İşletmelerde 2024’te İnsan Kaynakları Yönetimi’ni bekleyen beş eğilimden söz edilmektedir (Ayrıntılı bilgi için bkz. Ekonomist dergisi, Sayı: 24 Aralık 2023, s.68). Bu eğilimler (trendler) şunlar olarak saptanmıştır: Yetenek kıtlığı ve göçü / Çalışan bağlılığı / Lider ve yönetici gelişimi / Dijitalleşme odaklı çözümler / Esenlik (wellbeing) uygulamaları. Sonuncusunu kısaca açımlayalım. Doğal afetler, salgınlar, artan yaşam maliyetleri, tükenmişlik sendromu vb. konular çalışanları etkilemektedir. Bu bağlamda işletmelerin çalışanların esenlik halini artıracak uygulamaları yaşama geçirmesi beklenmektedir.

İşletmelerde mutluluk yönetimi için Dunn tarafından (1959’da) esenliğe ilişkin olarak sekiz bileşenli bir model geliştirilmiştir. Bu bileşenler şunlardır: Çevresel esenlik, sosyal esenlik, duygusal esenlik, entelektüel esenlik, finansal esenlik, fiziksel esenlik, ruhsal (spritüel) esenlik, meslekî esenlik.

Çevresel esenlik başta işyerinin fiziksel ortamını kapsamakla birlikte, işyerinin olduğu coğrafi bölgedeki çevresel kaliteyi de içeriyor. Sosyal esenlik hem işyerindeki sosyal ortamı hem de iş dışındaki sosyal ortam kalitesini içermektedir. Duygusal esenlik kişinin yani işgörenin hem iş ortamında hem de is dışı ortamdaki unsurların etkisi sonucunda ortaya çıkan duygudurumuna ait duygusal sağlığını (endişe, öfke, gerginlik, tükenmişlik vb.) kapsamaktadır. Entelektüel esenlik, kişinin kendi isteğiyle yaşam boyu yeni yetenekler geliştirmesi (bir finansçının yapay zekâ destekli portföy yönetimi yapabilir duruma gelmesi vb.), bunların düzeyini artırması ve bunları beceriye ve de giderek yaratıcılığa dönüştürebilmesi hususudur. Finansal esenlik, kişinin yaşam standardı (geçim koşulları) açısından mutluluk artışındaki marjinal faydanın marjinal maliyetten az olacağı noktaya doğru gidişinin seyrüseferidir. Fiziksel esenlik, kişinin bütünsel sağlık (biyolojik, ruhsal, sosyal açıdan tam iyilik hali) bağlamındaki biyolojik boyutta tıbbî check-up’lara göre normal veya üstü olma durumudur. Spiritüel esenlik, kişinin önem verdiği değerleri yaşamının her kısmında (işletme içi ve dışında) dışa vurabilmesi ve vizyonu doğrultusunda ilerleyebilmesi olarak tanımlanabilmektedir. Bu esenlik boyutunda işletmenin kültürü bağlamında “anlam işletmesi” olması ve işgörenin anlam tanımıyla işletmenin anlam tanımının yeterli oranda örtüşmesi gereklidir. Meslekî esenlik ise kişinin yaptığı işle ilgili iyi hissetmek olarak tanımlanabilmektedir.

İşletmelerde mutluluk (ya da esenlik) yönetimi insan kaynakları (yeni adıyla insan varlıkları, insan kıymetleri, ya da insan yönetimi) birimi tarafından yürütülen bir sorumluluk alanı olarak görülebilmektedir. Bu durumda esenlik çalışmaları, insan varlıkları yönetimindeki tüm alt süreçlerde (işe alım ve yerleştirme, oryantasyon, çalışma, kariyer planlama, güdüleme ve geliştirme, başarım ölçme ve değerlendirme, işten çıkarma) ele alınması, planlanması, yürütülmesi ve kontrol edilmesi gereklidir.

İşe alım sırasında mutlu bireylerin işe alınması ve mutlu yetenekler için cazibeli işyeri olma bağlamında mutlu işyeri olma özelliği ve sertifikasına sahip olması ile işveren markasıyla ilişkilendirilmesi, oryantasyonda mutluluk eğitimlerinin yapılması, çalışma sırasında işyeri bazında ücret ve ücretdışı konularda mutluluğun takibi, güdüleme bağlamında mutluluk artırıcı önlemlerin alınması, performans ölçümünün mutluluk ölçümünü içermesi, mutluluk yönetiminin ücret yönetimi ile ilişkilendirilmesi gibi hususları insan varlıkları yönetimi alt süreçleri açısından belirtebiliriz.

