Yeni yazım, ne yazık ki üzücü bir konuyla gündem olan sevgili dostum, partili arkadaşımız ve vekilimiz HÜDA KAYA üzerine olacak. Tam da böyle zamanlarda, başka biri hak mahrumiyeti yaşadığında gözyaşlarımız yerine tepki vermek gerekir düsturu ile davranmak gerektiğine inanırım. Evet, HÜDA KAYA partili bir arkadaşım ama partili olmanın da ötesinde gerçek bir dosttur. Hüda Kaya, dini afyonlaştıranlara karşı daima mücadele etmiş bir kişidir. Hayatını, inançların barışın bir parçası olmasına adadı. Bana düşen de farklı bir inanç temsilcisi kimliğimle onu selamlayarak, HÜDA KAYA’yı benim gözümden anlatmak.

HÜDA KAYA ile siyasal anlamda ilk defa HALKLARIN DEMOKRATİK PARTİSİ döneminde yan yana geldim. HDP fikriyatı olmasaydı, muhtemelen yan yana gelmemiz siyasal anlamda çok kolay olmayacaktı. Hepimizin malumu, geçmişte Halkların ve İnançların ayrışması için her türlü şey yapıldı ve günümüzde de yapılmaya devam ediyor.

Geçen hafta, siyasi hayatımda yaşadıklarımla ilgili ileride bir kitap yazma hayalimi sizlerle paylaşmıştım. Hayalimdeki kitabın en önemli bölümlerinden biri de sevgili HÜDA KAYA ile yaptığımız çalışmalar olacak. Önceleri panellerde, daha sonra siyaset yaparken bizi yan yana gören toplumun ezberini bozan anılarımızı hafızamda hazine gibi saklıyorum.

Bildiğiniz üzere, Hüda dostumuz yine barış uğruna mücadele verirken bugünlerde hukuksuzlukla boğuşuyor. Sevgili HÜDA KAYA’nın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma kapsamında İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alındıktan sonra tutuklandığını geçen hafta üzülerek öğrendik. Hepimizin malumu, hakiki muhalif yapılar ve bireyler için gittikçe zorlaşan bir dönemden geçiyoruz. Geçen hafta da bu hukuksuzluktan nasibini alma sırası ne yazık ki HÜDA KAYA’ya geldi

HÜDA KAYA’nın açıklamaları ise hukuk sisteminin aslında nasıl işlediğini bizlere ifşa etti. Tutuklanmasının ardından gelen açıklama şöyleydi: “27 Eylül'de Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili tarafından hakkında 'firari' kararı çıkarıldığını aktaran Kaya, “Ben İstanbul’dayım, resmi ikametimdeyim, evimdeyim, telefonlarım açık ve savcılık hakkımda firari kararı veriyor. Siyasi tuzak kuruldu.”

Sevgili HÜDA aranınca bulunması en kolay insanlardan biridir. Vekilliği döneminde özellikle ezber bozan açıklamaları ve inançlı bir insan olarak barışa olan özlemini en yüksek perdeden dile getirmesi iktidar için zorlayıcı olmuştu. Ayrıca mütedeyyin haliyle ve kimliğiyle, ötekileştirenlerin en güçlü temsilcilerinden olmuştu. Halkların oylarıyla 3 dönem boyunca mecliste yer aldı. Son açıklamalarıyla tek kişilik odada tutulduğunu öğrendik. Durum boyalı medyada ne yazık ki farklı servis edilse de gerçek tam da kendisinin anlattığı gibidir.

Hüda dost ile katıldığım bir iki panelde yan yana gelerek tanışmıştım. Fakat Hüda vekille daha samimi olma şansına, 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan seçimler için birlikte çalışırken eriştim.

