Sultanlar Ligi’nin 6. haftası geride kalırken ligin ilk 3 sırasındaki takımların yine rakipsiz bir şekilde play-off göreceği şimdiden belli oldu, öte yandan 4. sıra için son sezonlardan farklı olarak zevkli bir yarış yaşayacağımızın sinyallerini aldık.

Vakıfbank, Eczacıbaşı ve Fenerbahçe’nin ligimizdeki normal sezon mücadeleleri artık onlar için play-off aşamasına bir hazırlık karakterine büürünmüş durumda. Bütçeler ve oyuncu grubu göz önüne alındığında diğer takımların bu üçlüye karşı koyması çok görünüyor ki, ligin son 5 sezonunda, normal sezonu bu 3 takım ilk 3 sırada bitirdi. Hatta son 14 sezonda sadece 2 sezon Galatasaray üçüncülük koltuğuna kendisini atabilmişti. Bu sezon da farklı bir sonuç olmayacak gibi görünüyor. Ancak dördüncülük koltuğu için geçtiğimiz sezonlara göre çok daha zevkli bir mücadele izleyeceğiz gibi duruyor. 5-8 play-off grubuna giriş yapacak takımların tümü bu sezon oraya gözlerini dikmiş durumdalar. Harika bir smaçör bulan Muratpaşa, kadrosuna çok iyi takviyeler yapan Kuzeyboru ve Heynen yönetiminde geçtiğimiz sezon başlayan yükselişini sürdüren Nilüfer Belediye, Türk Hava Yolları’nın sezona oldukça sıkıntılı başlamasının da etkisiyle dördüncülük koltuğu için ciddi aday haline geldiler.

Haftanın maçı Burhan Felek Spor Salonu’nda Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaydı. Maç öncesi genel görüş Fenerbahçe’nin rakibi karşısında kolay bir galibiyet alacağı yönündeydi, fakat karşımızda beklenenden çok farklı bir mücadele vardı. Bunda en önemli faktör ilk 2 sette servis karşılama yüzdelerindeki net farklılıktı. Fenerbahçe yüzde 16’sı mükemmel yüzde 42 ile servis karşılamışken bu, Galatasaray’da yüzde 24 ve yüzde 57 idi, hele 2. sette Galatasaray’ın 2 smaçörü ile karşıladıkları 10 serviste yüzde 85 gibi bir yüzde tutturması, sarı-kırmızılıların bu seti kazanmalarındaki ana faktördü. Aslında üçüncü sette de Galatasaray’ın Fenerbahçe’yi setin son bölümüne takip ettiğini söylemek lazım, fakat durum 15-17 Fenerbahçe lehine iken ve ev sahibi birkaç sayı üst üste almışken Ayçin’in, Eda Erdem tarafından, tek ayakta ustaca bloklanması skoru 16-17 yerine 15-18’e getirdi ve sarı-lacivertliler farkı gittikçe açarak setlerde 1-2 öne geçti. Maçın 4. setinde Galasaray’ın maçı 14-20’den 21-22’ye getirdiği ve yine geriden geldiği bir kısım var, ancak bu serileri bitiren, kırılma anlarında sahada olduğunu hatırlatan Magdalena Stysiak oldu. Maçın genelinde bu önemli anlarda, Fenerbahçe pasörü Bojana Drca’nın akılcı seçimler yaptığı ve Stysiak’ı kullanmaktan çekinmediğini belirtmemiz lazım.

