Seçim günü yaklaştıkça siyasal parti liderlerinin ruhsal durumu daha da önem kazanıyor.

İktidar bu seçimin artan öneminin farkına vardığı bir telaşı yansıtıyor.

Özellikle İstanbul seçimlerine bütün bakanlarını seferber etmesi, kamu araçlarını pervasızca kullanması dikkat çekicidir.

İktidarı zorlayan “hayat pahalılığı” gibi “emeklilerin durumu” gibi, “tutulmayan konut sözleri” gibi etkenler gündemden düşmüyor.

Bu da partili cumhurbaşkanının kent kent gezerek kendi partisine oy istemesine yol açıyor.

Elbette “iktidar cephesi”nin en büyük kozu AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Erdoğan hem iktidar hırsını hem de kaybetme korkusunu içeren bir ruh durumunu yansıtıyor.

Tarafsız olacağı yeminini çiğneyerek tam bir partizan gibi kendi partisinin propagandasını yaparak oradan oraya koşan Erdoğan, “GÜÇ ZEHİRLENMESİ”nin bütün belirtilerini ortaya koyuyor.

Topluluklara yönelttiği “Eğer merkezle uyumlu yerel yönetim olmazsa hizmet alamazsınız” tehdidi ile oy vermeyi şantaja bağlaması, muhalefet içine nifak sokma girişimleri bu zehirlenmenin belirtileridir.

Kaybetme korkusu da kazanma hırsı kadar güçlüdür.

Çünkü, kaybettiği takdirde bütün geçmişini de tehlikeye atacağının farkındadır.

Ülkeyi nereye sürüklediği ise umurunda değildir.

Kazanmak için yapmayacağı hiçbir şey yoktur.

Devlet Bahçeli

Ortağı Devlet Bahçeli, “iktidarın sopası” rolünü büyük bir hevesle üstlenmiştir.

Bahçeli, “Anayasa Mahkemesi kapatılmalıdır” sözleriyle zirve yaptığı, “kapatma”, “sindirme”, olmadı “Sokağa çıkamazlar” tehditleri ile varlığını sürdürmeye kararlıdır.

Devlet Bahçeli’nin haksızlıklar, yolsuzluklar, vatandaşın çektiği çile, yurttaşın uğradığı eziyet ile ilgili bir rahatsızlığı görülmemektedir. Devlet Bahçeli “İKTİDARIN SOPASIDIR”.

Muhalefet liderlerinden Ekrem İmamoğlu, böylesine bir “devlet-hükümetiktidar” saldırısı karşısında direnerek sürdürdüğü seçim çalışmalarında güçlü bir performans göstermektedir.

Pek çok kişinin “Yeter artık” diyeceği, “bıkkınlık göstereceği” koşulları olgun bir tutumla demokrasi mücadelesi tarzında sürdürmesi gerçekten örnek gösterilecek bir modeldir.

Ekrem İmamoğlu “DAYANIKLILIK TESTİ”nden geçmektedir.

Bu testi başarıyla geçerse -ki öyle görünmektedir- diplomasi tarihinde “ÖRNEK BİR DEMOKRASİ MÜCADELESİ” olarak yerini alacaktır.

Özgür Özel, hem “yeni bir başkan olmanın” hem de karşısına çıkan pek çok “yeni sorun”u çözme zorunluluğunun içinde çalışmaktadır.

Özel; yenilikçidir, çalışkandır, cesurdur, uygardır. BAŞKANLIKTAN LİDERLİĞE GİDEN YOLDADIR. Lider olabilmenin yapıtaşlarını da “ölçülerini kontrol etme becerisi” ile “sınırlarına egemen olma” başarısı oluşturur.

Şimdilik Cumhuriyet Halk Partisi’nde “LİDER” özelliklerine en yakın olan Ekrem İmamoğlu olarak görünüyor.

Ya Meral Akşener?

Meral Akşener “altılı masa”da başarısız bir sınav verdi.

Hevesle oturdu, Kemal Bey’in adaylık pazarlıklarını gördü, masadan kalktı, sonra gene oturdu ama bir türlü rahat edemedi.

Şimdi de CHP ile ittifaka yanaşmadan tek başına kendi adaylarını çıkardı.

Ama İYİ Parti’nin kendi adaylarının seçilme şansı olmadığını çok iyi biliyor.

Partisindeki istifalar da Meral Akşener’in liderlik zafiyetini ortaya koyuyor.

Oysa liderlik zayıflayınca başkanlık da sallantıya girer.

Meral Hanım istese de istemese de bu tutumuyla AKP’ye yandan destek olma durumuna giriyor.

Seçimlerden sonra partisinin nereden nereye geldiğini elbette Meral Akşener de görecek ve hesaplayacak.

Ancak fatura kime kesilecek, bunu da göreceğiz.

Meral Akşener, “BAŞARISIZ LİDERLİK” örneği oluyor.

Bu seçimlerde de sonuçlara değil, sürece bakmamız gerekiyor.

Kazanacak olan; DAYANAN, DİRENEN, SAMİMİ, DÜRÜST, GERÇEKLERİ SAVUNANDIR. Bu seçimi kazansa da kaybetse de kazanan “o” olacaktır.

Bu seçimi;

HİLE İLE, YALANLARLA, DALAVERE İLE KAZANMAYA ÇALIŞANLAR KAYBETMEYE MAHKÛMDUR.

“TOPLUMUNU DÜŞÜNEN LİDER”;

Milli iradenin temsilcisi olacaktır.

“GÜÇLE ZEHİRLENMİŞ LİDER”;

Tarihin kara sayfalarında yerini alacaktır.

Hep beraber göreceğiz...


QOSHE - Liderlerin ruhsal durumu... - Erdal Atabek
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Liderlerin ruhsal durumu...

25 23
18.03.2024

Seçim günü yaklaştıkça siyasal parti liderlerinin ruhsal durumu daha da önem kazanıyor.

İktidar bu seçimin artan öneminin farkına vardığı bir telaşı yansıtıyor.

Özellikle İstanbul seçimlerine bütün bakanlarını seferber etmesi, kamu araçlarını pervasızca kullanması dikkat çekicidir.

İktidarı zorlayan “hayat pahalılığı” gibi “emeklilerin durumu” gibi, “tutulmayan konut sözleri” gibi etkenler gündemden düşmüyor.

Bu da partili cumhurbaşkanının kent kent gezerek kendi partisine oy istemesine yol açıyor.

Elbette “iktidar cephesi”nin en büyük kozu AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Erdoğan hem iktidar hırsını hem de kaybetme korkusunu içeren bir ruh durumunu yansıtıyor.

Tarafsız olacağı yeminini çiğneyerek tam bir partizan gibi kendi partisinin propagandasını yaparak oradan oraya koşan Erdoğan, “GÜÇ ZEHİRLENMESİ”nin bütün belirtilerini ortaya koyuyor.

Topluluklara yönelttiği “Eğer merkezle uyumlu yerel yönetim olmazsa hizmet alamazsınız” tehdidi ile oy vermeyi şantaja bağlaması, muhalefet içine nifak sokma girişimleri bu zehirlenmenin belirtileridir.

Kaybetme korkusu da kazanma hırsı kadar güçlüdür.

Çünkü, kaybettiği takdirde bütün geçmişini de tehlikeye atacağının farkındadır.

Ülkeyi nereye sürüklediği ise umurunda değildir.

Kazanmak için yapmayacağı hiçbir şey yoktur.

Devlet Bahçeli

Ortağı Devlet Bahçeli, “iktidarın........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play