Türkiye’nin kitap bayramı TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı, bu yıl 40. yaşını kutluyor. Kitap bayramı diyorum çünkü TÜYAP, 10 günlüğüne de olsa kitabı gündemin tepesine çıkartan, kitapla ilgili herkesi bir araya toplayan devasa bir kutlama gibidir. Kitap kurtları, kitap severler, yazarlar, yayıncılar, çevirmenler, editörler… herkes 10 gün için fuar alanında toplanır. Okurlar aradıkları kitapların peşine düşer, hiç beklenmedik karşılaşmalarla heyecanlanır, sevdiği yazarların kuyruğunda saatlerce beklese de gam yemez ve kitaplarını imzalatır, hatıra fotoğrafı çektirir. Yazarlar okurlarını tanır, yayıncılar bütün kitaplarını gösterme fırsatı bulur.

Fuarda eskiden indirimli kitap almak da önemli bir fırsattı. Bunun için yıllık listelerle fuara gidilir ve çantalar dolusu kitap alınırdı. Ama artık internet indirimleri var ve fuar bu bakımdan cazibesini kaybetti. Ama bir özelliği var ki onu kolay kolay kimse elinden alamaz: TÜYAP neredeyse bütün çeşitleri bulabileceğiniz, tutup karıştırıp isterseniz satın alabileceğiniz Türkiye’nin en büyük kitapçısıdır. Kitapçı sorunu her daim baki olan Türkiye’de bu çok önemli ve değerli bir özellik…

Burası her zaman Türkiye’nin kültürel ve siyasi iklimini yansıtmıştır. 2023 fuarı, Cumhuriyet’in 100. Yılı temasıyla düzenleniyor. Onur Yazarı, siyaset bilimci ve sosyolog 102 yaşındaki Nermin Abadan Unat. Geçen hafta düzenlenen Onur Ödülleri gecesinde Unat da ödülünü aldı ve küçük bir konuşma yaptı. Aynı gecede 107 yıldır Büyükada’da kitap satan Ksidas Kitabevi’ne ve tam 40 yıldır aralıksız fuara katılan dört yayınevine özel ödüller verildi. Bu yayınevleri Doğan Kitap, Yapı Kredi Yayınları, Redhouse, Cumhuriyet Kitapları oldu…

40 yıl önce Taksim meydanında o zamanki Etap şimdiki The Marmara otelinin içinde açılan ilk İstanbul Kitap Fuarı, düzenleyenler için de katılanlar için de cesaretli bir girişimmiş. Kitapların çokça yargılandığı insanların okudukları kitaplar için suçlandığı 12 Eylül rejiminin hüküm sürdüğü bir zamanda kitapla ilgili herkesi bir araya toplamanın muhakkak ki siyasi bir yanı var. Hızla büyüyüp Tepebaşı’ndaki fuar merkezine taşındığı zamanlarda fuar, politik bir etkinlikti. Ülkenin önde gelen hepsi de muhalif, sıklıkla başı devletle derde girmiş yazarları burada kendilerini seven, destekleyen okurlarıyla bir araya gelir, salonlar, imza günleri hıncahınç dolardı. Aziz Nesinlerin, Yaşar Kemallerin zamanından bahsediyorum…

Fuar Tepebaşı’na sığamaz hale gelince, 2004’te TÜYAP Fuarcılık’ın Beylikdüzü’nde kurduğu devasa fuar alanına taşındı. Bütün 2000’ler boyunca orası hep uzak bir yerdi, hala öyle. Toplu taşım imkanları biraz daha iyileşti ve bu sayede her yıl yüzbinlerce kişi geliyor fuara. Hafta sonları kitap severler, aileler, gençler, hafta içi ise okullar ve çocuklar dolduruyor fuarın sokaklarını.

Yıllar içinde yayıncılık da Türkiye’de değişiyor. Fuarcılık şirketi TÜYAP’ın Türkiye Yayıncılar Birliği ile birlikte düzenlediği fuar da bu değişimlere uyum sağlamaya çalışıyor.

Etkinlikler eğer çok ünlü biri katılmıyorsa artık çoğunlukla boş geçiyor. Üst salonlarda Türkiye’nin ve edebiyatın sorunlarını konuşan yazarlara pek ilgi gösteren olmuyor. İmza salonlarında ise popüler yazarları önlerindeki uzun kuyruklardan hemen tanıyorsunuz. Burada artık edebiyat maalesef başı çekmiyor. Eskiden beri sevilen, bildik bazı yazarlar dışında imza salonuna farklı türlerin yeni isimleri ağırlığını koyuyor. Yaşantı biçimleri öneren kişisel gelişim yazarları, sağlıkla ilgili kitapların sahipleri, popüler gazeteci ya da tarihçiler ve en çok da gençler için aşk ve macera yazan, kendileri de genç yazarlar uzun kuyruklar oluşturuyor. Ve en önemlisi, ziyaretçi sayısı yavaş yavaş azalıyor. Dünyanın her yerindeki fuarlar gibi TÜYAP da bazı salonları kapatıp ufaktan küçülüyor. Mesela yıllarca Kitap Fuarı’yla birlikte düzenlenen, iki-üç salona yayılan Artist Sanat Fuarı son yıllarda artık yapılmıyor…