Bu kontroller için kontrol çizelgeleri hazırlanmalı ve raporlanmalıdır. Bu bağlamda ileri insan varlıkları analitiği – hatta yapay zekâ destekli - denilen çalışmalar yürütülmektedir. Yönetmek için ölçmek gerektiği bilinen bir gerçektir. Elbette ölçmek için de tanımlamak gerektiğini belirtmek yerinde olacaktır. Ölçüm için çeşitli ölçekler üretilmiştir. Örnekse, bunlardan biri Katwyk vd. tarafından (2000’de) geliştirilmiş olan İşe İlişkin Duyuşsal İyilik Algısı (JAWS) ölçeğidir. Bir de bu konularda çalışan bir akademisyen olan Gülbeniz Akduman’ın uzun süre üstünde çalışarak oluşturduğu “Türk Kültüründe Çalışanları Mutlu Eden Kriterleri Analiz Eden Bir Ölçek Çalışması” araştırması vardır. Akduman’ın ifadesine göre bu ölçek çalışan mutluluğunu ve etkileyen ölçütleri ölçüyor. Akduman’ın belirttiğine göre araştırma sonucunda ortaya çıkan “Çalışan Mutluluğu Ölçeği” 20 madde ve 5 boyutlu yapısı ile Türk kültüründe çalışan mutluluğunu ölçen geçerli ve güvenilir bir ölçektir. İnsan Kaynakları yöneticilerinden ölçeği kullanmak isteyenler kendisiyle irtibat kurabilirler

(bkz.: https://www.akduman.com/mutluluk-yonetimi/).

Mutluluk (esenlik) yönetimi dizgesi kurmak isteyen bir işletmenin öncelikle insan varlıkları birimi altında ya da bağımsız olarak bir mutluluk birimi oluşturması ve bir eylem planı hazırlaması gerekir. Elbette ki, çok iyi tasarlanmış bir ölçüm sistemi oluşturulmalıdır.

İşletmeler bu konudaki performanslarına göre en düşükten en yükseğe şöyle sıralanabilmektedirler: Çalışan sağlığı ve işgüvenliği aşamasında olanlar / Çalışanların bireysel esenliği aşamasında olanlar / Sağlıklı iş aşamasında olanlar / Sağlıklı organizasyon (WX: Wellbeing experinece yani esenlik deneyimi) aşamasında olanlar. Bir not olarak belirtelim, WX kavramı, eski moda olan EX: Employee experience yani çalışan deneyimi kavramının ileri hali olarak geliştirilmiş.

İşletmelerin bu konuda performanslarını artırmak için yapmaları gereken işler şöyle: en başta çalışanlarının maddî açıdan tatmini ve sonra kültür ve değerlere yatırım yapmak, ortak değerler yaratma yeteneklerini geliştirmek, çalışanları sürece aktif dahil etmek, DEI (Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık) temelli çalışma modelini benimsemek ve tüm bunlar için bir anlam şirketi olmak.

Uzun sözün kısası, bir ulusun ya da ülkenin gelişmişliğini hâlâ salt ekonomik büyüme ile ve onu da bir yığın eleştiriye uğrayan bir yöntemle ölçülen Gayri Safi Millî Hasıla ile değerlendirmek yanlışından Türkiye artık 2024’de vazgeçmelidir. İvedilikle Bhutan’da tasarlanan dizgeye benzer bir tasarımla yeni bir bütünsel başarım modeli oluşturulmalı ve yukarıda andığımız diğer ölçümleri de göz önüne alarak Gayri Safi Millî Mutluluk ölçülmelidir.

Ekonomik olarak esenlik sektörü ülkemiz için de fırsatlar sunmaktadır. Özellikle sağlık turizmi ve esenlik turizmi bu konuda ülkemiz SWOT analizlerinde fırsatlar (opportunities) olarak gözükmektedir.

İşletme düzeyinde başta BOBİ’lerimiz (Büyük ve Orta Boy İşletmelerimiz) olmak üzere ve giderek onları model alarak KÜMİ’lerimiz (Küçük ve Mikro İşletmelerimiz) “Mutlu İşyeri” olmak ve bunu sertifikasyonla pekiştirerek Mutluluk 2.0’a doğru ilerlemelidirler.

Mutluluk 2.0 mutluluk konusunda yaşam kalitesine doğru yelken açmanın tanımıdır (Koydemir ve Bulgan 2017). Bu bağlamda mutluluk 2.0 versiyonu ile yaşam kalitesine alternatif olmaktan çıkıp yakınsama ile evrilmektedir. Hem devlet hem sektörel, hem işletmeler ve hem de bireyler düzeyinde parlak ufuklar bizi beklemektedir. Mutluluğa giden yolda umutlu olmanın gereği kaçınılmazdır. Bu konuda dünyada batıdan doğuya çok sayıda model vardır. Doğu felsefesi mutluluğu beraberlikte ararken, Batı’da odak noktası bireyin kendisi olmuştur. Doğu’dan bir örnek vermek gerekirse, Japonlar’ın “İkigai felsefesi” açıklayıcı ve anlamlı bir örnektir.

