İleride 2023’ün 29 Ekim’i mutlaka anılacak bir tarih olacaktır. Yalnızca kuru bir yaş günü değil, Türk Devrim tarihinde bir dönüm noktası olarak.

Türkiye’nin dört bir köşesi ayaktaydı.

Ama Ankara’da büyük bir yürüyüş oldu. CKD ve TGB, Vatan Partisi bütün gövdesiyle…

Türkiye’nin geleceğine yürüyüş.

Atatürk’e bağlılık değil. Onu aşmak talebiydi alanlardaki kalabalığı toplayan.

Gençler vardı.

“Eskiden bizim zamanımızda…” diye söze başlanmıyordu.

Gelecek umudu, yeni yüzyılda yeni başlangıç, bağımsızlığına sahip çıkma, devrim ihtiyacı… Güneşe akın!

Üretim Devriminin önündeki engelleri aşma enerjisi doldu taştı.

Türkiye'mizin bağımsızlığına göz dikenler var. Namlularını doğrultmuşlar. “Biz buradayız!!” yanıtı daha yüksek sesle veriliyor.

Türk, gerçek dostlarıyla buluşuyor.

Kürsüde bir başka devletin, ama özel bir devletin büyükelçisi de vardı.

Ön safta emperyalizme göğsünü siper eden Filistin.

Hedefte ABD ve İsrail.

Bu alanda “Nasıl olur da Mossad bu duruma düşer… yok kardeşim, mutlaka kendisi özel gizli bir plan çerçevesinde…” diye Hollywood replikleriyle söze başlanmıyordu. Dünyanın şimdiye kadar uyuyan alanlarından yükselen sesler de birleşti. Saflar dünya ülkelerinde de ayrışıyor.

On binlerce kişi Filistin için New York'a akın etti. Hindistan’da milyonlar… Fransa ayakta…. Emperyalist şerden hayırlar doğuyor. Hadi bakalım, daha çok hayırlara yol açılsın. Filistin-İsrail savaşı dünyaya yayılır mı derken emperyalizme karşı duruş yayılıyor.

FBI direktörü Christhopher Wray iki gün önce salı günü Senato İç Güvenlik toplantısında milletvekillerine şu uyarıyı yaptı: "Gerçek şu ki, terör tehdidi 2023 yılı boyunca arttı, ancak Orta Doğu'da devam eden savaş, ABD'de Amerikalılara yönelik bir saldırı tehdidini tamamen başka bir düzeye çıkardı…"

“Hamas, 7 Ekim'de İsrail'e karşı ölümcül bir terör saldırısı başlattı… bu saldırı, ABD'nin müttefikinden askeri bir karşılık gelmesine yol açtı… çatışma, ABD'de, Hamas ve yerli teröristler de dahil olmak üzere diğer terörist gruplardan ilham alan benzer terör saldırılarının olabileceği yönündeki endişeleri yeniden canlandırdı…”

29 Ekim’de Türk Donanması gövdesinin yalnızca bir bölümünü gösterdi. 30 Ekim’de Rus Donanması kuruluş gününü kutladı. Bir gösteri de ondan. Saflarda güven; düşmanlarda korku bacayı sardı.

Çin Savunma Bakanlığı sözcüsü Wu açıklamasında “ABD savaş bağımlısıdır” dedi ve ekledi: “ABD tarihi 240 yıllıktır, ancak ABD yalnızca 16 yılını savaşmadan geçirdi! Ayrıca ABD, dünya çapında 80 ülke ve bölgede 800 askeri üs inşa etti. ABD askeri araçlarının gittiği her yerde insanlar acı çekiyorlar...”

Filistin dünyaya güven verdi. Saflara güç.

Vatan Partisi işte Türkiye’de ve dünyada Atatürk’ten ve milletinden aldığı görevin hep başında. Eskiden kalabalık büyük mitinglerde Vatan Partisi nerede diye bulmak için “Tam bağımsız Türkiye” “Kahrolsun ABD emperyalizmi” sesine doğru giderdik.

Tekti.

