Erzincan’ın İliç ilçesi yakınlarında yaşanan son çevre felaketi, ülkemizi ve halkımızı derinden sarstı. Yıllardır siyanürlü ayrıştırmayla altın çıkarılması işlemine karşı çıkan uzmanların ve çevrecilerin haklılığı, uyarılarının doğruluğu; hayatın gerçekliğinde bir kez daha acı biçimde görüldü.

Sorumluluğun yalnızca ‘sömürge madenciliği’ yöntemleriyle ülkemizin kaynaklarına el koyan uluslararası şirketlerle sınırlı olmadığı anlaşıldı. Bu son olayla birlikte, göz göre göre gelen felaket konusunda uyarıları kulak arkası yapan ilgililerin ve yetkililerin sorumluluğu ortaya çıktı. Bergama ve Efemçukuru örneklerinde olduğu gibi, halen tehlike İzmir’i ve Ege’yi de tehdit ediyor.

İliç’te yaşananlar, bizi yıllar önce Bergama’da yaşanan çevre eylemlerine ve Bergama köylülerinin haklı mücadelesine götürdü... O günlerin unutulmaz anıları, adeta birer fotoğraf karesi olup belleğimize düştü! Köylerine, topraklarına yurtseverlik duygularıyla sahip çıkan dönemin çevreci köylüleri ve eylemleri ile ilgili çarpıcı görüntüler; o günleri yeniden yaşarcasına, yüreklerimizde kır çiçekleri açtırdı!

Kimilerince küçümsenen ve çeşitli suçlamalarla itibarsızlaştırılmaya çalışılan Bergama çevre direnişi, aslında haklı, erdemli ve örnek bir çevre mücadelesiydi. 1990’lı yıllarda yaşanan ve çok ilginç yaratıcı eylemlerle yürütülen bu mücadele; ülkemiz çevre hareketi ve toplumsal mücadele tarihi için, oldukça anlamlı ve zengin derslerle doludur.

O yıllarda hem bir gazeteci ve hem de çevre dostu bir yurttaş olarak, bu mücadeleyi yakından izlemiş ve yazılarımızla desteklemiştik. Ayrıca, eşim, iletişimbilimci Prof. Dr. Ferlâl Örs; o dönemde yaptığı ‘Hakla İlişkilerde Araştırma, Ölçme ve Değerlendirme’ konulu doktora tezini, ağırlıklı olarak bu örnek olaya ayırmıştı. Eşim ve öğrencileri ile birlikte direnişçi köyleri dolaşmış; köylülerin evlerine, kahvelerine konuk olmuştuk. İletişim öğrencileri, araştırmalar, saha çalışmaları, köylülerle görüşmeler ve anketler yaptılar. Bütün bu veriler, eşimin doktora tezinde genişçe yer aldı.

Bu çalışmalar sırasında; sevgili dostumuz dönemin Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın’la, Oktay Konyar, Sabahat Hanım ve rahmetli Bayram Kuzu gibi çevreci köylülerin önderleriyle sıkça birlikte olduk. Aradan uzun yıllar geçmiş olmasına karşın, onların örnek duyarlılığını ve mücadele azmini hiç unutmuyoruz. Ülkemizin doğasına, çevresine, toprağına sahip çıkmanın önemi; yaşanan felaketler ve acılar sonrasında, artık bugün daha iyi anlaşılıyor.

Geçmişten günümüze; Bergama’dan İliç’e, Kazdağları’ndan Akbelen’e; doğayı ve çevreyi korumaya çalışan tüm yurtsever insanlarımızın emeklerini, uğraşılarını içtenlikle sahipleniyor ve haklı mücadelelerini yürekten selamlıyoruz!..

***

Bilindiği gibi 2023 yılı Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılıydı. İçinde bulunduğumuz 2024 yılı da Cumhuriyet gazetemizin 100. kuruluş yılıdır. Biz bu anlamlı yıl dönümlerini birlikte sahipleniyor, birlikte kutluyoruz.

