İsrail-Hamas çatışmaları üzerine fırsatı ganimet bilen AKP önderliğindeki laiklik karşıtlarının hilafet çığlıklarıyla caddeleri doldurması ve hilafet, şeriat kavramlarının tartışmaların göbeğine gelip oturması, en sonunda da Tayyip Erdoğan’ın duruma müdahale ederek hilafet ve şeriat konusundaki görüşlerini kamuoyuna açıklaması içeride de dışarıda da uzun süre dinmeyecek tartışmaları kızıştırdı. Hemen belirtelim. İş sanıldığı kadar basit değil. Şeriat ve hilafet sloganlarıyla etrafta dolaşanlar laik demokratik Cumhuriyetin ortadan kaldırılmasını başta Türkiye olmak üzere Müslüman ülkelerde demokrasiyle bağdaşmayan İslamcı devletler kurulmasını istemektedirler. Hedef laik Cumhuriyetin ta kendisi, amaç dinci düzenin kurulmasıdır. Bu defa tartışma içeride kalmayacak, bütün dünyaya yayılacak görünmektedir. 21. yüzyılda tarihin antilaik-laik çatışması saati gelip çatmıştır. Kaçınılmaz çatışmanın ortamını hazırlayanlar arasında emperyalizme vaat ettiği uyumlu İslamın temellerini atamayan Müslüman Kardeşler (İhvan) ile oyunun artık aşikâr olduğunu hâlâ fark edememiş olan ve İhvan’ın yarıda kalan oyununu tamama erdirmek isteyen AKP baş sıraları almaktadır

***

Türkiye laik-antilaik çatışmasına her bakımdan elverişsiz koşullar altında girecektir. Ama AKP’nin kurmayları bu hususu görmemektedirler. AKP’yi rol model olarak görüp gösterenler, İhvan’ın dinmek bilmeyen iştahını gizleyememesi üzerine ılımlı yazılıp, uyumlu okunan modelden vazgeçmişlerdir. Emperyalist ülkelerin kamuoylarında da İslamofobi ile İslamofaşizm birbirlerine karşı mevzilenme durumuna gelmişlerdir. Son zamanlarda bu ülkelerde alan kazanmaya başlayan ve yükselen faşizm her seçimde görüldüğü gibi sosyal temellerini güçlendirmektedir. Şu sıralarda siyasal İslamın önde gelen kalelerinden biri olmak üzereyken Batı yanlısı askeri müdahaleyle İhvan’ın kurucu üyesi Mısır’da “ılımlı İslam” modelinin yıkıcılarından Sisi ile görüşmeye hazırlanan Tayyip Erdoğan bütün dünyanın dikkatlerinin üzerine toplanmasına neden olmuştur.

Yanlış anlaşılmasın. Emperyalizm İslam ülkelerindeki rejimlerin demokratik yapısıyla zerrece ilgili değildir. İstenen radikal İslamın reddettiği biatı uzlaşma diye sunmalarını hoş karşılayacak itaatkâr yönetimlerdir.

Emperyalizmin, ılımlı maskesi altındaki uyumlu sultasını kabul edeceklerini beyan etmiş olan “cici çocuk ve süslüman”lara duyduğu güveni kaybetmesi üzerine İhvan’ın gösterimden kalkan oyununu sonuna kadar oynamaya niyet etmiş olan AKP, uluslararası alanda her girişimiyle ciddi bir takip altındadır. Bundan sonra da öyle olacaktır. Oyun şimdiye kadar efendilerin öngördükleri şekilde devam etmektedir. Fiyakalı çıkışlar, duygusal demeçler, desteklenen İslamcı cephenin yönetimleri kendi hareket sahalarının sınırlarını yeterince değerlendirmekte ve sınırdan taşmamaya özen göstermektedirler. Ankara’ya bu alanda düşen ödevler ise İsveç ve Finlandiya gibi ülkeler karşısında gerçekten dert çıkarmamak ve ne zamandır ABD’nin baş rüyası olan Karadeniz’de bir açık deniz politikasının önünde Montrö’nün öncüsü devlet olarak ağırlığını koymamaktır! AKP emperyalizmle özde ayrı, sözde ayrı bir politikayı ustaca yönetebilecek elemanlara sahiptir. AKP’nin, özüyle sözü bağdaşmayan bu politikanın çelişkilerini kamuoyuna yutturacak hünerli bir yandaş medyası mevcuttur. Bu bakımdan AKP, hilafet ve şeriat konusunda dikkatleri üzerine toplayacak hünere sahiptir.

Bütün bu etkenler AKP’nin hilafet ve şeriat politikalarını ciddi bir tehdit olarak görmemesini güçlendirecek öğelerdir. Önümüzdeki dönemde diplomasi alanında yaşanacak kayıkçı kavgasına fazla kanmadan olaylara soğukkanlı bakmakta yarar vardır. Görüldüğü kadarıyla şimdilik muhalefet kanadından bu çizginin dışında bir politikayı gütmeye fazla niyetli bir güç de yoktur.

QOSHE - AKP yanıltıyor - Ali Sirmen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

AKP yanıltıyor

65 28
06.02.2024

İsrail-Hamas çatışmaları üzerine fırsatı ganimet bilen AKP önderliğindeki laiklik karşıtlarının hilafet çığlıklarıyla caddeleri doldurması ve hilafet, şeriat kavramlarının tartışmaların göbeğine gelip oturması, en sonunda da Tayyip Erdoğan’ın duruma müdahale ederek hilafet ve şeriat konusundaki görüşlerini kamuoyuna açıklaması içeride de dışarıda da uzun süre dinmeyecek tartışmaları kızıştırdı. Hemen belirtelim. İş sanıldığı kadar basit değil. Şeriat ve hilafet sloganlarıyla etrafta dolaşanlar laik demokratik Cumhuriyetin ortadan kaldırılmasını başta Türkiye olmak üzere Müslüman ülkelerde demokrasiyle bağdaşmayan İslamcı devletler kurulmasını istemektedirler. Hedef laik Cumhuriyetin ta kendisi, amaç dinci düzenin kurulmasıdır. Bu defa tartışma içeride kalmayacak, bütün dünyaya yayılacak görünmektedir. 21. yüzyılda tarihin antilaik-laik çatışması saati gelip çatmıştır. Kaçınılmaz çatışmanın ortamını hazırlayanlar arasında emperyalizme vaat ettiği uyumlu İslamın temellerini atamayan Müslüman Kardeşler (İhvan) ile oyunun artık aşikâr olduğunu hâlâ fark edememiş olan ve İhvan’ın yarıda kalan oyununu tamama erdirmek isteyen AKP baş sıraları almaktadır

***

Türkiye laik-antilaik çatışmasına her bakımdan elverişsiz koşullar........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play