Gazi Eğitim Enstitüsü’nde öğretmenken tanımıştım Zeki Arıkan’ı. Fransa’da öğrenim gördükten sonra ülkesine sevinçle dönen gür, kıvırcık saçlı genç bir öğretmen!

12 Mart Muhtırası’nın ardından beni görevden aldılar. O günden sonra Arıkan’ı bir daha görmedim. Ama hiç aklımdan çıkarmadım.

İzmir Ege Üniversitesi’nde profesör olduğunu yurtdışından döndüğümde öğrendim. Birkaç kez arasam da ulaşamadım ona. Son kez aradığımda telefondaki sesi yorgundu. Aradan çok geçmedi, 18 Ekim 2021’de gazetelerde sonsuzluğa erdiğini okudum.

Arıkan, hayatı gerçeğiyle yaşamış, en dar koşullarda bile içindeki yaratıcı gücü söndürmemişti. Öyle olmasaydı ardında, çağdaş tarih anlayışıyla yazdığı 15 bilimsel kitap, 13 derleme, 213 makale, 6 çeviri bırakabilir miydi?

Yalnız gerçeğin değil, dar günlerin de çocuğuydu. Kendini şu ortamda var etmişti:

“Evin girişinde bir yeri yazın oturma odası olarak kullanıyoruz. Asıl evimiz buradan bir kapı ile ayrılıyor. Evin arka tarafı bir kaya parçası. Önünde küpleri gömdüğümüz bir yer var. Ortada bir tandır. Bunun yanında kap kacağımızı koyduğumuz mutfak görevini gören bir yer... Yüklük, tuz, un ambarları bu görüntüyü tamamlıyor. Kışın çevresine oturduğumuz, yemeğimizi pişirdiğimiz bir ocak, ocağın karşısında beş kardeşin sallandığı beşik yeri duruyor. Pencere olarak biri giriş kapısının üstünde, öteki de içeride olmak üzere boyutları 50-60 cm’yi geçmeyen iki boşluk görülüyordu. O nedenle evin içi karanlık mı karanlık! Hele küplerin, ambarların bulunduğu yerin karanlığı bana korku, ürperti verirdi.”

Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde yüksek lisans ve doktora öğrenciliği sırasında Mehmet Demiryürek’in hocası oluyor Zeki Arıkan. Bu bağlantı, onun ölümünden sonra, yakın arkadaşlarının editörlüğünde, Mehmet Demiryürek’e Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında Prof. Dr. Zeki Arıkan Anısına Tarih Tasarımları (İdeal Kültür Yayıncılık, 2023) adlı tarihsel değeri yüksek kitabı hazırlatacaktır.

Geniş oylumlu bu kitapta hem hocası Zeki Arıkan’a yönelik yazılar hem de tarih alanında onlarca yetkin bilim insanının incelemeleri yer alıyor.

Şu satırların her sözcüğünde Prof. Dr. Mehmet Demiryürek’in vefa duygusunun derin izleri var:

“Bu yıl Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıldönümü. 100 yıl önce 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmişti. Prof. Dr. Arıkan tam bir Cumhuriyet tarihçisiydi. Klasik dönem Osmanlı’sından Cumhuriyet devrimlerine kadar pek çok konuda ve alanda modern tarih bilimi ışığında araştırmalar ve yayımlar yaptı. Biz Cumhuriyetin 100. yılında onu bu şekilde anarak bir Cumhuriyet tarihçisine yaraşır şekilde hatırlamak ve hatırlatmak istedik.”

QOSHE - Prof. Dr. Zeki Arıkan - Adnan Binyazar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Prof. Dr. Zeki Arıkan

25 18
24.11.2023

Gazi Eğitim Enstitüsü’nde öğretmenken tanımıştım Zeki Arıkan’ı. Fransa’da öğrenim gördükten sonra ülkesine sevinçle dönen gür, kıvırcık saçlı genç bir öğretmen!

12 Mart Muhtırası’nın ardından beni görevden aldılar. O günden sonra Arıkan’ı bir daha görmedim. Ama hiç aklımdan çıkarmadım.

İzmir Ege Üniversitesi’nde profesör olduğunu yurtdışından döndüğümde öğrendim. Birkaç kez arasam da ulaşamadım ona. Son kez aradığımda telefondaki sesi yorgundu. Aradan çok geçmedi, 18 Ekim 2021’de gazetelerde sonsuzluğa erdiğini okudum.

Arıkan, hayatı gerçeğiyle yaşamış, en dar koşullarda bile içindeki yaratıcı gücü söndürmemişti. Öyle olmasaydı ardında, çağdaş tarih anlayışıyla yazdığı 15 bilimsel kitap, 13 derleme, 213 makale, 6 çeviri bırakabilir miydi?

Yalnız gerçeğin değil, dar günlerin de çocuğuydu. Kendini şu ortamda var etmişti:

“Evin girişinde bir yeri........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play