Hukukçular ve siyasiler, Can Atalay dosyasında gelinen noktayı “darbe” olarak adlandırıyor.

Aslında kasıt, bir kilometre taşının daha atlanmış olması. Yani “bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dediğimiz durumlardan birini yaşadık.

Yargıyla ilgili bu kilometre taşlarının bazıları sessiz sedasız bazıları zamanında alkışlanarak geçilmişti, oysa ta 2004’ten beri Meclis’te yapılan değişikliklere bakıldığında, durumun buraya varacağı belliydi. Örneğin Terörle Mücadele Kanunu’nda 2006’da başlayan “düzenlemelere” o dönem karşı çıkanların dediği gibi “bir gün hepimiz ‘terörist’ olacaktık”. Olduk nitekim, sadece biz sıradan vatandaş değil siyasiler de oldu.

2024 yılına ceza kanundaki sayısız “düzenlemeyle” (kanun değişikliğiyle) geldik. Şimdi hukukçular bu son hamleyle (Yargıtay’ın Can Atalay kararı) Anayasa’nın ilga edildiğini savunuyor. Evet, ciddi, hatta memleketteki en ağır cezanın öngörüldüğü bir suçlamadan bahsediyorlar.

Neden?

CUMHURBAŞKANININ MEŞRUİYETİ

İşaret ettikleri sorun, tek başına Anayasa Mahkemesi kararının tanınmaması değil.

Yargıtay kararında, gelecekteki başka kararlara da kapı açılıyor veya o kapılar kapatılıyor:

“Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin bu yorum tarzının kabul edilmesi halinde… başvurucunun, Anayasa'nın 79. ve 101. maddelerine göre Cumhurbaşkanı'nın usulüne uygun olarak seçilmediğini ve kendisini göreve atama ile görevden almaya yetkisinin bulunmadığını bireysel başvurusunda ileri sürmesi durumunda; Anayasa Mahkemesi'nin, Şerafettin Can Atalay ve benzer kişiler hakkında verdiği kararlardaki yorum dikkate alındığında başvurucunun iddiasını kabul ederek Anayasa'nın 101. maddesini kendisine göre yorumlayabileceği ve hatta Anayasal bir yetkisi olmamasına rağmen demokratik usulle, halk oyuyla ve Anayasa'nın 79. maddesi uyarınca Yüksek Seçim Kurulu'nun belirlediği yasal ilkelere göre seçilen meşru Cumhurbaşkanı'nın meşruiyetini dahi tartışmaya açabileceği anlaşılmaktadır.”

Yani AYM kararlarının ileride başka sorgulamalara yol açabileceği öngörülüyor ve gereği yapılıyor.

‘TERÖR ÖRGÜTLERİNİN SÖYLEMLERİ’

Yargıtay, kararında, yukarıda yazdığım “terörizm” kavramının sınırlarını da uzaya kadar genişletiyor:

“Tüm bu nedenlerle görevli olduğu konusunda tartışma bulunmayan, mer-i mevzuat hükümleri ve genel hukuk ilkeleri çerçevesinde oluşturduğu içtihatlarla terör örgütlerinin de hedefi haline gelen Dairemizin, Anayasa Mahkemesi tarafından 21.12.2023 tarihli Şerafettin Can Atalay başvurusu yönünden verilen hak ihlali kararının 54. paragrafında; ‘Anayasa'nın 142. maddesinin amir hükmüne ve Anayasa'nın 37. maddesinde yer alan tabi hakim ilkesine’ açıkça aykırı hareket ettiği belirtilerek; yine Dairemizin, derece mahkemelerinin kararlarını denetleyen bir üst temyiz mahkemesi olduğunu görmezden gelmek suretiyle sanki sonradan oluşturulan bir mahkeme olarak göstermesi, terör örgütlerinin söylemleri ile uyum göstermiştir.”

Yine, olacağı buydu, dememeye çalışarak devam edersek;

Anayasa Mahkemesinden bu ifadelere denk bir değerlendirme gelmedi ancak memlekette hukukun nasıl sürekli ve yeniden yazıldığının muhteşem bir örneği olarak Yargıtay kararı tarihe geçti bile.

QOSHE - Kilometre taşı - Ayça Söylemez
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kilometre taşı

10 0
09.01.2024

Hukukçular ve siyasiler, Can Atalay dosyasında gelinen noktayı “darbe” olarak adlandırıyor.

Aslında kasıt, bir kilometre taşının daha atlanmış olması. Yani “bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dediğimiz durumlardan birini yaşadık.

Yargıyla ilgili bu kilometre taşlarının bazıları sessiz sedasız bazıları zamanında alkışlanarak geçilmişti, oysa ta 2004’ten beri Meclis’te yapılan değişikliklere bakıldığında, durumun buraya varacağı belliydi. Örneğin Terörle Mücadele Kanunu’nda 2006’da başlayan “düzenlemelere” o dönem karşı çıkanların dediği gibi “bir gün hepimiz ‘terörist’ olacaktık”. Olduk nitekim, sadece biz sıradan vatandaş değil siyasiler de oldu.

2024 yılına ceza kanundaki sayısız “düzenlemeyle” (kanun değişikliğiyle) geldik. Şimdi hukukçular bu son hamleyle (Yargıtay’ın Can Atalay kararı) Anayasa’nın ilga edildiğini savunuyor. Evet, ciddi, hatta memleketteki en ağır cezanın öngörüldüğü bir suçlamadan bahsediyorlar.

Neden?

CUMHURBAŞKANININ MEŞRUİYETİ

İşaret ettikleri sorun, tek başına........

© Birgün


Get it on Google Play