Siz de her taşın altından ABD’yi, emperyalizmi çıkartırsınız derlerdi…

NATO’dan çıkmak mı… rüyada bile dile getirilmezdi. Üsler? Türkiye’nin gücü ne ki onun denetimine geçecek…

Şimdi o duyarlık egemen oluyor.

İşte maddeyi anlamanın, gerçeği görmenin üstün gücü.

Büyük yürüyüş.

Kitleler değil, doğru yönde ilerleyen kitleler tarih yazar.

Sıralar düzgün olacak.

Uygun adım. Doğru hedefler.

Büyük çözüm.

Başına geçeceğiz.

Localarda değil.

Alanlardayız. Elele. Yürek yüreğe.

Yeni yüzyılda Türk milleti adını bir kez daha yeni devrimlere yazdıracak.

Bu da ABD hayalleri.

Bir de Michael Rubin’in öngörüleri vardı. American Enterprise Instute’da (AEI) 17 Aralık 2017’de Türkiye hakkında bir yazı yayımlamıştı. Beyaz Saray’ın ve Pentagon’un düşünmesi gereken sorunun,
“Türkiye'yle nasıl iyi dost oluruz değil, Türkiye'nin çöküşünü nasıl yöneteceğiz olmalıdır” diyordu.
“Türkiye'nin bulunduğu yol kaosa, çöküşe ve devletin yıkımına mı uzanıyor? Ne yazık ki, cevap 'evet' olabilir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sürüklediği uçurumdan Türkiye tek parça kurtulamayabilir” demişti.

Rubin yazısında Türkiye’nin kaosa çok yakın olduğu hayallerini kuruyordu:

“Hummalı bir aşamaya varmış kindarlık ve hukuk yoluyla ya da seçimler aracılığıyla sorunlarını çözemeyenler nedeniyle, Türkiye karmaşa içerisine süreklenmeye bir kurşun uzaklığında olabilir.”
Kendisine ve ona bel bağlayanlara bir anımsatalım dedik.

QOSHE - Yürüyüşe geçtik Adımızı yeni devrimlere yazdıracağız - Şule Perinçek
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yürüyüşe geçtik Adımızı yeni devrimlere yazdıracağız

11 35
02.11.2023

İleride 2023’ün 29 Ekim’i mutlaka anılacak bir tarih olacaktır. Yalnızca kuru bir yaş günü değil, Türk Devrim tarihinde bir dönüm noktası olarak.

Türkiye’nin dört bir köşesi ayaktaydı.

Ama Ankara’da büyük bir yürüyüş oldu. CKD ve TGB, Vatan Partisi bütün gövdesiyle…

Türkiye’nin geleceğine yürüyüş.

Atatürk’e bağlılık değil. Onu aşmak talebiydi alanlardaki kalabalığı toplayan.

Gençler vardı.

“Eskiden bizim zamanımızda…” diye söze başlanmıyordu.

Gelecek umudu, yeni yüzyılda yeni başlangıç, bağımsızlığına sahip çıkma, devrim ihtiyacı… Güneşe akın!

Üretim Devriminin önündeki engelleri aşma enerjisi doldu taştı.

Türkiye'mizin bağımsızlığına göz dikenler var. Namlularını doğrultmuşlar. “Biz buradayız!!” yanıtı daha yüksek sesle veriliyor.

Türk, gerçek dostlarıyla buluşuyor.

Kürsüde bir başka devletin, ama özel bir devletin büyükelçisi de vardı.

Ön safta emperyalizme göğsünü siper eden Filistin.

Hedefte ABD ve İsrail.

Bu alanda “Nasıl olur da Mossad bu duruma düşer… yok kardeşim, mutlaka kendisi özel gizli bir plan çerçevesinde…” diye Hollywood replikleriyle söze başlanmıyordu. Dünyanın şimdiye kadar uyuyan alanlarından yükselen sesler de birleşti. Saflar dünya ülkelerinde de ayrışıyor.

On binlerce kişi Filistin için New York'a akın etti. Hindistan’da milyonlar… Fransa ayakta…. Emperyalist şerden hayırlar doğuyor. Hadi bakalım, daha çok hayırlara yol açılsın. Filistin-İsrail savaşı dünyaya yayılır........

© Aydınlık


Get it on Google Play