Balıkesir’in Havran ilçesinde çiftçilerle toplanmışız. Ethem Dülgeroğlu konuşuyor. Hatırımdan çıkmayan bir cümlesi var. “Kimse akıllı telefon kullanmakla akıllı olmaz” demişti.

Dahası akıllı telefonu kullana kullana akılsız olmak da var.

Akıllı telefon ile o telefonu aşırı kullananların aklı arasında ters orantı var. Akıllı telefonun kendisine akıllı adı verilmiş, ancak akıllı telefonu ne kadar çok kullanırsanız, sizin aklınız o kadar aşınıyor.

Beyin de diğer organlarımız gibidir. Çapa sallayanın, demir dövenin ve yüzenin kolları güçlenir. Dağa tırmananın bacakları adale yapar. Beynin de eğer yorulursa, ağırlığı artıyor, yeteneği büyüyor.

Akıllı telefon beyini yormuyor, beyni tembelleştiriyor.

Eskiden bütün yakınlarımızın telefon numaralarını aklımızda tutardık. Şimdi öyle değil, iki tuşa basıyorsunuz sevdiğinizin telefon numarası çıkıyor.

Bir zamanlar yol sormak için insanların kapısını çalardık veya başımızı arabanın camından uzatır, “Hemşerim Tacir köyüne burdan mı gidilir” diye sorardık. Şimdi size yol tarifini Navigation denen hergele yapıyor. Ama Navigation’un gözü yok sesi yok, gülen yüzü çarpan yüreği yok. Dahası yol bulmak için kafanızı çalıştırmanıza da gerek yok. Hem insanlığınızdan hem de aklınızdan kaybediyorsunuz.

Akıllı telefon, akla ziyan, araştırmaya ziyan, keşfetmeye ziyan, bilmeye ziyan, dahası dostluğa, sevgiye ve aşka ziyan…

Eskiden insan ilişkimiz göz gözeydi, yüz yüzeydi, diz dizeydi. Van türküsünde olduğu gibi, “diz be diz oturuken yar yüzüne hasret” kalırdık. Artık hasretin masretin devri geçti. Dahası seslere sarılmanın devri de geçti. Telefonla sesini duyardık sevdiğimizin. Artık sesler de birbirine sarılmıyor, seslerin arasına cık cık tuşlar girdi.

Oğuzhan Balkan Arkadaşıma soruyorum, “Çağdaş Cengiz’e, Gülşen Şen Korkman’a haber verdin mi” diye, “konuştuk” diyor. Ama ben onun konuştuğunu duymadım, meğerse yazışarak konuşuyorlar.

Sesle konuşmanın yerini yazıyla konuşma alıyor. Ancak yazı da bizim kendi elyazımız değil. Eskiden elyazısıyla yazılan mektupların bir tadı vardı. Göğsünüze basardınız, hatta öperdiniz o yazıyı, kimi zaman öpüp başınıza koyardınız. Elyazısı mutluluk kaynağıydı. Şimdi saklayacağımız bir sevgili mektubu bile kalmadı. Akıllı telefondan gelen mesajlar, elyazısı değil.

Akıllı telefondaki yazının kimliği yok. Yazışmayı da kimliksizleştirdi akıllı telefon. Arşivlerde sevgisiz, kimliksiz yazılar birikiyor ve akıllı telefonun belleği dolunca çöpe atılıyor.

Evet Akıllı Telefon, elyazısındaki gönüldeşliği, yoldaşlığı, kardaşlığı çöpe atmaktadır. Bunun neresinde akıl vardır?

Ne güzel, en ileri teknolojiyle donanmış akıllı telefonumuz var! O zaman aklımıza ihtiyacımız da azalıyor. Akıllı telefonun modelleri yenilendikçe, aklımız kısalıyor. Aklınızı çalıştırmak için zahmete gerek yok, telefonunuzun tuşları beyninizdeki birikimin yerini alıyor. Akıllı telefonun hayatımızdaki yeri büyüdükçe, beynimiz de kilo kaybediyor ve kıvrımları azalıyor.

Kuşkusuz sorun akıllı telefonda değildir, sorun akıllı telefonu elimize tutuşturan Üst Akıldadır.

Üst Akıl, bizi akılsızlaştırmak istiyor.

Yüz bin yıl sonrasının, milyon yıl sonrasının insan iskeletine ilişkin kimi tahminlerde kafatasının küçüleceği öngörülüyor. Bunlar, bilgi çağı kafadarlarının öngörüleri elbette. Ama onların dediği gibi olmayacak. Onların sınıf hakimiyet sistemlerinin sonu geliyor. İnsan beyninin ağırlaşacağı ve kafatasının yeniden büyüyeceği süreçler, insanlığın yakın geleceğindedir.

Akıllı telefonla akılsızlaşmaya, akıllı telefonla sevgisizleşmeye, akıllı telefonla bilincin ve duyguların nasır tutmasına, akıllı telefonla keşif yoksulluğuna isyan çok uzakta değildir.

YARIN: RUSYA’NIN OF’TAN KURTULUŞU

QOSHE - Akıllı telefon akla ve aşka ziyan - Doğu Perinçek
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Akıllı telefon akla ve aşka ziyan

50 0
20.03.2024

Balıkesir’in Havran ilçesinde çiftçilerle toplanmışız. Ethem Dülgeroğlu konuşuyor. Hatırımdan çıkmayan bir cümlesi var. “Kimse akıllı telefon kullanmakla akıllı olmaz” demişti.

Dahası akıllı telefonu kullana kullana akılsız olmak da var.

Akıllı telefon ile o telefonu aşırı kullananların aklı arasında ters orantı var. Akıllı telefonun kendisine akıllı adı verilmiş, ancak akıllı telefonu ne kadar çok kullanırsanız, sizin aklınız o kadar aşınıyor.

Beyin de diğer organlarımız gibidir. Çapa sallayanın, demir dövenin ve yüzenin kolları güçlenir. Dağa tırmananın bacakları adale yapar. Beynin de eğer yorulursa, ağırlığı artıyor, yeteneği büyüyor.

Akıllı telefon beyini yormuyor, beyni tembelleştiriyor.

Eskiden bütün yakınlarımızın telefon numaralarını aklımızda tutardık. Şimdi öyle değil, iki tuşa basıyorsunuz sevdiğinizin telefon numarası çıkıyor.

Bir zamanlar yol sormak için insanların kapısını çalardık veya başımızı arabanın camından uzatır, “Hemşerim Tacir köyüne burdan mı gidilir” diye sorardık. Şimdi size yol tarifini Navigation denen hergele yapıyor. Ama Navigation’un gözü yok sesi yok, gülen yüzü çarpan yüreği yok. Dahası yol bulmak için kafanızı çalıştırmanıza da gerek yok. Hem........

© Aydınlık


Get it on Google Play