O günlerde HÜDA KAYA seçim listesinde, rehin alınan Eş Başkan SELAHATTİN DEMİRTAŞ’tan sonra 2. sıradan vekil adayı olmuştu. Bende aynı bölgede aynı listede vekil adayı olarak çalışmalar yürütüyordum. Her ikimiz de kimliğimiz ve inançlarımız nedeniyle İstanbul’da neredeyse her bölgede partimiz adına birlikte çalışıyorduk. Hristiyan ve Ermeni Murad ile İslami kesimden Hüda Kaya olarak birçok davet alıyorduk. Her ikimize de inançsal farklılığımızdan dolayı benzer sorular geliyordu. Nasıl bu kadar farklı inançlarla birlikte yol yürüdüğümüz merak konusu olmuştu. Benim aşina olduğum çevrelere gittiğimizde HÜDA KAYA’ya inanılmaz bir ilgi gösteriliyordu. HÜDA, sadece kendisi gibi olanlar için değil, hayatını dezavantajlı yaşamak zorunda bırakılanların ve sistem dışına itilmek istenenlerin sesi ve çığlığı olmak için yol yürümüş önemli bir temsilciydi. Hüda Kaya, inançlı bir Hristiyan’ın, ötekileştirilmiş LGBTİ+Q bireylerinin veya emek sömürüsüne uğramış, inşaatta çalışan bir Kürt gencinin de sorununu ayrı bir kategoride değerlendirmeden mücadele veren bir öncüydü.

Kendisiyle yaptığımız çalışmalarda kimliklerimiz üzerinden çok sohbet ettik. İlk sohbetimizde bana nereli olduğumu sormuştu. Konya Ereğlili olduğumu öğrendiğinde, köklerimin olduğu yer hakkında kısa bir tarih anlatımı yaptığımı çok iyi hatırlıyorum. Diğer yandan kendisinin Sinop Boyabatlı olması nedeniyle benim de orada yakınlarımın olduğunu söyledim. Eskiden Ermeni yerleşim yeri olduğunu ve halen Boyabatlı Ermenilerin yaşadığını öğrendiğinde doğduğu köy üzerinden birlikte bir tarih okuması yaptık.

Özellikle biz Hristiyanların dini günlerinde, HALKLAR İNANÇLAR temsilcileri olarak patrikhane, kilise ve vakıflarımızı ziyaret ettiğimizde, bizlere sanırım en çok eşlik eden vekilimiz HÜDA KAYA oldu. Hüda, kendi mahallesi dışında da ezilen, sömürülen her kesimin isyanı ve sesidir.

HÜDA KAYA’NIN MÜCADELELERLE DOLU HAYATI

1998 yılında başörtüsü eylemleri sırasında tutuklanıp cezaevine gönderilmişti. Kaya, başörtüsü eylemleri devam ederken “Ulusal Bir Heyecan Gecesi ve Başörtüsü” başlıklı yazısı nedeniyle yaklaşık 2 yıl tutuklu kaldı. Bu da yetmezmiş gibi o günlerde sadece 13 yaşında olan oğlu Muhammed Cihad Ebrari de tutuklandı ve DGM’de birlikte yargılandılar.

Hapisten çıktıktan sonra, üniversitelerde ve liselerde uygulanan başörtüsü yasağına karşı yapılan eylemlere katıldı. Kaya, bu eylemlere üç kızıyla birlikte katıldı. Eylemler sırasında sevgili Hüda ve kızları hakkında yakalama kararı çıkarıldı. 16, 17 ve 18 yaşlarındaki kızları, terörle mücadele ekipleri tarafından ders sırasında sınıflarından alınıp cezaevine götürüldü. Anne ve üç kızı cezaevindeyken idamla yargıladılar.

HÜDA KAYA aynı zamanda yazılarıyla da topluma ulaştı. 2012 yılında, 28 Şubat dönemini anlattığı ‘Başörtüsüne Özgürlük Yolunda- Görülmüştür’ adlı iki ciltlik kitabını yayınladı. Bu kitap, o dönemki iklimde büyük tepki aldı ve yine hedef haline geldi.

HÜDA KAYA, sadece kendi mahallesinde değil, farklı mahallelerde de hep ilgi odağı oldu. 2013 yılında Agos’a verdiği bir röportajda, başörtüsü eylemleri sebebiyle tutuklu kaldığı cezaevinde Kürt kızlarıyla aynı koğuşlarda kaldığını, onların yaşam şartlarına dair ipuçlarını gördüğünde ‘Bu zulme ben de maruz kalsaydım dağa çıkardım’ diye düşündüğünü, yıllar içinde Kürt hareketinden şahsiyetler ile tanıştığını ve olayın farklı boyutlarını gördüğünü anlatmıştı.

