Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışıyla başlayan, Amasya Genelgesi, Erzurum, Sivas kongreleri, TBMM, Kuvayı Milliye, Ulusal Kurtuluş Savaşı, Misakı Milli, ulusal egemenlik, tam bağımsızlık, 29 Ekim, sanayi planları, fabrikalar, demiryolları, eğitim birliği, millet mektepleri, TDK, TTK, kadınlara seçme seçilme hakkı başta olmak üzere yaşamın her alanında laik, ulusçu, devrimci, halkçı, devletçi, cumhuriyetçi olmanın gerektirdiği politikalar, kurumlar oluşturularak insanların padişahın kulu olmaktan çıkarılıp yurttaş olması yolunda atılan büyük adımlardır Cumhuriyet.

Atatürk’ün emaneti olan, onun sonsuzluğa göçmesinden sonra, İnönü önderliğinde, toplumun eğitim, kültür ve bilinç düzeyi bakımından devrimi koruyacak insanlara dönüştürülmesi amacıyla dev adımlar attı Cumhuriyet.

2. Dünya Savaşı sonunda dünyaya yeni düzen verilirken toplumun çağdaş değerlerle donatılması için gereken devrimci atılımları sürdürmeyi demokrasiyle tamamlamak amacıyla getirilen çok partili yaşamdır Cumhuriyet.

14 Mayıs 1950’de iktidara gelen ve “milli irade”yi sandık demokrasisi olarak gören, ülkeyi emperyalist bağımlılık ilişkilerine sokan, toprak ağalarını, tarikatları bağrına basan DP yönetiminde atılan karşıdevrim adımlarına engel olunamadı.

27 Mayıs 1960’tan sonra 1961 Anayasası’nın getirdiği özgürlük ortamında toplumun TİP, DİSK, TÖS, DEV-GENÇ gibi örgütlerin öncülüğünde yaşama katılmasıyla devrimci umutlar yeniden yeşerdi.

1965’te, iktidara getirilen AP, ırkçı, dinci örgütlenmeleri palazlandırarak devrimcilere, demokrasiye saldırsa da (örneğin Kanlı Pazar) örgütlü toplum ve 68 Kuşağı direniş destanı yarattı.

12 Mart’ta verilen karşıdevrim muhtırasından sonra devrimci yükseliş susturuldu ama CHP’nin “Bu düzen değişmelidir” sloganı toplumu kucakladı ve yeni bir devrimci dalga doğdu.

Bu dalgayı Milliyetçi Cephe hükümetleri (AP-MSP-CGP-MHP) zorbalıkla, dinci, faşist militanlar eliyle durdurmaya çalıştı, onlarca öğrenci, aydın öldürüldü, katliamlar (örneğin Kahramanmaraş) yapıldı.

Emperyalizmin dayatması olan 24 Ocak 1980 kararlarının uygulanması için toplumsal muhalefetin susturulmasını MC’ler sağlayamayınca 12 Eylül 1980’de faşist askeri darbe yürürlüğe kondu.

Devrimciler ezildi, dinci sağ siyasetin yolunun önündeki tüm engeller temizlendi, toplumun bağnaz, dinci, ırkçı, gerici bir kültüre yönlendirilmesiyle Cumhuriyet büyük bir yara aldı.

7 Kasım 1982’de kabul edilen 1982 Anayasası ile 6 Kasım 1983’te iktidara gelen ANAP, 12 Eylül düzenini olağanüstü hal ile sürdürdü.

1989 yerel seçimlerinde birinci parti olan SHP’nin verdiği umut, bölünmeler (DSP, CHP) ve sosyalist güçlerin dağınıklığı nedeniyle öncüsüz kaldı.

1990’larda, Türk-İslam sentezi olarak belirlenen ideoloji doğrultusunda ırkçı, dinci bağnazlığı güçlendiren yapılandırmalar, suikastlar, tarihimizin kara lekesi Sivas katliamı yaşandı.

Emperyalizmin Yeşil Kuşak, Ilımlı İslam politikalarından sonra gün yüzüne çıkardığı Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) gerçekleştirilmesi için kurulan, 3 Kasım 2002’de iktidar olan AKP, iktidarını Cumhuriyet Mitinglerine karşın, Ergenekon, Balyoz kumpaslarıyla, bombalamalarla, çeteleşmeyle, yaşamın her alanında laiklik düşmanlığıyla, cemaat ve tarikatları besleyerek sürdürdü.

12 Eylül 2010 referandumuyla temellenen korku ve yalan imparatorluğu kuruldu.

2013 Gezi Direnişi’ne karşın 16 Nisan 2017 anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yani Saray saltanatı başladı.

Bugün yaşadığımız, emperyalizmin BOP’unun gerçekleştirilmesi adımlarıdır.

QOSHE - Cumhuriyetimizin 100 yılı - Öner Yağcı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Cumhuriyetimizin 100 yılı

13 3
30.12.2023

Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışıyla başlayan, Amasya Genelgesi, Erzurum, Sivas kongreleri, TBMM, Kuvayı Milliye, Ulusal Kurtuluş Savaşı, Misakı Milli, ulusal egemenlik, tam bağımsızlık, 29 Ekim, sanayi planları, fabrikalar, demiryolları, eğitim birliği, millet mektepleri, TDK, TTK, kadınlara seçme seçilme hakkı başta olmak üzere yaşamın her alanında laik, ulusçu, devrimci, halkçı, devletçi, cumhuriyetçi olmanın gerektirdiği politikalar, kurumlar oluşturularak insanların padişahın kulu olmaktan çıkarılıp yurttaş olması yolunda atılan büyük adımlardır Cumhuriyet.

Atatürk’ün emaneti olan, onun sonsuzluğa göçmesinden sonra, İnönü önderliğinde, toplumun eğitim, kültür ve bilinç düzeyi bakımından devrimi koruyacak insanlara dönüştürülmesi amacıyla dev adımlar attı Cumhuriyet.

2. Dünya Savaşı sonunda dünyaya yeni düzen verilirken toplumun çağdaş değerlerle donatılması için gereken devrimci atılımları sürdürmeyi demokrasiyle tamamlamak amacıyla getirilen çok partili yaşamdır Cumhuriyet.

14 Mayıs 1950’de iktidara gelen ve “milli irade”yi sandık demokrasisi olarak gören, ülkeyi emperyalist bağımlılık ilişkilerine sokan, toprak ağalarını,........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play