Yerel seçimlere tam dört ay kaldı ve yaklaşan yerel seçimlere doğru siyasi partilerde, mesela İYİ Parti ama sadece İYİ Parti de değil, başkalarında da ilginç hareketlenmeler var.

Konuya Türkiye’de had safhada ama başka ülkelerde de azımsanmayacak boyutlarda siyaseti büyük ölçüde belirleyen rant kollama (rent seeking) mekanizmaları üzerinden bakmazsak siyasi analizlerin siyasi dedikodu düzeyinde kalabileceğine ilişkin bende güçlü bir kanaat mevcuttur.

Rant kollamanın farklı yolları var; kamu ihaleleri, teşvikler, vergi harcamaları, arazi hukukunun yasal ama hukuk dışı kullanımı, gümrük birliği kapsamında olmayan imalat sanayi mallarında ithalat rejimi, kamu bankalarının ahlaksızca kullanımı (en taze örnek bir kamu bankasından bir çete reisine açılan 700 milyon TL-yaklaşık 25 milyon dolar- kredi) ilk aklıma gelenler ama kesinlikle rant kollama bunlarla sınırlı değil, sosyal politikaların anonima (isimsizlik) dışı yani şahsi ya da grup hedef gözetilerek kullanımı ve benzerleri de var.

Yukarıda kısmen saydığım rant kollama yöntemlerinin tümünün bir yasal kılıfı var, özlerinde büyük yolsuzluk potansiyeli taşıyorlar ama en azından kısa vadede bu yolsuzluklar savcılık denetimine kapalı.

İlaveten yasal ama burum buram yolsuzluk kokan varlık barışı kanunları var.

Bir de çok büyük yasal olmayan rantlar var, en başta da uyuşturucu gelirleri.

Lütfen kimse bana uyuşturucu işinin ya da başka benzer işlerin rant sayılamayacağını söylemesin, söyleyin olursa birisi de onlara 2022 senesinde 25 milyar doları aşan net hata ve noksan kaleminin nedenini ve kökenini sorabilir.

Ünlü Amerikalı iktisatçı Anne Krueger’in 1974 senesinde AER’de yayınladığı o muhteşem “Political economy of rent seeking society” -Rant kollama toplumlarında politik iktisat- makalesini ilgilenen genç iktisatçılara hararetle tavsiye ederim, bugüne dek yazılmışların en iyilerindendir; genç iktisatçılar diyorum çünkü daha az genç olanların zaten bu makaleyi okuduğunu zannediyorum, Krueger makalesinde Türkiye’ye de yer ayırıyor zaten.

İYİP NEDEN KARIŞTI?

Yazının başında söylediğimi tekraren ifade ediyorum, Türkiye’de (benzer ülkelerde de) rant kollama mekanizmalarının yönlerini iyi anlamadan yapılacak siyasi analizler nitelikli gibi duran siyasi dedikodudan farklılaşamıyor.

AKP 2002’den beri merkezi devletin rant üretme ve keyfi olarak dağıtma mekanizmalarının direksiyonunda, 2019’a kadar da büyük ölçüde büyük şehirlerde o direksiyonun arkasında idi.

2023 Mayıs seçimlerinde muhalefet partilerini büyük ölçüde motive eden dürtü, kimse kızmasın, bu benim şahsi yaklaşımım, seçimler sonrası bu merkezi devlet rant direksiyonunu koalisyon ortakları ile paylaşmak idi.

2023 Mayıs seçimlerini AKP ve Erdoğan yine kazanınca bu kez partiler, mesela İYİP, karışmaya başladı, merkezi devlet rant muslukları beş sene için yine kapanmıştı ama kısa erimli ufukta yeni yerel seçimler vardı ancak bu seçimler de mesela yine İYİP için çok ümit vermiyor gibi.

Bir İYİP Ankara milletvekili, Adnan Beker, partisinden istifa etti ve AKP’ye geçeceği konuşuluyor, bu siyasi hicretin kökeninde acaba Sayın Beker’in hidayete erip AKP politikalarının, ideolojisinin, parti programının (!) kendisine daha yakın gelmesini nihayet(!) idrak etmesi mi yoksa rant kollama sürecinde başka ihale, arazi tahsisi, vs meseleleri mi var, bir tek Allah bilir diyelim.