HÜDA KAYA’nın vekillik dönemi de hiçbir zaman kolay olmadı. Alanlarda emniyet güçleri tarafından darp edildi. Dokunulmazlığı olduğu için aile bireyleri şiddet gördü ve gözaltına alındı.

2018 yılında Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta eylemine katılan Hrant Dink’in sevgili oğlu Arat Dink’in gözaltına alınmasını engellemek için verdiği mücadele fotoğraflanmıştı. Muhtemelen o kare hepimizin hafızasındadır.

HÜDA KAYA, inançların ve ulusların savaşına karşı isyanın sembolüdür. HÜDA, sadece bu topraklardaki değil, dünyadaki savaş politikalarına dur diyen bir değerdir.

Kendi mahallemden seslenmek istiyorum:

HÜDA KAYA’ya ÖZGÜRLÜK!

xxxxxxxxxxx

Metin Kahraman bizlerin kahramanıdır

Üzülerek öğrendik ki bu coğrafyanın ezgilerini günümüze taşıyan ve yaşatan değerli sanatçı Metin Kahraman’ın rahatsızlığı tekrar nüks etmiş.

Sanat hayatını doğanın güzellikleriyle ezgilere yansıtan bir değerimizdir. Metin Kahraman, sadece kendi kimliğindeki insanların değil, bizlerin ezgilerini de yok saymadan ses verdi.

Geçen hafta Tuzla’da bulunan KAMP ARMEN’in açılışı yapıldı. Ancak o günlerde mücadele eden kimse ne yazık ki orada yoktu. Yine de duyurmuş olayım. Hrant ağpariğin, Rakel kuyriğin ve birçok değerimizin ruh verdiği kamp yeniden inşa ediliyor.

Metin Kahraman, KAMP ARMEN’in kazanılması için mücadele ettiğimiz günlerde destek için yaptığımız konserde hiçbir ücret talep etmeden yanımızda olmuştu. Mütevaziliğiyle ve açıklamalarıyla kampın kurtuluşunda payı olan kişilerden biridir.

Metin abi, doğa ananın gücü senin yanında olup en kısa zamanda iyi olmanı dilerim (dileriz). En kısa zamanda senin ruhunla harmanlanan ezgileri canı gönülden bekliyoruz.

Ne de güzel söylemiştiniz DEWRANO’yu.


‘’Devrandır... devir aç kurtların devri
Devrandır... devir susamış kurtların devri
Yalvarıyoruz önlerinde, yine bize zulümkârlar
Devran devriliyor, devran dönüyor

Derviştir... dervişler yurdu üzerinde gezinir
Derviştir... dervişler yurdu üzerinde dolanır
Kim bilir şimdi kimin yüreğini mekân tutmuştur
Derviş sesleniyor, derviş dönüyor.’’

Metin-Kemal Kahraman-Dewrano

Dinlemek için https://www.youtube.com/watch?v=3owY0eYyALA

Murad Mıhçı: Ermeni yazar, siyasetçi, aktivist. 1975’te İstanbul'da doğdu. 2010’da Eşitlik ve Demokrasi Partisi Parti Meclis üyesi oldu. 2014’te İstanbul Halkların Demokratik Partisi İl yönetiminde görev alıp basın sözcüsü görevini yürüttü. 2015 yılında yapılan 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde HDP İstanbul 1. Bölge Vekil adayı oldu. 2016 ve 2017 'de Halkların Demokratik Partisi 2 Kongresi’nde Parti Meclis ve Merkez Yürütme Kurul üyesi görevlerini üstlendi. Halklar İnançlar ve Genişleme Komisyonlarında çalışma yürüttü. Turnusol, Agos Gazetesi (misafir yazar), Demokrat Haber'de yazarlık yaptı. ''Yeniden İnşa Et '' kitap yazarlarından.

