Önceki yazıda işletmede tek ürün yetiştiriciliği (monokültür tarım) üzerinde durularak fayda ve sakıncalarına değinilmişti. Bu yazıda işletmede birden fazla ürün yetiştirme anlamına gelen Polikültür tarım ele alınmıştır.

İşletmenin bulunduğu yörede en fazla yetiştirilen ürün, büyük olasılıkla en kârlı üründür. Bir kısım arazide en kârlı olan ürünü yetiştirmekten vazgeçerek daha az net gelir sağlayacak bir ürünün yetiştirilmesi, kârın bir kısmını feda etmek anlamına gelir. Tarımsal işletmecilikte ürün sayısının artırılması, önerilen ve geniş ölçüde kabul gören bir uygulamadır.

Bitkilerin kök yapıları farklıdır. Pamuk, tütün veya şekerpancarı gibi kazık köklü bitkiler toprağın 30-40 santimetre derinliğine kadar olan kısmından yararlanır ve topraktan aşırı miktarda su ve besin maddesi kaldırırlar. Tarlaya her yıl aynı bitki ekilirse toprağın o katmanındaki besin maddeleri azalır. Gübreleme yoluyla besin maddesi takviyesi yapılmazsa verim düşer. Gübre ve su verildiğinde yabancı otlar da çoğalır ve kültür bitkilerine ortak olur.

Buna karşın buğday, arpa gibi tahıllar saçak köklü bitkilerdir ve toprağın 20 santime kadar olan üst katmanından yararlanır. Bunlar kardeşlenme yoluyla yeni kök ve gövdeler oluşturarak toprak yüzeyini sıkıca kaplar. Böylelikle yeterli ışık ve besin alamayan yabanıl otlar boğulur. Tahıllar çoğu kez sulanmadığından yabani ot gelişimi geriler.

Yonca, korunga gibi baklagil yem bitkileri derin köklü bitkilerdir. Toprağın derin katmanlarındaki su ve besin maddelerinden yararlanır ve bunları tıpkı bir pompa gibi üst tabakalara taşırlar. Baklagillerin köklerinde bulunan azot bakterileri havanın serbest azotunu bağlayarak toprağı azot yönünden zenginleştirir. Toprakta çürüyen kökler de organik madde artışı sağlar.

Baklagiller, çapa bitkileri ve tahıllar sıra ile yetiştirilerek ekim nöbetlemesi yapılırsa her ürün diğerine uygun ortam sağlar ve verim artışı olur. Baklagil yem bitkilerinin en iyi değerlendirme şekli işletmedeki hayvanlara yedirilmesidir. Diğer bitkisel artıklar da hayvanlara yem olarak verilebilir. Uygun ölçekte bir hayvancılık şubesine yer verilince işletme daha dengeli bir yapıya kavuşur. Hayvanlardan elde edilen çiftlik gübresi toprağı besin ve organik madde açısından zenginleştirir.

Pamuk ektiğiniz tarlada pembekurt, yeşil kurt gibi pamuk zararlıları görülebilir. Pamuktan sonra tahıl ekilirse bu zararlılar uygun besin bulamayacağı için çoğalamaz. Benzer durum diğer ürünler için de geçerlidir. Pamuğu etkileyen mildiyo hastalığı tahılları etkilemez. Tahılları etkileyen pas hastalığı da pamuğu etkilemez. Bir sonraki üretim döneminde aynı tarlada hastalık ve zararlıların üzerinde yaşayacağı konukçu bitkiler bulunmayacağı için hastalık ve zararlıların kontrolü kolaylaşır.

Ürünlerin yetişme dönemleri farklı olduğundan iş gücü ve çeki gücü istekleri yıl içinde dengeli dağılır. Faaliyetleri aile ve daimi işgücünü kullanarak yürütmek mümkün olur. Böylelikle aile işgücü değerlendirilir, yabancı işçi çalıştırma zorunluluğu ve masraflar azalır.

Pamuk hasat edildikten sonra yerine buğday ekilince toprak yüzeyi bitkilerle kaplandığı için kışın olan yağışların yol açtığı toprak aşınması önlenir. Arazi aylarca boş kalmaz ve daha verimli kullanılır.

Ürünlerin birinin satışından elde edilen gelirle diğer ürünün masrafları karşılanır. İşletmenin nakit akışı düzene girer. Süt hayvancılığı gibi bir üretim dalından sürekli para akışı sağlanabilir, krediye muhtaç olunmaz.

Bütün tarım ürünlerinin fiyatı aynı anda düşmez. Birinin fiyatı düşse ve zarar edilse bile diğer ürünün geliri işletmenin ayakta kalmasını sağlar. Aşırı yağış, dolu, don, kuraklık gibi iklim olaylarının etkisi de azalır. Olumsuz gelişmeler toptan bir yıkıma dönüşmez. Özetle doğal ve ekonomik riskler azalmış olur. Çeşitli ürünleri dönüşümlü olarak yetiştirmekle toprak verimliliğini koruyup, uzun erimde yüksek ve kararlı bir gelir elde etmek mümkün olur. SONUÇ Doğal ve ekonomik koşullara uygun ürünler seçilerek yapılan ekim nöbetlemesi, kaynakların korunmasını ve iyi değerlendirilmesini sağlar. Pancar sökme makinesi, pamuk mibzeri, balya makinesi gibi özel bazı alet makineleri elde bulundurmak gerektiği için daha fazla alet makine sermayesi gerekebilir.

QOSHE - Çok sayıda ürün yetiştiriciliği - Cengiz Çakır
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çok sayıda ürün yetiştiriciliği

9 1
05.12.2023

Önceki yazıda işletmede tek ürün yetiştiriciliği (monokültür tarım) üzerinde durularak fayda ve sakıncalarına değinilmişti. Bu yazıda işletmede birden fazla ürün yetiştirme anlamına gelen Polikültür tarım ele alınmıştır.

İşletmenin bulunduğu yörede en fazla yetiştirilen ürün, büyük olasılıkla en kârlı üründür. Bir kısım arazide en kârlı olan ürünü yetiştirmekten vazgeçerek daha az net gelir sağlayacak bir ürünün yetiştirilmesi, kârın bir kısmını feda etmek anlamına gelir. Tarımsal işletmecilikte ürün sayısının artırılması, önerilen ve geniş ölçüde kabul gören bir uygulamadır.

Bitkilerin kök yapıları farklıdır. Pamuk, tütün veya şekerpancarı gibi kazık köklü bitkiler toprağın 30-40 santimetre derinliğine kadar olan kısmından yararlanır ve topraktan aşırı miktarda su ve besin maddesi kaldırırlar. Tarlaya her yıl aynı bitki ekilirse toprağın o katmanındaki besin maddeleri azalır. Gübreleme yoluyla besin maddesi takviyesi yapılmazsa verim düşer. Gübre ve su verildiğinde yabancı otlar da çoğalır ve kültür bitkilerine ortak olur.

Buna karşın buğday, arpa gibi tahıllar saçak köklü bitkilerdir ve toprağın 20 santime kadar olan üst katmanından yararlanır. Bunlar kardeşlenme yoluyla yeni kök ve gövdeler oluşturarak toprak yüzeyini sıkıca kaplar. Böylelikle yeterli ışık ve besin alamayan yabanıl otlar boğulur. Tahıllar çoğu kez sulanmadığından yabani ot gelişimi........

© Aydınlık


Get it on Google Play