakalım;

Aile kavramı yok,

Aileyi korumaya yönelik bir paragraf yok, çünkü aile bireyi korur, günün hadiseleri ailede değerlendirilir, aile fertleri arasında bir bağlılık söz konudur. Dolaysıyla siyasileri bir kısmı hele ki marjinal siyasi partiler bu güçlü bağın varlığından hiç hoşlanmazlar. Yani anne, baba, kardeş, amca, dayı.. bunlar sıkıntılı ifadelerdir onlara göre.

Eş başkanları Bucak twetir hesabında ne yazmıştı: “Aile, devletten sonra gelen en gerici korumdur” işte görüyorsunuz

Ahlaka atıf yok,

İnanç, edep, saygı, sevgi, merhamet, dürüstlük ve samimiyet bu programda yer almıyor. Peygamberimiz(sav): “ben ikrama layık ahlakı tamamlamaya geldim” dediği halde DEM’in programında ahlakın korunmasıyla ilgili bir ifade bulamadım.

İslam’a atıf yok!

Kahır ekseriyeti Müslüman/Müslüman çocuğu olan Kürtlerin oy verdiği bir parti İslam’ın adalet anlayışından uzak bir şekilde güya insan hakları beyannamesini baz alarak hazırlanmış bir program. Mevcut dünya değerleri ki tüm beyannameleri Gazze’de battı gitti.

Kimsi diyebilir ki “Namus” kavramı da programda yok, zaten yukarıda sıralanan var’lara bakınca namus kavramını bunlarla aynı programa almak bir tezat olur.

Birçok defa kadın ve çocuk haklarına atıfta bulunan bu parti aslında insanlığı bir çıkmaza doğru çekiyor. Sık sık kadınları özgürleştirmesinden bahseden program CHP’nin programından bir adım daha seküler ve İslam’ı görmezlikten geliyor.

Zorunlu din dersine karşı olan DEM inançsız bir toplum istediğini, İslami değerlerden rahatsız olduğunu bir anlamda ortaya koyuyor. Evet programda bir çok güzellemeler de var, ama onlar her partinin programında yer alıyor. Zaten onları yerine getirmeleri de hayli zordur.

Durum budur kardeşlerim.

Bu yazıyla üç türlü teşekkürü hak ediyorum,

1-DEM’in programını izah ettiğim için DEM’in yöneticileri bana teşekkür borçludur,

2-Bu programın içeriğini iyi bilmeyen DEM’in saf/samimi üyeleri bana teşekkür borçludur.

3-Vatandaşlarımızın değerleriyle barışık olan siyasi parti ve oluşumlar bana teşekkür borçludur.

Ben de, zahmet edip bu yazımı okuduğunuz için size teşekkür borçluyum.

Allah sonumuzu hayreylesin.

Amin demeniz dileğiyle.

QOSHE - DEM’in programında ne var, ne yok? - Eyüphan Kaya
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

DEM’in programında ne var, ne yok?

11 0
25.03.2024

Batıdaki vatandaşlarımız hangi partiden yana tercihlerini yapar bilemem ama Kürt vatandaşlarımızın DEM’in programını okuyup ona göre bilinçli tercih yapmalarında fayda var.

Ben oylarınızı şu partiye bu partiye verin diyemem, ama nasıl bir aklın arkasında olduğunuzu bilmeniz icap eder.

“Em raya xwe didên xwe(biz rayımızı kendimize veriyoruz)” sloganını göğsünü gere gere söyleyenler, DEM’in programını okuyarak neye oy verdiklerini bilmelerini tavsiye ediyorum.

Bir parti için turnusol kağıdı niteliğinde olan bazı kavramlardan yola çıkarak programlarında ne var ne yok? Sorusuna cevap vermek için DEM’in programını inceledim ve bazı kavramların varlığına ve bazı değerlerin de yokluğuna dikkat çekmek için bu yazıyı yazma ihtiyacını hissettim.

Önce var olanlara bir bakalım:

Toplumsal Cinsiyet eşitliği var,

Cinsel yönelime destek var,

LGBT hakları var,

Aslında bu üç kavram biri birine bağlı kavramlardır, istemeyerek de olsa bunlardan kasıt nedir? Bir derece açmak isterim.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği 4 milyar kadın ile 4 milyar erkeği karşı karşıya getirecek kadar tehlikeli bir akımdır. Asıl hedefi kadın ve erkeğin toplumsal hayatın içinde var olan rolünü sorguluyor, öyle geniş bir alana dokunuyor ki, çocukların adlarına kadar, giydikleri elbise ve oyuncaklarına kadar hayatı çekilmez hale geliyor.

Öyle ki bir öğretmenin kız öğrenciye kızım, erkek öğrenciye oğlum demek bile TCE’ye göre sakıncalı, belki ilerde kız erkek olmayı, erkek de kız olmayı tercih eder diyorlar. Düşüne biliyor musunuz vallahi şeytanın aklına bile gelmez. Belki DEM’in parti meclisi........

© Akasyam


Get it on Google Play