Osman Arolat’ı bedenen yitirdiğimiz için üzgünüm.

Peş peşe geliyor veda haberleri…

Niyazi Dalyancı’yı Nisan ayında yitirdik.

Niyazi Dalyancı 12 Eylül cuntasının yargıladıklarındandı.

Aydın Engin’i geçen yıl yitirdik.

Son davası, “Cumhuriyet” gazetesi davasıydı.

Ama hep bizimle olmaya devam edecekler.

1942 doğumluydu Osman Arolat. Dopdolu 81 yıl bıraktı arkasında.

Osman gerçek anlamda bir sporcu, bir koşucuydu.

Gülten Çayan gibi ilk gençlik yıllarında, gençlik hareketi içinde beraberdik. Daha sonra ANT dergisinde sorumlu yazı işleri müdürümüzdü.

Süleyman Demirel gençlik takıntılı idi.

Bizim yasal öğrenci örgütlerini kapattı.

Deniz’in ilk önemli gözaltı nedeni, el konan TMGF binası önündeki protestoda yer almasıydı.

Bir gençlik protestosu sırasında, Demirel, henüz siyasete duhul olmamıştı, bulunduğu gazetenin ofisinin arka kapısından kaçıvermişti.

Kan davası Orta Doğu siyasetinin önemli olgularından biri.

Demirel, Deniz’lerin idam cezası onaylanırken “3 e 3 diye” bağırıyordu.

27 Mayıs olduğunda Deniz 13 yaşındaydı oysa.

Sonra 1960 darbesi öncesi gençlik hareketinden Deniz Baykal ile iş çevirecekti.

AP 1965 seçimlerinde iktidarı kapınca, ilk işi sahte kongreler ile üniversite öğrenci birliklerini devre dışı bırakmak oldu.

ANT dergisi Demirel iktidarının boy hedefi idi.

Açılan davalarda istenen hapis cezaları yüzyılı çoktan açmıştı.

Osman Arolat, diplomalı bir gazeteci idi.

Daha 12 Mart olmadan, muhalif medyadan Cağaloğlu basınına geçti. ISTA’yı kurdu ama kendini yine hapiste buldu.

Kemal Bisalman’ın “Türkiye’nin News Week”i olma iddiası ile çıkarmaya başladığı haftalık Ortam gazetesinde sorumlu editor oldu. Beni de çağırdı dış haberler servisi için.

Ama bu yaz 81 yaşında yitirdiğimiz Mehmet Barlas ile anlaşamayıp ayrılacaktım hemen.

Osman da ilk sayı çıktıktan sonra tutuklanmaz mı? Ondan görevi devralan Aydın Engin de bir süre sonra tutuklanmaz mı? Maltepe Askeri Cezaevi’nde buluştuk!

ANT yazarı Çetin (Özek) Hoca ile de. Neyse İdris Küçükömer bir gözaltıyla sınırlı kaldı.

ANT yazarlarından Can Yücel, Uğur Mumcu, Tektaş Ağaoğlu, ANT yayınları kurucularında Tilda Gökçeli diğer isimler ilk aklıma gelen hapiste olanlardan…

Öğrenci hareketinden, muhalif basından açılan davalar yakasını bırakmıyordu Osman’ın.

Demirel döneminde açılan davalardan, cunta döneminde hapis cezaları yağmaya başlamıştı.

Şadi Alkılıç davasında buluşmuştuk hepimiz.

Osman’ın bacanağı Harun Karadeniz ile Masis Kürkçügil ile de. 12 Mart tutsakları ile dayanışma içinde olan Faruk Pekin de.

Faruk Pekin ve Harun Karadeniz ile ANT dergisinde yoğunlaşmıştık 1970 yılında.

Aydın Engin de onlara yardım ve yataklıktan gelmez mi?

Doğan ve İnci Özgüden elbette baş aranan, “wanted” afişlerinde.

Sonuç olarak Osman da ben de 1974 Anayasa Mahkemesi kararı sonucunda serbest kaldık.

Osman Kavala ile Selahattin Demirtaş hakkında da Anayasa Mahkemesi kararı var ama, AYM’i takan kim?

Demirel’i arattı bunlar!

Osman 1974 sonrası ekonomi basınına yöneldi. Ekonomik basının duayeni oldu.

Ekonomi basınını, İstanbul merkezli holdinglerden Anadolu’da yükselen sanayi ve iş hayatına yöneltti.

Bu yeni ekonomik yükselişin yakından takipçisi idi.

Havaalanlarında yolumuz kesiştiğinde ya Antep, ya Maraş, ya Antakya, ya Trabzon, ya Muğla, ya Manisa yollarında idi.

Zaten ikimiz de artık komşu, Erenköylü idik.

“Biraz tempoyu düşür” uyarılarını dinleyen kim!

Dedim ya, “uzun mesafe koşucusuydu o”.

2006 yılında yine yollarda iken havavalanında inme geldiği haberi geldi.

İlk emarelerden sonra, acil hastaneye gitme önerilerini reddetmişti.

Gitse daha hafif atlatacaktı ilk inmeyi.

Uzun koşucuydu, direndi, ayaklandı yine.

Koşturmaya devam etti yine. Biraz aksasa da

Pes etmedi hiç.

QOSHE - Uzun mesafe koşucusuydu Osman - Ragıp Zarakolu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Uzun mesafe koşucusuydu Osman

40 1
05.11.2023

Osman Arolat’ı bedenen yitirdiğimiz için üzgünüm.

Peş peşe geliyor veda haberleri…

Niyazi Dalyancı’yı Nisan ayında yitirdik.

Niyazi Dalyancı 12 Eylül cuntasının yargıladıklarındandı.

Aydın Engin’i geçen yıl yitirdik.

Son davası, “Cumhuriyet” gazetesi davasıydı.

Ama hep bizimle olmaya devam edecekler.

1942 doğumluydu Osman Arolat. Dopdolu 81 yıl bıraktı arkasında.

Osman gerçek anlamda bir sporcu, bir koşucuydu.

Gülten Çayan gibi ilk gençlik yıllarında, gençlik hareketi içinde beraberdik. Daha sonra ANT dergisinde sorumlu yazı işleri müdürümüzdü.

Süleyman Demirel gençlik takıntılı idi.

Bizim yasal öğrenci örgütlerini kapattı.

Deniz’in ilk önemli gözaltı nedeni, el konan TMGF binası önündeki protestoda yer almasıydı.

Bir gençlik protestosu sırasında, Demirel, henüz siyasete duhul olmamıştı, bulunduğu gazetenin ofisinin arka kapısından kaçıvermişti.

Kan davası Orta Doğu siyasetinin önemli olgularından biri.

Demirel, Deniz’lerin idam cezası onaylanırken “3 e 3 diye” bağırıyordu.

27 Mayıs olduğunda Deniz 13 yaşındaydı oysa.

Sonra 1960 darbesi öncesi gençlik hareketinden Deniz Baykal ile iş çevirecekti.

AP 1965 seçimlerinde iktidarı kapınca, ilk işi sahte kongreler ile üniversite öğrenci birliklerini devre........

© Artı Gerçek


Get it on Google Play