Zoraki Voleybol Şubesi

Galatasaray’ın hem geçen sezon hem bu sezon yaşadığı sıkıntı, voleybol şubesinin, belli hedefleri kovalayan bir takımının olmasından çok, sırf “spor kulübü” ifadesi kağıt üzerinde yerine gelsin diye kurulmuş oyuncu topluluğundan oluşması. Özensiz, üzerine eğilinmeden oluşturulduğu belli olan bu kadrolar, aynı zamanda bütçe konusunda sıkıntıların sonucunda ortaya çıkıyor. Birkaç hafta önce kulüp yönetim kurulu üyesi Mehmet Cibara, Galatasaray kadın voleybol takımının zirveye oynayan rakiplerle baş etmesinin çok zor olduğunu, tüm takımın maliyetinin 850 bin euro olduğunu açıklayarak ifade etti. Bu rakamlar doğruysa ortada büyük bir uçurumun olduğu açık. Derbide rakibin formasını terleten Magdalena Stysiak’ın aldığı yıllık maaşın dahi, bu civarlarda olduğu düşünülürse bu uçurumu daha iyi anlayabiliriz. Fakat bu bir mazeret değil, ülke sporunun en önemli kulüplerinden birisinin, futbol takımından kovulan personellerine vermek zorunda kaldığı tazminatların 5’te birini dahi voleybol şubesine çok görmesini savunmak mümkün değil (Galatasaray, FIFA'da davalık olduğu eski futbolcusu Omar Elabdellaoui'ye ve futbol takımı teknik direktörü Domenec Torrent'e 5,4 milyon euro ödeyecek. Yani voleybol takım bütçesinin 6,5 katı). Tabii işin içinde kadro mühendisliği, oyuncu transferlerinde gerçekleştiği öne sürülen işgüzarlıklar da var bunlar dedikodu seviyesinde olduğu için dile getirmek çok doğru değil. Tek bildiğimiz, bu yanlış politikalar ve kenara atılmışlığın, kadroda belli potansiyeli olan ulusal takım oyuncularının da bir süre sonra elden kaçmalarına sebep olma ihtimali. Özellikle İlkin Aydın ve Ayçin Akyol’un seviyelerinin zaten bu olduğu ve Galatasaray dışındaki bir başka takımda ilk 6 oyuncusu olmakta zorlanacakları yönünde bir görüş var, fakat ben takımın bu kaotik ortamına rağmen ayakta kalabilen oyuncuların potansiyelini, bu ortamda değerlendirmenin çok doğru olmadığını ve özellikle İlkin’in daha sistemli, daha net hedefleri olan ve bu hedefler çerçevesinde daha net oluşturulmuş kadroların içinde performansını yukarıya taşıyacağını düşünüyorum. Not düşelim, bunu, Fenerbahçe maçında beklenenin altında bir performans gösterdiğinin farkında olarak söylüyoruz.

Rusların Yeni Kraliçesi: Marina Markova

Muratpaşa’nın 22 yaşındaki Rus smaçörü, sezon başındaki Kupa Voley maçları sırasında bu sezonun göz önünde olacak oyuncularından birisi olduğunu göstermişti. Lige de çarpıcı bir başlangıç yaptı, bununla beraber hücumlarını yüzde 50 civarında tutarken, servis karşılama yüzdelerini yüzde 35 seviyesinden yukarı çekemiyordu. Tabii bunda neredeyse her maç 30-40 arasında servis karşılaması ve hücum yapmasının da etkisi vardı. Son 2 haftadır hücumunu yüzde 55’in üzerine çıkarırken servis karşılama yüzdelerini de 50’ler seviyeinde dolaştırmaya başladı. Üstelik, Amerikalı pasör çaprazı Stephanie Samedy’den daha fazla top almaya başladı ve maçların karar anlarında düğümü çözen oyuncu oluyor. Türk Hava Yolları’nı 3-1 mağlup ederek flaş bir galibiyet aldıkları haftada yine set ve özellikle de maçın kazanıldığı 4. sete damga vuran isimdi.

Tabii bu maçın diğer yanını da görmek lazım. Türk Hava Yolları, 2 yıl önce yaşadığı Şampiyonlar Ligi tecrübesiyle beraber, izleyen sezonlarda şampiyonluk mücadelesi verebilecek bir takım olabileceği yönünde voleybolsevereri umutlandırmıştı. Aynen Vakıfbank gibi, arkasında çok önemli bir kurumun olduğu kulüp, geçtiğimiz sezonun son kısmını antrenör değişiklikleri ve pasör çaprazında yaşadıkları sıkıntı sebebiyle adeta pas geçti. Bu sezon başında, Zé Roberto, yanına 3 Brezilyalı oyuncuyu alarak uzun süre sonra ülke dışına çıktığında bunun nasıl bir planın parçası olduğu merak ediliyordu. Ancak gelinen noktada bunun ne kadar doğru bir seçim olduğu artık tartışılır durumda. 2022 VNL’inden sonra Brezilya voleybolunun geleceğine damga vuracağı söylenen smaçör Julia Bergmann’ın son bir kaç aydır, ulusal takımda da devam ettirdiği kötü form durumunu ligin ilk haftalarında dibe vurması, geçtiğimiz sezon şampiyonluk yaşamasına rağmen Fenerbahçe’de vazgeçilmez bir pasör olmayı başaramayan Macris’in gerek yabancı sınırına takıldığı maçlar gerek benzer form durumu sebebiyle yaşadığı sıkıntılar (Muratpaşa maçının 4. setinde durum ev sahibi lehine 2-1 ve 25-24 iken öyle büyük bir hata yaptı ki, maçı final setine götürme hayalleri suya düştü) THY’yi oldukça çabuk kırılabilen bir takım haline getirmiş durumda. Geçtiğimiz sezonun ilk yarısı boyunca 3 mağlubiyet alan takım, bu sezonun ilk 6 maçı sonunda çoktan 3 mağlubiyet almış durumda. Üstelik henüz Vakıfbank ve Fenerbahçe ile oynamadılar.

