Siyasetin yaşamın her alanında en önde olduğu; siyasetçilerin kim olduğunun, nasıl bir politika ve söylem ürettiğinin halk için oldukça bağlayıcı olduğu memleketimizde geçtiğimiz yıldan beri seçimler işitebileceğimiz ve görebileceğimiz her yerde en çok karşı karşıya kaldığımız gündem maddesi. Dünya genelinde seçimlere katılım oranlarının en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Türkiye, takvimin dışında olağanüstü bir durum gerçekleşmediği takdirde dört yıllık seçimsiz bir dönemin içerisinde olacak. Her ne kadar nasıl ve ne şartlar altında yaşayacağımızın politikaya göre bu kadar değişkenlik gösterdiği bir ülkede, seçimlerin konuşulmuyor olması politikacıların adını daha az duymamıza veya adlarını anmamıza yol açmayacak olsa da duyduğumuz bu isimlerin bir yıl içerisinde bile bu denli değişiyor olması oldukça dikkat çekici.

6’lı masanın sandıklarda yaşanan yenilginin ardından dağılmasıyla, Türkiye’nin gereksinimi olan ve uzun zamandır çeşitli siyaset mühendislikleri ile engellenmeye çalışılan değişim ve dönüşüm sonunda başladı. 6’lı masayı kurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanı adaylığının başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından CHP kurultayından da yenilgi ile ayrılması onu 6’lı masanın ilk “kendi köşesine çekilen siyasetçi”si kıldı. Seçmen ise bu değişimi yerel seçimde oldukça şaşırtıcı bir yönde göstererek onayladı.

Bununla beraber genel seçim sürecinde düzgün bir politika izleyememesi, milletvekili adaylarını belirlerken tabanıyla kurduğu kötü ilişki, ürettiği söylemi halka ulaştırmaktaki zayıflığı gibi pek çok nedenle seçmeni ile bağı zayıflayan İYİ Parti’nin de yerel seçimlerdeki olağanüstü başarısızlığı, akıllara ilk olarak Meral Akşener’in ne zaman istifa edeceği sorusunu getirdi. Seçiminden çok kısa zaman sonra Meral Hanım, “partisini kongreye taşıdığını ve kongrede genel başkan adayı olmayacağını” ilan etti. Kararın açıklandığı dakikadan itibaren partinin kurucular kurulunda yer alan pek çok isim genel başkan adaylığını ilan etti. Akşener’in kendi yerine birini görevlendireceğine ilişkin bir yorumda bulunmak şu anda oldukça zor; istifa ederek olası bir kaosa yol açmak yerine partisine “kontrollü” bir geçiş süreci yaşatmak istediği ise tahminler arasında.

6’lı masanın muhafazakâr köşesindeki Saadet Partisi’nin 82 yaşındaki genel başkanı Temel Karamollaoğlu da partisinin yıllardır ulaşamadığı potansiyele, girdiği ilk yerel seçimlerde herkesi şaşırtarak ulaşan Yeniden Refat Partisi’nin de etkisiyle muhtemelen Akşener’in yöntemini tercih ederek partisinde kontrollü geçişi sağlayacak. Geriye kalanlar ise herhangi bir kurmay kadrosuna sahip olmayan ve Kılıçdaroğlu’nun kendilerine “hediye ettiği” milletvekillerinin dışında bir siyasal varlığa sahip olmayan 6’lı masanın diğer paydaş partileri... Bir seçmen yaratamamış bu partilerin yaşayacağı herhangi bir değişim ya da dönüşüm hareketinin siyaset açısından bir değeri olduğunu iddia etmek son derece güç.

Türkiye’nin dört yıl boyunca yaşayacağı seçimsiz dönemin ardından gideceği seçim sürecinde, -en azından muhalefetin kürsülerindegeçtiğimiz dönemin politika üreticilerini az göreceğiz. Halkımız, muhalefetin başarısızlıklarını cezalandırmak ve yüzünü değiştirmek konusunda oldukça başarılı oldu. Peki halkımız muhalefetin özünü, hükümetin kendisini değiştirmekte ne denli başarılı olacak? Bunu görmek için bekleyeceğimiz tam dört yıl var. Umalım ki önümüzdeki bu yıllar, halkımız açısından huzurlu ve mutlu geçsin...

QOSHE - Muhalefet ve yerel seçimler - Yavuz Selim Birtane - Olaylar Ve Görüşler
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Muhalefet ve yerel seçimler - Yavuz Selim Birtane

36 11
12.04.2024

Siyasetin yaşamın her alanında en önde olduğu; siyasetçilerin kim olduğunun, nasıl bir politika ve söylem ürettiğinin halk için oldukça bağlayıcı olduğu memleketimizde geçtiğimiz yıldan beri seçimler işitebileceğimiz ve görebileceğimiz her yerde en çok karşı karşıya kaldığımız gündem maddesi. Dünya genelinde seçimlere katılım oranlarının en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Türkiye, takvimin dışında olağanüstü bir durum gerçekleşmediği takdirde dört yıllık seçimsiz bir dönemin içerisinde olacak. Her ne kadar nasıl ve ne şartlar altında yaşayacağımızın politikaya göre bu kadar değişkenlik gösterdiği bir ülkede, seçimlerin konuşulmuyor olması politikacıların adını daha az duymamıza veya adlarını anmamıza yol açmayacak olsa da duyduğumuz bu isimlerin bir yıl içerisinde bile bu denli değişiyor olması oldukça dikkat çekici.

6’lı masanın sandıklarda yaşanan yenilginin ardından dağılmasıyla, Türkiye’nin gereksinimi olan ve uzun zamandır çeşitli siyaset mühendislikleri ile engellenmeye çalışılan değişim ve dönüşüm sonunda başladı. 6’lı masayı kurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanı adaylığının başarısızlıkla........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play