Bir de İYİP’ten seçilen bir Eskişehir milletvekili var, şöyle bir açıklama (AA) yapmış:

“İdris Nebi Hatipoğlu, açıklamasında, "Türkiye ve Eskişehir sevdalısı bir insan olarak çıktığım siyaset yolculuğunda, Eskişehir Milletvekili seçildiğim İYİ Parti ile genel seçim sürecinden bu yana derin görüş ayrılıkları yaşamaktaydım. Parti içi istişare sürecimizin de sağlıklı yürümemesinden kaynaklı olarak, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'i de bilgilendirerek İYİ Parti'den istifa ediyorum." ifadelerini kullandı.”

Benzer değerlendirmeleri, göz yaşartıcı memleket sevgisi açıklamalarını muhtemelen önümüzdeki günlerde ve aylarda başkalarından da duyacağız.

CHP 2019’da İstanbul, Ankara gibi büyükşehir belediyelerini aldı, bu süreçte o dönemin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu AKP’yi en çok ihale kanununun 21-b maddesi üzerinden vuruyordu ve haklı idi ama acaba 2019’dan günümüze İstanbul ve Ankara belediyeleri yerli yersiz ihale kanununun 21-b maddesini ne kadar kullandı, bu soruyu soran, yanıtını merak eden kaç CHP’li var acaba?

Ülkede acaba hala siyasi partilerde yaşanan tartışmaların hatta belden aşağı vurmaların gerçekten siyasi görüş ayrılıklarından mesela AB konusu, bütçe politikaları, bölgesel politikalar, savunma tercihleri, sosyal politikalardan falan kaynaklandığını düşünen kaldı mı?

Yoksa tamamen duygusal yani ihaleler, kupon araziler, kamu bankalarının direksiyonu ve bunun gibi konular mı?

Genç gazetecilere bir tavsiyem olabilir, İYİP’ten ya da başka partilerden ayrılarak AKP saflarına katılan bu politikacıların kendilerinin, varsa şirketlerinin, çok yakın aile bireylerinin ihale ilişkilerini, arazi tahsis ilişkilerini, vs yakından izlesinler, çok önemli gazetecilik ödüllerine aday olabilirler.

Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.

QOSHE - Yerel seçimler, siyasi hareketlenmeler, rant kollama - Eser Karakaş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yerel seçimler, siyasi hareketlenmeler, rant kollama

103 36
30.11.2023

Yerel seçimlere tam dört ay kaldı ve yaklaşan yerel seçimlere doğru siyasi partilerde, mesela İYİ Parti ama sadece İYİ Parti de değil, başkalarında da ilginç hareketlenmeler var.

Konuya Türkiye’de had safhada ama başka ülkelerde de azımsanmayacak boyutlarda siyaseti büyük ölçüde belirleyen rant kollama (rent seeking) mekanizmaları üzerinden bakmazsak siyasi analizlerin siyasi dedikodu düzeyinde kalabileceğine ilişkin bende güçlü bir kanaat mevcuttur.

Rant kollamanın farklı yolları var; kamu ihaleleri, teşvikler, vergi harcamaları, arazi hukukunun yasal ama hukuk dışı kullanımı, gümrük birliği kapsamında olmayan imalat sanayi mallarında ithalat rejimi, kamu bankalarının ahlaksızca kullanımı (en taze örnek bir kamu bankasından bir çete reisine açılan 700 milyon TL-yaklaşık 25 milyon dolar- kredi) ilk aklıma gelenler ama kesinlikle rant kollama bunlarla sınırlı değil, sosyal politikaların anonima (isimsizlik) dışı yani şahsi ya da grup hedef gözetilerek kullanımı ve benzerleri de var.

Yukarıda kısmen saydığım rant kollama yöntemlerinin tümünün bir yasal kılıfı var, özlerinde büyük yolsuzluk potansiyeli taşıyorlar ama en azından kısa vadede bu yolsuzluklar savcılık denetimine kapalı.

İlaveten yasal ama burum buram yolsuzluk kokan varlık barışı kanunları var.

Bir de çok büyük yasal olmayan rantlar var, en başta da uyuşturucu gelirleri.

Lütfen kimse bana uyuşturucu işinin ya da başka benzer işlerin rant sayılamayacağını söylemesin, söyleyin olursa birisi de onlara 2022 senesinde 25 milyar doları aşan net hata ve noksan kaleminin nedenini ve kökenini sorabilir.

Ünlü Amerikalı iktisatçı Anne Krueger’in 1974 senesinde AER’de yayınladığı o muhteşem “Political economy of rent seeking society” -Rant kollama toplumlarında politik iktisat- makalesini ilgilenen genç iktisatçılara hararetle tavsiye ederim, bugüne dek yazılmışların en........

© Artı Gerçek


Get it on Google Play