Haftanın Takımı: Muratpaşa Belediyesi

Haftanın Oyuncusu: Marina Markova (Muratpaşa Bld.)

Haftanın Antrenörü: Gökhan Rahmen (Muratpaşa Bld.)

Haftanın Maçı: Nilüfer Bld. 3 - 2 PTT

QOSHE - 4. Atlı İçin Büyük Çekişme - Fırat Topal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

4. Atlı İçin Büyük Çekişme

5 29
07.11.2023

Sultanlar Ligi’nin 6. haftası geride kalırken ligin ilk 3 sırasındaki takımların yine rakipsiz bir şekilde play-off göreceği şimdiden belli oldu, öte yandan 4. sıra için son sezonlardan farklı olarak zevkli bir yarış yaşayacağımızın sinyallerini aldık.

Vakıfbank, Eczacıbaşı ve Fenerbahçe’nin ligimizdeki normal sezon mücadeleleri artık onlar için play-off aşamasına bir hazırlık karakterine büürünmüş durumda. Bütçeler ve oyuncu grubu göz önüne alındığında diğer takımların bu üçlüye karşı koyması çok görünüyor ki, ligin son 5 sezonunda, normal sezonu bu 3 takım ilk 3 sırada bitirdi. Hatta son 14 sezonda sadece 2 sezon Galatasaray üçüncülük koltuğuna kendisini atabilmişti. Bu sezon da farklı bir sonuç olmayacak gibi görünüyor. Ancak dördüncülük koltuğu için geçtiğimiz sezonlara göre çok daha zevkli bir mücadele izleyeceğiz gibi duruyor. 5-8 play-off grubuna giriş yapacak takımların tümü bu sezon oraya gözlerini dikmiş durumdalar. Harika bir smaçör bulan Muratpaşa, kadrosuna çok iyi takviyeler yapan Kuzeyboru ve Heynen yönetiminde geçtiğimiz sezon başlayan yükselişini sürdüren Nilüfer Belediye, Türk Hava Yolları’nın sezona oldukça sıkıntılı başlamasının da etkisiyle dördüncülük koltuğu için ciddi aday haline geldiler.

Haftanın maçı Burhan Felek Spor Salonu’nda Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaydı. Maç öncesi genel görüş Fenerbahçe’nin rakibi karşısında kolay bir galibiyet alacağı yönündeydi, fakat karşımızda beklenenden çok farklı bir mücadele vardı. Bunda en önemli faktör ilk 2 sette servis karşılama yüzdelerindeki net farklılıktı. Fenerbahçe yüzde 16’sı mükemmel yüzde 42 ile servis karşılamışken bu, Galatasaray’da yüzde 24 ve yüzde 57 idi, hele 2. sette Galatasaray’ın 2 smaçörü ile karşıladıkları 10 serviste yüzde 85 gibi bir yüzde tutturması, sarı-kırmızılıların bu seti kazanmalarındaki ana faktördü. Aslında üçüncü sette de Galatasaray’ın Fenerbahçe’yi setin son bölümüne takip ettiğini söylemek lazım, fakat durum 15-17 Fenerbahçe lehine iken ve ev sahibi birkaç sayı üst üste almışken Ayçin’in, Eda Erdem tarafından, tek ayakta ustaca bloklanması skoru 16-17 yerine 15-18’e getirdi ve sarı-lacivertliler farkı gittikçe açarak setlerde 1-2 öne geçti. Maçın 4. setinde Galasaray’ın maçı 14-20’den 21-22’ye getirdiği ve yine geriden geldiği bir kısım var, ancak bu serileri bitiren, kırılma anlarında sahada olduğunu hatırlatan Magdalena Stysiak oldu. Maçın genelinde bu önemli anlarda, Fenerbahçe pasörü Bojana Drca’nın........

© Birgün


Get it on Google Play