AKP’deki gerilemenin görünür olduğu 14-28 Mayıs seçimlerinden sonra muhalefet, seçimden başarısızlıkla çıkmasına karşın yerel seçim sürecine avantajlı başladı. Muhalif seçmen, AKP’nin halk desteğinin azaldığı ve son genel seçimde iktidarını kıl payı koruduğu gerçeğini gözardı etmedi. Bunun üzerine CHP'de “Değişim, sol” diyerek göreve yeni bir yönetimin gelmesinin, DEM Parti’deki görev değişikliğinin, CHP’nin hızını kesen İYİ Parti ile köprülerin atılmasının yarattığı umut da eklendi.

SÖZLER TUTULMADI

Kurultayda dillendirilen adayların ön seçimle belirleneceği, parti örgütünün benimsemediği adayların tercih edilmeyeceği, listelerde kadın ve gençlere pozitif ayrımcılık uygulanacağı vaatleri de parti örgütünde heyecan yarattı. AKP’de adaylık sürecinde yaşanan gecikme ve isimlendirmedeki zorluklar da buna eklenince Özgür Özel yönetimindeki CHP, yerel seçim yarışına en büyük rakibinin önünde başladı. Ta ki adaylık sürecine kadar…

Önce yerel seçim takviminin sıkışıklığı gerekçe gösterilerek hakim denetiminde önseçim yapılmasının koşullarının bulunmadığı iddia edildi. Örgütlerle istişare içinde aday belirleneceği vaadi de resmi adaylık başvurusu bile bulunmayanların, bir bölümü o bölgede bir gün bile siyaset yapmamış isimlerin tercih edilmesi ile kağıt üzerinde kaldı. Karşılıklı suçlamalar, eleştiriler ve hatta istifalarla süren aday belirleme süreci sonunda görüldü ki listelerde gençlere ve kadınlara da pozitif ayrımcılık yapılmadı. CHP Genel Merkezi’nin açıkladığı verilere göre, 2 Şubat itibarıyla belirlenen 965 adayın 881’i erkek, 84’ü kadınlardan oluştu. Yaş ortalaması ise 52 olan adayların 35 yaşından küçük olanlarının sayısı da sadece 68.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, daha koltuğunu ısıtmadan yerel seçim sınavına çıkmasının kendisi için dezavantaj olduğu gerçeğini reddetmek mümkün değil. CHP’de hiçbir sürecin tartışmalı bitmediği de doğru ancak, bu kadarına çok da tanık olunmadı. Kurultay kürsüsünden başlayarak dillendirilen vaatler hayata geçirilseydi bugün partinin içine sürüklendiği tartışma ortamı bu kadar yakıcı olmazdı. İki rakip siyasi partinin birbirine karşı kullanırken bile tereddüt edebileceği düzeydeki kirli siyaset aynı parti içinde yıllardır birlikte mücadele edenler tarafından sahnelendi. Rant, yolsuzluk iddiaları belli adreslerden servis edildi. AKP ile sıradanlaşan siyaset tarzı CHP’ye de bir ölçüde hakim oldu.

KURULTAY HESABI

Bu mücadeleyi bu kadar sertleştiren, bu kadar ilkesizleştiren yereldeki iktidarın sağladığı siyasi ve ekonomik avantajlardan mahrum kalma korkusu değil sadece. Bir diğer etken de CHP’de 1 Nisan sabahı ortaya çıkan tablonun parti içi iktidarın el değiştirmesine yol açıp açmayacağı kaygısı…

Bu süreçte yaşananlara bakıldığında bu kaygının izlerini görmek mümkün. Sürece bakıldığında da ne kadar zorlu ve tereddüt dolu geçtiği ortada. CHP’nin aday belirleme mesaisi 14 Aralık’ta başladı. O günden bu güne iki kez zorunlu nedenlerle iptal edilen toplantıların dışında 9 MYK ve 9 PM toplantısı yapıldı. 5 Şubat haftasında tamamlanması planlanan aday belirleme çalışmaları, parti içi tartışmalar nedeniyle 12 Şubat haftasına kadar sarktı. CHP’nin seçim takvimine göre son gün olan 20 Şubat’a kadar çalışmalarını tamamlayabilmesi de beklenmiyor.

Bu süreç bu kadar tartışmalı geçmeseydi başarısızlık durumunda Özgür Özel’in “Benim genel başkan olarak politikalarımı uygulama şansım olmadı, sonuç benim nasıl bir genel başkan olduğumu göstermek için yeterli değil” söylemi ikna edici olabilirdi. Ancak yaşananlar bu söylemin inandırıcılığını büyük ölçüde ortadan kaldırıyor.