QOSHE - Hüda Kaya dayatılan sisteme karşı dik duruştur - Murad Mıhçı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hüda Kaya dayatılan sisteme karşı dik duruştur

46 22
10.11.2023

Yeni yazım, ne yazık ki üzücü bir konuyla gündem olan sevgili dostum, partili arkadaşımız ve vekilimiz HÜDA KAYA üzerine olacak. Tam da böyle zamanlarda, başka biri hak mahrumiyeti yaşadığında gözyaşlarımız yerine tepki vermek gerekir düsturu ile davranmak gerektiğine inanırım. Evet, HÜDA KAYA partili bir arkadaşım ama partili olmanın da ötesinde gerçek bir dosttur. Hüda Kaya, dini afyonlaştıranlara karşı daima mücadele etmiş bir kişidir. Hayatını, inançların barışın bir parçası olmasına adadı. Bana düşen de farklı bir inanç temsilcisi kimliğimle onu selamlayarak, HÜDA KAYA’yı benim gözümden anlatmak.

HÜDA KAYA ile siyasal anlamda ilk defa HALKLARIN DEMOKRATİK PARTİSİ döneminde yan yana geldim. HDP fikriyatı olmasaydı, muhtemelen yan yana gelmemiz siyasal anlamda çok kolay olmayacaktı. Hepimizin malumu, geçmişte Halkların ve İnançların ayrışması için her türlü şey yapıldı ve günümüzde de yapılmaya devam ediyor.

Geçen hafta, siyasi hayatımda yaşadıklarımla ilgili ileride bir kitap yazma hayalimi sizlerle paylaşmıştım. Hayalimdeki kitabın en önemli bölümlerinden biri de sevgili HÜDA KAYA ile yaptığımız çalışmalar olacak. Önceleri panellerde, daha sonra siyaset yaparken bizi yan yana gören toplumun ezberini bozan anılarımızı hafızamda hazine gibi saklıyorum.

Bildiğiniz üzere, Hüda dostumuz yine barış uğruna mücadele verirken bugünlerde hukuksuzlukla boğuşuyor. Sevgili HÜDA KAYA’nın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma kapsamında İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alındıktan sonra tutuklandığını geçen hafta üzülerek öğrendik. Hepimizin malumu, hakiki muhalif yapılar ve bireyler için gittikçe zorlaşan bir dönemden geçiyoruz. Geçen hafta da bu hukuksuzluktan nasibini alma sırası ne yazık ki HÜDA KAYA’ya geldi

HÜDA KAYA’nın açıklamaları ise hukuk sisteminin aslında nasıl işlediğini bizlere ifşa etti. Tutuklanmasının ardından gelen açıklama şöyleydi: “27 Eylül'de Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili tarafından hakkında 'firari' kararı çıkarıldığını aktaran Kaya, “Ben İstanbul’dayım, resmi ikametimdeyim, evimdeyim, telefonlarım açık ve savcılık hakkımda firari kararı veriyor. Siyasi tuzak kuruldu.”

Sevgili HÜDA aranınca bulunması en kolay insanlardan biridir. Vekilliği döneminde özellikle ezber bozan açıklamaları ve inançlı bir insan olarak barışa olan özlemini en yüksek perdeden dile getirmesi iktidar için zorlayıcı olmuştu. Ayrıca mütedeyyin haliyle ve kimliğiyle, ötekileştirenlerin en güçlü temsilcilerinden olmuştu. Halkların oylarıyla 3 dönem boyunca mecliste yer aldı. Son açıklamalarıyla tek kişilik odada tutulduğunu öğrendik. Durum boyalı medyada ne yazık ki farklı servis edilse de gerçek tam da kendisinin anlattığı gibidir.

Hüda dost ile katıldığım bir iki panelde yan yana gelerek tanışmıştım. Fakat Hüda vekille daha samimi olma şansına, 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan seçimler için birlikte çalışırken eriştim.

O günlerde HÜDA KAYA seçim listesinde, rehin alınan Eş Başkan SELAHATTİN DEMİRTAŞ’tan sonra 2. sıradan vekil adayı olmuştu. Bende aynı bölgede aynı listede vekil adayı olarak........

© Artı Gerçek


Get it on Google Play