Neredeyse sabah olacak, kitabı bırakamadım. Macar halkının tarihine ve kültürüne merâklı olduğum için mi, başlarken belki öyle… Ama son sayfayı çevirirken, bu kitapta Macaristan’dan öte bir şey olduğunu düşündüm, çok değerli bir tecrübeyle ve birikimle tanıştığımı fark ettim. Büyükelçilik nasıl yapılır, beni saran bu oldu.

Emekli Büyükelçi Ender Arat’ın “Türkiye-Macaristan” başlıklı kitabını Luna Yayınları 2022 yılının Kasım ayında okuyucuya sunmuş.

Macarları hepimiz severiz. Hepimizin derin bilincinde kardeşimizdir onlar.

Orta Asya bozkırında kalan diğer kardeşlerimizden farklılar. Macarlar da bizim gibi binlerce kilometre uzaklardaki yeni destanların peşine düşmüşler. Macaristan’ın eski Cumhurbaşkanlarından Arpad Göncz, bir Orta Asya gezisinde, “bu toprakları niçin bırakıp gittiniz” sorusuna şu yanıtı vermiş: “Kıtlık çıkınca siz atlarınızı yediniz, biz atlarımıza bindik, verimli topraklara göç ettik.” (s.25)

Nerde izlerine rastlasak, Macarlara kanımızın ısınmasının nedenlerinden biri de bu olsa gerek: Coğrafyaya veya koşullara teslim olmamak, tarih yazılacak yeni coğrafyalar için atlanmak, örgütlenmek ve yeni iklimlerde yeni yurtlar kurmak.

Büyükelçimiz, görev yaptığı ülke halkının tarihine, diline, Türklerle ve Türkiye ile ilişkilerine bilimsel düzeyde hâkim. En önemlisi Macarları bir Doğu halkı olarak sevmiş. Diplomasiyi halklarımız arasındaki tarihsel bağlar üzerine kurmuş ve işlemiş. Osmanlı-Macar savaşlarında bile dostlukları arayıp buluyor.

Sayın Ender Arat, Türk ve Macar kültürü arasındaki ortaklıklara değinirken, Macar bestecisi Bela Bartok’a haklı olarak ayrı bir değer veriyor. Anadolu’da türkülerin peşine düşen Bartok, bizim havalarımızla Macar ezgileri arasındaki kanbağlarını da saptıyor. Türk bestecileri Necil Kazım Akses ve Ulvi Cemal Erkin ile birlikte köy gezilerini ilgiyle okuyorsunuz. Türk Devriminin halk kültürümüzü toprağın altından çıkarma çalışmalarını ateşlediği ortamda Bartok unutulmaz işler yapmış. O’nun Anadolu’da derlediği 600’ün üzerinde halk müziği parçasının özgün ses kayıt silindirleri, Budapeşte’deki Etnografya Müzesi’nde korunuyor. Acaba bu hazinenin kopyaları Türkiye’ye getirildi mi, konuyu Ekrem Ataer arkaşımıza soracağım.

Sayın Büyükelçimizin eşi Sayın Ayşe Arat, Türk Macar dostluğuna verdiği emekle, Türk Devriminin kadın karakterini temsil ediyor. Seramik ve ebru çalışmalarıyla, Macar-Türk Kadın derneğine önderliğiyle Macaristan’a armağan olarak Türk Devriminin kadınını bırakmış. Büyükelçilerimiz, aynı zamanda eşleriyle de büyük elçidirler. Bu yazıya Macaristan’da Bayan Büyükelçi olmak başlığı da yazılabilirdi.

Macarlar, bin yıldır Batıda Almanlar ile Doğuda Ruslar gibi Avrupa’nın iki büyük gücü, iki büyük kültürü arasında yaşıyorlar. Bunu yaşamak değil de dik durmak desek daha yerinde olur.

Büyükelçimiz Ender Arat’ın kitabında bir kez daha görüyoruz:

Orada onurlu bir halk var uzakta!

Sayıca belki az ama gurur olarak, onur olarak, özgür yaşama iradesi, cesaret ve kahramanlık olarak büyük bir halk!

Daha doğrusu kişilikli ve kimlikli olmaya, özgür ve kahraman olmaya mecbur ve yetenekli olan bir halk!

Ve bizim kardeşimiz olan bir halk!

Atlantik kimlikli NATO’nun asî üyeleri olan Asyalı Macarlar ve Asyalı Türkler, yükselen Asya Uygarlığındaki köklü konumlarıyla Avrupa’nın da namusunu kurtaracaklardır.

QOSHE - Macaristan’da büyükelçi olmak - Doğu Perinçek
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Macaristan’da büyükelçi olmak

77 61
03.03.2024

Neredeyse sabah olacak, kitabı bırakamadım. Macar halkının tarihine ve kültürüne merâklı olduğum için mi, başlarken belki öyle… Ama son sayfayı çevirirken, bu kitapta Macaristan’dan öte bir şey olduğunu düşündüm, çok değerli bir tecrübeyle ve birikimle tanıştığımı fark ettim. Büyükelçilik nasıl yapılır, beni saran bu oldu.

Emekli Büyükelçi Ender Arat’ın “Türkiye-Macaristan” başlıklı kitabını Luna Yayınları 2022 yılının Kasım ayında okuyucuya sunmuş.

Macarları hepimiz severiz. Hepimizin derin bilincinde kardeşimizdir onlar.

Orta Asya bozkırında kalan diğer kardeşlerimizden farklılar. Macarlar da bizim gibi binlerce kilometre uzaklardaki yeni destanların peşine düşmüşler. Macaristan’ın eski Cumhurbaşkanlarından Arpad Göncz, bir Orta Asya gezisinde, “bu toprakları niçin bırakıp gittiniz” sorusuna şu yanıtı vermiş: “Kıtlık çıkınca siz atlarınızı yediniz, biz atlarımıza bindik, verimli topraklara göç ettik.” (s.25)

Nerde izlerine rastlasak, Macarlara kanımızın ısınmasının nedenlerinden biri de bu olsa gerek: Coğrafyaya veya koşullara teslim olmamak, tarih yazılacak yeni coğrafyalar........

© Aydınlık


Get it on Google Play