Kurtuluş ve kuruluştan itibaren Türkiye Cumhuriyeti’nin gelişim çizgisi ile Cumhuriyet gazetesinin yazgısı birleşmiş ve bütünleşmiştir. Kurumsal olarak, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temel kurucu ve taşıyıcı kolonlarından olan Cumhuriyet gazetesi; kurtuluşun - kuruluşun sesidir, sözcüsüdür ve yayın organıdır. Geçmişten günümüze uzanan bu tarihi misyonu ve işlevi, ikinci yüzyıla geçtiğimiz bugünlerde daha büyük önem kazanmıştır.

İşte bu yaklaşımdan hareketle, 100. yaşımızı, bütün bir yıla yayılacak etkinliklerle kutluyoruz. Bu bağlamda, İzmir’de ardı ardına etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Bugün (23 Şubat Cuma - Saat: 14.00) Karşıyaka Belediyesi Kent Konseyi Salonu’nda ‘100. Yılın Ruhu’ konulu söyleşi yapılacak. Karşıyaka Belediyesi, Karşıyaka Kent Konseyi ve CUMOK’ların ortaklaşması ile düzenlenen söyleşiye, yazarımız Mustafa Balbay katılacak ve kitaplarını imzalayacak.

Yarın ise (24 Şubat Cumartesi - Saat: 16.30), İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Cumhuriyet Gazetesi işbirliğiyle düzenlenen ‘Dünden Yarına Cumhuriyet’ etkinliği var. Etkinlikte, yazarlarımız Emre Kongar ve Zülâl Kalkandelen, ‘Devrimin ve Karşı Devrimin Yüz Yılı’nı anlatacaklar, kitaplarını imzalayacaklar.

26 Şubat, büyük eğitimci Hasan Âli Yücel’in vefatının 63. yıl dönümüdür. Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB), Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği (YKKED) ve Cumhuriyet Gazetesi ortaklaşmasıyla; 26 Şubat Pazartesi saat 18.00’de, APİKAM’da, ‘Hasan Ali Yücel’e Saygı’ etkinliği yapılacak.

Doç. Dr. Güzel Yücel Gier, Prof. Dr. Alp Yücel Kaya, Prof. Dr. Kemal Kocabaş ve Prof. Dr. Doğan Göçmen’in konuşmacı olarak katılacakları etkinlikte; Prof. Dr. Ayfer Kocabaş yönetiminde YKKED Genel Merkez Mandolin Orkestrası konser verecek. Etkinliklere tüm Cumhuriyet dostlarını bekliyoruz.

***

Bornova’nın 12 Eylül öncesi dönemi belediye başkanı, İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) eski başkan vekillerinden Dr. Sırrı Aydoğan’ı sonsuzluğa uğurluyoruz. İBB Başkan Danışmanlığı ve İZFAŞ (İzmir Fuarı) Genel Müdürlüğü görevlerinde bulunduğumuz yıllarda; Sırrı Başkanla, İBB camiasında birlikte çalışmıştık. Kentimiz İzmir’in ve CHP’nin yakın siyasal tarihi, ikimizin de ortak ilgi alanıydı. Bir araya gelişlerimizde, kentin ve ülkenin siyasal / toplumsal gündemi üzerine sohbetler yapardık. Siyaset yaşamı ve belediye başkanlığı dönemleri ile ilgili anılarını paylaşırdı.

Özellikle 12 Eylül öncesinde, 1970’li yıllarda yaşanan siyasal gelişmeleri, deneyimleri konuşup tartışırdık. Yeni dönemlerin egemen siyaset anlayışına ve siyasetçilerine, anlamlı eleştiriler getirirdi. Siyasal tecrübelerini ve yerel yönetim deneyimlerini anlatmayı / aktarmayı severdi. Tam da yeni bir yerel seçim sürecinin yaşandığı ve CHP’de parti içi tartışmaların / çekişmelerin yaşandığı bugünlerde; bu anıların ve yaşanmışlıkların daha da anlamlı ve önemli olduğunu düşünüyoruz.

