İYİP’de (Meral Akşener partisi) olanları siyaset üzerinden okumanın bir anlamı olmadığı kanısındayım ama bu kanım sadece İYİP hakkında değil, tüm siyasi partilerimizin siyasi (!!!) faaliyetlerini bir ölçüde kamu rantları üzerinden okumak lazım, bizim ülkemizde klasik siyasi kavramlarla siyaseti anlamak çok zor, hatta imkansızdır, tüm siyasi(!) faaliyetler en nihai olarak kamu rantlarının direksiyonuna geçmeye yöneliktir.

Her ülkede siyasi faaliyetlerde bir ölçüde, sadece bir ölçüde rant kollama vardır ama kamu bankalarının sadece kurucu yasalarıyla belirlenmiş amaçlara yönelik faaliyet gösterdiği yani mesela tarım bankalarının sadece tarıma kredi verebildiği, kamu ihale sisteminin uluslararası rekabete açık olduğu, devlet yardımlarının ancak çevre ve araştırma-geliştirmeye verilebildiği ülkelerde bu rant kollama işi belki yine sıfırlanmaz ama asgari çizgiye iner, bizde ise rant kollama tavan yapıyor, bunun kanıtı ise mesela AKP’nin AB müzakere dosyalarından kamu ihale, devlet yardımları (rekabet) dosyalarını önlerinde siyasi engel olmamasına rağmen açmamak için canhıraş direnmesidir.

Gelelim İYİP meselesine; 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olabilse idi, Meral Akşener de Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak ve muhtemelen yerel seçimlere de çok daha güvenli gidebilecek, belirli bir pazarlık gücü kazanmış olacaktı, olmadı.

Akşener Cumhurbaşkanı yardımcısı olsa idi merkezi devlet rant akımından azımsanmayacak bir pay alabilecek ve yerel seçimlerde de yerel devlet rantlarına, mesela kamu ihalelerine yaklaşma ümidi artacaktı, yukarıda belirttiğim gibi olmadı ve olmayınca da şimdi yaşananlara şahit oluyoruz.

Tekraren ifade ediyorum, bizde siyasetin finansmanı ve siyasetçilerin kişisel zenginleşme konularını kamusal rantların doğuşu ve akışı konularına girmeden tartışmak, çözümlemeye çalışmak tamamen anlamsızdır.

Arjantin yeni devlet başkanı enflasyonla mücadelede belirsiz bir süre kamu ihalesi açılmayacağını açıkladı, benzer bir durum bizde yaşansa, eminim siyasi partilerde siyaset yapan adam, kadın bulmakta çok zorlanılır, Erdoğan siyasi ahlak yasası teklifi hakkında “böyle bir yasa çıkarsa partiler il, ilçe başkanı bulmakta çok zorlanırlar” dememiş mi idi?

EN İYİ BİLEN KİŞİ ERDOĞAN

Türkiye’de siyasetin neden ve nasıl yapıldığını galiba en iyi bilen kişi Erdoğan, 29 senedir girdiği yaklaşık her seçimi kazanmasından da belli değil mi?

İYİP merkezi devlet rant direksiyonundan çok büyük ölçüde uzaklaştı, yerel devlet rant mekanizmalarından da uzaklaşırsa ki, öyle gözüküyor, siyasetin finansmanında çok büyük sıkıntılar yaşayacaktır.

İYİP’den bir Eskişehir milletvekili ayrıldı ve AKP saflarına katıldı, bazı muhalif kanallar da bu durumu açıklarken bu kişinin Eskişehir’de sahip olduğu fabrikanın önüne bir polisin çekildiğini anlattılar ama herhalde bu zat-ı muhterem İYİP’den AKP’ye fabrikasının önüne bir polis koruması gelsin diye geçmedi, önümüzdeki dönemde bu kişinin devletten alacağı destekleri, gireceği ve kazanacağı ihaleleri, kamu bankalarından kullanacağı kredileri bir izlerseniz bu transferlerin gerçek anlamı ortaya çok net çıkar.

İYİP 31 Mart yerel seçimlerinde 81 ilde kendi adayları ile yarışacağını açıklamıştır, anayasal ve siyasal hakkıdır ama bu kararın bir de pratik anlamı vardır o pratik anlam da Erdoğan için yaşamsal gibi duran İstanbul ve Ankara’da CHP’ye parti olarak destek vermeyeceğidir, İYİP’in bu meşru tavrının rant akımlarının yönünü önemli ölçüde değiştirebileceği de açıktır, meseleye böyle bakmakta yarar vardır.

