Enflasyon bıraktığımız yerden yükselmeye devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve diğer kuruluşlar şubat ayına ilişkin enflasyon rakamlarını açıkladılar.

TÜİK’in açıklamalarına göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) değişimi şubatta bir önceki aya göre yüzde 4,53, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 11,54, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,07 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,91 olarak gerçekleşti. Bekliyor muyduk, evet bekliyorduk.

Ekonomistlerden ve akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verileri ise aylık bazda TÜİK’in açıkladığı rakamın gerisinde kalırken, yıllık bazda yüzde 121.98 ile farklı bir veri sundu. ENAG, şubat ayında fiyatların bir önceki aya göre yüzde 4.32 oranında artığını açıkladı.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre ise İstanbul’da perakende fiyatlar, Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 4,07, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi de yüzde 4,64 oranında artış gösterdi. Buna göre, yıllık bazda Ücretliler Geçinme İndeksi yüzde 76,58, Toptan Eşya Fiyatları İndeksi de yüzde 65,06 oldu.

Türk-İş'in Şubat ayına ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı araştırması içinde yer alan değerlendirmelere göre de mutfak enflasyonu aylık yüzde 8,03, 12 aylık yüzde 72,49 ve yıllık ortalama 77,20 olarak hesaplanmış. Bu veri son beş ayın en yüksek seviyesi olarak kayıtlara geçti.

İşte geldiğimiz nokta böyle.

Enflasyonla görünürde bir mücadele yapılıyor. Görünürde diyoruz, çünkü işin tüm faturası çalışanlara ve dar gelirlilere kesilirken, asıl enflasyonun kaynağı olan kesimlere hiç dokunulmuyor.

Emeklilere verilecek seyyanen bir maaş artışı, ya da bayram “harçlıklarına” yapılacak ilave, “enflasyonla mücadeleyi sekteye uğratır, bütçede karşılığı yok” gerekçesiyle yapılmazken, kamunun lüks ve şatafatından zerre kadar fedakarlık yapılmıyor. Lüks araç alımları, bina ve araç kiralamaları aynen devam ediyor. İçinde bulunduğumuz seçim sürecinde kamu imkanları sonuna kadar kullanılıyor.

Bu şartlar altında enflasyonla mücadelede ne kadar başarılı olunabilir ki?

İç piyasayı daraltarak, vatandaşlara sadece nefes alacakları kadar imkanlar sağlanarak enflasyonu aşağı çekmek mümkün değildir. Yıllardır devam eden ve her geçen gün biraz daha ağırlaşan bir gıda enflasyonuyla karşı karşıyayız. Tüm dünyada, gıda enflasyon rakamları gerilerken, bizde yükseliyor olmasının altında yatan sebepler iyi değerlendirilmelidir. Bir tarım ve hayvancılık ülkesi olma potansiyeline sahip ülkemiz, bugün yüzden fazla ürünü ithal eder hale gelmiştir.

TÜİK yaptığı açıklamada, şubat ayında, endekste yer alan 143 temel başlıktan, 12 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 6 temel başlığın endeksinde değişim olmadığını buna karşın125 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleştiğine işaret ediyor.

Bu temel başlıkların altında yer alan ürünlerin sayısını ve isimlerini ne yazık ki, “gizlilik” gerekçesiyle bilemiyoruz. Ya da bu ürünlerin sepet içindeki ağırlıklarını göremiyoruz. Bunların hepsi bir sır olarak saklanıyor. Bildiğimiz sadece birkaç ana başlıkta yaşanan düşüşler ve yükselişlerden ibaret. Yani, vatandaşın hayatını direkt olarak etkileyen ürünlerin ay içinde yaşadığı inişleri ve yükselişleri göremiyoruz. Enflasyonla mücadelede işe buradan başlamak olumlu bir adım olabilir!

Bakan Şimşek, her ortamda tasarruftan söz ederken, yaşananları adeta görmezden geliyor. Kağıtların arka yüzlerini kullanarak bir tasarruf örneği sergilemek belki, ilkokul çocukları için güzel bir örnek olabilir ama, diğer yandan göz kırpmadan harcanan paralarla araç ve bina saltanatını sürdürmeyi ne yana koyacağız.

Enflasyonla mücadelede, emekli, dul ve yetimler ile diğer maaşlı kesimlere “azla yetinmeyi önerenler” 3-4 yerden maaş alanlara, aldıkları maaşlarla dudak uçuklatan bürok- ratlara, ya da emekli vekillere bir baksınlar bunların hangisi “enflasyonla mücadele” kapsamında aldıklarından bir fedakarlık yapıyorlar.

Bunlar daha iyi günlerimiz. Bu işin bir de seçim sonrası olacak. Enflasyonda tek haneli rakamlar için tarih verenler, bu tarihleri sürekli olarak ileriyle erteliyorlar. Çünkü, ipin ucu kaçmış durumda ve dört bir koldan ipin ucunu yakalamaya çalışıyorlar. İpin ucunu serbest bırakanlar ortalıkta yoklar. Sadece yoklamalarda adı geçiyor ama kendilerini ne görebilen, ne de bulabilen var!

QOSHE - İpin ucu kaçmışken - Oktay Taş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İpin ucu kaçmışken

6 0
06.03.2024

Enflasyon bıraktığımız yerden yükselmeye devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve diğer kuruluşlar şubat ayına ilişkin enflasyon rakamlarını açıkladılar.

TÜİK’in açıklamalarına göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) değişimi şubatta bir önceki aya göre yüzde 4,53, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 11,54, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,07 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55,91 olarak gerçekleşti. Bekliyor muyduk, evet bekliyorduk.

Ekonomistlerden ve akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verileri ise aylık bazda TÜİK’in açıkladığı rakamın gerisinde kalırken, yıllık bazda yüzde 121.98 ile farklı bir veri sundu. ENAG, şubat ayında fiyatların bir önceki aya göre yüzde 4.32 oranında artığını açıkladı.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre ise İstanbul’da perakende fiyatlar, Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 4,07, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi de yüzde 4,64 oranında artış gösterdi. Buna göre, yıllık bazda Ücretliler Geçinme İndeksi yüzde 76,58, Toptan Eşya Fiyatları İndeksi de yüzde 65,06 oldu.

Türk-İş'in Şubat ayına ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı araştırması içinde yer alan değerlendirmelere göre de mutfak enflasyonu aylık yüzde 8,03, 12 aylık yüzde 72,49 ve yıllık ortalama 77,20 olarak hesaplanmış. Bu veri son beş ayın en yüksek seviyesi olarak kayıtlara geçti.

İşte geldiğimiz nokta böyle.

Enflasyonla........

© Anayurt


Get it on Google Play