TÜYAP’ın kitap fuarcılığında başarılı olabilmesi yazarlar, yayıncılar ve kitapseverlerle aynı dili konuşan bir ekip kurmuş olmasından kaynaklanıyor. 2000’li yıllarda, tam da TÜYAP kent merkezini terk ettiğinde pek çok başka firma bu işe heves etmiş, ama hiçbiri kalıcı olamamıştı. TÜYAP, İstanbul’un ardından başka kentlerde de fuarlar düzenledi. Bazıları hala süren bu etkinlikler de öncü oldu ve Anadolu’da bir kitap fuarı furyası başladı. Bugün neredeyse tamamı belediyeler tarafından desteklenen yüze yakın kitap fuarı düzenleniyor Türkiye’de. TÜYAP’ın kurucusu Bülent Ünal ve ilk birkaç yıl sonra kitap fuarlarının yönetimini devralan Deniz Kavukçuoğlu, kitap fuarlarının bugüne gelmesinde önemli bir rol üstlendiler. Geçen yıl kaybettiğimiz Deniz Kavukçuoğlu’nun 80. yaşı için, bu yılki fuarın üçüncü günü bir toplantı düzenlendi. Kürsüye gelen konuşmacılar her defasında Kavukçuoğlu’nun renkli kişiliğini andılar, ilk gençliğinden ölümüne kadar sürdürdüğü muhalif politik duruşunu anlattılar. Hakikaten İstanbul Kitap Fuarı’nın solcu ve muhalif olanlardan, eleştirel kişi ve gruplardan yana bir eğilimi hep oldu. Bu, Türkiye’de edebiyatın ve entelektüel ortamın genel özelliği de olduğu için kitap fuarına çok yakıştı ve ona güç verdi.

Ama son yıllarda ekonomik güçlükler arttıkça fuara katılmak küçük yayıncılar için zorlaşmaya başladı. Eskinin bazı yayınevleri artık fuarda yok. En son bu yıl Ayrıntı Yayınları, yüksek fiyatları için TÜYAP’ı protesto edip katılmayacaklarını açıkladı. Yayıncılık da memleket gibi değişiyor. Küçük ya da değil solcu yayınevlerinin boşalttığı yerleri Müslüman muhafazakar yayıncılar ya da çok satanlara odaklı markalar alıyor. Bunu da eleştirenler var ama kimilerine göre de fuar, öncelikle ticari yayıncılık piyasasının bir ürünü…

Fuar yönetimi de değişimin farkında ve buna uygun adımlar atmaya gayret ediyor. Tanıtım bu yıl son yıllarda olmadığı kadar iyi, kent içinde pek çok afiş var; edebiyat panelleri için bile billboard gibi ilanlar asılmış. Sosyal medyaya önem veriyorlar, yayıncılar ve yazarlarla bu alanda tanıtımı artırmak için iş birliğine gittiler. Fuar alanında ‘selfi’ noktaları vs. gibi detaylar da düşünülmüş… Bir sonraki adımda Türkiye’deki yayın dünyasının zenginliğini daha iyi yansıtacak etkinlikler üstüne odaklanmaları gerekiyor. Panel ve söyleşi gibi medya öncesi çağın faaliyetleri yerine daha işlevsel etkinliklerin bulunması gerektiği muhakkak. Belki uzmanlığı daha da öne çıkartan, iddialı konferans ve sempozyumlar düzenlenebilir fuar süresince.

En önemlisi, kendi okurunu oluşturmuş yeni kuşak yayıncıların da biraz daha ön saflara çekilmesi, onlarla ve yazarlarıyla daha fazla iş birliği olanakları aranması iyi olur. 12. Salon’u kitap imzalatmak için dolduran binlerce genç okuru mutlu edecek, kendilerini özel hissetmelerini sağlayacak, onların sevdiği yayıncılarla birlikte planlanmış birtakım yenilikler yapılmalı. O zaman fuarın da memleketin de geleceğine yatırım yapılmış olur hakikaten.

Neticede kitap fuarını eskisi gibi büyük ve kalabalık olarak yaşatmak kolay bir iş değil günümüzde. İleride belli ki daha küçük, daha uzman işi, daha az ticari, belki Anadolu’da olduğu gibi İstanbul’da da belediyenin desteklediği bir etkinliğe dönüşecek. Ama bunun detayları için kafa yormaya şimdilik pek gerek yok. Çünkü TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın bu haliyle daha yıllarca bizi mutlu edeceğini söyleyebiliriz.

