Siyaset nankör meslek…

Kırk yıl sırtında taşırsın teşekkür dahi etmezler, lakin bir gün sırtından indirirsin demediklerini bırakmazlar…

AK Parti kurucusu, Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan kimleri kırık yıl sırtında taşımadı…

Kimleri kimleri alıp makamlara, mevkilere, statülere çkarmadı…

Kimleri kimleri; sokakta görsen, ‘merhaba…’ demeyeceğin adamları ‘adam’ yapmadı…

Kimleri kimleri….

Parti başkanı, il başkanı, milletvekili, bakan, belediye başkanı, büyükşehir belediye başkanı, müdür, genel müdür, siyoo yapmadı…

Tek başına bir koyunu güdemeyecek olanlara sürü emanet etti…

Dile kolay tam kırık yıl sırtında taşıdı…

Bir gün indirince görüyorsunuz kıyameti…

Belediye başkanlıklarını doğuştan analarının ak sütü misali hakları olduğunu zannedenler nankörlükte yarışır oldular…

Halit Doğan’ın seçimi kazanacağını bildiğinden kendisinden daha az oy alabilmesi için ‘düşmanımın düşmanı dostumdur…’ atasözünün tecellisine uğraşanlar en başta olmak üzere….

Kimseyi eleştirmiyorum…

Kimseye nankör demek istemiyorum; dinlediğinizde hepsinin ayrı ayrı hikâyesi, haklı olduğu meseleler, mevzular vardır elbette…

Kendisine yapılan nankörlükleri dinlediğinizde oturup ağlayacaklarınız vardır elbette…

Haklı bulduklarım vardır elbette…

Fakat ‘Bu bana yapılır mı…” diyerek söze başlayanları, bütün kerameti kendilerinde sananları ıslak çivili kürek sapıyla eşek sudan gelene kadar dövmek istiyorum…

“Samsun’da Reisin çizmeyeceği tek adam varsa oda benim… Türkiye’de dört dönem üst üste aday gösterdiği tek isim benim… Hukukumuz çok ayrıdır, canım benim…” diyenlerin başka partilerin kapılarında yatıp kalkmalarını kabullenemiyorum…

Yazıya başlarken hissettiğim duygular çok çabuk tükendiğinden fazla uzatamayacağım…

Nankörlük böyle…

Bütün enerjinizi alır tüketir…

Başa aldığım sözü yeniden hatırlatarak bitirmek isterim;

Kırk yıl sırtında taşırsın teşekkür dahi etmezler, lakin bir gün sırtından indirirsin demediklerini bırakmazlar…

Neticeyi kelam;

Siyaset nankör meslek…