Her kent kendi yazarını arar derler. Bu arayış çoğu zaman istenilen ve arzu edilen düzeyde olmasa da bazen hedef tam on ikiden vurulur. Ankara da hedefin on ikiden vurulduğu ayrıcalıklı ve de şanslı kentlerden biridir.

Bizim edebiyat literatürümüzde kent yazarlığının altı pek çizilmemiştir. Ya da mimaride olduğu gibi kolayca algılanabilir bir tanımlaması yapılmamıştır.Kent kimliğinin önemli bir bileşeni olan kent mimarisi ise kentin yapısal çevresini oluşturmakta ve toplumun hayatını şekillendirmektedir. Ancak bu kavram günümüzde anlamını kaybetmekle karşı karşıyadır. Ülkemizde imar uygulamaları ile yapılar biçimlenmekte ve bu yapıların bir araya gelmesiyle de kentler oluşmaktadır.

Günümüzdeki kent yazarlığı ise, profesyonel yayın evlerinin dışında biçimsel ve teknik olarak öne çıkan prestij kitaplarıyla bir çeşit altın yılını yaşamaktadır. Başta yerel yönetimlerle çeşitli vakıf, dernek, özel ve kamu kuruluşlarının katkı/destekleriyle bu tür kitaplar, yalnızca biçimsel olarak değil, kimi zaman o alanda “ilk” olmalarıyla da öne çıkmaktadır.

Kent yazarlığı tanımının içini, günümüze dek yaptığı Ankara ve erken cumhuriyet odaklı çalışmalarıyla dolduran üretken yazarımızdan biri de Koray Özalp’tir.

Özalp, yalnızca Ankara’ya gönül verip onun tarihini yazmaya soyunmamış, dahası bulunduğu kentin geçmişine ilişkin görsel malzemesini -yani ephemeralarını- toplayarak koleksiyoncu olarak da bu alanda erişilmesi zor bir işin üstesinden gelmeyi başarmıştır. Bir başka söyleyişle Özalp’ın korkunç olarak tanımlanacak koleksiyonculuğu yazarlığını, Ankara’ya duyduğu sevdasının da koleksiyonculuğunu tetiklediğini söylemek sanırım pek yanlış olmaz.

Aslında Özalp’in Ankara üzerine yazdıklarından çok yazmadıklarını anlatmak daha kolay. Üstelik yazdıklarının birçoğu alanında bir “ilk” olma özelliğini de içeriyor. Bu da o çalışmayı bir kaynak kitap, başvurulacak “tek” kitap olma konumuna getiriyor. Örneğin bu çalışmalarından ilk akla geleni ise Tolga Aydoğan ile birlikte İngilizce ve Türkçe iki kitap olarak yayınladıkları “Ankara’daki Diplomatik Misyonlar 1920-1970”.

Sözü edilen kitap Ankara’daki diplomatik misyonların 1920’den 1970 yıllına dek süren çalışmalarını ele alıyor. 56 ülke; ilk ilişkiler, elçilik binaları ve misyon şefleri başlıkları altıda kapsamlı bir şekilde araştırılırken, ayrıca dönem görselleri ve de oldukça nadir olarak tanımlanacak ephemeralarıyla desteklenmiş.

Yazarın bir diğer çalışması ise, ”Belgeler, Fotoğraflar ve Tanıklarla Türkiye Büyük Millet Meclisleri ve 23 Nisan Kutlamaları”. Yine ilginç anılar ve nadir sayılabilecek fotoğraflarla ortaya koyduğu “Atatürk’ün Ankara’sı 1919-1938” ile “Pembe Köşk ve İsmet Paşa” da yazarın diğer çalışmaları.

Yazarın “Ankara Meslekler ve Sosyal Yaşam” adlı çalışması ise, bir bozkır kasabasından yaratılan modern kent Ankara’nın geçmişine duyulan özlemine adanmış. Kitapta yer alan görsellerin birçoğu sanırım ilk kez yayınlanıyor.

Yazarın oluşturduğu her çalışma, her biri özenle seçilip bir araya getirilmiş görsellikteki ayrıcalığı ile, deyim yerinde ise Ankara’nın geçmişiyle erken cumhuriyet dönemine ilişkin bir koleksiyonu da içeriyor. Hem keyifle okunuyor hem de sayfalarını çevirerek geçmiş zamanın görselliği içinde nice özlemlerin giderildiği bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Bu yolculuğa çıkmanın tek üzücü-ya da sevindirici-yanı ise ücretsiz/biletsiz olması… Ne yazık ki bu güzelim prestij kitaplarının neredeyse tümüne yakını satışa sunulmuyor, yalnızca katkıda bulunan kurumlar tarafından ücretsiz olarak armağan ediliyor…

Ancak yine de bu kitapları edinmek için peşlerinden koşmak bir başka keyif… Dilerim bir gün sizin de yolunuz onlardan biriyle kesişir…

QOSHE - Bir Ankara sevdalısı: Koray Özalp - Burçak Evren
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir Ankara sevdalısı: Koray Özalp

21 18
17.01.2024

Her kent kendi yazarını arar derler. Bu arayış çoğu zaman istenilen ve arzu edilen düzeyde olmasa da bazen hedef tam on ikiden vurulur. Ankara da hedefin on ikiden vurulduğu ayrıcalıklı ve de şanslı kentlerden biridir.

Bizim edebiyat literatürümüzde kent yazarlığının altı pek çizilmemiştir. Ya da mimaride olduğu gibi kolayca algılanabilir bir tanımlaması yapılmamıştır.Kent kimliğinin önemli bir bileşeni olan kent mimarisi ise kentin yapısal çevresini oluşturmakta ve toplumun hayatını şekillendirmektedir. Ancak bu kavram günümüzde anlamını kaybetmekle karşı karşıyadır. Ülkemizde imar uygulamaları ile yapılar biçimlenmekte ve bu yapıların bir araya gelmesiyle de kentler oluşmaktadır.

Günümüzdeki kent yazarlığı ise, profesyonel yayın evlerinin dışında biçimsel ve teknik olarak öne çıkan prestij kitaplarıyla bir çeşit altın yılını yaşamaktadır. Başta yerel yönetimlerle çeşitli vakıf, dernek, özel ve kamu kuruluşlarının katkı/destekleriyle bu tür kitaplar, yalnızca biçimsel olarak değil, kimi zaman o alanda “ilk” olmalarıyla da öne çıkmaktadır.

Kent yazarlığı tanımının içini, günümüze dek yaptığı Ankara ve erken cumhuriyet odaklı çalışmalarıyla dolduran üretken yazarımızdan biri de Koray........

© Aydınlık


Get it on Google Play