Cem Erciyes: Gazeteci, yayıncı. 1971 doğumlu Cem Erciyes, İzmir Bornova Anadolu Lisesi’ni ve Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdi. İstanbul Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler dalında yüksek lisans yaptı. Gazeteciliğe 1992’de Dünya Gazetesi’nde başladı. Dünya Kitap dergisi ve kültür sanat sayfalarında çalıştı. 1997 yılında Radikal’e geçti. Kültür Sanat Editörü ve Radikal Kitap Eki Yayın Koordinatörü, Ek Yayınlar Yönetmeni gibi görevler üstlendi… 2016 yılında Doğan Kitap’ın yayın direktörlüğünü üstlendi. Halen bu işi yapıyor. Çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde yazıları yayımlandı. TRT’de, Açık Radyo’da kültür sanat ve tarih programları hazırladı, sundu.

QOSHE - Kitap Fuarı 40 yaşında - Cem Erciyes
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kitap Fuarı 40 yaşında

166 15
06.11.2023

Türkiye’nin kitap bayramı TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı, bu yıl 40. yaşını kutluyor. Kitap bayramı diyorum çünkü TÜYAP, 10 günlüğüne de olsa kitabı gündemin tepesine çıkartan, kitapla ilgili herkesi bir araya toplayan devasa bir kutlama gibidir. Kitap kurtları, kitap severler, yazarlar, yayıncılar, çevirmenler, editörler… herkes 10 gün için fuar alanında toplanır. Okurlar aradıkları kitapların peşine düşer, hiç beklenmedik karşılaşmalarla heyecanlanır, sevdiği yazarların kuyruğunda saatlerce beklese de gam yemez ve kitaplarını imzalatır, hatıra fotoğrafı çektirir. Yazarlar okurlarını tanır, yayıncılar bütün kitaplarını gösterme fırsatı bulur.

Fuarda eskiden indirimli kitap almak da önemli bir fırsattı. Bunun için yıllık listelerle fuara gidilir ve çantalar dolusu kitap alınırdı. Ama artık internet indirimleri var ve fuar bu bakımdan cazibesini kaybetti. Ama bir özelliği var ki onu kolay kolay kimse elinden alamaz: TÜYAP neredeyse bütün çeşitleri bulabileceğiniz, tutup karıştırıp isterseniz satın alabileceğiniz Türkiye’nin en büyük kitapçısıdır. Kitapçı sorunu her daim baki olan Türkiye’de bu çok önemli ve değerli bir özellik…

Burası her zaman Türkiye’nin kültürel ve siyasi iklimini yansıtmıştır. 2023 fuarı, Cumhuriyet’in 100. Yılı temasıyla düzenleniyor. Onur Yazarı, siyaset bilimci ve sosyolog 102 yaşındaki Nermin Abadan Unat. Geçen hafta düzenlenen Onur Ödülleri gecesinde Unat da ödülünü aldı ve küçük bir konuşma yaptı. Aynı gecede 107 yıldır Büyükada’da kitap satan Ksidas Kitabevi’ne ve tam 40 yıldır aralıksız fuara katılan dört yayınevine özel ödüller verildi. Bu yayınevleri Doğan Kitap, Yapı Kredi Yayınları, Redhouse, Cumhuriyet Kitapları oldu…

40 yıl önce Taksim meydanında o zamanki Etap şimdiki The Marmara otelinin içinde açılan ilk İstanbul Kitap Fuarı, düzenleyenler için de katılanlar için de cesaretli bir girişimmiş. Kitapların çokça yargılandığı insanların okudukları kitaplar için suçlandığı 12 Eylül rejiminin hüküm sürdüğü bir zamanda kitapla ilgili herkesi bir araya toplamanın muhakkak ki siyasi bir yanı var. Hızla büyüyüp Tepebaşı’ndaki fuar merkezine taşındığı zamanlarda fuar, politik bir etkinlikti. Ülkenin önde gelen hepsi de muhalif, sıklıkla başı devletle derde girmiş yazarları burada kendilerini seven, destekleyen okurlarıyla bir araya gelir, salonlar, imza günleri hıncahınç dolardı. Aziz Nesinlerin, Yaşar Kemallerin zamanından bahsediyorum…

Fuar Tepebaşı’na sığamaz hale gelince, 2004’te TÜYAP Fuarcılık’ın Beylikdüzü’nde kurduğu devasa fuar alanına taşındı. Bütün 2000’ler boyunca orası hep uzak bir yerdi, hala öyle. Toplu taşım imkanları biraz daha iyileşti ve bu sayede her yıl yüzbinlerce kişi geliyor fuara. Hafta........

© Artı Gerçek


Get it on Google Play