Ancak, bu noktada konuşulması gereken konu İYİP’in bu meşru tavrının karşılığında merkezi ya da yerel devlet rantlarına nasıl ve ne ölçüde yaklaşabileceğidir, iyi eğitimli genç gazetecilerin şayet İstanbul ve Ankara yerel iktidarları el değiştirir ise bu durumun kamu bankaları kredilerine, kamu ihalelerine, devlet yardımlarına nasıl yansıyacağı konusunu fikri takip mantığı ile izlemelerinde mesleki kariyerleri açısından büyük fayda vardır.

ERBAKAN, İGDAŞ’I İSTİYOR İDDİASI

Bu durum tüm siyasi partiler için geçerlidir, örneğin Erdoğan ile Fatih Erbakan arasında yapılan görüşme hakkında basında yer alan haberlere göre Erbakan’ın İstanbul kent lokantalarını ve İGDAŞ’ı istediği dedikodusu(!) söz konusu olmuştur, ilginç değil mi?

Fatih Erbakan AKP adayına İstanbul’da vereceği destek karşılığında bir siyasi talepte bulunmamaktadır, mesela metro şuraya da uzatılsın, buralara daha fazla kreş yapılsın, şehir tiyatrolarında şöyle eserler oynansın, oynanmasın falan dememektedir, masaya sadece akçeli konular gelmektedir.

31 Mart 2024 yerel seçimlere doğru giderken Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş 2019’dan günümüze İstanbul ve Ankara’da açtıkları ihalelerde hangi ihale yöntemini daha sık kullandıklarına saydamlık getirebilecekler midir?

Türkiye hem merkezi devlet hem mahalli idareler bazında siyaset yapma tarzını düzeltmek istiyorsa kamu bankalarının kredi verme biçimlerine, kamu ihalelerinin rekabete kapalılığına, çevre ve araştırma-geliştirme dışında devlet yardımlarına çözümler üretmek zorundadır.

Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.

QOSHE - İYİP’de yaşananlar ve devlet rantları - Eser Karakaş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İYİP’de yaşananlar ve devlet rantları

134 10
21.12.2023

İYİP’de (Meral Akşener partisi) olanları siyaset üzerinden okumanın bir anlamı olmadığı kanısındayım ama bu kanım sadece İYİP hakkında değil, tüm siyasi partilerimizin siyasi (!!!) faaliyetlerini bir ölçüde kamu rantları üzerinden okumak lazım, bizim ülkemizde klasik siyasi kavramlarla siyaseti anlamak çok zor, hatta imkansızdır, tüm siyasi(!) faaliyetler en nihai olarak kamu rantlarının direksiyonuna geçmeye yöneliktir.

Her ülkede siyasi faaliyetlerde bir ölçüde, sadece bir ölçüde rant kollama vardır ama kamu bankalarının sadece kurucu yasalarıyla belirlenmiş amaçlara yönelik faaliyet gösterdiği yani mesela tarım bankalarının sadece tarıma kredi verebildiği, kamu ihale sisteminin uluslararası rekabete açık olduğu, devlet yardımlarının ancak çevre ve araştırma-geliştirmeye verilebildiği ülkelerde bu rant kollama işi belki yine sıfırlanmaz ama asgari çizgiye iner, bizde ise rant kollama tavan yapıyor, bunun kanıtı ise mesela AKP’nin AB müzakere dosyalarından kamu ihale, devlet yardımları (rekabet) dosyalarını önlerinde siyasi engel olmamasına rağmen açmamak için canhıraş direnmesidir.

Gelelim İYİP meselesine; 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olabilse idi, Meral Akşener de Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak ve muhtemelen yerel seçimlere de çok daha güvenli gidebilecek, belirli bir pazarlık gücü kazanmış olacaktı, olmadı.

Akşener Cumhurbaşkanı yardımcısı olsa idi merkezi devlet rant akımından azımsanmayacak bir pay alabilecek ve yerel seçimlerde de yerel devlet rantlarına, mesela kamu ihalelerine yaklaşma ümidi artacaktı, yukarıda belirttiğim gibi olmadı ve olmayınca da şimdi yaşananlara şahit oluyoruz.

Tekraren ifade ediyorum, bizde siyasetin finansmanı ve siyasetçilerin kişisel zenginleşme konularını kamusal rantların doğuşu ve akışı konularına girmeden tartışmak, çözümlemeye çalışmak tamamen anlamsızdır.

Arjantin yeni........

© Artı Gerçek


Get it on Google Play