Yokluklar, kayıplar, dünyanın hali, insanlığın gelgiti, kendinle kurduğun bağın önemi, alıyorsan vermen, veriyorsan da bir noktada alman, teraziyi her daim dengelemen gerektiğini en iyi şekilde öğretti.
Doğruluğun, dürüstlüğün, gerçek olup gerçeğe yakın durmanın en büyük hazineden bile seni daha çok zengin kılabileceğini gösterip öyle gitti.
Bu sayede biliyorsun artık yapılanların er ya da geç yerini muhakkak bulacağını,
özgürlüğünün korkularınla yüzleşmedikçe her geçen gün daha da çok azalacağını, ertelediklerin kadar eksik, tek başına çıktığın yolculuklar kadarsa cesur olacağını..
Kaç insanı hiçbir çıkarın olmadan gerçek anlamda mutlu edebildin, kaçına gönülden bir ihtiyacını çıkarıp verebildin?
Kaç insana gönlünden geçeni tam geçtiği şekliyle aktarmasını becerebildin?
Kaç yanlışlığı fark ettiğin an düzeltmeyi başarabildin?
Kimler seni kazandı kimler kaybetti peki?
Yani bu yeni döngüye kimleri yanına alarak geçtin?
Çünkü artık hepsi apaçık çıktı ortaya..
Bir düşün bakalım kimler layık 2024’te sofranda oturmaya?
Kimler savunur seni kendi gibi, senin olmadığın ortamlarda?
Kimler en büyük gücü, cesareti, güveni veriyor sana, olamasalar da her an yanında?
2023 en çok bu soruların cevabını buldurmadı mı sana da?
Şimdi o yüzden baktığın şey şu değil mi hayatta?
Karşındakini zaman içinde değişen yönleriyle sevebiliyor musun, aynı şekilde o da seni sevebiliyor mu, her şeye rağmen beraber keyifle büyüyebiliyor musunuz? Yani beraber yollar daha açık, yolculuk daha hafif mi, yoksa daha dar, sıkışık, karanlık ve de ağır mı?
Zorlama, gitsin.
Zorlanma, bitsin.
Bir kere, öğrenmiş olmalısın artık, hiçbir şeyi zorlamaman gerektiğini..
Kullanım süresi geçmiş olan şeylere (buna bazı insan ilişkileri de dahil) üzülmek yerine zamanını doldurduğunu kabul edip zarifçe çöpe atmak gerektiğini..
Öğretenin öğretisini tamamladığı vakit gitmesi gerektiğini..
İlişkileri bir din bir ibadet gibi algılamaman gerektiğini..
Vazgeçilmesi gerekenden vakit gelmişse gerçekten vazgeçmek gerektiğini..
Gidenlerin gidecekleri yerler olduğunu, o gidenlerin yerine de eğer o gidişlere müsaade edebilirsen gönülden, daha iyi insanların gelebileceğini, gitmesi gerekenleri en güzel şekliyle artık uğurlaman gerektiğini..
Yenilgilerin, kayıpların, yoklukların her dönem farklı şekillerde farklı alanlardan gelebileceğini kabul etmen gerektiğini..
Bazen sağlıktan, bazen ilişkilerden, bazen paradan, bazen kariyerden, bazen beklediğin yerden, bazense kendinden bile gelebileceğini..
O gelenlerin de zaman içinde seni daha da çok kendine getireceğini..
Artık biliyorsun bunları değil mi?
Konforlu evinde oturmak yerine dışarı çıkıp değişmeyi seçtiğin an da biliyordun gerçi bu olanların böyle olması gerektiğini, ilerlemenin bir bedelinin er ya da geç muhakkak sana kendini göstereceğini..
O yüzden her türlü zorluğa rağmen sağ kalmayı başaran benliğinin senden büyük bir aferini hak ettiğini bilerek kutla kendini.
Yavaşlamayı başarmakla ilgili düşünceler, kendine geç kalmamakla ilgili nazik hisler geçebilsin kalbinden 2024’e giriş yaparken..
Bir kenara çekip söyleyebil kendine bir döngünün sonu başka bir tanesini başlatırken..
2023 öyle bir yıldı ki, belki kendini geç kalmış hissettiğin de oldu, tam zamanında olman gereken yerde olduğunu fark ettiğin de.. Kaybettiğini düşündüğün de oldu, kazandığından, başardığından emin olduğun da..
Dolayısıyla artık daha iyi görünüyor yol.
Çünkü anlaman gerekeni en iyi anlayacağın yoldan öğrendin. Başardın, hayatta kaldın, o savaş meydanından yara bere içinde, kanının son damlasına kadar savaşmış bir şekilde çıkıp sapasağlam dönebildin evine.
O yüzden 2024 hediyen olsun kendine..
Eksikliğini hissettiğin şeylerin tamamlanacağı, nezaket ve kolaylıkla geçen, seni daha da çok en çok olmak isteyeceğin hale dönüştüren, şifalı bir yıl olsun. Seneye aynı yerde kahkaha ve keyifle, aşk ve sevgiyle, en cesur ve en güçlü halinde yeniden kavuşmak dileği ile..
Hoş geldin 2024.
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
Nikkei Editorial
visit website
