Dünya çapında iki farklı cephenin mücadele alanı olan Gazze’deki savaşın gidişatı konusunda şu sorunun yanıtı aranıyor: Üçüncü ayını bitirdiği günlerde savaş, ABD, Avrupa ülkeleri, Rusya, İran, Türkiye, Çin, Suudi Arabistan ve diğer bölge ülkelerinin politikaları üzerinde ne gibi etkilere yol açtı? Daha önemlisi bundan sonra ne olacak? İsrail, ne yapacak, ABD ne yapmak istiyor?

Bunun için öncelikle İsrail’in en başta ilan ettiği hedefleri bakımından nasıl sonuçlar ortaya çıktığını değerlendirmek gerekiyor.

Filistin’deki savaşın gidişatı konusunda ABD’nin tavrı belirleyici. Bu durum, İsrail’in saldırganlığını durdurmak isteyen güçler açısından olduğu kadar, güncel planda ABD’nin desteği olmadan adım atamayacak olan İsrail için geçerli. İsrail güvenlik kurumları, devletin 1948’deki kuruluşundan itibaren en büyük beka sorunu ile karşı karşıya olduğunu değerlendiriyor. İsrail, bu sorunun çözümü için, Asya-Pasifik’e ağırlık veren ABD’nin bölgedeki varlığını azaltmasını önlemeyi esas alıyor. ABD’nin Afganistan’dan çekilişindeki manzara, İsrail’in “ABD’yi bölgede tutacak” politikaları zorunlu görmesine yol açtı.

Gelinen aşamadaki ABD’nin politikaları açısından ipucu niteliğindeki bir değerlendirmeye yer vereceğiz. Daha önce de bu köşede görüşlerinden alıntı yapmıştık, ABD politikalarının oluşturulduğu kilit kuruluşlardan bir olan Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (Center for Strategic International Studies: CSIS) uzmanı Daniel Byman, “İsrail’in Gazze’deki Karışık Stratejisi” başlıklı yazısında gidişatı değerlendiriyor. Byman, Dış İlişkiler Konseyi (Council on Foreign Relations: CFR) yayın organı Foreign Affairs’teki makalesine “Zor Seçimler Yapma Zamanı” alt başlığını atmış.

CSIS’ten bir araştırma ekibiyle birlikte 12 Aralık’ta bir haftalığına İsrail’e gidip çeşitli kurumlarla görüşmeler yaptığını belirten Byman’ın yazsındaki bazı vurgular özetle şöyle:

İsrail için ABD desteğini sürdürmek hayati önem taşıyor.

Gazze’yi yıktı ama hedeflerine ulaşamadı.

Uluslararası destek açısından ağır bir bedel ödüyor.

Pek çok İsrailli, Hizbullah’ın ülkenin kuzeyine yıkıcı bir saldırı başlatmasından korkuyor.

İsrailliler, ülkenin güvenlik kurumlarına güvenmiyor.

İsrail için durum 7 Ekim’dekinden daha kötü.

Eğer İsrail her şeye sahip olmaya çalışırsa hiçbir şeye sahip olamama riskiyle karşı karşıya kalacak. (Foreign Affairs, 21 Aralık 2023)

Çıplak gerçek şu: İsrail, 20 binden fazla Filistinlinin ölümüne yol açan savaşta Gazze’yi yerle bir etti. Ama en başta ilan ettiği “Hamas’ı yok etme” hedefinin yanına bile yaklaşamadı. Byman şöyle bir saptama yapıyor:

“Hamas’ın askeri altyapısını yok etmek gibi lider kadrosunu ortadan kaldırmak da zor. (…) Mevcut liderler grubu öldürülse bile Hamas’ın yedek kadrosu oldukça geniş.”

İsrail, güya Hamas liderliğini yok edecek, daha sonra Gazze’de Filistinlilerin desteğini kaybeden Hamas’ın yerine başka bir yönetim oluşturacaktı. Önce Arap ülkelerine bu planı dayatmak istediler. Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan, Katar buna yanaşmadı. Bu tutmayınca, Filistin’i, Filistinlileri, Arap dünyasını ve tüm dünyayı Gazze’deki katliamı ağırlaştırarak teslim almaya çalıştılar. Ama tam tersi oldu. Hem Amerikalıların hem de İsraillilerin saptadığı gibi, Gazze’de de Filistin’in tamamında da Hamas’a verilen destek arttı.

Sonuç olarak, koşullar İsrail saldırganlığını durdurmak için elverişli hale gelmektedir. Bunun yolu bir bölgesel çözüm iradesi ortaya konulmasından geçiyor. Türkiye, İran, Mısır ve Suudi Arabistan’ın başı çekeceği ve Rusya ile Çin’in katılımıyla oluşturulacak bir irade, İsrail’i caydırmak için gerekli bir kuvvet dengesi yaratır. Bunun için uygun zemin vardır.

QOSHE - CSIS Uzmanı: İsrail için durum 7 Ekim’dekinden daha kötü - Fikret Akfırat
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

CSIS Uzmanı: İsrail için durum 7 Ekim’dekinden daha kötü

47 0
11.01.2024

Dünya çapında iki farklı cephenin mücadele alanı olan Gazze’deki savaşın gidişatı konusunda şu sorunun yanıtı aranıyor: Üçüncü ayını bitirdiği günlerde savaş, ABD, Avrupa ülkeleri, Rusya, İran, Türkiye, Çin, Suudi Arabistan ve diğer bölge ülkelerinin politikaları üzerinde ne gibi etkilere yol açtı? Daha önemlisi bundan sonra ne olacak? İsrail, ne yapacak, ABD ne yapmak istiyor?

Bunun için öncelikle İsrail’in en başta ilan ettiği hedefleri bakımından nasıl sonuçlar ortaya çıktığını değerlendirmek gerekiyor.

Filistin’deki savaşın gidişatı konusunda ABD’nin tavrı belirleyici. Bu durum, İsrail’in saldırganlığını durdurmak isteyen güçler açısından olduğu kadar, güncel planda ABD’nin desteği olmadan adım atamayacak olan İsrail için geçerli. İsrail güvenlik kurumları, devletin 1948’deki kuruluşundan itibaren en büyük beka sorunu ile karşı karşıya olduğunu değerlendiriyor. İsrail, bu sorunun çözümü için, Asya-Pasifik’e ağırlık veren ABD’nin bölgedeki varlığını azaltmasını önlemeyi esas alıyor. ABD’nin Afganistan’dan çekilişindeki manzara, İsrail’in “ABD’yi bölgede tutacak” politikaları zorunlu görmesine yol açtı.

Gelinen aşamadaki ABD’nin politikaları açısından ipucu niteliğindeki bir........

© Aydınlık


Get it on Google Play