Hiçbir zaman herhangi bir işi kutsamadım. Çeşitli sanatçılar kendi dallarını ve eserlerini kutsayabilir. Ama sanatın alıcısı için durum aynı değildir. Alıcı kutsamasa da ilgisi olan sanat dalları ve eserlerden geçici süre haz alabilir. Ama insanlar sanat olmadan da yaşayabiliyor ya da adını koymadan sanat dallarıyla farklı düzeyde ilgilenebiliyor. Sanatı sosyal yaşamın bir parçası ve kültürel gerekllik olarak benimsemiş, ekonomik açıdan da rahat toplumlar var. Bu yüzden, bir toplumun bir şeyi sosyokültürel olarak benimseyip benimsememesi de ayırıcı özelliğidir. Toplumun popüler olmayan sanata ilgisi de ayırıcı özelliğidir.

Bir toplumun çoğunluğu kendisine sonradan gelen gündelik yaşamında ihtiyaç duymadığı bazı sanat dallarıyla ne olursa olsun ilgilenmeyecektir. TV dizisindeki pavyon sahnesi daha çok ilgisini çekebilecektir. Bu yazıda, sanata dair ilgi ve ilgisizlik içinde dijitalleşmenin durumunu irdeledim.

Dijitalleşmenin gelişimi bir taraftan fayda sağlarken diğer taraftan insan hayatının eski sosyal/duygusal yanlarını da olumsuz etkileyebilmektedir.

Sanat da bu olumsuzluktan etkilenen alanlardan. Yanı sıra, teknolojinin gelişimiyle ortaya çıkan dijital araçlar sanat da dahil her tür bilgiye ulaşmayı sağlamaktadır. En basitinden akıllı cep telefonuyla bir dijital sanat galerisi/müzesini gezmek olumlu bir imkândır. Ama kaç kişi bu imkânı kullanmaktadır? Müzik dinlemek, tiyatro/opera/film izlemek için de kolayca cep telefonu/tablet kullanılabillmektedir. Yanı sıra, doğrudan yerinde izlenecek sanat dalları için de her an cep telefonuyla haber alınabilmektedir. Yani dijital araçlar bilinçli kullanılırsa internet ortamında kayıtlı sanat eserlerine ulaşılabileceği gibi, çeşitli sanat haberleri de alınabilir. Özellikle yerinde izlenecek/dinlenecek sanat dalları çeşitliliği her şehirde olmadığından, İstanbul dışındaki insanlar popüler olmayan sanat dalları ve eserlerini dijital araçlar yoluyla takip edebilir.

Teknolojik imkânlarla sanata dijital ya da gerçek olarak ulaşmak mümkün olsa da sosyal medyadaki çoğu kısa video insanlara daha çekici gelmektedir. Bu meşguliyetle ne sanata ihtiyaç hissedilecek ne de sanat için vakit kalacaktır. Toplumun çeşitli sosyokültürel düzeyindeki insanların, bazıları para da kazandığından, kendi kendine çektiği kısa videoları, diğer insanlar izleyip eğlenmektedir. O zaman sanata ihtiyaç kalıyor mudur? Bu yazdıklarım, popüler olmayan sanatın çok az ilgilenildiği özellikle Türkiye örneği üstünde gözlemlerimdir.

Sanatsızlık sadece sosyal medyanın varlığına bağlı değil. Toplumun çoğunluğunun, popüler olmayan sanat eserlerine sürdürülebilir ilgi duymamasıyla da ilgilidir. Türkiye nüfusunun yüzde kaçı şiirden haz alıyordur veya bir öykü kitabı okuyordur? Bunun için kimisi kitabı kimisi de dijital aracı tercih edebilir. Yani kitap almadan da elindeki cep telefonuyla kaç kişi şiir okuyor, resim ve heykel inceliyordur? Bu soruların cevabını kim ölçebilir? Bilmiyorum.

Son söz, dijitalleşmenin popüler olmayan sanatla ilgilenmekte olumsuz etkisi olsa da insanların ellerindeki dijital araçlarla sanata ulaşma imkânı varken ulaşmaması, sanata ihtiyaç hissetmediğini gösterir. Sanatsal haz hissiyatı sosyokültürel olarak yerleşmemiş insanlar, bir tabloya, heykele bakmaya, tiyatro oyunu/opera seyretmeye ihtiyaç duymazlarsa suçlu onun alt yapısına bu ihtiyacın sağlanmamış olmasıdır. Ancak bu alt yapı, zorunlu eğitim sürecinde okulöncesinden liseye çocuklara gerçek ve/veya dijital olarak sağlanabilir. Hali hazırdaki dijital çağ çocukları dijital araçlarıyla yaşlarına uygun sanat eserlerine ulaşmaları açısından yönlendirilebilir. Yetişkinlerin durumu ise bugüne kadarki alt yapılarıyla kendi tercihleri doğrultusundadır. Güzel sanatlar öğrencilerinin bile görsel sanatlar fuarına gelmediği, merak etmediği, bir ortamda diyecek bir şey kalmıyor. Yanı sıra, bir bankanın yeni açılan sergi alanında insanlara ve özellikle konuyla ilgililere sergi kataloğunu dijital ortamda ücretsiz sunmak yerine, sadece basılı olarak yüksek fiyatlara satması da sanata ulaşmayı engelleyici sorunlardandır. Dijitalleşmenin sanatla olumlu/olumsuz ilişkisi yeniden değerlendirilmelidir.

QOSHE - Dijitalleşme sanatı yok ediyor mu? - Seyit Yöre
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dijitalleşme sanatı yok ediyor mu?

11 3
27.02.2024

Hiçbir zaman herhangi bir işi kutsamadım. Çeşitli sanatçılar kendi dallarını ve eserlerini kutsayabilir. Ama sanatın alıcısı için durum aynı değildir. Alıcı kutsamasa da ilgisi olan sanat dalları ve eserlerden geçici süre haz alabilir. Ama insanlar sanat olmadan da yaşayabiliyor ya da adını koymadan sanat dallarıyla farklı düzeyde ilgilenebiliyor. Sanatı sosyal yaşamın bir parçası ve kültürel gerekllik olarak benimsemiş, ekonomik açıdan da rahat toplumlar var. Bu yüzden, bir toplumun bir şeyi sosyokültürel olarak benimseyip benimsememesi de ayırıcı özelliğidir. Toplumun popüler olmayan sanata ilgisi de ayırıcı özelliğidir.

Bir toplumun çoğunluğu kendisine sonradan gelen gündelik yaşamında ihtiyaç duymadığı bazı sanat dallarıyla ne olursa olsun ilgilenmeyecektir. TV dizisindeki pavyon sahnesi daha çok ilgisini çekebilecektir. Bu yazıda, sanata dair ilgi ve ilgisizlik içinde dijitalleşmenin durumunu irdeledim.

Dijitalleşmenin gelişimi bir taraftan fayda sağlarken diğer taraftan insan hayatının eski sosyal/duygusal yanlarını da olumsuz etkileyebilmektedir.

Sanat da bu olumsuzluktan etkilenen alanlardan. Yanı sıra, teknolojinin gelişimiyle ortaya çıkan dijital araçlar sanat da dahil her tür bilgiye ulaşmayı sağlamaktadır. En basitinden akıllı cep telefonuyla bir dijital sanat galerisi/müzesini gezmek olumlu bir imkândır. Ama kaç kişi bu........

© Aydınlık


Get it on Google Play