MEVCUT BAŞKANLAR

Tartışma bazı mevcut başkanlarla devam edilip edilmeyeceğinde düğümlendi. CHP’nin kazanmakta zorluk çekeceği ya da kaybetmesi büyük olasılık olan yerlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını desteklemelerine karşın mevcut başkanların büyük bölümü yeniden aday gösterildi. Ya da yine Kılıçdaroğlu destekçisi olarak bilinen yeni isimler partinin adayı olarak buralarda sahaya sürüldü.

Partinin oy deposu olarak görülen İzmir, Çankaya ve Kadıköy’ün aralarında bulunduğu yerlerde ise “mevcut yönetime yakınlık” iddialarında bulunanlara haklılık kazandıracak isimlendirmeler yapıldı. CHP’nin en yüksek oy oranına sahip olduğu ilçelerden Çankaya’ya Özgür Özel’in avukatı da olan Hüseyin Can Güner, Kadıköy’e İBB’nin CHP Grup Sözcüsü Mesut Kösedağ aday olarak gösterildi. Başka gerekçeler de dillendirilmekle birlikte uzun yıllardır Ataşehir Belediye Başkanlığı yapan Battal İlgezdi de yolların ayrıldığı isimlerden oldu.

Bu tercihlerle de Özgür Özel, olası bir başarısızlık durumunda “Kurultayda yaşananlar isimlendirmeyi etkilemedi. Objektif davrandım” diyecektir, bunu da Adana, Mersin gibi illerdeki aday tercihleri ile gerekçelendirecektir. Ancak örgütün farklı tercihlerine karşın partideki bazı etkili isimlere yakın olanların tercih edilmesi, resmi başvuru olmayanların bile aday olarak atanması gerçeği CHP’yi kampanya sürecinde zayıflatan bir unsur olarak ortaya çıkacak. Kurultayda açılan yaranın, seçim sürecinde objektif kriterlerle ve örgütle istişare içinde aday belirlenerek sarılması bir yana daha da büyümesine neden olan süreç CHP’yi yarışa şimdiden geride başlattı.

Umut, seçmenin 14-28 Mayıs’ta olduğu gibi “AKP iktidarına karşı olduğunu gösterme” ortak paydası ile bir araya gelmesinde…

QOSHE - Kurultay hesaplı adaylık süreci - Nurcan Gökdemir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kurultay hesaplı adaylık süreci

16 1
14.02.2024

AKP’deki gerilemenin görünür olduğu 14-28 Mayıs seçimlerinden sonra muhalefet, seçimden başarısızlıkla çıkmasına karşın yerel seçim sürecine avantajlı başladı. Muhalif seçmen, AKP’nin halk desteğinin azaldığı ve son genel seçimde iktidarını kıl payı koruduğu gerçeğini gözardı etmedi. Bunun üzerine CHP'de “Değişim, sol” diyerek göreve yeni bir yönetimin gelmesinin, DEM Parti’deki görev değişikliğinin, CHP’nin hızını kesen İYİ Parti ile köprülerin atılmasının yarattığı umut da eklendi.

SÖZLER TUTULMADI

Kurultayda dillendirilen adayların ön seçimle belirleneceği, parti örgütünün benimsemediği adayların tercih edilmeyeceği, listelerde kadın ve gençlere pozitif ayrımcılık uygulanacağı vaatleri de parti örgütünde heyecan yarattı. AKP’de adaylık sürecinde yaşanan gecikme ve isimlendirmedeki zorluklar da buna eklenince Özgür Özel yönetimindeki CHP, yerel seçim yarışına en büyük rakibinin önünde başladı. Ta ki adaylık sürecine kadar…

Önce yerel seçim takviminin sıkışıklığı gerekçe gösterilerek hakim denetiminde önseçim yapılmasının koşullarının bulunmadığı iddia edildi. Örgütlerle istişare içinde aday belirleneceği vaadi de resmi adaylık başvurusu bile bulunmayanların, bir bölümü o bölgede bir gün bile siyaset yapmamış isimlerin tercih edilmesi ile kağıt üzerinde kaldı. Karşılıklı suçlamalar, eleştiriler ve hatta istifalarla süren aday belirleme süreci sonunda görüldü ki listelerde gençlere ve kadınlara da pozitif ayrımcılık yapılmadı. CHP Genel Merkezi’nin açıkladığı verilere göre, 2 Şubat itibarıyla belirlenen 965 adayın 881’i erkek, 84’ü kadınlardan oluştu. Yaş ortalaması ise 52 olan adayların 35 yaşından küçük olanlarının sayısı da sadece 68.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, daha koltuğunu ısıtmadan yerel seçim sınavına........

© Birgün


Get it on Google Play