Mutluluk için son dönemlerde “minimalizm” ve “sade yaşam” kavramları ön plana çıkmıştır. Bu kavramların Batı’da ortaya çıkan “Daha fazla toplumu (The More Society)” ve “Kazanan Hepsini Alır (The Winner Take All Society)”nun getirdiği tüketim budalılığına panzehir olacağı rahatlıkla söylenebilir (Millburn ve Nicodemus 2018; Jay 2016; Frank ve Cook 1996).

Sonuç olarak, yaşamın kalitesi ve esenlik, mutluluk için felsefeye gereksinim vardır. Felsefe ile matematik ikiz kardeşlerdir. Örneğin, fraktal geometri bazlı kaos modeli bütüncül (holistic) felsefeye dayalıdır. Mutluluk ekonomisi konulu çalışmalara koyulacaklar için böyle bir yaklaşım tavsiye ediyoruz. 2024’te ülkemizin mutluluk endeksinde daha iyi bir yere gelmesi, işletmelerimizin mutlu işyeri olmasını ve yurttaşlarımızın TÜİK Yaşam Kalitesi Raporu’ndaki iki kişiden birinin mutsuz olduğu fotoğraftaki mutsuz kişi olmaktan kurtulması dileğiyle mutlu yıllar diliyorum.

QOSHE - Mutluluk ekonomisi (4): İşletmelerde mutluluk yönetimi - Melih Baş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Mutluluk ekonomisi (4): İşletmelerde mutluluk yönetimi

17 8
01.01.2024

İşletmelerde 2024’te İnsan Kaynakları Yönetimi’ni bekleyen beş eğilimden söz edilmektedir (Ayrıntılı bilgi için bkz. Ekonomist dergisi, Sayı: 24 Aralık 2023, s.68). Bu eğilimler (trendler) şunlar olarak saptanmıştır: Yetenek kıtlığı ve göçü / Çalışan bağlılığı / Lider ve yönetici gelişimi / Dijitalleşme odaklı çözümler / Esenlik (wellbeing) uygulamaları. Sonuncusunu kısaca açımlayalım. Doğal afetler, salgınlar, artan yaşam maliyetleri, tükenmişlik sendromu vb. konular çalışanları etkilemektedir. Bu bağlamda işletmelerin çalışanların esenlik halini artıracak uygulamaları yaşama geçirmesi beklenmektedir.

İşletmelerde mutluluk yönetimi için Dunn tarafından (1959’da) esenliğe ilişkin olarak sekiz bileşenli bir model geliştirilmiştir. Bu bileşenler şunlardır: Çevresel esenlik, sosyal esenlik, duygusal esenlik, entelektüel esenlik, finansal esenlik, fiziksel esenlik, ruhsal (spritüel) esenlik, meslekî esenlik.

Çevresel esenlik başta işyerinin fiziksel ortamını kapsamakla birlikte, işyerinin olduğu coğrafi bölgedeki çevresel kaliteyi de içeriyor. Sosyal esenlik hem işyerindeki sosyal ortamı hem de iş dışındaki sosyal ortam kalitesini içermektedir. Duygusal esenlik kişinin yani işgörenin hem iş ortamında hem de is dışı ortamdaki unsurların etkisi sonucunda ortaya çıkan duygudurumuna ait duygusal sağlığını (endişe, öfke, gerginlik, tükenmişlik vb.) kapsamaktadır. Entelektüel esenlik, kişinin kendi isteğiyle yaşam boyu yeni yetenekler geliştirmesi (bir finansçının yapay zekâ destekli portföy yönetimi yapabilir duruma gelmesi vb.), bunların düzeyini artırması ve bunları beceriye ve de giderek yaratıcılığa dönüştürebilmesi hususudur. Finansal esenlik, kişinin yaşam standardı (geçim koşulları) açısından mutluluk artışındaki marjinal faydanın marjinal maliyetten az olacağı noktaya doğru gidişinin seyrüseferidir. Fiziksel esenlik, kişinin bütünsel sağlık (biyolojik, ruhsal, sosyal açıdan tam iyilik hali) bağlamındaki biyolojik boyutta tıbbî check-up’lara göre normal veya üstü olma durumudur. Spiritüel esenlik, kişinin önem verdiği değerleri yaşamının her kısmında (işletme içi ve dışında) dışa vurabilmesi ve vizyonu doğrultusunda ilerleyebilmesi olarak tanımlanabilmektedir. Bu esenlik boyutunda işletmenin kültürü bağlamında “anlam işletmesi” olması ve işgörenin anlam tanımıyla işletmenin anlam tanımının yeterli oranda örtüşmesi gereklidir. Meslekî esenlik ise kişinin yaptığı işle ilgili iyi hissetmek olarak tanımlanabilmektedir.

İşletmelerde mutluluk (ya da esenlik) yönetimi insan kaynakları (yeni adıyla insan varlıkları, insan kıymetleri, ya da insan yönetimi) birimi tarafından yürütülen bir sorumluluk alanı olarak görülebilmektedir. Bu durumda esenlik çalışmaları, insan varlıkları yönetimindeki tüm alt süreçlerde (işe alım ve yerleştirme,........

© Aydınlık


Get it on Google Play