Geçmişte, hem güzel İzmir’imizin kurtuluşunun ve hem de Cumhuriyetin kurucu partisi CHP’nin kuruluşunun kutlandığı bir 9 Eylül etkinliğinde, Sırrı Aydoğan’dan dinlediğimiz ve çok anlamlı bulduğumuz tarihsel ve siyasal bir anıyı paylaşarak; Sırrı Başkanı sonsuzluğa uğurluyoruz:

12 Eylül öncesi bir 9 Eylül kutlaması; Sırrı Bey Bornova Belediye Başkanı’dır. Dönemin İzmir Belediye Başkanı da rahmetli İhsan Alyanak’tır. Ege ordu komutanı ise, bir süre sonra genelkurmay başkanı olacak ve 12 Eylül darbesini gerçekleştirecek olan Kenan Evren’dir. O yıllarda geleneksel 9 Eylül kutlamalarında, resmi kurumların ardından partiler de yürümektedir. Geçit töreni uzun sürünce, ayakta durarak geçenleri selamlayan protokol de yerine oturur. Sıra CHP’ye gelince, rahmetli Alyanak ayağa fırlar ve hazırola geçip CHP’lileri selamlar. Yanında oturmakta olan Evren’e de ‘Paşa, paşa kalk ayağa!.. Bak Cumhuriyetin kurucu partisi geçiyor’ diye haykırır. Alyanak’ın bu seslenişine kızan ve kızarıp bozaran Evren de, arkasına bile bakmadan sinirli biçimde orayı terk eder!..

QOSHE - Bergama’dan İliç’e, çevre mücadelesi - Mehmet Şakir Örs
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bergama’dan İliç’e, çevre mücadelesi

18 45
23.02.2024

Erzincan’ın İliç ilçesi yakınlarında yaşanan son çevre felaketi, ülkemizi ve halkımızı derinden sarstı. Yıllardır siyanürlü ayrıştırmayla altın çıkarılması işlemine karşı çıkan uzmanların ve çevrecilerin haklılığı, uyarılarının doğruluğu; hayatın gerçekliğinde bir kez daha acı biçimde görüldü.

Sorumluluğun yalnızca ‘sömürge madenciliği’ yöntemleriyle ülkemizin kaynaklarına el koyan uluslararası şirketlerle sınırlı olmadığı anlaşıldı. Bu son olayla birlikte, göz göre göre gelen felaket konusunda uyarıları kulak arkası yapan ilgililerin ve yetkililerin sorumluluğu ortaya çıktı. Bergama ve Efemçukuru örneklerinde olduğu gibi, halen tehlike İzmir’i ve Ege’yi de tehdit ediyor.

İliç’te yaşananlar, bizi yıllar önce Bergama’da yaşanan çevre eylemlerine ve Bergama köylülerinin haklı mücadelesine götürdü... O günlerin unutulmaz anıları, adeta birer fotoğraf karesi olup belleğimize düştü! Köylerine, topraklarına yurtseverlik duygularıyla sahip çıkan dönemin çevreci köylüleri ve eylemleri ile ilgili çarpıcı görüntüler; o günleri yeniden yaşarcasına, yüreklerimizde kır çiçekleri açtırdı!

Kimilerince küçümsenen ve çeşitli suçlamalarla itibarsızlaştırılmaya çalışılan Bergama çevre direnişi, aslında haklı, erdemli ve örnek bir çevre mücadelesiydi. 1990’lı yıllarda yaşanan ve çok ilginç yaratıcı eylemlerle yürütülen bu mücadele; ülkemiz çevre hareketi ve toplumsal mücadele tarihi için, oldukça anlamlı ve zengin derslerle doludur.

O yıllarda hem bir gazeteci ve hem de çevre dostu bir yurttaş olarak, bu mücadeleyi yakından izlemiş ve yazılarımızla desteklemiştik. Ayrıca, eşim, iletişimbilimci Prof. Dr. Ferlâl Örs; o dönemde yaptığı ‘Hakla İlişkilerde Araştırma, Ölçme ve Değerlendirme’ konulu doktora tezini, ağırlıklı olarak bu örnek olaya ayırmıştı. Eşim ve öğrencileri ile birlikte direnişçi köyleri dolaşmış; köylülerin evlerine, kahvelerine konuk olmuştuk. İletişim öğrencileri, araştırmalar, saha çalışmaları, köylülerle görüşmeler ve anketler yaptılar. Bütün bu veriler, eşimin doktora tezinde genişçe yer aldı.

Bu çalışmalar sırasında; sevgili dostumuz dönemin Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın’la, Oktay Konyar, Sabahat Hanım ve rahmetli Bayram Kuzu gibi çevreci köylülerin önderleriyle sıkça birlikte olduk. Aradan uzun yıllar geçmiş olmasına........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play