7 Ekim 2023’ten bu yana bu köşede en çok vurguladığım tezdir: Unutturulan “iki devletli çözüm” yeniden gündem, “iki devletli çözüm” Aksa Tufanı’yla küllerinden doğdu, “iki devletli çözüm” artık kaçınılmaz, Küresel Güney Filistin’i kabul ettirecek.

Artık bu noktadayız:

Filistinlilerin “son Filistinli kalsa bile direnişe devam” çizgisi ile çok kutuplu dünya inşası şartlarında Küresel Güney’in siyasi baskısı, ABD’yi “iki devletli çözüm”ü kabule mecbur bıraktı.

Daha doğrusu ABD artık “iki devletli çözüm”ün kaçınılmaz olduğunu gördü ve dışında kalmamak için bu konuda kendisi adım atmaya ve İsrail’i bu çözüme ikna etmeye çalışıyor. Washington böylece Körfez’le ilişkilerini de restore edebileceğini hesaplıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Türkiye’den başladığı son Ortadoğu turu, bölgedeki müttefikleriyle “iki devletli çözüm” karşılığı Arap-İsrail normalleşmesinin pazarlığı içindi.

Nitekim Blinken, Davos Forumu’nda yaptığı konuşmada bu pazarlığa işaret eden açıklamalar yaptı: Ortadoğu’da “yeni bir denklemin” oluştuğunu ve “dönüm noktasına” gelindiğini belirtti. Hatta Blinken “Filistin halkının, isteklerini yerine getirme kabiliyetini en üst düzeye çıkaran bir yönetime ihtiyaç duyduğunu” ve “bölgede İsrail ile ilişki kurmaya hazır Arap ve İslam ülkeleri bulunduğunu” söyledi (AA, 17.1.2024).

Özetle Blinken, “Filistin devletini kabul etmesi karşılığında İsrail-Suudi Arabistan anlaşmasına” işaret ediyordu.

Nitekim Davos Forumu’nda konuşan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan da “Bir Filistin devletinin kurulması yoluyla bölgesel barışın güvence altına alınmasını ABD yönetimiyle çalıştıklarını” söylüyordu.

Ardından konu ABD basınına sızdırıldı: NBC News, ABD’nin İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “Filistinlilere devlete giden bir yol karşılığında Suudi Arabistan’la normalleşme planı” önerdiğini ama Netanyahu’nun reddettiğini duyurdu.

Ve NBC News’e göre ABD yönetimi planı kabul etmeyen Netanyahu’nun sonsuza kadar o görevde kalmayacağını, yeni bir hükümet beklentisi çerçevesinde siyasilerle zemin hazırladığını, Blinken’ın ana muhalefet lideri Yair Lapid’le görüşmesinin bu kapsamda olduğunu haber yaptı (cumhuriyet.com.tr, 18.1.2024).

Bu haberlerin ardından bir basın toplantısı düzenleyen Netanyahu, “Filistin devletinin kurulmasına karşı olduğunu ABD yönetimine bildirdiğini” resmi olarak ilan etti (AA, 18.1.2024).

Yanıt ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller’den geldi: “Filistin devleti olmadan İsrail’in güvenlik meselesini çözmek mümkün değil” (Sputnik, 19.1.2024).

Daha ilginci de İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un bu süreçteki çıkışıydı. Davos’ta konuşan Herzog “Suudi Arabistan’la normalleşmenin Gazze’deki savaştan çıkışın anahtarı olduğunu” savundu (AA, 18.1.2024).

Özetle Biden yönetimi, Ortadoğu’daki etkisinin zayıfladığı şartlarda, Körfez’i kaybetmemek ve “iki devletli çözüm”ün kaçınılmazlığının dışında kalmamak için, gerekirse Netanyahu’yu da kenara iten bir planı hayata geçirmek istiyor. Zira işler uzarsa Biden yönetimi hem Ortadoğu’yu hem de seçimi kaybedecek. Dahası “iki devletli çözüm” masasına da oturamayacak.

Sonuç olarak 7 Ekim’den önce Filistin devletinin olmadığı bir Arap-İsrail normalleşmesi yaşanıyorken 7 Ekim’den sonra Filistin devleti karşılığında Arap-İsrail normalleşmesine geçilmiş oluyor.

Böylece Filistin kazanmış oldu, Küresel Güney kazanmış oldu...

QOSHE - Adım adım Filistin devleti - Mehmet Ali Güller
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Adım adım Filistin devleti

93 1
20.01.2024

7 Ekim 2023’ten bu yana bu köşede en çok vurguladığım tezdir: Unutturulan “iki devletli çözüm” yeniden gündem, “iki devletli çözüm” Aksa Tufanı’yla küllerinden doğdu, “iki devletli çözüm” artık kaçınılmaz, Küresel Güney Filistin’i kabul ettirecek.

Artık bu noktadayız:

Filistinlilerin “son Filistinli kalsa bile direnişe devam” çizgisi ile çok kutuplu dünya inşası şartlarında Küresel Güney’in siyasi baskısı, ABD’yi “iki devletli çözüm”ü kabule mecbur bıraktı.

Daha doğrusu ABD artık “iki devletli çözüm”ün kaçınılmaz olduğunu gördü ve dışında kalmamak için bu konuda kendisi adım atmaya ve İsrail’i bu çözüme ikna etmeye çalışıyor. Washington böylece Körfez’le ilişkilerini de restore edebileceğini hesaplıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Türkiye’den başladığı son Ortadoğu turu, bölgedeki müttefikleriyle “iki devletli çözüm” karşılığı Arap-İsrail normalleşmesinin pazarlığı içindi.

Nitekim Blinken, Davos Forumu’nda yaptığı konuşmada bu pazarlığa işaret eden açıklamalar yaptı: Ortadoğu’da “yeni bir denklemin” oluştuğunu ve “dönüm noktasına” gelindiğini belirtti. Hatta........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play