Cumhuriyetimizin temel ilkelerinden, Atatürk’ün izinden ve ülkemizi modernleştirici sosyal devrimlerimizden asla vazgeçmemeli, karamsarlığa kapılmamalıyız. Ancak çoğumuz ister istemez gelişen olaylar karşısında umutsuzluğa kapılıp işleri oluruna bırakmak istiyoruz. Hatta bazılarımız ülkeyi terk etmek bile istiyor. Öfkemize yenik düşüyor, içimize kapanıyoruz. Olaylar tahammül sınırlarımızı zorluyor, kendimize ve çevremize küsüyoruz. Bunlar insani, doğal tepkiler hiç şüphesiz.

Fakat son seçim bu kara bulutları ruhunuzun derinliklerin söküp attı gibi. Gülmeyen yüzümüz gülmeyi hatırladı. Karamsarlık ve umutsuzluk yerine “Bir şey yapmalı” hatta öyle şeyler yapmalı ki yakalanan bu değişim rüzgârı bir daha durmasın. Çok seyrek ele geçen siyasi imkânlar, iyiliğe, doğruluğa, dürüstlüğe yönlendirilebilsin. Yalandan dolandan, sahtekârlıktan, rantçılıktan, egoizmden, çıkarcılıktan, kayırmacılıktan, tarafgirlikten bıkan halkımız çağdaş, ahlaklı bir düzene adım atabilsin. Yeniliklere kendimizi cesaretle açmamız, halkımızla yeni bağlar kurmamız şarttır. Seçimin sonunda ortaya çıkan olumlu ortam, acemice sergilenecek tutum, davranışlarla ve taktiklerle heba edilmemelidir.

O halde ne yapmalıyız? Kısa ve orta vadeli planlar yapılmalıdır. Bunun için güvenilir bir bakış açısı ya da hareket tarzlarını belirleyen uygun bir ideolojik zemin gerekmektedir. Temel düşünce çatımız çağdaşlık ve bilim olmalıdır. Çağdaşlıktan anlaşılan ise “bilimin öncülüğü” olmalıdır. İçinde bulunduğumuz sorunların nedeninin teşhisi doğru konulmalı ve üzerinde uzlaşılmalıdır. Kanımca sorunlarımızın kaynağı Cumhuriyetimizi kuran atalarımızın başlattığı “modernleşme projemiz”in tamamlanmamış olmasıdır. Bu proje ele alınmalı ve uygun yollar ile kaldığı yerden mümkün olan biçimi ile yeniden başlatılmalıdır. Halkımız bilinçli bir şekilde farkında olmasa da ihtiyaç duyduğu eksikliklerin tümü modernleşme sürecinde giderilecektir. Bundan emin olmamızın nedeni tarihi realitelerdir. Modernleşme süreci tamamlanmamış hiçbir ülke, zenginliği ve refahı yakalayamamıştır.

O halde modernleşmeye yeniden nasıl başlayacağız? Yapılabilecek bir iki nokta vurgulanacak olursa:

1) Bilimin öncülüğü yeniden oluşturulmalıdır. Bu hareketlenme belediyelerden başlayabilir. Bu yolda elde edilecek küçük olumlu gelişmeler dahi örnekler oluşturulabilir.

2) Süreç boyunca karşılaşılacak her bir sorunla ilgili özel bir enstitü benzeri kurumlaşmalara gidilebilir. Örneğin çevre sorununun çözümü için ciddi yaklaşımlar sağlayacak ehil kişilerden oluşan kurullar kurulabilir. Var olanlar güçlendirilebilir.

Halkımızla yeniden kurulacak çağdaş bağlar, bilimin ışığında ve çağdaş yollar ile olmalıdır. Bunun yolu biliminsanlarını işe koşmaktır. Ancak yüzüne ve bilgisine dönüp bakılmayan binlerce sessiz biliminsanımız mevcuttur. İhtiyaç duyulan her bir tek ve ince konuda başarılı çalışmalar yapmış ancak toplum ile tanıştırılmamış biliminsanları ile dolu toprağımız.

Cumhuriyetimizin ilk döneminde olduğu gibi bu kudretli topluluk harekete geçirilip kalkınmanın ve modernleşmenin bir parçası haline getirilmelidir. Osmanlı’nın enkazını aydınların fedakâr yaşamları sayesinde ortadan kaldıran ve toplumumuza çağ atlatan atalarımız örnek alınarak halkımız ve Cumhuriyetimiz 21. yüzyılın dijital dönüşüm özellikleri ile tanışabilir ve olanaklarına kavuşabilir. Son seçim bu olanağı yaratmıştır, heba edilmemesi gerekmektedir.

QOSHE - Yapılması gerekenler - Zafer Cırhınlıoğlu - Olaylar Ve Görüşler
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yapılması gerekenler - Zafer Cırhınlıoğlu

11 0
05.04.2024

Cumhuriyetimizin temel ilkelerinden, Atatürk’ün izinden ve ülkemizi modernleştirici sosyal devrimlerimizden asla vazgeçmemeli, karamsarlığa kapılmamalıyız. Ancak çoğumuz ister istemez gelişen olaylar karşısında umutsuzluğa kapılıp işleri oluruna bırakmak istiyoruz. Hatta bazılarımız ülkeyi terk etmek bile istiyor. Öfkemize yenik düşüyor, içimize kapanıyoruz. Olaylar tahammül sınırlarımızı zorluyor, kendimize ve çevremize küsüyoruz. Bunlar insani, doğal tepkiler hiç şüphesiz.

Fakat son seçim bu kara bulutları ruhunuzun derinliklerin söküp attı gibi. Gülmeyen yüzümüz gülmeyi hatırladı. Karamsarlık ve umutsuzluk yerine “Bir şey yapmalı” hatta öyle şeyler yapmalı ki yakalanan bu değişim rüzgârı bir daha durmasın. Çok seyrek ele geçen siyasi imkânlar, iyiliğe, doğruluğa, dürüstlüğe yönlendirilebilsin. Yalandan dolandan, sahtekârlıktan, rantçılıktan, egoizmden, çıkarcılıktan, kayırmacılıktan, tarafgirlikten bıkan halkımız çağdaş, ahlaklı bir düzene adım atabilsin. Yeniliklere kendimizi cesaretle açmamız, halkımızla yeni bağlar kurmamız şarttır. Seçimin sonunda ortaya çıkan olumlu ortam, acemice sergilenecek tutum, davranışlarla........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play